Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/127 E. 2022/196 K. 15.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/127 Esas
KARAR NO: 2022/196
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/03/2019
KARAR TARİHİ: 15/03/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; —- dosyasında borçlu şirket hakkında bakiye fatura alacağına dayanan ilamsız icra takip başlatıldığını, ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun —- tarihinde borca ve tüm ferilerine itiraz ederek takibi durdurduğunu, Davacı-alacaklının, davalı ile yaptığı iş gereği değişik tarihlerde —- davacıdan hizmet aldığı ve alınan mallara ilişkin de cari hesap tutulduğunu, davacı alacaklı şirket tarafından borçluya verilen hizmet nedeniyle ödenmeyen toplam borcun —olduğu ve iş bu borcun halen ödenmediğini, Davalı-borçlunun—- tarihi itibariyle cari hesaptan kaynaklı —alacak görünmesi nedeniyle —–dosyasında, borçlu şirket hakkında bakiye fatura alacağına dayanan ilamsız icra takibi başlatılmış olup, davalı-borçlu firma takibe itiraz ettiğini beyan ederek; Fazlaya ilişkin her türlü hak saklı kalmak kaydı ile davalı-borçlunun ——dosyasına yaptığı itirazının iptaline, takibin faiziyle birlikte devamına ve davalının tüm dava değeri üzerinden %20’ından aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE
Dava hukuki niteli itibari ile tacirler arası fatura ve açık hesap ilişkisi kapsamında başlatılan icra takibine yapılan itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasıdır.
— sayılı dosyası getirtilerek dosyamız içerisine alınmıştır. Yapılan incelemesi sonucunda ödeme emrinin davalı / borçluya —- tarihinde tebliğ edildiği, davalı / borçlunun —-tarihinde yetkiye, borca itiraz ederek takibi durdurduğu anlaşılmıştır.
Usulüne uygun taraf teşkili sağlanarak deliller toplanmış ve tahkikat aşamasında değerlendirilmiştir.
Tarafların ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş, verilen kesin süreye rağmen davalı şirket ticari defterlerini ibraz etmemiş, davacı defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucunda düzenlenen raporda sonuç olarak ‘ —— şirketin incelenen, ——- yılına ilişkin ticari defterlerin; 1.T.K m.64,66, V.U.K. m.220-226” ve | Sıra No’lu Elektronik Defter Genel Tebliğine göre açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olarak yaptırıldığı ve defter kayıtlarının birbirini doğruladığı tespit edilmiştir.
Taraflar arasındaki ihtilafın, takibe konu faturalar ve cari alacak bakiyesi sebebiyle, davacının davalıdan alacaklı olup olmadığına ilişkin olduğu Yapılan incelemeler neticesinde, takip tarihi itibarıyla davacının davalıdan — alacaklı olduğu, Taraflar tacir olmakla birlikte taleple bağlı olarak asıl alacağa takip tarihinden itibaren ticari faiz işleyeceği,…’ şeklinde rapor tanzim edildiği anlaşılmıştır. Düzenlenen rapor denetime uygun ve bilimsel olduğundan hükme esas alınmıştır.
———.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümlerine göre: Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4).
Taraflar, kendilerinin veya karşı tarafın delil olarak dayandıkları ve ellerinde bulunan tüm belgeleri mahkemeye ibraz etmek zorundadırlar. Elektronik belgeler ise belgenin çıktısı alınarak ve talep edildiğinde incelemeye elverişli şekilde elektronik ortama kaydedilerek mahkemeye ibraz edilir (HMK 219/1). Ticari defterler gibi devamlı kullanılan belgelerin sadece ilgili kısımlarının onaylı örnekleri mahkemeye ibraz edilebilir (HMK 219/2).
İbrazı istenen belgenin, ileri sürülen hususun ispatı için zorunlu ve bu isteğin kanuna uygun olduğuna mahkemece kanaat getirildiği ve karşı taraf da bu belgenin elinde olduğunu ikrar ettiği veya ileri sürülen talep üzerine sükut ettiği yahut belgenin var olduğu resmî bir kayıtla anlaşıldığı veya başka bir belgede ikrar olunduğu takdirde, mahkeme bu belgenin ibrazı için kesin bir süre verir (HMK 220/1). Belgeyi ibraz etmesine karar verilen taraf, kendisine verilen sürede belgeyi ibraz etmez ve aynı sürede, delilleriyle birlikte ibraz etmemesi hakkında kabul edilebilir bir mazeret göstermez ya da belgenin elinde bulunduğunu inkâr eder ve teklif edilen yemini kabul veya icra etmezse, mahkeme, duruma göre belgenin içeriği konusunda diğer tarafın beyanını kabul edebilir (HMK 220/3).
Bu kurallar birlikte değerlendirildiğinde ticari davalarda yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasa’da delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır.
Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri yasada belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olması mümkün değildir. Davacının da bu durumu bilerek ticari defterlere delil olarak dayandığı ve karşı tarafın ticari defterlerinin de incelenmesini istediği kabul edilmelidir. Aksinin kabulü halinde davacının ticari defterleri tek başına delil niteliği taşımadığından dayanılan böyle bir delilin incelenmesine gerek de olmayacaktır. Karşı taraf ticari defterlerini sunar ise birlikte incelenip değerlendirildiğinden delil olup olmadığı sonucuna göre değerlendirilebilecektir. Karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde ise bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılmalıdır. Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK 220/3. madde gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunu mahkeme kabul edebilir. Aksinin kabulü durumunda; karşı tarafın ticari defterlerini sunmaması halinde sunan tarafın muntazam tutulmuş ticari defterlerinin lehe delil olarak kabul edilemeyeceği şeklinde bir sonuç ortaya çıkar ki bu ticari defterleri ve karşı taraf elinde olduğu ileri sürülen belgeleri delil olarak kabul edip sunulmaması halinde sonuçlarını belirleyen HMK’ndaki açık düzenlemelere aykırı bir yorum olacaktır…” şeklinde açıklanmıştır.
Davalının verilen süre içerisinde defterlerini ibraz etmemesi, davacı defterlerinin usule uygun olarak tutulduğunun anlaşılması çerçevesinde davacının davasında haklı olduğu kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın kabulü ile; davalının———– sayılı icra dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline, takibin 344.903,79 TL üzerinden devamına,
Alacağa takip tarihinden itibaren yasal faizi uygulanmasına,
2-Alacak likit ve itiraz haksız olduğundan alacağın %20 ‘si oranındaki 68.980,75 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacı tarafa verilmesine,
3-Alınması gereken 23.560,38-TL karar harcına karşılık peşin alınan 4.165,58-TL harcın mahsubu ile bakiye 19.394,80-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından sarfolunan 2.242,05-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
5-Davacı lehine AAÜT uyarınca taktir edilen 32.593,27-TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Dava şartı olması nedeniyle başvurulan ———– görüşmeler neticesinde taktir olunan 1.320,00-TL ücretin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
7-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Dair, Gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.15/03/2022