Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/911 E. 2019/317 K. 21.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/911 Esas
KARAR NO: 2019/317
DAVA : Tazminat (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 31/07/2018
KARAR TARİHİ: 21/03/2019
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: 01/08/2017 tarihinde davacıya ait ——— plakalı araç kırmızı ışıkta beklerken dava dışı sürücü – yönetimindeki ——plakalı aracın arkadan çarpması sonucunda hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, kazanın meydana gelmesinde dava dışı sürücünün %100 oranında kusurlu olduğunu, davacı aracında ağır hasar meydana geldiğini, aracın pert edilmesi gerekirken davalı … tarafından yapılan hatalı ekspertiz sonucu aracın onarım gördüğünü, aracın onarımının sigorta şirketi tarafından davalı … de yapıldığını, söz konusu onarıma ilişkin 8000 TL ödendiğini, ancak davacıya ait aracın onarımının usulüne uygun yapılmadığını, aracın tesliminden sonra aksaklıklar yaşandığını, seyir halinde iken bagaj kapağının açıldığını, hasarlı olup değiştirilmeyen parçalar olduğnunu, aracın sonrasında yapılan ekspertiz incelemesinde aracın kazadan önceki haline getirilmesi için 13.325,31 TL ‘nin ödenmesi gerektiği bildirilmiş bunun üzerine —— başvurulmuş hakem kararında onarımın layıkıyla yapılmadığını mağduriyet oluşturduğu açıkça belirtilmiş söz konusu kararda 13.325,31 TL bedel karşılığı onarılmasıınn ekonomik olmamasından dolayı pert edilmesinin daha uygun olacağı, aracın gerektiği şekilde onarılmamasından dolayı onarımı yapan servisin sorumlu olacağının belirtildiği bu nedenlerle fazlaya ilişkin kısmı saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1000 TL’nin davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı … cevap dilekçesinde özetle ; servisin birçok sigorta şirketi ile anlaşmasının olduğunu, aracın onarımı sigorta şirketi tarafından ataması yapılan davalı sigorta eksperi … tarafından düzenlenmiş rapora göre yapıldığını, hangi parçaların tamir edileceğinin raporda belirtilmiş olduğunu, aracın seyir halinde bagaj kapağının açıldığı iddasının onarımla ilişkilendirilmesinin mümkün olmadığını, aracın onarıldıktan sonra kasko teslim, ibra ve temlik belgesi ile araç sahibinin vekiline onarılmış ve sağlam bir şekilde teslim edildiğini, davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, davanın görevli mahkemesinin tüketici mahekemeleri olduğunu bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle, davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını davacının 13.325,13 TL ve 236 TL ekspertiz ücreti talep etmekte olduğunu, alacak iddiasının belirlenebilir olduğunu, kaza sonrasında sigorta şirketinin görevlendirmesi üzerine davacıya iat aracın davalı tarafça incelenerek rapor hazırlandığını, sigorta tahkim komisyonuna başvuruya ve dava dilekçesindeki olayla ile ilgili davalının bilgisinin olmadığını, davalının üzerine düşen sorumluluğu yerine getirdiğini, gerekli tespit ve bilgilendirmeleri yaptığını sonrasına aracın servise alındığını bu aşamadan sonra davalının müdahil olmasının mümkün olamayacağını bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE : Dosya incelendiğinde davacı ———-adına dava açıldığı fakat yapılan incelemede —-sigorta firma ünvanının eski ünvan olduğu, şirketin güncel ünvanının halen “——–olduğu, şirkete tasfiye memuru atandığı, davacının vekaletnamesi incelendiğinde- tarihli – —- düzenlenmiş vekaletname olduğu görüldü.
Dava konusu sübjektif hak (dava hakkı) ile taraflar arasındaki ilişkinin varlığı medeni usul hukukumuzda “sıfat” olarak tanımlanmakta ve bir davada taraf olarak gösterilen kişilerin o dava ile ilgili kimseler olması zorunlu bulunmaktadır. Sübjektif bir hakkı dava etme yetkisi (dava hakkı) kural olarak o hakkın sahibine aittir. Bir hakka ilişkin davada davacı olma sıfatı da hakkın sahibine ait bulunmakta ve buna aktif husumet denilmektedir. Sübjektif hak kendisinden istenebilecek olan kişi de o hakka uymakla yükümlü olan kimse olup, bu da pasif husumet (davalı sıfatı) olarak adlandırılmaktadır. Sübjektif hak sahibi ile o hakka uymakla yükümlü bulunan kişinin kimler olduğunun belirlenmesi, bunun neticesinde, dava açan veya aleyhine dava açılan kişiler, o davada davacı veya davalı olarak taraf sıfatına sahip değillerse, mahkemece dava konusu hakkın esası hakkında inceleme yapılmaksızın davanın sıfat yokluğundan reddedilmesi gerekmektedir. Taraf sıfatı (husumet) ve sıfat yokluğu, davada taraf olarak görünen kişiler arasında dava konusu hakkın doğumuna engel olan bir itiraz niteliğinde olup, HMK. m.116) yer alan ilk itirazlardan olmadığından davanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi, taraflarca ileri sürülmese dahi, gerek, mahkemece, gerekse, Yargıtay’ca tarafların bu yönde bir savunmalarının olup olmadığına bakılmaksızın kendiliğinden nazara alınır.
Dava dilekçesi ve —-n alınan kayıtlar incelendiğinde; davacı şirket hakkında 07.08.2014 tarihinde tasfiye kararı verildiği, dava dilekçesinde davacı olarak ——–Belirtilmiş ise de dava tarihinde şirketin yeni ünvanının ————. Olduğu ve davacı kısmında belirtilen ünvanının eski ünvanı olduğu sabittir. Dava tarihinde davacı şirkete tasfiye memuru atanmış olup, dava dilekçesine ekli vekaletname de – tarihli —–. Adına düzenlenmiş vekaletnamedir. Dava dilekçesinde davacı olarak belirtilen —– tüzel kişiliği olmadığı, bu unvanın eski unvan olduğu, yeni unvanın — anlaşılmakla; tüzel kişiliği olmayan davacı —-aktif husumet ehliyeti olmadığından açılan davanın usulden reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
Davanın; davacının aktif husumet ehliyeti yokluğundan usulden reddine,
1-Alınması gerekli 44,40 TL harcın davacı tarafça yatırılan 35,90 TL peşin harçtan mahsubu ile 8,50 TL ‘nin bakiye harçlar terkin sınırında kaldığından davacıdan alınmasına yer olmadığına,
2-Davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 1000 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …’na verilmesine,
4-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin ve davalı … vekilinin yüzüne karşı, diğer davalının yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı. 21/03/2019