Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/165 E. 2022/164 K. 03.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/165 Esas
KARAR NO : 2022/164

DAVA : İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 08/04/2019
KARAR TARİHİ : 03/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davacı vekili —tarihli dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasında imzalanan — sözleşmeleri ile davalı tarafça taşınması talep olunan emtialarını müvekkili şirket tarafından kararlaştırılan şekilde taşınması konusunda anlaşıldığını, sözleşmelerde, — ile navlun bedeli ödeme şekli ve ilgili diğer şartların kararlaştırıldığını, müvekkilinin edimini sözleşmeye uygun olarak ve zamanında yerine getirdiğini, taşınarak boşaltma yerine ulaştırılan malların davalı tarafça sayılıp kontrol edilerek kabul edildiğini ve teslim alındığını,– kararlaştırılan taşıma bedeline ilişkin bir kısım ödeme yapıldığını, ancak bakiye — müvekkili şirket tarafından yapılan yazılı bildirimler ve iyi niyetli tüm girişimlere rağmen ödenmediğini,—— ihtarnamesinin gönderildiğini ancak ihtara cevap verilmediği gibi ödemenin de yapılmadığını, bunun üzerine — takibi başlatıldığını ancak davalının takibe itiraz ettiğini, iptali talebi ile —- sayılı dosyası ile dava açılmışsa da davalının bu kez sunulan sözleşmelerin değil kendi sunduğu sözleşmelerin geçerli olduğunu iddia ettiğini, kendi sunduğu sözleşmelerde dürüstlük kuralına aykırı olarak yetki ve bedel konusunda değişiklik yaptığını ve mahkemeye sunduğunu, mahkemenin her iki tarafında —— gönderilerek kurulması nedeniyle yetki hususunda sözleşmeye göre değil, genel yetki kuralına göre karar verdiğini ve neticede yetkisizlik kararı verildiğini, bunun üzerine — sayılı dosya ile görevli icra önderilen icra emrine de itiraz edildiğini, davalı şirket tarafından icra takibine yapılan itirazın alacağın tahsilini uzatmak ve zaman kazanmak amacıyla yapıldığını kötü niyetli bir itiraz olduğunu belirterek —sayılı dosyasına yaptığı haksız ve hukuki mesnetten yoksun itirazının iptali ile takibin devamına, davalı tarafın % 20’den aşağı olmamak kaydıyla icra inkar tazminatı ödemesine, ücreti vekalet ve yargılama giderlerinin davalı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı vekili —-cevap dilekçesinde özetle; Taraflarınca dava dosyasına sunulan sözleşmelerin, davalı şirket yetkililerince imzalanıp davalı çalışanları tarafından müvekkiline — gönderildiğini— davalı şirket ortaklarının da—- davalının ise asıl olduğunu iddia ettiği sözleşmeleri tarafımıza gönderdiğini ispat edemediğini, sözleşmeyi mail ile gönderen davalı çalışanları —– temsile yetkili olmadığı şeklindeki beyanın kabul edilemez olduğunu, nitekim sözleşmelerin şirket yetkililerince imzalandığını, yalnızca—– verildiğini,—– atmak —- gibi görevler için temsil yetkisinin aranmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, müvekkili tarafından şoförlere ödeme yapılması konusunda verilmiş bir talimatının bulunmadığını, davalı tarafından —- sunulduğu belirtilen evrakların sahte olduğunu, müvekkili tarafından böyle bir evrak üzerine imza atılmadığını belirterek davanın kabulü ile itirazın iptaline, davalı tarafın % 20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemesine, ücreti vekalet ve yargılama giderlerinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE : Dava, hukuki niteliği itibari ile Takip tarihi itibariyle davacı alacağı olup olmadığı, varsa miktarı, takipten önce temerrüt oluşup oluşmadığı, oluşmuşsa takip tarihine kadar işlemiş faiz tutarının ne olacağı, ayrıca davalının zamanaşımı itirazının yerinde olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
—yazılan müzekkerelere ikmalen cevap verildiği, müzekkere yazı cevaplarının dosya arasına alındığı görüldü.
Dosyamız arasına alınan —- sayılı icra dosyasının yapılan incelemesinde — tarihinde takip başlatıldığı, davalıya — tarihinde ödeme emrinin tebliğ edildiği, davalının — tarihinde takibe itiraz ettiği ve takibin durduğu, sonrasında yetkisizlik kararı verilerek dosyanın— gönderildiği, — İcra Müdürlüğünce yeniden ödeme emri çıkarıldığı davalı vekilince 22/01/2019 tarihinde takibe itiraz ettiği ve takibin durduğu anlaşılmıştır
Dosyamız bilirkişi heyetine tevdii edilmiş olup , bilirkişiler mahkememize hitaben sunmuş olduğu raporlarında özetle: dava dosyasında bulunan bilgi ve belgelerle, davacının defter ve belgelerinin incelenmesi, bilirkişi heyetine verilen görev ile sınırlı olarak mezkür surette tahakkuk eden değerlendirme neticesinde; Defterlerin Usulüne Uygun Tutulup Tutulmadığı Yönünden: Davacı —- defterleri üzerinde inceleme yapılması mümkün olmadığı, bu hususta takdirin mahkemeye ait olduğu, Davalı şirketin incelenen –defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin süresinde yapıldığı, TTK ve VUK hükümlerine göre usulüne uygun tutulduğu, Davacı alacağı yönünden: taraflar arasındaki ticari ilişki ve taşıma hizmetinin ifası hususunda ihtilafın bulunmadığı, ihtilafın—- ilişkin olduğu, takip konusu alacağı oluşturan davacı faturalarının davalı şirketin defterlerinde kayıtlı olduğu, faturaların davalı şirket defterlerinde— kaydedilmiş olduğu, usulüne uygun tutulsun, ya da tutulmasın ticari defterler sahibi lehine delil niteliğinde olabileceği gibi, her zaman aleyhe delil niteliği taşıdığından,—kabul edilmesi gerektiği, davalının takip konusu alacağı oluşturan seferlere ilişkin ödemeleri yaptığını ispat etmesi gerektiği, dosyada işbu seferlere karşılık ödemelerin yapıldığı hususunda somut belge bulunmadığı hususları topluca değerlendirildiğinde, davacının — alacağını talep edebileceği, davacı lehine hüküm kurması halinde, raporun — alacağın muaccel hale geldiği, bu kabule göre yapılacak olan hesaplamanın davacı talebinin üzerinde olacağı, taleple bağlılık gereği davacının — işlemiş faiz alacağını talep edebileceği, Tarafların tacir olması, işin ticari iş olması, temerrüt faiz oranının önceden kararlaştırılmış olması münasebetiyle takip tarihinden sonrasında yabancı para– para alacağı için 3095 s.k m.4/a maddesi kapsamındaki “.. Sözleşmede daha yüksek akdi veya gecikme faizi bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı uygulanır. (3095 Sayılı Kanun m. 4/a) …” faizi isteyebileceği bu sebeplerle, Davacının; Davalı tarafından —– yapmış olduğu itirazın hükmolunacak alacağı üzerinden iptalini isteyebileceği, İcra takibine konu davacı alacağının, teslim ve tesellümü yapılan ürünlerden kaynaklanması, belirli sabit ve muayyen olması, davalı/borçlu tarafından da bilinmesi ve hesaplanması mümkün olması, davalı defterlerinde bu tutarın yer alması, alacak tutarının yargılamayı gerektirmemesi sebepleriyle davacı alacağının likit olduğunun söylenebileceği, sair hususların yargı makamının münhasır takdiri içinde kaldığı, kanaatini bildirir raporlarını mahkememize sunmuştur.
Bilirkişinin mahkememize sunmuş olduğu bilirkişi raporunda özetle ; Tüm delillerin münakaşası, zamanaşımına yönelik itirazla İİK md.67/11 kapsamına giren taleplerin takdiri, her türlü hukuki tavsif ve nihai karar tamamıyla Yüce Mahkeme’ye ait olmak üzere, heyetimize verilen görev çerçevesinde, dava dosyasma intikal eden belgeler üzerinde yapılan incelemelere ve davacının hesap ekstresi ile davalı tarafın defter kayıtlarına göre, açıklanan nedenlerle; Davacının derdest davanın dayandığı icra takibine konu ettiği — işinden kaynaklanan navlun alacağı —. olarak talep edebileceği, Talebin haklılığına hükmedilmesi ve işbu davanın kabul edilmesi halinde ise davacının alacağına, “miktarı infaz aşamasında belirlenmek” üzerc; davalının davacı karşısında –” tarihinden itibaren (derdest davada hasardan doğan tazminat alacağı değil,– “ticari alacak” tartışıldığından, CMR mıd.27’de tazminat için öngörülen —– davanını dayandığı takibe konu edilen işlemiş faizin mikları, taleple bağlılık— 3095 SK. Md.4/a hükmü uyarınca, Kamu Bankalarının— uyguladıkları faiz oranına göre— — yürütülebileceği, kanaatine varıldığına dair raporunu mahkememize sunmuşlardır.
Bilirkişi raporlarının HMK 280. Maddesi uyarınca usulüne uygun taraflara tebliğ edilmiştir.Davacı ile davalı arasında— arasında — sözleşmeleri imzalandığı,taraflar arasındaki ticari ilişki ve taşıma hususunun ifası konusunda bir uyuşmazlığın bulunmadığı,ihtilafın beher sefer ücretinin — hususunda olduğu,takip konusunu oluşturan davaya konu faturaların davalının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu,faturaların davalı şirket defterlerinde—olduğu, HMK’nın 222/3. maddesinde açılış ve kapanış kaydı bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtlarının sahibi aleyhine delil olacağının belirtildiği, buna göre tacirler tarafından tutulan defterler usulüne uygun tutulsun veya tutulmasın sahibi aleyhine delil olarak değerlendirilebileceği,bu kapsamda– olduğu kanaatine varıldığı,dava konusu taşımalarla ilgili navlun —— olduğu,işbu faturaların bizzat davalının defterlerinde kayıtlı olduğu ve davacının bu bedellere hak kazandığı kanaatine varılmıştır.
Her ne kadar davalı taraf kendi defterlerine göre davacıdan alacaklı olduğunu iddia etmişse de davalının defterlerindeki tek taraflı alacak kaydının dayanağının olmadığı,ancak davaya konu faturaları iade ettiği hususunu ispata yönelik hiçbir delil sunamadığı anlaşılmakla davalının bu yöndeki savunmalarına itibar edilmemiştir.
Davalının zamaaşımına yönelik itirazına yönelik yapılan değerlendirmede ;CMR konvansiyonunun 5.bölümünün zamanaşımıyla ilgili 32.maddesinde taşımalardan doğan davaların 1 yıl içinde açılması gerektiği,zamanaşımının başlangıç tarihi yönünden 3 ayrı zamanaşımının düzenlendiği,1 yıllık sürenin kısmi kayıp, hasar ve gecikme durumunda teslim tarihinden itibaren ,— durumunda teslim için kararlaştırılan sürenin—sonrasına denk gelen tarihte ,teslim için herhangi bir süre belirlenmemişse yükün taşıyıcı tarafından teslim alınmasından itibaren— taşıma sözleşmesinin yapıldığı tarihten itibaren 3 ay sonra işlemeye başlayacağı hüküm altına alınmıştır.Davamıza konu olayda — olduğu,zamanaşımı— başladığının kabulünün gerektiği,davacı tarafça, davalı— 11.06.2014 tarihinde icra takibi başlatıldığı,borçlunun 09.07.2014 tarihli itirazı üzerine —–.Asliye Ticaret Mahkemesinde itirazın iptali davası açıldığı,08.03.2016 tarihinde yetkili yerde yapılan geçerli bir icra takibi olmadığından, davanın usulden reddine karar verildiği,verilen işbu kararın18.10.2018 tarihinde Yargıtayca onandığı,bunun üzerine davacı tarafça 20.12.2018 tarihinde aynı icra dosyası üzerinden dosyanın yetkili icra dairesi olan —- İcra Dairesine gönderilmesine yönelik talepte bulunulduğu,— üzerinden devam icra dosyasından gönderilen ödeme emrine davalı borçlunun itiraz etmesi üzerine, mahkememizde süresinde itirazın iptali davası açıldığı— dosyasından verilen kararın Yargıtayca — tarihinde onandığı,— yapılan sorgulamada — tarihinde kesinleştiği,6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 158. maddesinde “Dava veya def’i; mahkemenin yetkili veya görevli olmaması ya da düzeltilebilecek bir yanlışlık yapılması yahut vaktinden önce açılmış olması nedeniyle reddedilmiş olup da o arada zamanaşımı veya hak düşürücü süre dolmuşsa, alacaklı altmış günlük ek süre içinde haklarını kullanabilir. ” hükmü yer aldığı,Türk Borçlar Kanununun 158. maddesi ve — gereği devamındaki icra takibinin yetkili icra dairesine gönderilmesine yönelik talebin 60 günlük süre içinde açıldığının kabulünün gerektiği kanaatiyle davalının zamanaşımına yönelik itirazın reddine davanın kısmen kabulüne alacak likit olduğundan asıl alacak olan——- %20’sinin dava tarihindeki karşılığı olan —– inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Zamanaşımına yönelik itirazın REDDİNE ;
2-Davacının DAVASININ KISMEN KABULÜ KISMEN REDDİ İLE ile; Davalı borçlunun—-sayılı dosyasına yaptığı İTİRAZIN İPTALİNE ,–Asıl alacak — işlemiş faiz olmak üzere toplam — üzerinden devamına,takip tarihinden itibaren bu bedele 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi gereğince faiz uygulanmasına,
Asıl alacak olan— %20’sinin dava tarihindeki karşılığı olan 82.946,81 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine ,
3–arçlar kanunu gereğince kabul edilen değer üzerinden alınması gereken toplam 28.330,48-TL harçtan daha önceden ödenen toplam 7.212,60-TL harç düşüldükten sonra eksik kalan 21.117,88-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden —vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden —- üzerinden hesaplanan 8.423,00-TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan; 44,40-TL Başvuru Harcı, 2.105,07-TL Peşin/nisbi Harcı, 5.107,53-TL Tamamlama Harcı, olmak üzere toplam 7.257,00TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ,
7-Davacı tarafından yapılan; 6.800,00-TL Bilirkişi ücreti, 320,50-TL Tebligat,—- yargılama giderinin kabul red oranı dikkate alınarak 6.269,50-TL lik kısmanın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin ise Davacı üzerinde bırakılmasına,
8- Hüküm kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı.