Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/122 E. 2022/996 K. 15.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/122 Esas
KARAR NO : 2022/996

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/03/2019
KARAR TARİHİ : 15/12/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı şirket arasındaki ticari ilişkiye binaen, müvekkilince reklam bedeli olarak 07/06/2013, 14/06/2013, 26/06/2013, 14/03/2013 tarihlerinde toplamda 489,700 TL’lik fatura düzenlendiğini, ödeme yapılmaması davalı şirkete—–Noterliğinin 15.04.2015 tarihli ve—– yevmiye numaralı ihtarnamesi ile, reklam bedeli olarak taraflarına hitaben 26.06.2013 tarihli ve 165.200,00 TL bedelli fatura, 14.06.2013 tarihli ve 143.960,00 TL bedelli fatura ve 03.06.2013 tarihli ve 88.500 TL bedelli 4 adet fatura kesildiği, ancak bugüne kadar herhangi bir ödeme yapılmadığını, —— sayılı dosyasından 08.05.2018 tarihinde ilamsız icra takibine konu edilerek, davalı tarafa ödeme emri gönderildiğini, davalı tarafın 10.05.2018 tarihinde, kendilerine tebliğ edilen ödeme emrinde yer alan borca, fer’ilerine, faize itiraz ettiğini, ayrıca borcun zamanaşımına uğradığını haksız yere belirttiğini, davalının icra dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına, takip tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi işletilerek kabulüne, asıl alacağın %20’sinden aşağı olmamak kaydıyla icra-inkar tazminatının davalıdan alınarak müvekkiline verilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; icra takibine konu edilen faturanın bir kısım faturalara reklam bedeli yazıldığını, bir kısım faturalara ise açıklama dahi yazılmadığını, davacı tarafın öncelikle icra takibine ve davaya konu edilen fatura muhteviyatının neye ilişkin olduğunu hangi reklam bedeline istinaden düzenlendiğini açıklaması ve fatura muhteviyatı hizmeti verdiğini ve müvekkili şirketten alacaklı olduğunu yazılı belgelerle ispat etmesinin gerektiğini, müvekkilinin davacı şirketten reklam bedeli altında herhangi bir hizmet satın almadığını, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, davacının müvekkili şirketten herhangi bir hak ve alacağının olmaması sebebiyle davacının davasının bu sebeple reddine, müvekkili şirket tarafından davacıya yapılan ödemeler ve davacı tarafından düzenlenen ibraname gereğince davanın reddine, davacının alacaklı olduğu kanaatine varılması halinde müvekkili şirketin davacıdan olan 397.660,00 TL alacağına ilişkin takas mahsup definde bulunmaları sebebiyle davanın reddine karar verilmesini, davacı aleyhine %20 den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleriyle ücret-i vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Davacı vekili dava dilekçesinde delil olarak;——sayılı dosyası, arabuluculuk tutanağı, faturalar, tanık, keşif ve bilirkişi incelemesi, yemin, ticari defterlere dayanmıştır.Davalı vekili cevap dilekçesinde delil olarak; taraflar arasında akdedilen sözleşmeler——Esas sayılı dosyası, müvekkili şirket tarafından davacıya teslim edilen 6 adet çeklerin görüntüsü, davacı şirket tarafından düzenlenmiş makbuz ve ibraname, müvekkil şirket tarafından düzenlenen 3 adet fatura, ticari defterler ve kayıtlar, keşif, yemin, tanık ve bilirkişi incelemesine dayanmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davacı tarafından faturaya dayanarak davalı aleyhine başlatılan ilamsız icra takibine davalı tarafın süresinde itirazı üzerine İİK 67.maddesi uyarınca 1 yıllık yasal süresi içinde açılmış itirazın iptali davasıdır. İİK 67/1.maddesine göre “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.”Davaya konu ——.sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine cari hesap bakiye alacağı 489.700,00-TL’nin tahsili talebiyle ilamsız takip başlatıldığı, davalının süresi içinde yaptığı itirazı üzerine takibin durdurulmasına karar verildiği görülmüştür.Takibe konu alacak cari hesap bakiye alacağı olarak gösterilmiş, takip talebine;-26/06/2013 tarihli 165.200-TL bedelli,-14/06/2013 tarihli 143.960-TL bedelli,-03/06/2013 tarihli 88.500-TL bedelli 3 adet fatura fotokopisi ile hesap özeti ve ihtarname eklenmiştir. Hesap özeti ve ihtarnamede bahsi geçen 14/03/2014 tarihli 92.040-TL bedelli fatura icra dosyasına ibraz edilmemiştir. Dolayısıyla takibe konu alacak fatura alacağıdır. Fatura akdin kurulumuna değil, ifasına ilişkin belge olduğundan faturaya dayalı alacak talebinde bulunmak için öncelikle sözleşmesel ilişkinin kanıtlanması gerekir. Bu nedenle faturaya dayalı alacağın ispatı kural olarak davacıya aittir.Davalı vekili cevap dilekçesinde, takibe konu borcun ödendiğini, ekte sunulan ibra ile davacının davalıyı ibra ettiğini, ayrıca davalının davacıdan 397.660-TL alacağı bulunduğunu, kabul anlamına gelmemek üzere takasa mahsup talebinde bulunduklarını beyan etmiştir.Tarafların ticari defterlerinin incelenmesine karar verilmiş, ancak davacı taraf iki kez süre verilmesine rağmen ticari defterlerini ibraz etmemiş, sadece davalının defterleri üzerinde inceleme yapılabilmiştir.Davalının ibra iddiası ve takas mahsup talebi karşısında, sadece davalının defterleri üzerinden sonuca ulaşmak mümkün olmadığından, 24/03/2022 tarihli duruşmada; “davacı tarafın ticari defterlerini ibraz etmediği HMK’nın 219.maddesi uyarınca tarafların, kendilerinin veya karşı tarafın delil olarak dayandıkları ve ellerinde bulunan tüm belgeleri mahkemeye ibraz etmek zorunda olduğu anlaşılmakla, HMK’nın 220/1.maddesi uyarınca davacı vekiline; davacının HMK’nın 222 ve TTK’nun 80. maddesi gereği 2013 ve 2014 yılına ait 6102 sayılı T.T.K.’nun 64. maddesinde sayılan ve tacir tarafından tutulmak zorunda olan tüm ticari defterlerinin, ticari defterlerdeki karşı taraf ile ilgili kayıtların yevmiye madde numaralarını da içerir muavin defter dökümü ve muavin defterdeki dayanak belge fotokopileri ile birlikte, elektronik deftere tabi ise vergi dairesinden ilgili döneme ilişkin aldıkları beratlarla birlikte, elektronik cihaz içinde veya elektronik belge çıktılarını Mahkememize teslim etmek üzere 5 hafta kesin süre verilmesine, verilen kesin süre içinde ticari defterler ibraz edilmez ise, aynı sürede, delilleriyle birlikte ibraz etmemesi hakkında kabul edilebilir bir mazeret göstermez ya da belgenin elinde bulunduğunu inkâr eder ve teklif edilen yemini kabul veya icra etmezse, HMK’nın 220/3.maddesi uyarınca mahkemece duruma göre belgenin içeriği konusunda davalı tarafın beyanlarının kabul edilebileceğinin ihtarına” karar verilerek davacı vekiline ihtarat yapılmıştır. Ancak davacı taraf ticari defterlerini ibraz etmediği gibi, ibraz etmemesiyle ilgili hiçbir beyanda bulunmamıştır. Bu nedenle HMK’nın 220/3.maddesi uyarınca davalı tarafın borcun ödendiği yönündeki savunmasının kabulüne karar vermek gerekmiştir.Yine davalı tarafından ibraz edilen ve fotokopileri üzerinde davacının kaşelerinin bulunduğu 6 çek ile makbuz ve ibraname başlıklı 2 adet ibranameye ilişkin olarak 24/03/2022 tarihli duruşmada, davacının isticvabına karar verilerek, isticvap davetiyesine eklenerek davacı şirkete isticvap davetiyesi çıkarılmasına, davetiye üzerine “belirlenen gün ve saatte ekte fotokopisi bulunan “Makbuz ve İbraname” ile ibraname başlıklı 2 adet belgenin tarafınızdan verilip verilmediği ve yine davalı tarafça fotokopileri ibraz edilen ve fotokopiler üzerinde davacı şirketin kaşe ve imzaları bulunan 6 adet çeki teslim alıp almadığınız konularında isticvap olunmak üzere şirket yetkilisinin şirketi temsil belgesi ile hazır bulunması, geçerli bir özrünüz olmaksızın gelmediğiz veya gelip de sorulara cevap vermediğiz takdirde, isticvap konusu “Makbuz ve İbraname” ile ibraname başlıklı 2 adet belge içeriği vakıaları ikrar etmiş sayılacağınız ve yine davalı tarafça fotokopileri ibraz edilen ve fotokopiler üzerinde davacı şirketin kaşe ve imzaları bulunan 6 adet çeki teslim almış sayılacağınız” şeklinde ihtarat yazılarak davacı şirkete davetiye gönderilmiş, ancak davacı şirket yetkilisi isticvap için belirlenen duruşmada hazır bulunmamış, hazır bulunmama nedeni olarak müvekkilinin tehdit edildiğini, kolluk görevlilerince güvenli bölgeye alındığını beyan etmiş ancak bu husus belgelendirilmemiştir. Kolluk görevlilerinin resmi tutanak olmadan işlem yapması mümkün olmadığından, davacı vekilinin resmi tutanak tutulmadan kolluk görevlilerinin işlem yaptığı iddiasına mazeret yerinde görülmemiştir.Usulüne uygun isticvap davetiyesine katılmayan davacı şirket, HMK’nın 171/2.maddesi uyarınca isticvaba konu çeklerin alındığını ve 2 adet ibranamenin içeriklerini kabul etmiş sayılarak davacının davalıyı ibra ettiği kabul edilmiştir. Açıklanan nedenlerle ispatlanamayan davanın reddine karar vermek gerekmiştir.Davacının HMK’nın 220/3.maddesi uyarınca defterlerini ibraz etmemesi ve yine HMK’nın 171/2.maddesi uyarınca isticvaba katılmaması nedeniyle davaya konu takip dayanağı borcun ibraname ile sona erdiği, davacının davalıdan alacağının bulunmadığı kabul edilerek davanın reddine karar vermek gerekmiştir. İİK 67/2.maddesine göre “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın “yüzde yirmisinden” aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” Buna göre davacı lehine icra inkar tazminatına hükmetmek için İİK 67.maddesindeki itirazın iptaline özgü dava şartlarının yanında, davalının haksız olması, itirazın iptaline karar verilen alacağın likit olması ve davacının talebi gerekir. Davalı lehine kötü niyet tazminatına hükmetmek için reddedilen kısım bakımından davacının takip yapmakta kötü niyetli olduğunun ispatı gerekir.Açıklanan nedenlerle davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklandığı üzere:
1-DAVANIN REDDİNE
2-Şartları oluşmadığından davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
3-Alınması gerekli 80,70 TL harcın davacı tarafından peşin yatırılan 5.914,36- TL harçtan mahsubu ile 5.833,66 TL bakiye harcın davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan 59,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan —-göre takdir olunan—–vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Tarafların dava şartı olması nedeniyle başvurdukları —– Arabuluculuk Bürosu —— dosya nolu görüşmeler neticesinde belirlenen 1.320,00 TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
8-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan bakiye kısmın karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,Dair davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, verilen gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde —–Bölge Adliye Mahkemesi’nde İstinaf yasa yolu açık açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.