Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/110 E. 2022/514 K. 09.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/110 Esas
KARAR NO: 2022/514
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 19/03/2019
KARAR TARİHİ: 09/06/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin —–yılından bu yana davalı şirket ile çalıştığını, yapılan işler olan—– farklı yerlerde yapılan —- yapılan masrafların müvekkili şirkete ödenmediğini, alacaklarının tahsili için —– Esas sayılı dosyası ile icra takibine başlandığını, itiraz üzerine takibin durduğunu, haksız itirazın iptali ile davalı aleyhine %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının dava konusu işin müvekkili tarafından yaptırıldığını kanıtlayacak en ufak bir delil göstermediğini, daha önce davacıya bazı işler yaptırılmış olmasının dava konusu işin de müvekkili tarafından yaptırıldığını kanıtlamadığını, işin yapımında çalışanların da davacının çalışanları olmasının bu işi yaptıranın müvekkili olduğunu göstermediğini, yapılan işle müvekkili şirketin hiç bir ilgilisinin olmadığını, davanın reddine, davacının iddia edilen alacağın % 20’sinden az olmayacak kötüniyet tazminatına hükmedilmesini, mahkeme masrafları ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Davacı vekili dava dilekçesinde delil olarak; ——-sayılı takip dosyası, taraflar arasında yapılan yazışmalar, banka ödemeleri, tanık beyanları, bilirkişi raporu, daha önce yapılan işlere dair ödemelere dayanmıştır.
Davalı vekili cevap dilekçesinde delil olarak; ticari defterler, faturalar, müvekkil tarafından daha önce yapılan işlerin örnekleri, banka kayıtları, e-posta yazışmaları, cari hesap tablosu, tanık, bilirkişi incelemesine dayanmıştır.
Davaya konu —– sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine —- bedelli faturaya dayanarak, — asıl alacak, — işlemiş faiz toplamı — üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin—tarihinde tebliğ edildiği, davalının —— tarihinde borca itirazı üzerine takibin durdurulmasına karar verildiği görülmüştür.
———müzekkere yazılmış, —- tarihli müzekkere cevabında, davacının —- tarihinde faaliyet kaydının kapandığı, en son verdiği ——— tüccar hükümlerine göre bilanço hesabı esasına göre defterlerini tuttuğunun bildirildiği görülmüştür.
Davacı tanıkları; —– tarihli celsede, —davalı tanığı—- tarihli celsede, ——- dinlenmiştir.
Tarafların ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş, mali müşavir bilirkişi —- tarafından hazırlanan ——— tarihli bilirkişi raporunda, takip dayanağı faturanın hem davacı ve hem de davalı defterlerinde kayıtlı olmadığı tespit edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davacı tarafından faturaya dayanarak davalı aleyhine başlatılan ilamsız icra takibine davalı tarafın süresinde itirazı üzerine İİK 67.maddesi uyarınca 1 yıllık yasal süresi içinde açılmış itirazın iptali davasıdır.
İİK 67/1.maddesine göre “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.”
Takibe konu alacak, —— bedelli fatura alacağı olup, fatura akdin kurulumuna değil, ifasına ilişkin belge olduğundan faturaya dayalı alacak talebinde bulunmak için öncelikle sözleşmesel ilişkinin kanıtlanması gerekir.
Takip dayanağı ——– bedelli faturanın konusu sahne, stand kurulum söküm olup, fatura eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Taraflar arasında daha önce yapılan işler nedeniyle ticari ilişki mevcutsa da, önceki işler uyuşmazlık konusu değildir. Davalı taraf cevap dilekçesinde, faturada belirtilen işlerin hiçbiri tasarımhane için yapılmadığını, bu konuya ilişkin ne bir sözleşme, ne talep yazısı, ne bu işlerle ilgili kendisine gönderilen ofisten çıkmış bir proje, bilgi notu, onay veya kabul belgesi olmadığını belirterek fatura konusu akdi ilişkiyi kabul etmemiştir.
Kural olarak eser sözleşmesi, zorunlu şekil koşuluna bağlı değildir. Sözleşmenin kurulması için yazılı şekil şartı yok ise de; davalı tarafından sözleşme ilişkisi inkâr edildiği takdirde, talep miktarı da dikkate alınarak, yazılı delille ispata ilişkin kuralların gözetilmesi gerekir.——- Davalı taraf faturaya konu eser sözleşmesini inkar etmiş, davacı taraf faturaya konu işlerin yapımına dair taraflar arasında yazılı eser sözleşmesi bulunduğunu kanıtlayamamıştır. Davacı tanıkları dinlenmişse de, dava değeri dikkate alındığında sözlü eser sözleşmesinin kurulduğu miktar itibarıyla tanıkla kanıtlanamaz. Dosyada sözleşme ilişkisini ispatlayan yazılı belge bulunmadığı gibi, tanık dinlenmesini mümkün kılacak delil başlangıcı niteliğinde belge de bulunmadığından davalının dinlenmesine açıkça muvafakat etmediği tanık beyanları esas alınarak sözleşme ilişkisinin ispatlandığı kabul edilemez ———– Kaldı ki, dinlenen davacı tanıklarının, davacı ile davalı arasında eser sözleşmesi bulunduğuna, yapıldığı ileri sürülen işlerin davalı adına yapıldığına dair tanıklıklıkları yoktur.
Davacının talebi ile 3.kişilere yazılan müzekkere cevapları ile, taraflar arasındaki eser sözleşmesini ispatı mümkün değilidir.
Yapılan bilirkişi incelemesinde de, takip dayanağı faturanın hem davacı şirketin hem de davalı şirketin ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı; davacının kendi ticari defterlerine göre takip dayanağı faturadan dolayı alacaklı olmadığı anlaşılmıştır. Açıklanan nedenlerle ispatlanamayan davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçes,inde kötü niyet tazminatı talep etmiştir.İİK’nın 67/2.maddesine göre “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın “yüzde yirmisinden” aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” Buna göre davalı lehine kötü niyet tazminatına hükmetmek için reddedilen kısım bakımından davacının takip yapmakta kötü niyetli olduğunun ispatı gerekir. Davacının takip yapmakta kötü niyetli olduğu ispatlanamadığından davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Açıklanan nedenlerle davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN REDDİNE,
2-Şartları oluşmadığından davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
3-Alınması gereken 80,70 TL karar harcının, davacı tarafından peşin yatırılan 1.897,39 TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.816,69 TL’nin davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre takdir olunan 18.926,56 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
7-Tarafların dava şartı olması nedeniyle başvurmuş oldukları——- nolu görüşmeler neticesinde belirlenen 1.320,00 TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
8-Taraflarca yatırılan ancak sarf olunmayan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, verilen gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde ——– Adliye Mahkemesi’nde İstinaf yasa yolu açık açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.09/06/2022