Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/174 E. 2019/1353 K. 17.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/174 Esas
KARAR NO : 2019/1353 Karar

DAVA : Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/04/2019
KARAR TARİHİ : 17/12/2019

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkilinin, ——– nolu Hesabını yıllardır aktif olarak kullandığını defalarca borçlu cari hesap kredisi çektiğini, krediler karşılığında ———- taşınmaz üzerinde——- numaralı taşınmaz üzerine, ——- parselde bulunan taşınmaz üzerine—– bedelli ipotek tesis ettirdiğini, kredilere karşılık bütün borçlarını ödediğini ve bankaya olan borcunu bitirdiğini, bankadan ipoteklerin kaldırılmasını talep ettiğini, bankanın ipotek fek ücretleri ödeme durumunda ipotekleri kaldıracağını bildirdiğini, ——– ipotek fek ücreti ödemek zorunda kaldığını, —– ücretlerinin kredi sözleşmelerinde ve hukuka aykırı haksız kazanç olduğunu kanun ve Yargıtay içtihatlarına göre muhtelif masraflar erken kapama komisyonu ücreti, ipotek tesis ücreti, ipotek fek ücreti, dosya masrafı, kredi tahsis ücreti, ekspertiz gibi kalemlerin, banka tarafından zorunlu masraf olarak kesildiği belgelendirilmediği sürece yazılmamış sayılması ve dolayısı ile yazılmamış sayılan kalemlerin, davalı bankaca tahsil edilmiş olmasının, kanuna ve sözleşmeye açıkça aykırılık teşkil ettiği, bu ücretlerin faturalandm İması gerektiği ve zorunlu masraf olduğunun ispatlanması gerektiğini, bu masrafların banka tarafından zorunlu olarak tahsil edildiği ve bu tutarın faturalandırıldığının, davacının ispat etmesi gerektiğini, bu ücretlerin iadesi için davalı bankaya Adana ——- noterliği ——— yev nolu ihtarname gönderildiğini, ihtara rağmen ödeme yapılmadığını, arabuluculuğa başvurulduğunu, buradan da sonuç alınamadığını belirterek, davalı banka tarafından alınan ———, ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari işlerde uygulanan en yüksek faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkile verilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretini davalıya yükletilmesine karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Kredi sözleşmesinin vergi ve masraflar başlığı altındaki maddesinde, sözleşme içinde belgeler ve Kredi ile ilgili her türlü işlemin gerektirdiği tescil onay fek, vesaire ait her türlü vergi harç fon payları ve gider masraflar mevcut veya ileride yasalarla ön görülebilecek tüm vergi fon harçlar ile bankaca yapılacak tüm masraflar tamamı ile müşteriye aittir denildiğini, ayrıca bu masrafları kalem kalem sayıldığını, alınan bedellerin yasaya ve yönetmeliğe uygun olarak alınan tutar olduğunu, davacının talebinin hukuka aykırı olduğunu, 03/12/2014 tarihli finansal tüketicilerden alınacak ücretlere ilişkin usul ve esaslar hakkında yönetmelik hükümlerinin bu konuda ipotek bedelinin tahsil edilebileceğini hükmü bağladığını, yönetmeliğin 10. Maddesi 2. Fıkrasının şu şekilde olduğunu, taşınır ve taşınmazlar ilişkin rehin ipotek ekspertizi işlemlerinde yalnızca üçüncü kişilere ödenen ücretler alınabilir, müvekkil bankada bu hükme göre tahsilat yaptığını, yapılan kesinti adı geçen yönetmeliğe uygun kesinti olduğunu, tüm bu nedenlerle alınan masrafların ve ücretlerin haksız olduğu iddialarının mahkemece dikkate alınmasını, usul yönünden, akabinde davanın esastan reddine karar verilmesini talep ederek, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE : Dava, hukuki niteliği itibari ile davacı tarafından davalı Bankanın —— kullandığı borçlu cari hesap kredisi nedeniyle davalı Banka tarafından tahsil edilen ipotek fek ücretlerinin iadesi için açılan alacak davası olduğu görüldü.
——- yazılan müzekkereye ikmalen cevap verildiği, yazı cevabının dosyamız arasına alındığı görülmüştür. Sözleşmeler incelendiğinde ” Tüketici Kredisi” oldukları anlaşılmıştır. Dosya bilirkişiye tevdi edilmiş olup; bilirkişi raporunda da denetime esas biçimde tüketici kredisi vasfında olduğu tespit edilmiş ve değerlendirmeler — Kredisi esas alınarak yapılmıştır.
Görev kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden nazara alınması gerekir. —— tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun Tanımlar başlıklı 3/k.maddesine göre; Tüketicinin ticari ve mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek ve tüzel kişiyi ifade ettiği, Kanunun m. 3/l.bendine göre Tüketici işleminin mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari ve mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık, vb. sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi kapsayacağı, Aynı kanunun temel ilkeler başlıklı 4/5 maddesinde ise tüketicinin yapmış olduğu işlemler nedeniyle kıymetli evrak niteliğinde sadece nama yazılı ve her bir taksit ödemesi için ayrı ayrı olacak şekilde senet düzenlenebileceği, bu fıkra hükümlerine aykırı olarak düzenlenen senetlerin tüketici yönünden geçersiz olacağı, Kanunun 83/2.maddesine göre; taraflardan birinin tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer konularda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği, Kanunun 73/1.maddesinde ise; tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda Tüketici Mahkemelerinin görevli olduğu düzenlenmiştir. 6102 Sayılı TTK’nın Ticari Davaların Görüleceği Mahkemeler başlıklı 5/1 maddesinde, aksine hüküm bulunmadıkça dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın Asliye Ticaret Mahkemesinin tüm ticari davalara bakmakla görevli olduğu düzenlemesi yer almaktadır.
Yukarıda açıklanan kanun hükümlerinden anlaşılacağı üzere tüketici işleminden kaynaklanan uyuşmazlığın veya sözleşmenin TTK’nın 4 ve 5.madde hükümleri kapsamında kalan kanunda özel olarak düzenlenen ve ticari dava sayılan bir sözleşmeden kaynaklanmasının herhangi bir önemi yoktur. Somut uyuşmazlıkta davacı gerçek kişi olup; davaya konu kredi sözleşmelerinin Tüketici Kredisi vasfında olduğu bilirkişi incelemesi ile sabit olduğundan; davacı tüketici sıfatını haiz ve söz konusu işlem tüketici işlemi olduğundan, aynı uyuşmazlık hakkında sunulan iş bu davada görevli mahkemenin Tüketici Mahkemeleri olduğunun kabulü gerekmekle; görevsizlik kararı verilmekle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-HMK 20 ve 114 ve 115 maddeleri gereğince MAHKEMEMİZİN GÖREVSİZLİĞİ NEDENİYLE AÇILAN DAVANIN REDDİNE,
2-Görevsizlik kararının kesinleşmesinden veya kanun yoluna başvurulmuş ise bu başvurunun reddi tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize başvurulduğu takdirde dosyanın görevli İSTANBUL ANADOLU ADLİYESİ NÖBETÇİ TÜKETİCİ MAHKEMESİNE HMK 20. maddesi gereğince GÖNDERİLMESİNE,
3-Kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmemesi halinde HMK 20 maddesi gereğince DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
4-Yargılama harç ve masraflarının gönderilen mahkemede dikkate alınmasına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı,kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf yolu açık olmak üzere dosya üzerinden verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.