Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/837 E. 2020/66 K. 30.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/837 Esas
KARAR NO : 2020/66 Karar
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 16/07/2018
KARAR TARİHİ: 30/01/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davalı tarafın davacı/borçlu şirkete olan fatura borcundan dolayı davalıya karşı ———- İcra Dairesi’nin ——– Esas numaralı dosyası ile icra takibi başlatıldığı, icra takibinin davalı/borçlu şirketin haksız itirazları sebebiyle durduğu, davalı şirketin borca, faize ve ferilerine ilişki haksız itirazlarının iptali gerektiği, davacının insan kaynaklan şirketi olduğu, davalıya ihtiyaç duyduğu personeli temin ederek hizmet verdiği, sunulan hizmet karşılığı düzenlenen fatura bedelinin davalı tarafça ödenmediği, davacı ve davalı tarafın imzaladığı—————–doğrultusunda çalışmalara başlanarak davalı tarafa —- aday yönlendirildiği, —— davalı şirket tarafından ——-tarihinde işe alındığı, işe alım sonrası davalı tarafa bahse konu sözleşmenin 4.1 maddesi uyarınca ——— tarihli ve ———- numaralı fatura kesilip gönderildiği, bu maddede işe yerleştirilen her aday için———- tutarının müşteri (davalı) tarafından ödeneceği konusunda tarafların anlaşmış olduğu, ———— tarihli faturanın vadesinin ————- tarihi olmasına rağmen, bu vadenin üzerinden uzun bir zaman geçmiş olmasına ve mail hatırlatmalarına rağmen davalı tarafça fatura bedelinin ödenmediği, sözleşmenin 5. maddesine göre işe alımı gerçekleşen çalışanların ilk ———- gün içerisinde işten ayrılması/çıkarılması halinde bir defaya mahsus ek ücret talep etmeksizin yeniden eleman temini ———– taahhüdünün bulunduğu, davalı şirket için işe alımı gerçekleştirilen ———- günlük garanti süresi sona erdikten sonra işten çıkmış olmasına rağmen, davacı şirketin davalıya iyi niyetli olarak bir defaya mahsus yeniden eleman teminini ücretsiz olarak sağlayacağını belirttiği, fakat bunun için öncelikle fatura bedelinin ödenmesi gerektiğini bildirdiği, ancak davalının yine de bir ödeme yapmadığı, bu sebeple alacağın tahsili için icra yoluna gidildiği ve davaya konu takibin başlatıldığı, davalının/borçlunun kötü niyetli olarak takibe itiraz ettiği ve takibi durdurduğu, bu nedenle davanın kabulü ile söz konusu icra takibine davalı tarafça haksız ve mesnetsiz olarak yapılan itirazın iptaline, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, takibin devamına, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesinin talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalıya usulüne uygun dava dilekçesinin tebliğine rağmen dosyaya herhangi bir cevap dilekçesi sunulmamıştır. HMK’nun 128. Maddesi uyarınca; Süresi içinde cevap dilekçesi vermemiş olan davalı, davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaların tamamını inkâr etmiş sayılır.
İNCELEME ve GEREKÇE : Dava, hukuki niteliği itibari ile Davacı tarafça alacaklı sıfatı fatura alacağından kaynaklı icra takibine davalı tarafça yapılan itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasından ibaret olduğu görüldü.
Dosyamız arasına alınan ———– İcra Müdürlüğü’nün ———- Esas sayılı icra dosyasının yapılan incelemesinde takibin ——- tarihinde takip başlatıldığı ödeme emrinin davalı/borçluya ———-tarihinde tebliğ edildiği davalının süresinde ——– tarihinde takibe itiraz ettiği ve takibin durduğu anlaşılmıştır.
Davacının; borçlu tarafından yapılan —— tarihli itirazın davacı…alacaklıya tebliğinden itibaren İİK.nun 67.maddesinde belirtilen bir yıllık süre içerisinde mahkememize davayı açtığı anlaşıldığından, açılan davanın süresinde olduğu görülmüştür.
Davada aktif ve pasif taraf husumetinin sağlandığı anlaşılmış olup taraflar arasında bu hususta çekişme yoktur.
Taraflar tacir olup, delil olarak ticari defterlere dayandıklarından; taraflara inceleme gün ve saatinde belirtilen yıllara ilişkin ticari defter ve kayıtlarını hazır etmeleri aksi halde HMK 220 ve devamı maddeleri gereğince defterlerini sunmayan tarafın ticari defterlerine lehine delil olarak dayanamayacağının ve tekrar sunamayacakları usulüne uygun biçimde ihtar edilmiş; defter inceleme neticesinde dosyamız bilirkişiye tevdii edilmiş olup , bilirkişi mahkememize hitaben sunmuş olduğu raporunda özetle: Davacı şirketin zamanında ve usulüne uygun şekilde tasdik ettirdiği ve kendi lehine delil niteliğine sahip ticari defterlerine göre davalı şirketten ———-TL alacaklı olduğu yönünde mütalaa etmiştir.
Bilirkişi raporlarının HMK 280. Maddesi uyarınca taraflara tebliğ edilmiştir. Bilirkişi raporu yeterli, denetlenebilir ve hüküm kurmaya elverişli olduğundan itibar edilerek hükme esas alınmıştır.
—————— yazılan müzekkereye ikmalen cevap verildiği görüldü. Yapılan incelemede dava dışı ——— davalı şirketinde ———- tarihi ile ——- tarihleri arasında çalıştığı anlaşılmıştır.
Yargıtay —-Hukuk Dairesi —– E. ——- K. Sayılı emsal kararı ile; ”… ticari davalarda yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasada delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri yasada belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olması mümkün değildir. Davacının da bu durumu bilerek ticari defterlere delil olarak dayandığı ve karşı tarafın ticari defterlerinin de incelenmesini istediği kabul edilmelidir. Aksinin kabulü halinde davacının ticari defterleri tek başına delil niteliği taşımadığından dayanılan böyle bir delilin incelenmesine gerek de olmayacaktır. Karşı taraf ticari defterlerini sunar ise birlikte incelenip değerlendirildiğinden delil olup olmadığı sonucuna göre değerlendirilebilecektir. Karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde ise bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılmalıdır.” şeklindedir.
Toplanan deliller, icra takip dosyası, dava dilekçesi, cevap dilekçesi, ticari defterler, bilirkişi incelemesi bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davacı ile davalı arasında ticari ilişki olduğu davacının incelenen defterleri ile sabittir. Ticari defterlerin ticari davalarda delil olarak kabul edilmesi için HMK’nun 222. Maddesi uyarınca kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması gerekmektedir. Bilirkişi raporunda davacı taraf defterlerinin defterlerinin HMK 222. Maddesinde belirtilen usulde olduğu tespit edilmiştir. Davacı delil listesi ile ticari kayıtlara dayanmış usulüne uygun ihtarata rağmen davalı taraf defterlerinin ibraz edilmediği anlaşılmıştır. Davacı tarafça davalı adına icra takibine konu fatura kesilmiş olup; defter incelemesi neticesinde aralarında başkaca bir ticari ilişki olmayıp; kesilen faturanın davacı defterlerinde kayıtlı olduğu tespit edilmiştir. Yukarıda değinilen emsal içtihatta da belirtildiği üzere; davalı ticari defterlerini sunmadığı takdirde bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılmış ve davacının ticari defterlerinde faturanın kayıtlı olduğu anlaşılmakla ve faturaya konu hizmetin ifası——– gelen dava dışı ———- davalı şirketinde ——-tarihi ile——— tarihleri arasında çalıştığı yönündeki yazı cevabı ile anlaşılmakla faturaya konu malların teslimi davacı tarafça ispatlanmış olup, davalı tarafça fatura konusu bedelin ödediği ispat edilemediğinden; davalının icra takip dosyasındaki itirazının hukuki dayanaktan yoksun olduğu anlaşıldığından; bu bedel yönünden davanın kabulüne karar verilmiş; ———– İcra Müdürlüğünün ——- esas sayılı dosyasındaki alacak miktarına ilişkin davalı borçlular tarafından yapılan itirazın ——-TL için İİK 67 maddesi gereğince iptaline karar verilmiş, hüküm fıkrasında sehven fazlaya ilişkin talebin reddine karar verildiği yazılmış,
İcra inkar tazminatı açısından; İcra ve İflas Kanunu’nun 67.maddesinin 2.fıkrası hükmünce, icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Borçlunun itirazının kötü niyetli olması ise yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatı, aleyhindeki icra takibine itiraz eden ve işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bunlardan başka, alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Açıklanan yasal kuralların ışığında takip konusu alacak değerlendirildiğinde, faturaya dayalı alacak likit olmakla kabul edilen miktar üzerinden icra inkar tazminatına hükmedilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
DAVANIN KABULÜ İLE;
1- ———– İcra Müdürlüğünün ——— esas sayılı dosyasındaki alacak miktarına ilişkin davalı borçlular tarafından yapılan itirazın ——- TL ‘lik kısmı için İİK 67 maddesi gereğince İPTALİNE, fazlaya ilişkin talebin reddine,takibin devamına,
2- Alacak likit olmakla; kabul edilen—— TL’nin %20’si icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli 162,02 TL harcın mahkememiz veznesine yatırılan 35,90 TL den mahsubu ile 126,12 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 41,10 TL ilk masraf, 35,90 TL peşin harç, 73,90 TL posta-tebligat masrafı, 750,00 bilirkişi masrafı olmak üzere toplam 900,90 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 2.371,85 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yatırılan gider avansından kullanılmayan bakiye kısmın talep halinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda 6100 Sayılı HMK’nun 341/2 maddesi uyarınca değer itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 30/01/2020