Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/954 E. 2019/1373 K. 18.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/954 Esas
KARAR NO: 2019/1373
DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ: 13/08/2018
KARAR TARİHİ: 18/12/2019
Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı şirketin kurucu ortağı olduğunu ve % 20 oranında hissesinin bulunduğunu, davalı şirketin tıbbi cihazlar sattığını, müvekkilinin şahsi gayreti ile büyüyen şirketin — söz sahibi olmasıyla keyfî bir şekilde yönetilmeye başlandığını, şirketin kazancının — grup şirketlerine aktarıldığını, yönetim kurulu üyesi olan müvekkilinin bu sömürü düzenine karşı çıkmaya çalıştığını, ancak sonuç alamadığını, davalı şirketin— senesine ilişkin olağan genel kurul toplantısının gecikmeli olarak — tarihinde yapıldığını, müvekkilinin vekili tarafından temsil edildiğini, genel kurulda alnan yönetim kurulu faaliyet raporunun onanması ile ilgili – numaralı kararın, mali tabloların kabul edilmesi ile ilgili – numaralı kararın, yönetim kurulunun ibrasının oylandığı – numaralı kararın ve kâr payı dağılmaması ile ilgili – numaralı kararın iptali gerektiğini, şirketin kâr elde etmesine rağmen kâr payı dağıtılmasından keyfî bir şekilde kaçınıldığını iddia ederek; genel kurulda alman—- numaralı kararların iptaline, kârın ne kadarlık kısmının dağıtılması gerektiğinin tespitine, müvekkilinin payına düşen kâr payının şimdilik — TL lik kısmmm davalı şirketten tahsil edilerek müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; üç ortaklı müvekkili şirketin % 75 oranındaki hissesinin —-, % 20 oranındaki hissesinin davacıya, % 5 oranındaki hissesinin de – ait olduğunu, — davalı şirkete katkı sağladığını ve sağlamaya devam ettiğini, davalı … her zaman desteklediğini, şirkete borç verdiğini, müvekkili şirketin borçlarının 5 Milyon TL’ye yaklaşmış olmasma rağmen davacının 2.699.813,86 TL toplamındaki net dönem kârının ve olağanüstü yedek akçelerin dağıtılmasını talep ettiğini, davacınm sermaye koyma borcunu bile iki yıl geciktirerek ödediğini, davacının yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptığını, tüm işlemlerden haberdar olduğunu, genel kurulda yasaya uygun olmayan karar alınmadığını, kâr dağıtımının ekonomik koşullar nedeniyle yapılmadığını savunarak, haksız ve hukuka aykırı olduğunu ileri sürdüğü davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava; — tarihli Şirket – yılı Genel Kurulunda sermaye ve oy çokluğuna sahip olan dava dışı pay sahiplerince davalı şirkette hukuka aykırı olarak alıdığı iddia edilen kararların iptali ve şirketin —- yılı karı ile geçmiş yıldan kalan dağıtılmamış karların dağıtılması, ve davalıdan tahsili istemine ilişkin olup, uyuşmazlık; belirtilen genel kurul kararlarının iptali şartlarının oluşup oluşmadığı ve ayrıca bu davada davacının geçmiş yıla dönük kar payı isteyip isteyemeyeceği, eğer isteyebilecek ise miktarı noktalarında toplanmaktadır.
İptali istenen genel kurul toplantı tutanağı ve hazirun cetveli ile şirketin ticari sicil dosyası, belirtilen döneme ilişkin vergi kayıtları celp ve ibraz edilmiş, bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Davalı şirketin tıbbi cihazların alımı satımı konusunda faaliyet gösteren bir şirket olduğu, sermayesinin 1.000.000 TL. olduğu, her biri 1.000 TL. kıymetinde bin adet paya ayrıldığı, bu payların üç ortak arasında 750 adet hissenin —–, 200 hissenin …’ye, 50 hissenin —— ait olduğu anlaşılmıştır.Her üç ortağın 11/11/2015 tarihli genel kurulda yönetim kurulu üyesi olarak atandıkları anlaşılmaktadır.
Dava konusu genel kurulun — yılına ilişkin – tarihinde yapılan genel kurul olduğu, toplantının %100 oranında ortakların katılımıyla yapıldığı, davacının iptalini istediği, —nolu genel kurul kararları ile ilgili olumsuz oy kullandığı ve muhalefet beyanını tutanağa yazdırdığı anlaşılmaktadır. Ayrıca davanın yasal sürede açıldığı tespit edilmiştir.
Davada iptali istenen – nolu genel kurul kararında; —– senesine ait yönetim kurulu faaliyet raporunun okunduğu, oy çokluğuyla kabul edildiği, bu faaliyet raporu döneminde davacının da yönetim kurulu üyesi olduğu anlaşılmaktadır.
Davada iptali istenen – nolu genel kurul kararında;– senesine ait finansal tabloların okunduğu ve onaylandığı, faaliyet döneminde davacının da yönetim kurulu üyesi olduğu anlaşılmaktadır, bu nedenle TTK. Nun 515/1.maddesine göre davacının yönetim kurulu başkan vekili olarak çalıştığı dönemde yönetim kurulu faaliyet raporu ve finansal tablolarının onaylanmasına ilişkin genel kurul kararının iptalini talep etmesinin iyi niyet kurallarıyla bağdaşmadığı kanaatine varılmıştır.Ayrıca bilirkşi tarafından yapılan incelemede davalı şirketin genel kurul toplantısına sunulan—- yılına ilişkin bilançosu, gelir tablosu ve yönetim kurulu faaliyet raporu incelendiğinde, yasaya uygun olarak düzenlendiği ve doğruyu yansıttığı, anlaşılabilir olduğu tespit edilmiştir.Davalı şirketin—- bağlı —– şirketten biri olduğu ve aynı binada faaliyet gösterdiği, ana şirket tarafından yapılan masrafların şirketlere yansıtıldığı, her ne kadar davacı taraf bu masrafların fazla yansıtıldığını ileri sürmüş ise de yapılan mali incelemede — yılında davalı şirkete herhangi bir masraf yansıtması yapılmadığı tespit edilmiş ve bilirkişi tarafından bu döneme ilişkin cari hesap kayıtları rapora eklenmiştir. Açıklanan sebeplerle, genel kurulun — nolu maddelerinin iptalini gerektirir bir durum olmadığı kanaatine varılmıştır.
Davada iptali istenen – nolu genel kurul kararında; yönetim kurulu üyelerinin ayrı ayrı ibra oylamaları yapıldığı, buna göre;— isimli üyelerin oy çokluğu ile ibra edildikleri, davacı …’nin ise oy çokluğu ile ibra edilmediği anlaşılmaktadır.Her ne kadar her bir yönetim kurulu üyesi için ayrtı ayrı oylama yapılmış olsa bile TTK. 436/2 maddesine göre, yönetim kurulu üyelerinin tamamı ibra sırasında oydan yoksundur.Davalı şirketin üç hissedarı vardır ve her üç hissedar da yönetim kurulu üyesidir, üçü de oydan yoksun olduğundan yönetim kurulu üyelerinin ayrı ayrı ibra edilmesine ya da ibra edilmemesine ilişkin kullanılan oyların geçersiz olduğu ve her üçü yönünden de ibranın gerçekleşmediği, iptali gerektiği anlaşılmaktadır.
Davada iptali istenen – nolu genel kurul kararında; — yılına ait kardan ve olağanüstü yedek akçelerden kar dağıtımı yapılmamasına ilişkin oy çokluğu ile karar alındığı, davacının kar dağıtımı yapılması yönünde oy kullandığı anlaşılmaktadır.Genel kurulda kar dağıtılmamasına gerekçe olarak şirketin kur riski, yüksek enflasyon ve ülkenin içinde bulunduğu ekonomik şartların gösterildiği, bilirkişi incelemesi sırasında davalı şirketin — yılına ilişkin bilançosunun ve gelir tablosunun ayrıntılı olarak incelendiği, davalı şirketin – senesi net satışları toplamının 12.165.133,54 TL. olduğu, vergilendirmeden sonra 1.057.049,48 TL. dönem net karı olduğu, şirketin varlıklarının toplamının 12.978.517,87 TL. olduğu, borçlarının ise 10.209.752,63 TL. olduğu, öz varlığının 2.768.765,24 TL. olduğu, sermayenin öz varlık bünyesinde fazlasıyla korunduğu, davalı şirketin toplam borçlar/toplam aktifler rasyosunun — olduğu, davalı şirketin cari oranının — olduğu, yani davalı şirketin mali yapısının kötü olmadığı ancak çok da iyi olmadığı, davalı şirketin ihtiyatlık prensibine uygun davranması gerektiği ancak bu durumun hiç kar dağıtılmaması gerektiği anlamına gelmeyeceği anlaşılmaktadır.Yeni TTK. nunda yedek akçe ile olarak 519.madde de ” pay sahiplerine %5 oranıdna kar palyı ödendikten sonra kardan pay alacak kişilere dağıtılacak toplam tutarın %10’u genel kanuni yedek akçeye eklenir” hükmü getirilmiştir.Bu durumda birinci temettünün ortakların kazanılmış hakkı olduğu tespit edilmiştir.Yine bilirkişi tespitlerine göre birinci temettünün ödenmiş sermayenin %5’i olduğu, davalı şirketin sermayesinin 1.000.000 TL., ödenmiş sermayesiinn 865.000 TL. olduğu, birinci temettü tutarının %5 hesabı ile 43.250,00 TL. olduğu, bu tutarı ödemesiyle şirketin mali yapısının ve rasyolarının bozulmasının mümkün olmadığı, genel kurulda bu durumun bilinmesine rağmen ortaklardan kar payı dağıtımını esirgeyecek şekilde genel kurul kararı almasının hem kanuna hem de dürüstlük kuralına aykırı olacağı anlaşılmakla, – nolu genel kurul kararının da iptali gerektiği kanaatine varılmıştır.
Her ne kadar dava dilekçesinde, davacı tarafından kendisine düşecek kar payının ödenmesi yönünde bir talep de söz konusu ise de bu talebin ayrı bir dava konusu yapılabileceği, genel kurul kararının iptali istemine ilişkin bu davada değerlendirilmesinin mümkün olmadığı anlaşılmakla, bu talebin yönünden davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kısmen kabulü ile davalı şirketin – tarihli —– alınan yönetim kurulunun ibrasına ilişkin – numaralı kararın ve kârın dağıtılmasına ilişkin – nolu kararın iptaline, diğer taleplerin reddine,
2-Davacının kâr payının kendisine ödenmesi talebi genel kurul kararının iptali istemli bu davanın konusu olamayacağından reddine,
3-Alınması gereken 44,40 TL karar harcına karşılık peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 8,50 TL harcın davalıdan tahsiliyle hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan; 3.000,00 TL bilirkişi gideri ve 111,00 TL posta gideri olmak üzere toplam 3.111,00 TL’nin davanın kabul-red oranı nazara alınarak taktiren 1.555,50 TL’si ile 71,80 TL harç gideri toplamı 1.627,30 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı lehine davanın kabul edilen kısmı üzerinden AAÜT uyarınca taktir edilen 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı lehine davanın reddedilen kısmı üzerinden AAÜT uyarınca taktir edilen 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Bakiye gider avanslarının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.18/12/2019