Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/1 E. 2020/24 K. 16.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/1 Esas
KARAR NO : 2020/24

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/11/2018
KARAR TARİHİ : 16/01/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: davacı ile davalı arasında ticari iş gereği cari hesap ilişkisinin bulunduğunu, davalının bu cari hesap ilişkisi gereğince —— tarihi itibariyle davacı firmaya — borcu bulunduğunu, ve davalı tarafından davacı şirkete herhangi bir ödeme yapılmadığını, ödeme yapmayan davalı borçlu aleyhine İstanbul Anadolu —.İcra Müdürlüğü’nde —— sayılı icra dosyası ile icra takibi başlatıldığını, başlatılan takibe davalı tarafından itiraz edildiğini, ve takibin itiraz neticesinde durdurulduğunu davalının yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davacı-alacaklı taraf ——– işlemiş faiz(ticari) demek suretiyle —— tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalının —— tutarında borcu olmadığı gibi karşı tarafın kötü niyetli olarak bu tutara faiz işlettiğini, davalının söz konusu icra takibinden gönderilen ödeme emrinin tebliğ edildiği tarihte haberi olduğunu, iş bu davanın açılmasından evvel başlatılan icra takibine itiraz etmek dışında başka bir hukuki yola başvurma imkanlarının kalmadığını, davacı-alacaklı tarafa ödeme icra takibi başlatmalarından evvel gerçekleştirildiğini, —— numaralı kredi kartı tarafından————— ödeme yapıldığını, icra takibine delil olarak cari hesap ekstresi başlıklı ——– tarihli olan dökümü sunulduğunu, davacının, davalı tarafından yapılan ödemeyi göstermeyerek —— günü hiç ödeme yapılmamış gibi icra takibi başlattığını, ve geriye dönük olarak başlatılan icra takibi tutarının üzerine faiz dahi işletildiğini, açıklanan nedenlerle,davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE : Dava, hukuki niteliği itibari ile davacı tarafça alacaklı sıfatı ile cari hesap ilişkisinden kaynaklanan fatura alacağından kaynaklı icra takibine davalı tarafça yapılan itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasın ilişkindir.
Dosyamız arasına alınan İstanbul Anadolu ——. İcra Müdürlüğü’nün ——Esas sayılı icra dosyasının yapılan incelemesinde takibin —-tarihinde takip başlatıldığı ödeme emrinin davalı/borçluya —– tarihinde tebliğ edildiği davalının süresinde 19/06/2018 tarihinde takibe itiraz ettiği ve takibin durduğu anlaşılmıştır.
Davacının; borçlu tarafından yapılan 19/06/2018 tarihli itirazın davacı-alacaklıya tebliğinden itibaren İİK.nun 67.maddesinde belirtilen bir yıllık süre içerisinde mahkememize davayı açtığı anlaşıldığından, açılan davanın süresinde olduğu görülmüştür.
Davada aktif ve pasif taraf husumetinin sağlandığı anlaşılmış olup taraflar arasında bu hususta çekişme yoktur.
Taraflar tacir olup, delil olarak ticari defterlere dayandıklarından; taraflara inceleme gün ve saatinde belirtilen yıllara ilişkin ticari defter ve kayıtlarını hazır etmeleri aksi halde HMK 220 ve devamı maddeleri gereğince defterlerini sunmayan tarafın ticari defterlerine lehine delil olarak dayanamayacağının ve tekrar sunamayacakları usulüne uygun biçimde ihtar edilmiş; defter inceleme neticesinde dosyamız bilirkişiye tevdii edilmiş olup , bilirkişi mahkememize hitaben sunmuş olduğu raporunda özetle: tarafların dava konusu döneme ait ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin yasal süresi içinde usulüne uygun şekilde yapılmış olduğu, faturalarla kayıtları uyumlu olan davacı ticari defterlerinin sahipleri lehine delil olma özelliğini haiz olduğu, aynı şartları taşıması sebebi ile davalın ticari defterlerinin de sahipleri lehine delil olma özelliğini haiz olduğu, davalının dava konusu açık hesaba kayıtlı faturalara konu malların teslim alınmadığına ve faturaların teslim alınmadığına dair itirazı olmadığı, uyuşmazlık konusunun —- tarihinde yapılan —- kredi kartı ödemesinin davacı ticari defterlerinde kayıtlı olmamasından kaynaklandığı bu tutar ve bu tutar haricinde 63,84 TL bakiyenin ise rapor içeriğinde izah olunan yanlış kayıttan kaynaklandığı , davalı ticari defterlerinde davacı alacağının 420,30 TL olarak kayıtlı olduğu, özetle———- cevabı beklenen 4.000,00 TL haricinde 484,14 TL nin taraf ticari defterlerine göre davacı alacağı olarak kabul edilebileceği, dava konusu 4.000,00 TL lik kredi kartı alacağının ispatlanamaması durumunda ise davacı alacağının 4.484,14 TL olduğunun kabul edilebileceği davalının rapor içeriğinde izah olunduğu şekli ile 1. Sınıf tüccarların tuttuğu ticari defterleri tuttuğu ve diğer esnaflık şartlarını taşımaması sebebi ile tacir olduğu hususunda şüphe olmadığı, davacının dava konusu alacağa hak kazandığının kabulü halinde ; fatura üzerinde ödeme tarihi belirtilmediğinden ,taraflar arasında ödeme tarihleri ve temerrüt ile ilgili bir sözleşme veya davacı tarafından davalıya gönderilmiş herhangi bir borç ihtarnamesi bulunmadığından, temerrüdün takip tarihi itibariyle oluştuğu,tarafların tacir olması ve davacı talebi gözetilerek davacının takip tarihinden itibaren reeskont avans faizi talep edebileceğini mütalaa etmiştir.
Bilirkişi raporu HMK 280. Maddesi uyarınca taraflara tebliğ edilmiştir. Bilirkişi raporu yeterli, denetlenebilir ve hüküm kurmaya elverişli olduğundan itibar edilerek hükme esas alınmıştır.
———yazılan müzekkereye ikmalen cevap verildiği, müzekkere cevabı incelendiğinde; dosyamız davalısı …’ya ait ———– nolu kredi kartından; —— tarihinde davacı ——— harcama tespit edilmiştir.
Davacı vekilinin rapora karşı beyan dilekçesinde belirttiği İstanbul Anadolu ——- Asliye Ceza Mahkemesinin ——–esas sayılı dosyasının celp edildiği, yargılamanın derdest olduğu müştekinin dosyamız davacısı, sanığın dava dışı ———-, atılı eylemin TCK 155/2 md. Hizmet nedeniyle görevi kötüye kullanmak suçu olduğu anlaşılmıştır.
Toplanan deliller, icra takip dosyası, dava dilekçesi, cevap dilekçesi, ticari defterler, bilirkişi incelemesi, —– müzekkere cevabı, ceza dosyası, bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davacı ile davalı arasında ticari ilişki olduğu davacının ve davalının incelenen defterleri ile sabittir. Ticari defterlerin ticari davalarda delil olarak kabul edilmesi için HMK’nun 222. Maddesi uyarınca kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması gerekmektedir. Bilirkişi raporunda davacı ve davalı taraf defterlerinin HMK 222. Maddesinde belirtilen usulde olduğu tespit edilmiştir. Defter incelemesi neticesinde tarafların aralarında cari hesap ilişkisi olduğu sabit olup; uyuşmazlık cari hesaba konu borcun davalı yanca ödenip ödenmediği noktasındadır. Ticari ilişkiye konu kesilen tüm faturaların davacı ve davalı defterlerinde kayıtlı olduğu tespit edilmiştir. Dava konusu faturaların davalı defterinde kayıtlı olduğunun anlaşılması halinde mahkemece malın teslim edildiğinin kabul edilmesi gerektiği Yerleşik Yargıtay içtihatları ve kanun gereğidir. Cari hesaba konu davacı tarafça davalı adına düzenlenmiş faturaların davacı ve davalı defterlerinde kayıtlı olması dikkate alındığında faturaya konu malların teslimi davacı tarafça ispatlanmış olup, davalı taraf cari hesaba konu bedeli ödediğini ispat yükü altındadır. Davalı yan cevap dilekçesinde cari hesaba dair —– ödeme yaptığı yönünde kredi kartı ekstresi sunmuş; mahkemece —–müzekkere yazılarak davalı …’ya ait —– nolu kredi kartından;—— tarihinde davacı——– yapılan—- harcama tespit edilmiştir. Her ne kadar davacı bu ödemenin fotokopi olduğunu beyan etmiş ise de ödeme ——– yazı cevabı ile anlaşılmaktadır. Davacı tarafça HMK 140/5 gereğince verilen sürede sunmadığı, beyan dilekçesi ile sunduğu mutabakat ile süresinden sonra bildirdiği ceza dosyasını belirterek; —- ödemenin cari hesap borcuna dair olmadığını iddia etmiş ise de; sunulan mutabakat metni fotokopiden ibaret olup davanın tarafı olmayan —- ile düzenlenmiştir. Bunun yanında İstanbul Anadolu —– Asliye Ceza Mahkemesinin —— esas sayılı dosyası ekleri ile birlikte tek tek incelendiğinde; hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma olarak bildirilen işlemler içerisinde davalı firmaya ait işlemlerin olmadığı tespit edilmiştir. Davalı yanca cari hesaba konu —— ödendiği ispat edilmiş olup; icra takip dosyasındaki bu bedel yönünden itirazında haklı olup; davacı taraf —- ödemenin cari hesaba dair borç olmadığını ispat edememiştir. Davalı tarafın bakiye —–alacak yönündeki itirazının hukuki dayanaktan yoksun olduğu anlaşıldığından; İstanbul Anadolu ——. İcra müdürlüğünün —– esas sayılı dosyasındaki alacak miktarına ilişkin davalı borçlu tarafından yapılan itirazın —– kısmı İİK 67 maddesi gereğince iptaline karar verilmiş; davalının ödeme iddiası yargılamaya konu olup; kabul edilen alacak likit olmadığından icra inkar tazminatına yer olmadığına karar verilmiş; reddedilen miktar yönünden davacının icra takibinde haksız ve kötüniyetli olduğu ispatlanamadığından, davacı aleyhine kötüniyet tazminatı hükmedilmesi yer olmadığına karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
DAVANIN KISMEN KABUL, KISMEN REDDİ İLE;
1- İstanbul Anadolu —–. İcra müdürlüğünün —- esas sayılı dosyasındaki alacak miktarına ilişkin davalı borçlu tarafından yapılan itirazın—- kısmı için İİK 67 maddesi gereğince İPTALİNE, fazlaya ilişkin talebin reddine
2- Alacak likit olmadığından icra inkar tazminatına yer olmadığına,
Davacı aleyhine kötüniyet tazminatı hükmedilmesi yer olmadığına,
3- Alınması gerekli —– harcın davacı tarafça yatırılan —- peşin harçtan mahsubu ile—– harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafça yapılan —- harç gideri, —–posta-tebligat masrafı,—- bilirkişi ücreti olmak üzere toplam ——— davanın kabul red oranı gözönünde tutularak ——— davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan —— uyarınca—- vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Red edilen kısım yönünden; karar tarihinde yürürlükte bulunan —- uyarınca 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda bedel itibariyle HMK 341 gereğince kesin nitelikte verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.