Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/929 E. 2021/259 K. 16.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/929 Esas
KARAR NO : 2021/259
DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ: 20/04/2018
KARAR TARİHİ : 16/03/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle ;Davacı vekili dava dışı ———- tarihinde —–istikametinde, seyreder iken yol çalışması sırasınd bir şeridin kapanması ile aracın savrularak kaldırıma çıkdığı ve hasar gördüğü sigortalıya —-tazminat ödendiği bu bedelin her iki davalıdan —– tarihinde yürüyen yasal faizi ile müşterek müteselsil tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı ——- cevap dilekçesi ile: müvekkili idareye yönlendirilen haksız ve yersiz bu davanın reddi gerektiğini, husumet itirazlarının bulunduğunu, davaya konu edilen tutar ve kusur oranın davacı tarafça tek taraflı olarak belirlendiğini, bu hususun hukuka aykırı olduğunu, talep edilen faizin kabulü mümkün olmadığını ileri sürerek açılan davanın reddini istemiştir.
Davalı —- dilekçesi ile: Davacı şirket tarafından,—- tarihinde davacının sigortalısı —- ait sürücüsü — sevk ve idaresinde bulunan —- plakalı aracın, ——istikametine seyir halinde iken tek araçlı maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiği ve bu kazadan ————- şirketin sorumlu olduğu iddiasıyla, sigortalısına yapılan —- ödemenin rücusu talepli iş bu dava ikame edildiğini, müvekkil şirket, davalı —– şirketini ve davacının dava dilekçesinde sigortalısı olarak belirttiği ———- tanımıyor olup, hiçbir dönemde müvekkil şirket ile adı geçen şirket/şirketler arasında herhangi bir hukuki/cezai ilişki kurulmamıştır. Dolayısıyla davanın husumet yönünden reddi gerektiğini, Ayrıca dava dilekçesinde davalı sıfatı olarak gösterilen —— şirketleri arasında dahi bulunmadığını, davanın usulden reddini talep ettiklerini belirtmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE:
Dava, hukuki niteliği itibari ile TTK 1472.maddesine dayalı rücuen tazminat davasıdır.
TTK.nın halefiyet başlıklı 1472.maddesine göre; sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder. Sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmışsa, sigortacı, mahkemenin veya diğer tarafın onayı gerekmeksizin, halefiyet kuralı uyarınca, sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat ederek, dava veya takibi kaldığı yerden devam ettirebilir. Aynı maddenin ikinci fıkrasına göre de sigortalı, birinci fıkraya göre sigortacıya geçen haklarını ihlal edici şekilde davranırsa, sigortacıya karşı sorumlu olur. Sigortacı zararı kısmen tazmin etmişse, sigortalı kalan kısımdan dolayı sorumlulara karşı sahip olduğu başvurma hakkını korur.
Davaya konu edilen olayda; davacı sigorta şirketinin dava dışı sigortalısı ——teminat altında olan —–plakalı aracın —– tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeni ile uğradığı hasar sonucunda, —– hasar tazminatı ödediği, sigorta şirketinin aracın satışından — gelir elde ettiği, bakiye miktarın — olduğu ve ——— davalıların % 75 oranında kusurlu olduklarından bahisle, kusurlarına denk gelen bedelin davalılardan müteselsilen tahsilinin talep edildiği görülmüştür.
Davacı sigorta şirketinin, kazanın meydana geldiği yerde yol çalışması olduğu ve yeterli işaretleme yapılmaması nedeni ile kazanın meydana geldiği iddiası nedeni ile mahkememizce yapılan araştırmada; kaza mahallindeki yol çalışmasının davalı —– tarafından yaptırıldığı, ihaleyi alan ve çalışmayı fiili olarak gerçekleştiren firmanın diğer davalı firma olduğu anlaşılmıştır.
Davalı —– doğru yazılmadığından bahisle husumet itirazında bulunmuş, yetkili mahkemenin ———- olduğundan bahisle yetki itirazında bulunmuş ve rücu talebinin zamanaşımına uğradığını beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
Dava dilekçesinde bu davalının unvanının maddi hata sonucunda —–olarak yazıldığı, şirketin gerçekte adının ——— bu durumun kabul edilebilir hata olduğu gözetilerek, davalının husumet itirazı yerinde görülmeyerek unvanın düzeltilmesi yoluna gidilmiştir. Yine bu davalının yetki itirazı, kazanın meydana geldiği yerin yargı çevremiz içinde olması ve ayrıca diğer davalının adresinin yargı çevremizde olması hususları gözetilerek yerinde görülmemiştir.
Davacının rücu talebinin yasal süre içinde ileri sürüldüğü görülerek, davalının zaman aşımı itirazı kabul edilmemiştir.
Davalı ——— sorumluluğu bulunmadığından bahisle husumet itirazında bulunmuş, yargı yerinin idari yargı olduğundan bahisle görev itirazında bulunmuş ve kusur ve hasar oranlarının doğru belirlenmediğinden bahisle yapılan işlemlere ayrıntılı olarak itiraz etmiştir.
Bu davalının husumet itirazı; her ne kadar davalı —- yol yapımı için hazırlamış olduğu ——— yönünde düzenlemeye yer verilmiş ise de; bu şartnamenin taraflar —- arasında sonuç doğuracağı anlaşıldığından, genel sorumluluk kuralları gereğince davalı —– sorumluluğu bu şekilde kaldırılamayacağından husumet itirazı yerinde görülmemiştir.
Mahkememizce tarafların bildirmiş olduğu delil ve belgeler toplandıktan sonra makine mühendisi bilirkişi ile trafik kusur uzmanı bilirkişi den oluşan heyetten rapor aldırılmıştır. Dosyaya sunulan —– tarihli bilirkişi heyeti raporunda; meydana gelen olayda kaçınılmazlık faktörünün olmadığı, önlenebilir bir kaza niteliğinde olduğu, araçta yaklaşık —- tutarında hasarın oluştuğu, aracın ikinci el piyasa rayiç bedelinin —- civarında olduğu, söz konusu aracın onarımının araç piyasa rayiç değerinin %75’ini geçmemesi nedeni ile onarımın ekonomik olacağı ve bu nedenle —- olarak değerlendirilemeyeceği, davaya konu trafik kazasının oluşumunda — plakalı araç sürücüsünün —— % 40 oranında kusurlu oldukları, davalının kusur oranında hasar bedelinin ——— sorumlu olacağı ayrıntılı olarak açıklanmıştır.
Tarafların bu rapora itiraz etmeleri nedeni ile aynı bilirkişi heyetinden ek rapor aldırılmasına karar verilmiş, ancak bilirkişi ———- bilirkişi listesinde aktif olmaması nedeni ile yerine makine mühendisi —— görevlendirilmiştir. Dosyaya sunulan ek raporda; kusur oranları aynı şekilde tekrar edilerek ——– araçtaki toplam hasar bedelinin ———- olduğu ayrıntılı olarak açıklanmış ve mahkememizce oluşa uygun görülen bu rapordaki hasar miktarı dikkate alınarak hüküm kurulmuştur.
Tarafların kusur raporuna itiraz etmelerine üzerine dosya —— gönderilerek yeniden kusur raporu aldırılmıştır. Bu kurumdan aldırılan — tarihli raporda; kazanın oluşumunda——%60 oranında, yoğun bakım onarım çalışmalarını yürüten ve bunu denetleyen kişi ve kurumların %40 oranında kusurlu oldukları ayrıntılı olarak açıklanmıştır. Dosyamızdaki tespitlerle uyumlu olan bu rapordaki kusur oranları dikkate alınarak hüküm kurulmuştur.
Yapılan tüm açıklamalar ışığında; davacı sigorta şirketine—- olan —- plakalı aracın——- tarihinde kaza yaptığı, kazanın davacı sigortalısının %60, kaza tarihinde yol çalışması yaptığı anlaşılan davalıların yeterli işaretleme yapıp gerekli önlemleri almamaları nedeni ile % 40 oranında kusurlu oldukları, davalı —– yapım çalışmalarını yaptıran ve denetleyen kurum olması nedeni ile, davalı —- çalışmasının bizzat yapan kişi olması sıfatı ile her iki davalının sorumluluğunun müteselsil olduğu, kaza nedeni ile araçta oluşan hasarın miktarının —– olduğu, araçta oluşan hasarın miktarı gözetildiğinde pert total sayılamayacağı, buna göre davalıların bu bedelin kusurları oranında yüzde kırkından sorumlu oldukları anlaşıldığından, bu tespitlere göre davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle :
1-Davanın kısmen kabulüyle; —- ödeme tarihi olan—- tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Alınması gereken 892,02 TL karar harcının, davacı tarafından yatırılan 402,82 TL peşin harç’tan mahsubu ile bakiye 489,20TL’nin davalılardan müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından bilirkişi ve tebligat ücreti olarak yapılan 3.140,00 TL yargılama giderinin davanın ret ve kabul oranı dikkate alındığında bakiye 1.738,36 TL’si ile 35,90-TL başvurma harcı, 402,82 TL peşin harç toplamı 2.177,08-TL’nin davalılardan müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine, arta kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı —- tarafından yapılan 82,20 TL yargılama giderinin davanın ret ve kabul oranı dikkate alındığında bakiye 36,69 TL’ nin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
5-Davacı lehine davanın kabul oranı dikkate alındığında karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT göre takdir olunan 4.080,00TL vekalet ücretinin davalılardan müteselsilen tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
6-Davalılar kendini vekille temsil ettirdiğinden davalılar lehine davanın ret oranı dikkate alındığında karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T göre takdir olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendini vekille temsil ettiren davalılara verilmesine,
7-Taraflarca yatırılan ancak sarf olunmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 16/03/2021