Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/937 E. 2021/892 K. 11.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2018/937 Esas
KARAR NO : 2021/892 Karar

DAVA : Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/08/2018
KARAR TARİHİ : 11/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davacı vekili müvekkili —-kayıtlı bulunan —- plakalı sayılı aracında meydana gelen arıza nedeni ile davalı şirkete başvurmuştur. Davalı şirket tarafından yapıldığı iddia edilen—- ve bakım yapıldığı gerekçesi ile müvekkili şirket tarafından —- tarihinde tahsilat makbuzu —- ait müşteri çeki ile ciro yolu ile alınan ——– meblağlı çek ile yine aynı şirkete ait —— meblağlı çekler ve— hesabına yapılan 3.000,00 -TL havale yapılmak sureti ile hizmet alınan bedelin karşılığı ödenmiştir” dendiği, davacı vekili davalı şirketin müvekkili adına kayıtlı —- plakalı aracın her ne kadar bakım ve onarımı yaptığını iddia ederek teslim ettiğini belirtsede mezkur arızanın devam ettiğini ve bu sebepten aracı mağdur müvekkilinin ayrıca başka bir servise aynı arızadan dolayı bakım onarıma teslim ettiğini bildirdiği, davacı vekili müvekkili şirketin aracı ——-. tarafından onarıldığını eksikliklerinin giderildiğini ve onarım bedel faturasını müvekkil şirket tarafından davalıya gönderildiğini ve herhangi bir geri dönüş alamadıkları gibi —- (alınmamış aynı zamanda bedeli ödenmiş iddiası) ile muhattap kalmak zorunda bırakıldıklarını belirtildiği, davacı vekili mezkur dava ya konu İcra emirinin müvekkil şirketin taşınma işlemleri sırasında eski adreslerine tebliğ edilemediği ve muhtara bırakıldığından ve bu durumdan ve itiraz da gecikme yaşanması ile müvekkili adına başlatılan takipin kesinleşmesi üzerinde itiraz yoluna gidilemediğinden bahsetmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;Davalı vekili, Davacı tarafın iddia etmiş olduğu hususlar, yasal dayanaktan yoksun, soyut ve herhangi bir delile dayanmayan iddialardan ibaret olduğundan, Davacı tarafın, iddia etmiş olduğu hususları ispat yükünün kendilerinde olduğunu ve dava dilekçesine deli! olarak sunulan bilgi ile belgelerin hiçbirinin, usul kuralları çerçevesinde, iddia edilen vakayı ispata elverişli araçlar olmadığından bahsettiği, davalı vekil müvekkili —— adlı şahıs firmasının sahibi olduğunu,—- ve onarım işleri ile ticari faaliyetlerine devam ettiğini, müvekkilinin muhtelif tarihlerde davacı şirkete ait araçların bakım ve onarımını yaptığını müvekkilinin sadece mezkur dava dilekçesinde belirtilen aracın değil başkaca davacı firmaya ait araçlarında bakım ile onarımlarını yaptığını davacı firmanın kısmi ödemelerde bulunduğunu ancak davacı ile aralarında ki faturalı alışverişten kaynaklanan ve ticari defterlerede işlenen 12.000.00-TL borcunu davacı tarafın ödemediğini belirtildiği, davalı vekil müvekkilinin davacı firmaya karşı tevdi ettiği işlerin tamamını eksiksiz yerine getirdiğini yapmış olduğu işlerin bedelini de şifahen talep ettiğini ançak herhangi olumlu bir cevap alamaması üzerine Alacığının tahsili adına—- İcra Dosyasında takip başlattığını belirtildiği, davalı vekili davacı tarafın iyiniyetli olmadığını, müvekkilinin—- Dosyası ile takibe başlamadan önce herhangi bir iş eksikliği ile ayıbı yada giderilmeyen ve onarılmayan bozukluklar İle alakalı herhangi bir geri dönüş apmadığını bu davranışının süreci uzatmaya yönelik olduğundan bahsettiği, davalı vekili müvekkiline davacı tarafından dava dilekçesinde atıf yapılan bir diğer firma olan dava dışı —- işlemler adına oluşturulmuş olan faturanın gönderildiğinin ve müvekkilin de aldığının ispatlanmasının gerektiğini belirtmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE : Dava, hukuki niteliği itibari ile davacı tarafça açılan menfi tespit davasından ibaret olduğu görüldü.
—— yazılan müzekkerelere ikmalen cevap verildiği, müzekkere yazı cevaplarının dosyamız arasına alındığı görüldü.
Dosyamız arasına alınan—- Esas sayılı icra dosyasının yapılan incelemesinde takibin 30/03/2018 tarihinde takip başlatıldığı, ödeme emrinin borçluya 24/04/2018 tarihinde tebliğ edildiği görüldü.
Taraflar tacir olup, delil olarak ticari defterlere dayandıklarından; taraflara inceleme gün ve saatinde belirtilen yıllara ilişkin ticari defter ve kayıtlarını hazır etmeleri aksi halde HMK 220 ve devamı maddeleri gereğince defterlerini sunmayan tarafın ticari defterlerine lehine delil olarak dayanamayacağının ve tekrar sunamayacakları usulüne uygun biçimde ihtar edilmiş; defter inceleme neticesinde dosyamız bilirkişiye tevdii edilmiş olup , bilirkişi mahkememize hitaben sunmuş olduğu 21/06/2019 tarihli raporunda özetle: Davalı ve davacıların beyanları ve sundukları evrak ile delaillerin tümü incelendiğinde aralarında hizmet ilişkili ticaretin ve para alışverişinin varlığı görüldüğü, dava dosyasının beraberinde ihtiyati haciz talep edilen —- fatura karşılığı açıklamalı 12.000,00-TL icra takibi başlatılmış lakin fatura sunulmadığı, davacı yan —– muavin defter kayıtlarında bulunan davalıya ait — özeti incelemesinde, davacı —— yansıtma faturası olmasa davacı yanın davalı …’—- borçlu olduğu hakkında takdir yetkisi mahkemenin olduğu, davacının talebinin kabulu yada reddi hakkında takdir yetkisi mahkemenin olduğu görüş ve kanaatine varılmıştır.
Rapor denetime esas olmayıp, HMK 222 anlamında tarafların ticari defterlerinin lehlerine delil olup olmadığının ayrı ayrı belirtilmesi, dava dilekçesinde belirtilen 29/09/2017 tarihli yansıtma faturasının davacı/davalı defterlerinde kayıtlı olup olmadığının ayrı ayrı taraf defterleri doğrultusunda belirtilmesi, 30/03/2018 tarihi itibari ile tarafların defterleri doğrultusunda alacak-borç ilişkisinin detaylıca bildirilmesi amacıyla ek rapor hazırlanmak üzere dosyanın Mali Müşavir bilirkişiye verilmesine, karar verilmiş olup, mali müşavir bilirkişi mahkememize hitaben sunmuş olduğu ——- raporunda özetle: Huzurdaki davada, davalı ve davacıların beyanları ve sundukları evrak ile delaillerin tümü incelendiğinde aralarında hizmet ilişkili ticaretin ve para alışverişinin varlığı görülmektedir. Dava dosyasının beraberinde ihtiyati haciz talep edilen —- İcra Dosyası içeriğinde fatura karşılığı açıklamalı 12.000,00-TL icra takibi başlatılmış lakin fatura sunulmadığı, davacı yan—– muavin defter kayıtlarında bulunan davalıya ait muavin hesap özeti incelemesinde, davacı …—- davalı …’ —- alacaklı olduğu, lakin davaya konu ihtilaflı —- borçlu olduğu hakkında takdir yetkisi mahkemede olduğu, huzurdaki davada, davacı nın talebinin kabulu yada reddi hakkında takdir yetkisi mahkemede olduğu yönünde görüş bildirmiştir.
Dosyada aldırılan bilirkişi raporlarının denetime elverişli olmadığı anlaşıldığından dosyanın yeni bir mali müşavir bilirkişiye tevdiine, davacının istirdat talebi de dikkate alınarak, dava konusu uyuşmazlık hakkında ayrıntılı bir rapor alınmasının istenilmesine karar verilmiş olup, yetin atanan mali müşavir bilirkişisi mahkememize hitaben sunmuş —- raporunda özetle: Davacı ile davalı defterleri ile ilgili dosya kapsamında ki raporda incelemelerin yapılmış olduğu, Söz konusu hesap ekstrelerinin incelenmesi sonucunda taraflar arasında ki mutabakatsızlığın rapor içeriğinde açıklandığı, yapılan değerlendirme sonucunda davacının davalı hesabına kaydettiği — faturasının davalı hesabından mahsup edilmesini gerektirecek — bulunamadığı, bu itibarla söz konusu bedelin davalı alacağından mahsup edilemeyeceği kanaatine ulaşıldığı, rapor içeriğinde yapılan değerlendirme ve hesaplamalara göre davacının 30.03.2018 takip tarihi itibari ile davalı tarafa 10.531,06 TL’si borçlu olduğu, diğer bir ifade ile davacının iş bu menfi tespit davasına dayanak olan icra takibinde talep edilen — asıl alacak dikkate alındığında davacının 1.468,94 TL’lık kısmının kabulünün yapılacağı, davacının icra takibine yaptığı ödemeler sonrasında iş bu menfi tespit davasını istirdat davası şeklinde ıslah ettiği, yapılan hesaplama ve değerlendirmelere göre davalının yaptığı tahsilatlar ile ilgili olarak davacı tarafa 1.941,32 TL’sini geri ödemesi gerektiği, davacının ıslah talebinde geri ödemeye ilişkin herhangi bir faiz talebinde bulunmadığı ancak mahkemenin yapılacak geri ödeme ile ilgili işlemiş faize hükmetmesi halinde söz konusu faizin yapılan ödeme tarihleri (01.08.2019 ve 02.08.2019) dikkate alınmak sureti ile hükmedilmesinin gerektiği, davacı tarafça talep edilen kötü niyet tazminatı ve davalının %20 icra inkar tazminatına ilişkin taleplerinin takdir ve değerlendirmesinin mahkemeye ait olduğu, görüş ve kanaatine varılmıştır.
Bilirkişi raporu HMK 280. Maddesi uyarınca taraflara tebliğ edilmiştir.
Bedel Artırım: Islah taleplerinin kabulü ile, — esas sayılı dosyası ile yatırılan dosya borcunun davalı şirket tarafından müvekkili şirkete geri ödenmesini, menfi tespit davası olarak ikame edilmiş olan davanın istirdat davası olarak ıslah ederek, davanın kabülüne karar verilmesini talep etmiştir.
Toplanan deliller, icra takip dosyası, dava dilekçesi, cevap dilekçesi, ticari defterler, bilirkişi incelemesi bir bütün olarak değerlendirildiğinde;Davacının —— onarım ve bakımı için davalı şirkete başvurduğu bu kapsamda aracın onarım ve bakım bedeli olarak peyderpey nakit,banka havalesi ve çeklerle ödeme yaptığı,ancak arızanın devam etmesi üzerine,aracı dava dışı bir şirkete onarım için götürüldüğünü ve bu kez araçta davalı şirket tarafından yapılması gereken onarımların yapılmadığının tespit edildiğini,dava dışı şirketçe yaptırılan işlemler sebebiyle kesilen faturanın davalı şirkete gönderildiğini ancak bir cevap alamadıklarını,buna rağmen davalı tarafça onarım bedeli adı altında kendileri aleyhine icra takibi yapıldığı,ancak işbu icra takibi sebebiyle borçlu olmadıklarının tespitini talep ettiği,davacının ——-tarihli dilekçesiyle icra takibine konu borcun 16.059,36 TL olarak ödenmiş olması sebebiyle menfi tespite yönelik talebini istirdat talebine dönüştürdüğü , her ne kadar davacı vekili eksik onarım ve bakım işlemlerinden dolayı 3.bir firmaya eksik onarımın tamalatıldığını ve bu sebeple buna ilişkin fatura kesildiğini beyan etmiş ise de davalı tarafa bildirilen bir ayıp ihbarının bulunmadığı,buna ilişkin bir delil tespitinin yapılmadığı,Yarfıtay uygulamalarında da kabul gördüğü üzere yansıtma faturasının davacının eksik ve ayıplı hizmet iddiasını tek başına ispata yeterli olmadığı,taraflar tacir olduğundan taraf defterleri üzerinde yapılan incelemede,aşamalarda aldırılan bilirkişi raporlarının denetime elverişli olmaması sebebiyle hükme esas alınan 05.03.2021 tarihli mali müşavir tarafından hazırlanan denetime elverişli bilirkişi raporunda da ifade edildiği üzere ,davacı defterlerine göre davalının hizmet faturalarının toplam tutarının 49.400,70 TL olduğu,davacının davalı adına tanzim ettiği 13.944,65 TL iade faturasının davalı defterinde yer almadığı,yukarıda vurgulandığı üzere davacının ayıplı ve eksik hizmet iddiasına ispatlayamadığı kanaatine varıldığından işbu faturanın tarafların alacak-borç hesabında dikkate alınmadığı,davacının davalıdan aldığı hizmet faturaları dolayısıyla çek ve nakit ödemeleri toplamı olan 38.869,64 TLnin mahsubu sonrasında da davacının davalıya 10.531,06 TL borçlu olduğunun tespit edildiği ,davacının menfi tespit talebini istirdat talebine dönüştürdüğü dikkate alındığında, ödeme yaptığı —- olduğu nazara alındığında yapılan 16.059,36 TL ödemeden 14.118,04 TL bedelin mahsubu sonrasında davacının istirdat tutarının 1.941,32 TL olacağı anlaşılmakla davacının davasının davanın kısmen kabul kısmen reddi ile davacının—- sayılı dosyasından ödeme tarihi olan 01.08.2019 tarihi itibariyle toplam borç miktarının 1.941,32 TL bedel yönünden borçlu olmadığının tespitine ;davacı tarafından ödenen 1.941,32 TL bedelin ödeme tarihi olan 01.08.2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE Davacının —- sayılı dosyasından ödeme tarihi olan 01.08.2019 tarihi itibariyle toplam borç miktarının 1.941,32 TL bedel yönünden BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE ;
Davacı tarafından ödenen 1.941,32 TL bedelin ödeme tarihi olan 01.08.2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi uyarınca alınması gerekli 132,61 TL nin davacı tarafından peşin yatırılan 254,29 TL den mahsubu ile 121,68 TL nin davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan 1.500,00 TL bilirkişi gideri, 325,59 TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 1.825,59 TL nin davanın kabul edilen kısmına isabet eden 220,68 TL si ile 290,19 TL harç gideri toplamı olan 510,87 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan—- vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Red edilen kısım yönünden ; Karar tarihinde yürürlükte bulunan —- vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafça yatırılan kullanılmayan bakiye kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı