Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/884 E. 2019/397 K. 03.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2018/884 Esas
KARAR NO : 2019/397

DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/11/2016
KARAR TARİHİ : 03/04/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili bankanın ————Şubesi kredi müşterisi olan dava dışı ————- lehine davalılar – —- —————–, ———————–müteselsil kefaleti ile krediler kullarıldığını, borcun ödenmemesi üzerine hesabın kat edildiği ve borcun ödenmesi gerektiği hususlarının Gebze ————.Noterliği’nin — tarih ve — yevmiye sayılı ihtarnemesi ile davalılara ihtaredildiğini ancak ihtarnamenin tebliğ edilmesine rağmen borcun ödenmediğini, bu sebeple borçlular hakkında — tarihinde İstanbul Anadolu ———–İcra Müdürlüğü’nün 2016/23831 Esas sayılı dosyası ile ilamsız takip yoluyla takibe geçildiğini, davalı borçlular tarafından gönderilen dilekçe ile “yetkiye, tüm borca ve ferilerine” itiraz edildiğinden borçluların itirazlarının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu icra takibinin yetkisiz yerde açıldığını, davacının sözleşmenin yerine ilişkin yetki iddiasının da yerinde olmadığını, taraflar arasında yetki sözleşmesi bulunduğunu, HMK’nun 17.maddesine göre, tacirler veya kamu tüzel kişileri arasındaki uyuşmazlıklarda bir veya birden fazla mahkemenin sözleşme ile yetkili kılınabileceği hususunun düzenlendiğini, takibin ve davanın İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesi’nde görülmesi gerektiğini, her ne kadar davacı taraf sözleşmenin ifa yerinin İzmir olduğunu iddia etmiş ise de, sözleşmenin Gebze’de imzalandığını, dava konusu kredinin Gebze’de kullandırıldığını, bu nedenle sözleşmenin ifa yerinin Gebze olduğunu, bu itibarla yetki itirazlarının kabulünü ilk itiraz olarak yasal süresinde ileri sürmüş, ayrıca TBK’na göre davacının icra takibine dayanak olarak gösterdiği sözleşmede müvekkilinin borcu kabul ettiğine dair el yazısının olmadığını, müvekkiline yasaya uygun şekilde dönem faizlerini gösterir şekilde ihtarnamenin çekilmediğini, icra takibine konu miktarların fahiş olduğunu belirterek davanın da reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İstanbul Anadolu ————-İcra Müdürlüğü’nün 2016/23831 Esas sayılı dosyası incelendiğinde; alacaklı ——- tarafından, borçlular ———————- hakkında ihtiyati haciz yoluyla başlatılan takibi genel haciz yoluyla devam ettirdiği, borçluların tümünün yasal süre içerisinde icra müdürlüğünün yetkisine, takibe ve borca itirazda bulundukları, takibin durduğu, borçlulara ödeme emrinin 17/11/2016 tarihinde tebliğ edildiği, borca itirazın 21/11/2016 tarihinde yapıldığı, borca ve yetkiye itirazın süresinde yapıldığı, bu davanın süresinde açıldığı anlaşıldı.
Dava: kredi sözleşmesi nedeniyle başlatılan takibe itirazın iptali davası olup, uyuşmazlık takibin yetkili icra müdürlüğünde yapılıp yapılmadığı, takip tarihi itibariyle davacı banka alacağı olup olmadığı varsa miktarı noktalarında toplanmaktadır.
Mahkememizin ———– Esas,—– Karar sayılı ve 25/10/2017 tarihli kararı ile ” … davacı şirket adresinin —————adresi olduğu, kredi sözleşmesinin Gebze Şubesi’nde yapıldığı, sözleşmenin ifa yerinin Gebze olduğu, tüm borçluların adreslerinin Gebze olduğu, kredi sözleşmesinde bulunan yetki şartında davacı şirket merkezinin bulunduğu İstanbul Çağlayan adliyelerinin yetkili kılındığı görülmüştür. Bu durumda davalı borçluların icra dosyasında yapmış oldukları yetki itirazının yerinde olduğu, icra takibinin yetkisiz icra dairesinde yapıldığı anlaşılmıştır. İtirazın iptali davasında usulüne uygun yapılmış bir icra takibi dava şartıdır. Bu nedenle yetkisiz icra dairesinde yapılan takibe itirazın iptali davasının dava şartı oluşmadığından HMK’nun 114/2 ve 115. maddeleri uyarınca usulden reddine … ” karar verildiği, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ——-.Hukuk Dairesi’nin 2018/472 Esas, 2018/808 Karar sayılı ve 28/06/2018 tarihli kararı ile ” … kredi hesaplarının bankanın —————-Şubesi tarafından kat edildiği, hesap taşıma işleminin kat ihtarı ve icra takip öncesi yapıldığı davacı vekilinin ibraz etmiş olduğu belgelerden anlaşılmaktadır. Bu nedenle dava konusu kredi borcunun ifa yerinin —————–olduğu, akdin ifa yerinin Gebze olduğu gerekçesinin yerinde olmadığı … ” gerekçesiyle Mahkememiz kararının kaldırıldığı anlaşılmıştır.
Dosya ve davacı banka kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmıştır.Dava dışı asıl borçlu ———— ile davacı banka arasında imzalanan 26/11/2013 tarihli ve 5.000.000,00 TL.limitli ——- sözleşmesinin yapıldığı, dosyamız davalılarının bu sözleşmeyi müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak imzaladıkları, kefalet limitlerinin de ayrı ayrı 5.000.000,00 TL. olarak belirlendiği anlaşılmıştır.
Gebze ——.Noterliğinin —- tarihli, ihtarnamesi ile asıl borçlu ve müteselsil kefillere kat ihtarı gönderildiği, kat ihtarının borçlulara 03/11/2016 tarihinde tebliğ edildiği, 1 günlük verilen mehil nedeniyle davalıların 05/11/2016 tarihinde temerrüte düştükleri anlaşılmıştır. Yapılan hesaplama sonrasında; davacının —————————kredi ve diğer alacakları ile ilgili asıl alacağı 908.559,77 TL. olarak hesaplanmış ise de,davacı bankanın takip talebindeki miktarla bağlı kalınmıştır.Davacı bankanın icrada takip ettiği miktar üzerinden bankacı bilirkişi tarafından yapılan faiz, gider vergisi hesaplaması sonrasında davacı bankanın nakdi kredilerden dolayı davalılardan toplam 917.773,87 TL. alacaklı bulunduğu, kredi kartı ve esnek krediler ile ilgili yapılan hesaplamada asıl alacağın 159.800,95 TL. olarak hesaplandığı, yine takip talebindeki istediği 159.238,04 TL. lik talebi ile bağlı kalınması gerekeceği ve bu miktar üzerinden faiz, gider vergisi eklenmek suretiyle davacının takip tarihindeki alacağının 161.345,88 TL. olduğu anlaşılmıştır.Her ne kadar takip takebinde ve dava dilekçesinde ihtarname giderini alacak olarak talep etmiş ise de, bu masraf yargılama giderleri içerisinde nazara alınarak davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kısmen kabulü ile İstanbul Anadolu—————.İcra Müdürlüğü’nün 2016/23831 Esas sayılı dosyasında borçluların takibe itirazlarının kısmen iptali ile takibin nakdi kredilerden dolayı; 905.359,32 asıl alacak, 9.920,75 temerrüt faizi, 496,03 TL faizin gider vergisi, 1.997,77 TL akdi faiz toplamı 917.773,87 TL. üzerinden devamına, ihtarname masrafının yargılama giderlerinde nazara alınmasına,
2-Kredi kartı ve esnek kredilerden dolayı; 159.238,04 TL asıl alacak, 1.451,20 TL temerrüt faizi,72,56 TL gider vergisi, 423,00 TL akdi faiz toplamı 161.184,80 TL üzerinden devamına,
3-Takipten itibaren asıl alacağa %36,36 oranında faiz yürütülmesine,
4-Alacak likit olduğundan alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacının çek garanti sorumluluk tutarı 49.020,00 TL lik talebi yönünden bu alacak muaccel olmadığından reddine,
6-Alınması gereken 73.877,86 TL karar harcına karşılık peşin alınan 13.080,89 TL harç ve icra dosyasında alınan 5.410,61 TL peşin hatcın mahsubu ile bakiye 55.386,36 TL harcın davalılardan tahsiliyle hazineye irad kaydına,
7-Davacı tarafından yapılan; 2.550,01 TL ihtarname gideri, 1.500,00 TL bilirkişi gideri, 260,20 TL posta gideri olmak üzere toplam 4.310,21 TL’nin davanın kabul edilen kısmına isabet eden 4.118,62 TL’si ile 13.114,39 TL harç gideri toplamı olan 17.233,00 TL yargılama giderinin davalılardan alaınarak davacıya verilmesine,
8-Davacı lehine, davanın kabul edilen kısmı üzerinden —— uyarınca taktir edilen 56.395,26 TL nispi vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davalılar lehine, davanın reddedilen kısmı üzerinden——— uyarınca taktir edilen 5.884,10 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
10-Bakiye gider avanslarının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı