Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/907 E. 2019/1354 K. 17.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2018/907 Esas
KARAR NO : 2019/1354 Karar

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/07/2018
KARAR TARİHİ : 17/12/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davacı tarafın araba alım satım işi ile uğraşan bir şirket olduğunu, davalı ise emlak, inşaat ve araç alım satımı ile uğraşan bir şahıs olduğunu, bunun haricinde davalının yurt dışından kişilerin özel talebi ile sıfır araç getirerek —– yaptığını, tarafların ——– getirilerk davacıya satılması hususunda anlaştıklarını, bunun üzerine davacı tarafından davalının hesabına —– tarihinde ayrı ayrı ——- olmak üzere toplam —— ödeme yaptığını, davacı tarafından borç ilişkisinden doğan edimi yerine getirmesine rağmen dava tarafından aracın devir borcunun ifa edilemediği ve araç bedelinin iadesinin yapılmadığını, bunun üzerine İstanbul Anadolu ——. İcra Müdürlüğü’nün —— esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, takipte, ——düzenleme tarihli, —- faiz başlangıç tarihi, —- tutarındaki, —- düzenleme tarihli, —-faiz başlangıç tarihi, —- tutarındaki, —– düzenleme tarihli, —–faiz başlangıç tarihi—- tutarındaki, —– düzenleme tarihli, —— faiz başlangıç tarihi,—— tutarındaki, —– düzenleme tarihli, ——- faiz başlangıç tarihi, —- tutarındaki, araç bedellerinin yasal faiz ile birlikte iadesinin istendiğini beyan ederek, davalının üzerine kayıtlı araç ve gayrimenkullerin devir ve temlikini önlemeye yönelik ihtiyati tedbir kararının verilmesini, İstanbul Anadolu——. İcra Müdürlüğü’nün —- esas sayılı dosyasına vaki borcun aslına yönelik davalının haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olan itirazlarının iptalini, takibin devamını, alacak davalı borçlu tarafından likit ve bilinebilir olduğundan alacak miktarının %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalının ne yurt içinde ne de yurt dışında hiçbir zaman—– yapan bir firmasının olmadığını ve bir firmaya ortaklığının da bulunmadığını, davacının davalıya yapmış olduğu ödemenin ödeme borcu mahiyetinde olduğunu, taraflar arasındaki ihtilaf ticari bir nitelik taşımadığı, bu hususta——- müzekkere yazılarak davalının 50 yılda ortağı olduğu yada adına kayıtlı bir şirket olup olmadığının sorulmasını talep ettiği,—- müzekkere cevabından soma mahkemenin görevsiz olduğunun görüleceğini, bununla birlikte mahkemenin aynı zamanda yetkisiz olduğunu, huzurdaki davanın itirazın iptali davası olup, davalının ikametgahında görülmesi gerektiğini, bu sebeple yetkili mahkemelerin —– olduğunu, söz konusu aracın liste fiyatının —– olup, araç bedeli ödendiği iddia eden davacının kötü niyetli olduğunu, davacının hiçbir belge olmadan, kendi arzusunca yasal olmayan bir şekilde faiz başlangıç tarihi belirleyerek faizin bu şekilde hesaplandığını ve bu hususun hatalı olduğunu, beyan ederek, öncelikle davanın yetki ve görev hususlarından incelenerek usulden reddini, bu talebin kabul görmediği takdirde dava dilekçesinde bahsi geçen dekontların ve davacının diğer tüm delillerin taraflarına tebliğini, tebliğden sonra taraflarına delillere karşı beyanda bulunmak üzere süre verilmesini, her halükarda davanın reddini, faize yönelik itirazların kabulünü ve davacı aleyhine %20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, dava masrafları ve avukatlık ücretinin davacı üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE : Dava, hukuki niteliği itibari ile davacı tarafça alacaklı sıfatı ile yapılan icra takibine davalı tarafça yapılan itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasından ibaret olduğu görüldü.
Dosyamız arasına alınan İstanbul Anadolu —–. İcra Müdürlüğü’nün ——Esas sayılı icra dosyasının yapılan incelemesinde takibin ——– tarihinde takip başlatıldığı ödeme emrinin davalı/borçluya ——– tarihinde tebliğ edildiği davalının süresinde —- tarihinde takibe itiraz ettiği ve takibin durduğu anlaşılmıştır.
Davacının kayıtlı olduğu —— ayrı ayrı müzekkere yazılarak tacir olup olmadığının ve faaliyetinin esnaf faaliyeti sınırlarını aşıp aşmadığının tespiti amacıyla; ——,—— Müdürlüğü,—– Dairesi Müdürlüğü,’ne yazılan müzekkerelere ikmalen cevap verildiği görülmüş, ———–Müdürlüğü yazı cevabında davalının —– tarihinde tatil amaçlı pansiyon faaliyetine başladığı, —– tarihinde ise faaliyetini terk ettiğini bildirilmiştir. Davaya konu uyuşmazlık 20106 dönemi alacağına ilişkin olup bu dönemde aktif mükellef kaydı olmadığı sabittir. —– Sicil Müdürlüğü kayıtlarında davalının tacir kaydına rastlanılmadığı bildirilmiştir.
Bilindiği üzere, 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 6335 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesinde ticari davalar tanımlanmıştır. Buna göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile maddenin devamı fıkralarında belirtilen davalar ticari dava olarak nitelendirilmiştir. Yine aynı Kanun’un 5/3. maddesinde “Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır” hükmüne yer verilmiştir. Anılan yasal düzenlemeler karşısında, Asliye Ticaret Mahkemelerinin özel mahkeme niteliğinde bulunduğu, bu niteliği gereği görev alanının 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre belirleneceği ve genel mahkemeler ile arasındaki ilişkinin önceki kanunun aksine görev ilişkisi olduğu açıktır. Asliye Ticaret Mahkemelerinin çekişmeli yargıdaki görev alanının TTK’de ve diğer özel kanunlarda ticari dava olduğu belirtilen davalarla sınırlı olduğu kuşkusuzdur. Öte yandan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesinde ticari davaların; mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olarak iki gruba ayrıldığı anlaşılmaktadır. Mutlak ticari davalar, tarafların sıfatına veya bir ticari işletme ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın kanun gereği ticari sayılan davalar olup TTK’nin 4/1. maddesinin b, c, d, e, f fıkralarında ve özel kanunlarda düzenlenmiştir. Nispi ticari davalar ise, tarafların tacir sıfatına haiz olduğu ve her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili uyuşmazlıklardan doğan davalardır. Bir başka ifade ile bu davalar ya bir ticari işletmeyi ilgilendirmeli ya da iki taraf için de ticari sayılan hususlardan doğmaları halinde ticari dava olarak nitelendirilebilirler. Gerek mutlak ve gerekse nispi ticari davaların Asliye Ticaret Mahkemelerinde görüleceği açıktır.
Görev hususu HMK’nun 114/1-c’ye göre dava şartlarındandır. Dava şartları HMK 115/1 ve 2.maddelerine göre davanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden araştırılır. Davanın; davacı ile gerçek kişi davalı arasında otomobil alım satım sözleşmesinden doğan ihtilaf olması nedeniyle mutlak ticari davalardan olmadığı gibi davalının gerçek kişi tacir olmadığının—— gelen yazı cevabı ile anlaşılması nedeniyle nispi ticari dava niteliği de taşımadığı sabit olup; uyuşmazlığın genel mahkeme sıfatıyla asliye hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiği anlaşılmıştır.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-HMK 20 ve 114 ve 115 maddeleri gereğince MAHKEMEMİZİN GÖREVSİZLİĞİ NEDENİYLE AÇILAN DAVANIN REDDİNE,
2-Görevsizlik kararının kesinleşmesinden veya kanun yoluna başvurulmuş ise bu başvurunun reddi tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize başvurulduğu takdirde dosyanın görevli İSTANBUL ANADOLU ADLİYESİ NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE HMK 20. maddesi gereğince GÖNDERİLMESİNE,
3-Kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmemesi halinde HMK 20 maddesi gereğince DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
4-Yargılama harç ve masraflarının gönderilen mahkemede dikkate alınmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf yolu açık olmak üzere dosya üzerinden verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.