Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/98 E. 2019/934 K. 01.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2017/187 Esas
KARAR NO: 2019/1031 Karar
DAVA : Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 10/02/2017
KARAR TARİHİ: 16/10/2019
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkili ile davalı şirket arasında ———- yılının Mart ayından itibaren akdi ilişki mevcut olduğunu, müvekkilin davalı şirkete yemek hizmeti almasına aracılık ettiğini, davalı şirkete ——- firması tarafından yemek tedarik edildiğini ve——— firması tarafından yemeklerin teslim edildiğini, müvekkilin bu yemek hizmetinde her iki firma arasında aracılık yaptığını, müvekkil aracılığı ile ——– firması tarafından yemek tedarik edilip götürülmesi hizmetinin —– yılının —– aylarında da devam ettiğini, davalının bu hizmet bedellerini ödemekten imtina ettiğini, müvekkilin —— aylarında kesilen altı adet fatura ve cari hesap ekstresine dayanarak İstanbul Anadolu 20. İcra Müdürlüğünün ——– sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığım ve davalının icra takibine itiraz ettiğini ileri sürerek dayanarak İstanbul Anadolu 20. İcra Müdürlüğünün —- sayılı dosyasına yapılan haksız ve dayanaksız davalı itirazının iptaline, %20 icra inkar tazminatının davalı tarafından müvekkile ödenmesine, takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Davacı tarafından önce Gebze 4, İcra Müdürlüğünün —— sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, müvekkil tarafından yapılan itirazlarda yetki itirazında da bulunulduğu için davacı tarafından bu kere dayanarak İstanbul Anadolu 20. İcra Müdürlüğünün ——– sayılı dosyasıyla icra takibi başlattıklarını ve takibe itiraz edildiğini, takibe konu faturalar nedeniyle müvekkil tarafından herhangi bir şekilde davacıdan yemek alınmadığını, davacıdan alınan tüm yemeklerin bedelinin ödendiğini, mal ve hizmet almaksızın kesilen davaya konu faturaların davacıya iade dildiğini, sevk irsaliyelerinin de imzalanmadığını ileri sürerek haksız ve hukuka aykırı davanın reddine, takibin haksız ve kötü niyetli olan davacının alacağı %20’sinden az olmamak üzere haksız takip tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE : Dava, hukuki niteliği itibari ile tacirler arasında faturaya dayalı icra takibine itirazın iptali davası olduğu görüldü.
Dosyamız arasına alınan İstanbul Anadolu 20. İcra Müdürlüğü’nün —– Esas sayılı icra dosyasının yapılan incelemesinde takibin —– tarihinde takip başlatıldığı ödeme emrinin davalı/borçluya ——– tarihinde tebliğ edildiği davalının —— tarihinde takibe itiraz ettiği ve takibin durduğu anlaşılmıştır.
Davacının; borçlu tarafından yapılan itirazların davacı-alacaklıya tebliğinden itibaren İİK.nun 67.maddesinde belirtilen bir yıllık süre içerisinde mahkememize davayı açtığı anlaşıldığından, açılan davanın süresinde olduğu görülmüştür.
Davada aktif ve pasif taraf husumetinin sağlandığı anlaşılmış olup taraflar arasında bu hususta çekişme yoktur.
Dosyamız Mali Müşavir bilirkişisine tevdii edilmiş olup, bilirkişi mahkememize hitaben sunmuş olduğu raporunda özetle: Davacı vekili tarafından İstanbul Anadolu 20. İcra Müdürlüğünün —– sayıl dosyasıyla —— tarihinde altı adet faturaya ve cari hesaba dayanarak davalı borçlu aleyhinde başlatılan icra takibinde —- TL asıl alacak, —-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam —- TL’nın ödenmesini talep ettiği, 2)Davacı ticari defter kayıtlarına göre, davacının —– tarihi itibariyle davalıdan——-TL alacaklı durumda bulunduğu, Davalıticari defter kayıtlarına göre, davalının ——– tarihi itibariyle davacıya 29,22 TL borçlu durumda bulunduğu, Taraflararasındaki ihtilafın altı adet faturadan kaynaklandığı, faturaların dayanağı sevk irsaliyelerinde teslim alan bölümünde sadece bir imza bulunduğu, bu imzaların davalı yetkilisine veya çalışan personellerine ait olup olmadığının belirlenmesinin bu aşamada mümkün olmadığı, tanık beyanları ve sevk irsaliyesi içeriği ürünlerin davalıya teslim edilip edilmediği hususunda nihai kararın Sayın Mahkemenin takdirinde olacağı, İhtilaf konusu altı adet fatura içeriği ürünlerin davacı tarafından davalıya teslim edildiği yönünde Sayın Mahkemece karar verilmesi durumunda, davacının ——tarihi itibariyle davalıdan —- TL alacaklı durumda olacağı, aksi yönde Sayın Mahkemece karar verilmesi durumunda ise, davacının — tarihi itibariyle davalıdan 29,22 TL alacaklı durumda olacağı yönünde mütalaa etmiştir.
Dava dışı —— ticari defterleri incelenmesi amacı ile ek rapor hazırlanmak üzere dosya bilirkişiye verilmiş olup, bilirkişi mahkememize hitaben hazırlamış oldukları ek raporunda özetle: Dava dışı şirket tarafından ibraz edilmekle incelenen ticari defter kayıtlarına göre, dava dışı şirket ile davacı şirket arasındaki borç alacak ilişkisinin —– tarihinde başladığı, dava dışı şirketin —— tarihi itibari ile davacı şirketten —– TL alacaklı durumda bulunduğu yönünde mütalaa etmiştir.
Bilirkişi raporu HMK 280. Maddesi uyarınca taraflara tebliğ edilmiştir.
Yargıtay—. Hukuk Dairesi’nin——— K. Sayılı kararı ile ” Kabule göre davalı taraf faturaya konu alım satım ilişkisini kabul etmemektedir. Davacının fatura deliline dayanabilmesi için faturada yazılı malı davalıya teslim ettiğini; bu teslimin borç doğurucu sözleşmesel hukuki bir ilişki sonucu olduğunu, faturanın bu ilişki sonucu düzenlenmiş olduğunu genel ispat kurallarına göre yemin teklifi dahil kanıtlaması gerekir. Tebliğ edilen faturaya 8 gün içerisinde itiraz edilmemiş olması hali, faturada yazılı malın alıcıya teslim edildiğini göstermez, bu sadece malın fiyat ve adedi yönünden içeriğini kabul anlamına gelir. Bu husus gözetilmeden davanın kabulü doğru değildir. ” şeklindedir.
Yargıtay —-. Hukuk Dairesi’nin ———K. Sayılı kararı ile ” Faturaya 8 gün içerisinde itiraz edilmemiş olması hali, faturada belirtilen verilerin doğru olduğu karinesi doğar, Bu durumdan faturanın verilmesine neden olan iş veya hizmetin de yapılmış olduğunun kabul edildiği anlaşılmaz.” şeklindedir.
Yargıtay —. Hukuk Dairesi’nin ——- K. Sayılı kararı ile; ” Fatura altındaki imzanın davalı yetkilisine ait olup olmadığı tespit edilerek; ait olduğunun tespiti halinde bu iki fatura bedelinden sorumlu tutulması gerekmektedir. Bunun dışında davacı tarafından faturada yazan malların teslimine dair davacı tarafından herhangi bir belge ibraz edilmediğinden bu fatura muhteviyatını teslim edildiği kabul edilemez.” şeklindedir.
Toplanan deliller, icra takip dosyası, dava dilekçesi, ticari defterler, bilirkişi incelemesi bir bütün olarak değerlendirildiğinde; uyuşmazlık davacı tarafından davalı tarafın şantiyesine ——ayında yemek hizmeti verilip verilmediği noktasında toplanmaktadır. Fatura tek başına alacağın varlığını ispat için yeterli değildir. Faturaya konu yemeklerin teslim edildiği hususu davacı tarafça ispatlanmalıdır. Her ne kadar davacı tarafça fotokopiden ibaret sevk irsaliyeleri ibraz edilmiş ise de; davalı tarafça sevk irsaliyeleri üzerindeki imzanın kendilerine ait olmadığı beyan edilmiş olup; sevk irsaliyelerinin teslim eden ve teslim alan kısımlarında isim yer almadığı, salt imza olduğu, fotokopiden ibaret sevk irsaliyeleri üzerinde basitçe yapılan kontrolde teslim eden- teslim alan kısımlarındaki imzaların her ay birbiri ile farklı olduğu anlaşılmış olup; davalı tarafın davacı ile aralarında ———- ayında ticari ilişkiyi kabul etmemesi ve fotokopiden ibaret sevk irsaliyesi üzerindeki imzaların kendisine ait olmadığını iddia etmesi karşısında davacı taraf malların teslim edildiğini ispat edememiştir. Dava değeri gözetilerek HMK 200. Maddesi gereğince faturaya konu hizmetin ifası tanık delili ile ispatlanamayacağından tanık beyanları hükme esas alınmamıştır. Dava dilekçesinde açıkça yemin deliline dayanıldığından; ———- tarihli celsede davacı vekiline yemin hususunda kesin süre verildiği ve 2 numaralı ara kararda ihtarat yapıldığı halde yemin metnini hazırlamadığı, bu nedenle yemin deliline dayanmakta vazgeçmiş sayıldığı anlaşılmış olup; davacı taraf alım satım ilişkisini ve bu bağlamda usulüne uygun mal teslimini ispat edemediğinden, fatura tek başına ticari ilişkinin varlığına delil olamayacağından ispat edilemeyen davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.Davalı taraf kötüniyet tazminatı talep etmiş ise de faturaya dayanarak yaptığı icra takibinde kötü niyetli olduğu hususu ispatlanamadığından davalı lehine kötüniyet tazminatına hükmedilmemiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
Davanın REDDİNE,
1-Alınması gerekli 44,40 TL harcın davacı tarafça yatırılan 165,16 TL peşin harçtan mahsubu ile 120,76 TL’nin bakiye harcın davacıya iadesine,
2-Davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. uyarınca 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine
4-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı. 16/10/2019