Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/850 E. 2021/121 K. 10.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/850 Esas
KARAR NO: 2021/121
DAVA: Adi Ortaklığın Tespiti, Adi Ortaklığın Tasfiyesi
DAVA TARİHİ : 23/01/2013
KARŞI DAVA :
KARŞI DAVA : Alacak
KARŞI DAVA TARİHİ : 20/02/2013
KARAR TARİHİ: 10/02/2021
Mahkememizde görülmekte olan Adi Ortaklığın Tespiti, Adi Ortaklığın Tasfiyesi, Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalılar arasında —- yılında sözlü anlaşmaya dayalı bir —– ilişkisi kurulduğunu, —- —- ortaklığa sunumu ve hammadde temini, üretilecek ürüne ilişkin —- çalışmaları, müşteri çevresinin paylaşılması ve yeni pazarlar geliştirilmesi işlerinin müvekkili, hammaddenin işlenmesi ve üretimin —– tarafından üstlenildiğini, — kar paylaşımının hedef alındığını, toplam kar —edilerek bunun — ise, —sonradan katılan —– ortaklık tesis edilerek; —– paylaşılacağını, — bakımından taahhüt edilen —- oranındaki — müvekkiline devredilmediğini,—— beri herhangi bir kar dağılımı yapılmadığını, —– kapsamında tarafların birbirleri dışında 3.şahıslar veya şirketler ile ticari faaliyette bulunmadığını, —- sunmak ve devamla dışarıdan hammadde almak sureti ile ortaklığın üretimini beslediğini, ortaklık dışı ilişki ile 3. şahıslara borçlandığından pasiflerinin çoğaldığını, ——fiyatlara alıp piyasaya uygun kar marjları ile sattığı ürünler dolayısı ile aktiflerin toplandığı bir şirket haline geldiğini, karlılık ve piyasa alacaklarının —— toplanmış olduğunu, —-tarihinde gerçekleştirilen haftalık olağan toplantıda —- verme iradesini ortaya koyduğunu, ortak bir tasfiye metni hazırlandığını, tasfiye metni üzerinde mutabık kalındığı halde —– çeşitli nedenler ileri sürerek metni imzalamaktan kaçındıklarını, —- tarafından keşide edilen ihtarname ile müvekkilinden cari hesap ilişkisi kaynaklı —- talep edildiğini, cevaben taraflar arasındaki adi ortaklık ilişkisi hatırlatılarak, tarafların birbirlerine cari anlamda borcunun bulunmadığı ve adi ortaklık karının halen paylaşılmadığı, bir toplantı yapılarak ortaklığın tasfiyesi ile kar paylarının hesap edilmesi gerektiğinin bildirildiğini, bu ihtara cevaben, —- tarafından ihtarname ile —— reddedildiğini, aynı şekilde —- tarafından keşide edilen ihtarname ile de adi ortaklık ilişkisi reddedilmiş olup, buna rağmen ortaklık karı ile ortaklığa hizmeten —adına satın alınan —- biri olan —–plakalı aracın iadesinin talep edildiğini, bu ihtarlara cevaben ihtar ile husumetin halli ve ortaklığın tasfiyesini teklif ettiklerini, talep edilen aracın —-tarihinde tutanak mukabili —yetkilisine teslim edildiğini, —- müvekkili şirketi zarara uğratmak istediklerini, taraflar arasındaki adi —— açıkça anlaşıldığını, tarafların —- tarihinden başlayıp—–tarihine kadar gerçekleştirdikleri toplantıları; tarih, görev paylaşımı ve detaylar olmak üzere tutanak ile tespit ettiklerini, adi ortaklık döneminde kullanılan —- logolarını içermekte olduğunu, —— hitaben birlikte sigorta teklifleri sunulduğunu, kabul edilen sigorta tekliflerinin prim ödemelerinin —-kartlarından yapıldığını, şirket ortaklarının kullandığı cep telefonu numaralarının — ait olduğunu, —- üzerinde yetkili sıfatı ile — imzasının bulunduğunu, —imza ettiği—- kefil olduğunu, —–yetki tanımlamaları ve buna karşılık attıkları imzaların bulunduğunu, ortakların danışmanları ile —- imzaladığını,—-kendi adına tescil edildiğini tespit ettiklerini, ——- tüm bu eylem ve işlemleri kasıtlı olarak yürüterek müvekkilini zarara uğrattıklarını iddia ederek; —– ait karın tespiti ile devamı mümkün olmayan adi ortaklığın tasfiyesine, her bir ortağın payının ve güncel alacağının açıkça hesaplanarak dava tarihlerinden itibaren işleyecek ticari faizleri ile tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekili cevap/karşı dava dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki hiçbir hususu kabul etmediklerini, müvekkili —–karşı dava konusu olan ticari borçların ödenmesi hususunda davacıya ihtarname ve ekinde de muavin defteri ile ihtarda bulunduğunu, ihtarname karşı davalı firmaya —— tarihinde tebellüğ ettiği halde bugüne kadar ödeme yapılmadığını, davacı-karşı davalı firmanın müvekkili firmaya cevaben kötüniyet ve gerçeğe aykırı isnadlarla hazırlanmış, kabul edilemez hususlar içeren cevabi ihtarnamesini gönderdiğini, müvekkillerinin cevabi ihtarname ile tüm iddialara karşı itiraz ettiklerini, davacı-karşı davalı ile müvekkili firmalar arasında adi ortaklık veya başka nam altında fiili veya resmi hiçbir ortaklık olmadığını, davacı-karşı davalının karşı dava konusu borçlarını yerine getirmemek için maksatlı olarak gerçeğe aykırı ihtarnameler gönderdiğini, taraflar arasında şirketlerin birleşmesinin düşünüldüğünü ancak davacı-karşı davalı firma yetkilisi bu işe yanaşmadığı için adi ortaklık veya başka bir anlamda ortaklığın kesinlikle gerçekleşmediğini, —– hiçbir firmayla herhangi bir harici veya yazılı ortaklık sözleşmesi imzalamadığını, —– herhangi bir ortaklığı ispat için delil olamayacağını, —– imzaların yanında yer almaması nedeniyle sözleşmenin sadece gerçek şahıslar yönünden ileri sürülebileceğini, basiretli bir tacir olmanın kurulacak —— yazılı olmasını gerektirdiğini, tacirlerin yazılı anlaşma olmaksızın ortaklık kurmasının tecrübe kurallarına ve hayatın olağan akışına açıkça aykırı olduğunu, dava dilekçesindeki aktiflerin müvekkilleri üzerinde toplandığı, pasiflerin kendileri üzerinde bırakıldığı iddiasının kabulünün mümkün olmadığını, müvekkilleri ile davacı-karşı davalı arasındaki ilişkinin ticari alışverişe dayanan ticari bir ilişki olduğunu, davacı-karşı davalı şirketin müvekkili şirketin müşterilerine—– tarihinde gönderdiği —- tarihi itibari ile genel satıcılığımızı üstlenmiş bulunan —– sona ermiş bulunmaktadır. Bu sebeplerle siparişlerinizin, üretici —– —- şeklindeki yazının da taraflar arasındaki ilişkinin —-değil, ticari alışveriş olduğunu doğruladığını, davacı-karşı davalı tarafça adi ortaklık ilişkisini kanıtladığı iddia edilen belgelerin sadece iki firma arasındaki ilişkiyi göstermekte olduğunu, —- — üretilip —- kaynaklandığını, ——–ruhsatını alması ile birlikte müvekkilinin ticari ilişkiyi bitirme kararı aldığını, müvekkillerine kötüniyetle ve gerçeğe aykırı olarak hazırlanmış bir protokol taslağının imzalanmak üzere sunulduğunu, müvekkilleri tarafından yapılan incelemede ticari ilişkileri ile ilgili olmayan kötüniyetli ve gerçeğe aykırı şartların görülmesi sebebiyle taslağın kabul edilmediğini, muhatapların müvekkillerinden iddia edildiği şekilde bir alacaklarının bulunmadığını, —– faturalarının kendi bünyelerindeki muhasebe elemanları tarafından kesilmiş olup müvekkilleri ile ilişkilendirilemeyeceğini, iddia edildiği şekilde düşük birim fiyatından fatura kesilmesinin mümkün olmadığını, —- bordrolu elemanı olduğundan —— işlem yapabilme yetkisinin müvekkilleri ile ilgisinin bulunmadığını, ——hakkındaki isnadları kabul etmenin mümkün olmadığını, davacı-karşı davalı firmanın ürünleri müvekkili tarafından satış ve pazarlama konusu edildiğinden ürünlerin hangi firma ve markaya ait olduğunu ilan etmenin doğal olduğunu, kredilere kefil olmanın herhangi bir ortaklığın varlığına karine olamayacağını, davacı-karşı davalı firmanın müvekkili firmaya borçlu olduğunu, keşide edilen ihtarnamesi ile davacı-karşı davalı firmaya fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla—- tarihi itibariyle —alacaklı olduklarını bildirildiklerini, ihtarname —– tarihinde tebellüğ edilmesine ve karşı yan temerrüde düşürülmesine rağmen ödeme yapılmadığını savunarak; asıl davanın reddine, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla müvekili firmanın karşı davalı firmadan olan tüm alacağının tespiti ile şimdilik —- en yüksek ticari avans faizi ile tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili taraflar arasında sözlü bir —– kurulduğunu, adi ortaklıkta kâr paylaşımının esas alındığını, fakat bu güne kadar kâr paylaşımı yapılmadığı halde, davalı —– müvekkiline gönderilen ihtarname ile —— cari hesap borcunun ödenmesinin istendiğini iddia ederek; adi ortaklığa ait kârı tespitine ve adi ortaklığın tasfiyesine, her bir ortağın payının ve güncel alacağının hesaplanarak dava tarihlerinden itibaren işleyecek ticari faizleri ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili ise taraflar arasında bir adi ortaklık ilişkisinin söz konusu olmadığını, müvekkili —– cari hesap alacağını talep etmesi üzerine davacının gerçeğe aykırı beyanlarda bulunduğunu savunarak, asıl davanın reddine, karşı dava kapsamında müvekkili — davacı şirketten olan alacağının tespit edilerek şimdilik kaydıyla —– temerrüt tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davacı – karşı davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Şirketlerin ——– celp ve ibraz edilmiş, tarafların bildirdikleri tanıklar ayrıntılı olarak dinlenmiştir.
Taraflar arasındaki ilişkide davacı —— ürettiren firma olup, karşı davacı — firmadır. Davalı —– imalat yapan şahıs firmasıdır.
Tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılmıştır. —- diğer davalı —- müstakil birer firmadırlar. Ayrı ayrı ticari defterleri, kayıtları, bilânçoları, gelir tabloları, hesapları, vergi kayıtları ve mükellefiyetleri bulunmaktadır. Her firmanın aktifi (varlıkları) ve borçları ayrı olup kendilerine ait olup, kendi tasarruflarındadır.
Tarafların —- yılının başlangıcına kadar aralarında faturalara dayalı mal alım satımı gerçekleşmiştir. Birbirleri ile ilişkilerini cari hesap bazında takip etmişler, aralarında cari hesap ilişkisi oluşmuş, mal alımından kaynaklanan borçları için de birbirlerine cari hesap bazında ödemeler yapmışlardır. Olaya bu yönden bakıldığında aralarında ticari bir ilişki ön plâna çıkmaktadır. Adi ortaklıktan ziyade grup şirketlerin ilişkisine benzemektedir. Öte yandan kurulduğu iddia edilen adi ortaklığa ait defterler, muhasebe kaydı yoktur. Tarafların her biri münferiden hareket etmişlerdir.
Davalı —– ruhsatına sahip boya imalâtçısıdır. Şahıs işletmesinin ——- olarak boya imal ederek satmıştır. Üretimde kullanılan —- bir kısmını davacı —- — imal ettiği boyaları da —- satmıştır. Taraflar alış ve satışlarından kendi bünyelerinde kâr elde etmişlerdir. Keza alış ve satışlarından kaynaklanan borç ve alacaklarını birbirlerine ödemişlerdir.
Davacı —— imal ettirdiği boyaları belli bir kâr oranı ile davalı —-satmıştır. Davalı —– davacıdan satın aldığı boyalara karşılık cari hesap bazında davacıya ödemeler yapmıştır.
Davalı ——- satın aldığı boyaları piyasadaki üçüncü kişilere satarak pazarlamıştır. Pek tabi bundan ötürü de bir kâr elde etmiştir.
Dosya kapsamında taraflar arasında imzalanmış adi ortaklık sözleşmesi mevcut değildir. Davacı da bu sözleşmenin sözlü olarak kurulduğunu ileri sürmektedir.
Dosyada yer alan — tarihli —— ise tarafların adi ortaklık kurduklarına ilişkin bir beyan bulunmamaktadır. Daha ziyade bu sözleşmenin altında imzası bulunanların kurdukları veya kuracakları ortaklıkların alacakları danışmanlık hizmetine yönelik olduğu görülmektedir.
Dosya içeriğindeki belgelerden tarafların ticari faaliyetler hakkında toplantı yaptıkları, birlikte kararlar aldıkları görülmektedir. Dosyada bulunan kartvizitlerde—- isimleri birlikte yer almaktadır. Dosya kapsamındaki pek çok belgede ——– birlikte kullanılmaktadır. Dosya kapsamındaki davacı ve davalı tanıklarının ifadeleri ise birbirinin aksi yönündedir.
Dosyada yapılan inceleme, bilirkişi tarafından yapılan mali inceleme ve tanık beyanları değerlendirildiğide; taraflar arasında üretim, alım, pazarlama ve satım şeklinde gerçekleşen ve tarafların kendi ticari hesapları içerisinde karşılıklı fatura düzenlemek suretiyle cari hesap şeklinde alacak borç ilişkisi bulunduğu, davacı tarafından adi ortaklık kurulduğu iddialarının ispatlanamadığı, dosyaya sunulan —– şahıslar arasında ——– tarihinde imzalandığı ancak bu sözleşmenin de hayata geçirilemediği gibi sözleşme içeriğinin de —-ilişkisi niteliği taşımadığı, bu sözleşmede davanın tarafı olan şirketlerin değil şahısların imzalarının bulunduğu, bu haliyle bir adi ortaklık ilişkisinden bahsedilemeyeceği kanaatine varılmakla davacının adi ortaklığın tasfiyesi talebi yerinde görülmeyerek mahkememizin —– sayılı kararında Asıl davanın reddine karar verilmiştir.
Yine aynı karar ile; Davalı-karşı davacı —- ticari defter ve kayıtlarına göre; davacıdan —- alacaklı bulunduğu, davacı-karşı davalı—- ticari defterlerine göre ise,—- borçlu göründüğü, aradaki farkın — tutarlı çekten kaynaklandığı, karşı davacının bu çek örneğini dosyaya sunduğu, — keşide tarihli, —-bedelli çekin dava dışı —- tarafından hamiline olarak düzenlendiği, çekin —- yetkilisi tarafından alındığı, çekin —-tarafından karşı davacı —- ciro yoluyla verildiği, bu çekin bankada karşılıksız çıktığı, bu nedenle karşı davacının hem kendisinin hem karşı davalının ticari defter ve kayıtlarına göre alacağını ispatladığı anlaşılmakla taleple bağlı kalınmak suretiyle karşı davanın kabulüne, karşı davcı —— tarihli ihtarname düzenleyerek karşı davalıya tebliğ ettiği, tebliğden itibaren 3 günlük makul süre sonrasında karşı davalının temerrüde düşmüş sayılacağı, buna göre temerrüt tarihinin —– tarihi olduğu kanaatine varılmakla bu tarihten itibaren avans faizine hükmedilerek karşı davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkememizden verilen —— taraf vekillerince İstinaf edildiği, —— ilamı ile;
“Davanın 6100 sayılı HMK döneminde açıldığı, delillerin somutlaştırılması ve açıkça bildirilip hasredilmesi kuralına tabi olduğu görülmektedir. Kaldı ki; asıl davada davacı dava dilekçesinde açıkça yemin deliline başvurmuştur.Bu durumda davacı tarafın iddiasını ispat zımnında, “yemin” delili kalmaktadır. Dosyanın incelenmesinden davacının “yemin” deliline dayandığı anlaşılmaktadır.Asıl davada adi ortalığın varlığı konusunda tanık dinlenilmişse de, HMK 200. madde gereği adi ortaklığın kurulması yazılı şekle tabi değilse de, inkarı halinde varlığı HMK 200. madde uyarınca yazılı delille ispatlanabilir. Somut olayda bu konuda tanık dinlenilmesine rağmen,bu ispat koşulları karşılığında, akti ilişkinin varlığı konusunda ispat için tanık deliline itibar edilemeyeceği açıktır.Davacı yemin deliline dayandığından,öncelikle akdi ilişkinin varlığı konusunda bu delilin değerlendirilmesi, karşıya akti ilişkinin varlığı konusunda yemin yöneltme hakkının varlığı hatırlatılıp,yeminin eda edilip edilmemesi durumuna göre, kaçınılması veya edilmemesi sonucu adi ortaklığın mevcut olup olmadığı değerlendirilmelidir. Asıl davada davacı taraf taraflar arasında adi ortalık ilişkisi bulunduğunu ileri sürerek deliller kısmında yemin deliline de dayanmasına rağmen, mahkemece asıl davada davacıya yemin teklifi hakkının hatırlatılmadığı, yemin delilinin karar gerekçesinde hiç tartışılmadığı anlaşılmıştır.Bu nedenlerle; asıl davada davacının istinaf başvurusunun kabulü ile, mahkemenin verdiği karar şekline göre ilk derece mahkemesinin verdiği adi ortaklığın ispatlanamadığına dair kararda davacının deliller bağlamında bu adi ortaklığın varlığı ispatında yemin deliline dayandığı, mahkeme karar gerekçesinde yemin delilinin hiç değerlendirilmediği görülmekle, bu aşamada HMK 353/1-a-6 maddesi kapsamında, bu delil toplanmadan ve hiç değerlendirilmeden yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan, mahkeme kararının kaldırılması ile yeniden yargılama yapılmak üzere dosyanın mahkemesine iadesine” şeklindeki gerekçesi ile kaldırılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
İstinaf dairesinin kaldırma kararı uyarınca davacı tarafa adi ortaklığın varlığı ve buna ilişkin talepleriyle ilgili yemin deliline başvurulup başvurulmayacağı hususunda beyanda bulunması için süre verilmiş, davacı taraf yemin deliline başvurduğunu beyan ettiğinden davalı tarafa davacının sunduğu yemin dilekçesi tebliğ edilerek duruşmada mahkememizce adi ortaklığın mevcut olup olmadığı hususunda yemin yaptırılmıştır.
Davalılardan—- hem şahıs şirketin hem de yetkilisi olduğu diğer davalı — davacı tarafla herhangi bir —- bulunmadığına dair —- tarihli duruşmada yemin icra etmiştir.
İstinaf mahkemesinin belirtmiş olduğu eksiklik giderilmiş olmakla ve davalı taraf yemin teklifini kabul ederek taraflar arasında adi ortaklık bulunmadığına ilişkin yemin etmiş olmakla, asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1)ASIL DAVA;
Asıl davanın REDDİNE,
2-KARŞI DAVA;
—— karşı davasının KABULÜ ile — alacağın davacı- karşı davalı —– tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte tahsili ile davalı- karşı davacıya verilmesine,
3-HARÇLAR;
a)Asıl davada alınması gereken 59,30 TL karar harcına karşılık peşin alınan 24,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 35,00 TL harcın davacı-karşı davalı —— tahsiliyle hazineye irad kaydına,
b)Karşı davada alınması gereken 5.936,76 TL karar harcına karşılık peşin alınan 1.290,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 4.646,76 TL harcın davacı-karşı davalı —- hazineye irad kaydına,
4-YARGILAMA GİDERLERİ;
a)Davacı-karşı davalı ——- tarafından asıl ve birleşen davada yapılan tüm yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
b)Asıl dava davalıları tarafından yapılan; 2.000,00 TL bilirkişi gideri, 98,10 TL tebligat, İstinaf’tan sonra yapılan 164,00 TL. posta gideri olmak üzere 2.262,10 TL yargılama giderinin davacı-karşı davalı —– alınarak asıl dava davalılarına verilmesine,
c)Davalı-karşı davacı—-tarafından yapılan; 4.000,00 TL bilirkişi gideri, 90,00 TL tebligat ve posta gideri ile 1.290,00 TL harç gideri toplamı 5.380,00 TL yargılama giderinin davacı-karşı davalı —- alınarak davalı-karşı davacı —— verilmesine,
5-VEKALET ÜCRETLERİ;
a)Asıl davada davalılar lehine AAÜT uyarınca taktir edilen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacı-karşı davalı —- alınarak davalılara verilmesine,
b)Karşı davada davalı-karşı davacı —- AAÜT uyarınca taktir edilen 12.098,18 TL nispi vekalet ücretinin davacı-karşı davalı —– alınarak davalı-karşı davacıya verilmesine,
6-Bakiye gider avanslarının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
10/02/2021