Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/914 E. 2019/924 K. 01.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2018/914 Esas
KARAR NO : 2019/924

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/08/2018
KARAR TARİHİ : 01/10/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkiline ——- Poliçesi ile sigortalı bulunan ————-.’ye ait gıda cinsi emtiaların İstanbul’dan önce ————-, akabinde ise —————– nakliyesi işi dava dışı —-. Tarafından üstlenildiğini, fiili taşımasının davalı —— — —–. tarafından gerçekleştirildiğini, sigortalı emtiaların davalı adına kayıtlı sürücü —– sevk ve idaresindeki —— (—-) plakalı araçlara 05/01/2017 tarihinde yüklendiğini, ürünlerin alıcı firmasına teslim edilmesi gereken tarihlerde teslim edilmemesi ve araç sürücüsüne ulaşılamaması nedeniyle sigortalı emtiaların araç sürücüsü tarafından çalınmış olduğunun anlaşıldığını, çalınan malların bir kısmının ——— Müdürlüğü tarafından bulunduğunu, müvekkilinin davaya konu olay nedeniyle sigortalısına 22/11/2017 tarihinde 45.660,39-TL sigorta tazminatı ödediğini, müvekkiline TTK 1472 maddesi uyarınca sigortalının haklarına halef olduğundan davalı tarafın sorumluluğunu karşılayan alacak için zarar sorumlusu olan davalıya karşı rücu hakkı doğduğunu, sigortalı emtiaların davalı şirkete sağlam ve eksiksiz olarak teslim edilmiş olmasına karşı davalı borçlu tarafından üstlenilen fiili nakliye sırasında 37 palet emtianın 30 paletinin nakliyeyi gerçekleştirilen sürücü tarafından çalınmasından sorumlu olduğunu, hasarı tazminle mükellef olduğunu, borçlu şirket ile hırsızlık olayını gerçekleştiren sürücüye karşı yapılan rücu ihtarından herhangi bir sonuç alınmaması üzerine borçlular aleyhine İstanbul Anadolu ——. İcra Müdürlüğü’nün 2017/32649 E sayılı dosyası ile başlatılan icra takibinin itiraz üzerine durduğunu, yapılan tüm haksız itirazın iptaline, takibin asıl alacak ve ferileri üzerinden devamına, davalıya %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatı ile yargılama giderleri ile vekalet ücretinin borçlu davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA : Davalıya usulüne uygun dava dilekçesi ve tensip zaptının tebliğ edildiği davaya süresi içerisinde cevap vermediği anlaşılmıştır.
İNCELEME GEREKÇE:
Dava, hukuki niteliği itibari ile davacı … şirketinin dava dışı sigortalısına ödemiş olduğu tazminatı davalıdan tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır.
İstanbul Anadolu —-.İcra Müdürlüğü’nün 2017/32649 Esas sayılı dosyası getirtilerek dosyamız içine konmuştur. İcra takibi incelendiğinde, ödeme emrinin 28/12/2017 tarihinde borçlu/davalıya tebliğ edildiği, borçlunun 02/01/2018 tarihinde borca ve ferilerine itiraz ettiği, icra takibine itirazın süresinde olduğu anlaşılmıştır.
Davanın İ.İ.K. 67/1 maddesindeki 1 yıllık yasal süre içinde açıldığı anlaşılmıştır.
Davacı …, dava dışı sigortalısı———–. ile aralarında —-” bulunduğu, sigortalı emtiaların davalı firmaya ait araca 05/01/2017 tarihinde yüklendiği ancak ürünlerin alıcı firmalara teslim edilmemesi ve araç sürücüsüne ulaşılamaması üzerine malların çalınmış olduğunu anladıklarını ve bu durumu emniyet birimine bildirdiklerini, olay nedeniyle dava dışı sigortalı şirkete 22/11/2017 tarihinde 45.660,39-TL sigorta tazminatı ödediklerini, bedelin kusurlu olan davalıdan tahsili için icra takibi başlattıklarını iddia etmiştir.
Dava dilekçesinin (tensip zaptı ve duruşma günüyle birlikte) davalı asile 13/08/2018 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş olduğu, iki haftalık yasal cevap süresi içerisinde davalının cevap dilekçesi sunmadığı ve münkir addedildiği, davalı vekilinin 11/06/2019 tarihli duruşmadaki “dava dilekçesi ve tensip zaptının davalıya usulüne uygun olarak tebliğ edilmediği” yönündeki itirazlarının incelenmesi sonucunda 13/06/2019 tarihli ara karar ile “davalıya 13/08/2018 tarihinde yapılan tebliğin Tebligat Kanunu’nun 13,20 ve 21. Maddelerine uygun olarak yapılmış olması nedeniyle davalı vekilinin usulsüz tebliğ yönündeki itirazının reddine” karar verildiği, bu nedenle süresinde cevap vermemiş olan davalının münkir addedilerek, savunma ve delillerinin incelenmediği anlaşılmıştır.
Davacı … şirketinin dava dışı sigortalısına ödemiş olduğu hasar bedelinin kusurlu olduğunu iddia ettiği davalıdan tahsili talebi üzerine mahkememizce gerekli kayıt ve belgeler celp edilmiş ve davaya konu hırsızlık olayı ile ilgili soruşturma dosyası getirtilerek incelenmiştir.
Tüm deliller toplandıktan sonra dosya karayolu taşımacılığı uzmanı, mali müşavir ve sigorta aktüer hesap uzmanı bilirkişilerden oluşan bilirkişi heyetine tevdii edilerek rapor aldırılmıştır. Dosyaya sunulan 05/04/2019 tarihli bilirkişi heyeti raporu uyarınca; Davacı … ile dava dışı sigortalısı ——————————– arasında “—–” bulunduğu ve rizikonun gerçekleştiği tarihte sözleşmenin yürürlükte olduğu, dava dışı sigortalıya ait olduğu sabit olan emtianın davalı adına kayıtlı ———– dorse plakalı araca 05/01/2017 tarihinde yüklendiği, emtiayı davalının çalışanı sıfatı ile hareket eden sürücü——————teslim aldığı, ürünlerin alıcılara teslim edilmemesi nedeniyle çalınmış olduklarının dosyadaki delillerle sabit olduğu, fiili taşıyıcının davalı firma olduğu ve TTK madde —–uyarınca kayıp ve ziyadan davalının sorumlu olduğu, ana taşıyıcı olan dava dışı — firması ile fiili taşıyıcı davalı firmanın müteselsil sorumluluklarının bulunduğu, meydana gelen olay nedeniyle davacı … şirketinin dava dışı sigortalısına 22/11/2017 tarihinde banka kanalıyla 45.660,39-TL sigorta tazminatı ödemesi gerçekleştirdiği, ödenen hasar bedelinin %1 oranında muafiyet tenzili yapıldıktan sonra ve müşterek sigorta oranına göre doğru olarak hesaplandığı ve yapılan ödemenin kadri matuf olduğu anlaşılmıştır.
Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında, davalı firmanın fiili taşıması sırasında gerçekleşen hırsızlık olayı nedeniyle davacı … tarafından dava dışı sigortalısına 22/11/2017 tarihinde 45.660,39-TL sigorta tazminatının ödenmiş olduğu, yapılan bu hasar ödemesinin kadri matuf olduğu, TTK’nın 875 ve 879 maddeleri uyarınca bu hasardan fiili taşıyıcı olan davalının sorumlu olduğu anlaşıldığından tespitlerle uyumlu olarak açılan davanın kabulüne karar verilmiştir. Her ne kadar davacı vekili icra inkar tazminatı talebinde bulunmuş ise de; açıklanan olayda sorumluluğun ve rücu şartlarının bulunup bulunmadığının tespiti ile miktar yönünden yapılacak incelemenin yargılamayı gerektirmesi nedeniyle alacak likit olarak kabul edilmediğinden, davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM :
1-Davanın kabulü ile; davalının icra dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline, takibin 46.062,89-TL üzerinden devamına,
Alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına,
2-Alacak likit olmadığından, davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine,
3-Alınması gereken 3.146,56-TL karar harcının, davacı tarafından peşin yatırılan 556,33-TL’den mahsubu ile bakiye 2.590,23-TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 1.494,00-TL yargılama gideri, 556,33-TL peşin harç, 35,90-TL başvurma harcı toplamı 2.086,23-TL’nin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
5-Davacı taraf kendini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan ——- göre takdir olunan 5.416,92 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan ancak sarf olunmayan gider avansı olduğu takdirde, karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı