Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/805 E. 2020/55 K. 23.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2018/805 Esas
KARAR NO : 2020/55 Karar

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/07/2018
KARAR TARİHİ : 23/01/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davacı —- arasında dört yıllık bir ticari ilişki olduğunu, müvekkil şirketin—— davalı yanın ise müteahhit olduğunu, bu süreçte—– alışveriş yapıldığını, davalı tarafın müvekkilden —– buna ilişkin olarak —- tarihli —– bedelli çek verdiğini, davalı tarafın çekini 10 gün içinde ödeyeceğini ve bankaya ibraz edilmemesini aksi takdirde ticari hayatının olumsuz etkileyeceğini ifade edilmesine ilişkin aralarındaki ticari ilişkiye dayanarak çekin yazdırılmadığını, söz konusu çekin T.C. istanbul Anadolu——–. İcra Dairesi ——– Sayılı dosyası ile işleme konulduğunu ve davalı tarafın borca süresi içinde itiraz ettiğini, Davalı yanın itirazının haksız ve mesnetsiz olduğunu, müvekkilin takibe konu çeke istinaden—- vermiş ve bu malları teslim ettiğine dair fatura ve irsaliyelerin mevcut olduğunu, davalı tarafın bu fatura ve münderacatına herhangi bir İtirazlarının olmadığını, söz konusu ticari işlem sebebiyle müvekkilin alacağı doğduğunu, bu alacak karşılığında davalı borçlunun —-tarihli————– ait çeki keşide edip müvekkile verdiğini, davalı yanın çekteki imzaların kendilerine ait olmadığına dair itiraz etmediklerini, ancak davalı taraftan herhangi bir ödeme gelmediğini ve ibraz süresini kaçırmaya yönelik kötü niyetli bir tutum sergilendiğini, faize ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, Davalının icra dosyasına haksız itirazının iptali ile takibin —– asıl alacak ile birlikte takipten Önce işleyen ——– faiz ile yasal faizden az olmamak üzere takipten sonra işleyecek avans faizi ile birlikte toplam —- üzerinden devamına, Davalı yanın % 20 den az olmamak icra inkar tazminatına ve yargılama giderleri ile vekalet Ücretinin karşı tarafa yüklenilmesine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
CEVAP: Davalıya usulüne uygun dava dilekçesinin tebliğine rağmen dosyaya herhangi bir cevap dilekçesi sunulmamıştır. HMK’nun 128. Maddesi uyarınca; Süresi içinde cevap dilekçesi vermemiş olan davalı, davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaların tamamını inkâr etmiş sayılır.
İNCELEME ve GEREKÇE : Dava, hukuki niteliği itibari ile davacı tarafça alacaklı sıfatı ile çek dayanak gösterilerek yapılan ilamsız icra takibine davalı tarafça yapılan itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasından ibaret olduğu görülmüştür.
Dosyamız arasına alınan İstanbul Anadolu —— İcra Müdürlüğü’nün ——-Esas sayılı icra dosyasının yapılan incelemesinde takibin 23/05/2018 tarihinde takip başlatıldığı ödeme emrinin davalı/borçluya 28/05/2018 tarihinde tebliğ edildiği davalının süresinde 30/05/2018 tarihinde takibe itiraz ettiği ve takibin durduğu anlaşılmıştır.
Davacının; borçlu tarafından yapılan —— tarihli itirazın davacı-alacaklıya tebliğinden itibaren İİK.nun 67.maddesinde belirtilen bir yıllık süre içerisinde mahkememize davayı açtığı anlaşıldığından, açılan davanın süresinde olduğu görülmüştür.
Davada aktif ve pasif taraf husumetinin sağlandığı anlaşılmış olup taraflar arasında bu hususta çekişme yoktur.
Taraflar tacir olup, delil olarak ticari defterlere dayandıklarından; taraflara inceleme gün ve saatinde belirtilen yıllara ilişkin ticari defter ve kayıtlarını hazır etmeleri aksi halde HMK 220 ve devamı maddeleri gereğince defterlerini sunmayan tarafın ticari defterlerine lehine delil olarak dayanamayacağının ve tekrar sunamayacakları usulüne uygun biçimde ihtar edilmiş; defter inceleme neticesinde dosyamız bilirkişiye tevdii edilmiş olup , bilirkişi mahkememize hitaben sunmuş olduğu raporunda özetle: Davacının davalıdan talep edebileceği icra takibine konu asıl alacak miktarının————– Davacının çekin ödeme tarihinden takip tarihine kadaryıllık avans faizi oranı üzerinden birikmiş faiz alacağının 552,79-TL olduğu,(Talep: 552,79-TL) Davacının icra inkâr tazminatı talebinin takdirinin mahkemeye ait olduğu yönünde mütalaa etmiştir.
Bilirkişi raporlarının HMK 280. Maddesi uyarınca taraflara tebliğ edilmiştir. Bilirkişi raporu yeterli, denetlenebilir ve hüküm kurmaya elverişli olduğundan itibar edilerek faize dair tespiti dışında hükme esas alınmıştır.
Davalı tarafın ———– aylarına dair davacıdan alışa dair BA kayıtlarının gönderildiği, yapılan incelemede davalı yanca —— ayrı ayrı ikişer adet belge ile BA bildirimi yapıldığı, —– ayında bir adet belge ile davacıdan alışa dair BA bildirimi yapıldığı anlaşılmıştır. Davacı yanın —- formlarının incelenmesinde davalı yanın BA formları ile örtüştüğü tespit edilmiştir.
Dava konusu çek ile ilgili ———- müzekkere yazılarak çekin ibraz edilip edilmediği, ibraz eden kişi bilgisi, ibraz tarihi, çek hesabının kime ait olduğu hususunun sorulmasına karar verilmiş; çek hesap sahibinin davalı … ———-. Olduğu, çekin ———- ibraz edildiği bildirilmiş, —– aynı hususlar sorulmuş;—- keşide tarihli —- bedelli çeki ibraz edenin davacı ….—————-. olduğu, çekin bedelinin ödenmediği fakat çekin arka yüzünde ibraz tarihinde karşılıksız olduğu yönünde kaşe olmadığı anlaşılmıştır.
Yargıtay —–. Hukuk Dairesi ————Sayılı emsal kararı ile; ”… ticari davalarda yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasada delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri yasada belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olması mümkün değildir. Davacının da bu durumu bilerek ticari defterlere delil olarak dayandığı ve karşı tarafın ticari defterlerinin de incelenmesini istediği kabul edilmelidir. Aksinin kabulü halinde davacının ticari defterleri tek başına delil niteliği taşımadığından dayanılan böyle bir delilin incelenmesine gerek de olmayacaktır. Karşı taraf ticari defterlerini sunar ise birlikte incelenip değerlendirildiğinden delil olup olmadığı sonucuna göre değerlendirilebilecektir. Karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde ise bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılmalıdır.” şeklindedir.
Yargıtay —– Hukuk Dairesi—-. sayılı kararında; ‘’..Sözü edilen faturaların davalı şirket tarafından —- formlarıyla vergi dairesine bildirilmesi halinde faturaların davalı şirkete tebliğ edildiğinin ve fatura konusu malların da teslim alındığının kabulü gerekir.’ denilmiştir.” şeklinde olup; ilgili Yargıtay kararına göre — formlarının vergi dairesine bildirilmesi malın teslim edildiğinin kanıtı olduğunu belirtmiştir.
Toplanan deliller, icra takip dosyası, dava dilekçesi, cevap dilekçesi, ticari defterler, bilirkişi incelemesi bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davacı ile davalı arasında ticari ilişki olduğu, bir kısım faturaların düzenlendiği, takibe konu çekin davacı tarafça ticari defterlerine kaydedildiği, söz konusu çekin bedelinin ödenmediği davacının incelenen defterleri ve ———- gelen yazı cevabı ile sabittir. Ticari defterlerin ticari davalarda delil olarak kabul edilmesi için HMK’nun 222. Maddesi uyarınca kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması gerekmektedir. Bilirkişi raporunda davacı taraf defterlerinin defterlerinin HMK 222. Maddesinde belirtilen usulde olduğu tespit edilmiştir. Davacı delil listesi ile ticari kayıtlara dayanmış usulüne uygun ihtarata rağmen davalı taraf defterlerinin ibraz edilmediği anlaşılmıştır. Yukarıda değinilen emsal içtihatta da belirtildiği üzere; davalı ticari defterlerini sunmadığı takdirde bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılmış ve davacının ticari defterlerinde aralarındaki ticari ilişkiye dair faturaların ve takibe konu çekin kayıtlı olduğu, takibe konu çekin bedelinin ödenmediği, davalı yanca cari hesaba konu faturaların BA bildirimlerinin yapıldığı ———- gelen yazı cevabı ile anlaşılmış olup; davacı ile davalının BA/BS formları örtüşmekle; ticari ilişki içerisinde yer alan her bir faturaya konu malların teslimi davacı tarafça ispatlanmış olup, davacının ticari defterlerinde alacak olarak kaydettiği çekin bankaca ödenmemesi nedeniyle davalı tarafça takibe konu bedelin ödendiği ispat edilemediğinden; davalının icra takip dosyasındaki itirazının hukuki dayanaktan yoksun olduğu anlaşıldığından; mahkemece cari hesap ilişkisinde davacının alacaklı olduğu tespit edilen ödenmeyen çek bedeli yönünden davanın kabulüne karar verilmiş; işlemiş faiz yönünden her ne kadar davacı tarafça takibe konu çekin keşide tarihine göre işlemiş faiz talep edilmiş ise de icra takibine konu çek kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip değil ilamsız takipte ödeme emrine konu edildiğinden ve ———————-gelen yazı cevabı ekindeki ibraz anındaki çek görüntüsünün incelenmesinden çekte karşılıksız kaşesi olmadığı anlaşıldığından işlemiş faize yönelik talebi yerinde görülmemiş, İstanbul Anadolu ——İcra müdürlüğünün —— esas sayılı dosyasındaki alacak miktarına ilişkin davalı borçlu tarafından yapılan itirazın 79.593,00 TL için İİK 67 maddesi gereğince iptaline, fazlaya ilişkin talebin reddine, takibin işin ticari iş olması gözetilerek takip tarihinden itibaren işleyecek 3095 Sayılı Kanun m. 2/2 kapsamında avans faiz üzerinden devamına karar verilmiş;
İcra inkar tazminatı açısından; İcra ve İflas Kanunu’nun 67.maddesinin 2.fıkrası hükmünce, icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Borçlunun itirazının kötü niyetli olması ise yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatı, aleyhindeki icra takibine itiraz eden ve işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bunlardan başka, alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Açıklanan yasal kuralların ışığında takip konusu alacak değerlendirildiğinde, takibe konu bedel likit olmakla, kabul edilen miktar üzerinden icra inkar tazminatına hükmedilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
DAVANIN KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE;
1) İstanbul Anadolu ———- İcra müdürlüğünün ——- esas sayılı dosyasındaki alacak miktarına ilişkin davalı borçlu tarafından yapılan itirazın ——— için İİK 67 maddesi gereğince İPTALİNE, fazlaya ilişkin talebin reddine, takibin takip tarihinden itibaren işleyecek avans faiz üzerinden devamına,
2- Alacak likit olmakla İİK 67 uyarınca —–asıl alacağın %20’si icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi uyarınca alınması gerekli ——– davacı tarafından peşin yatırılan 1.368,69 TL den mahsubu ile 4.068,30 TL nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 800,00 TL bilirkişi gideri, 74,85 TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 874,85 TL nin davanın kabul edilen kısmına isabet eden 868,81 TL si ile 1.409,79 TL harç gideri toplamı olan 2.278,60 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Karar tarihinde yürürlükte —–.uyarınca ——vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Red edilen kısım yönünden ; Karar tarihinde yürürlükte bulunan —— uyarınca 552,79 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davacı tarafça yatırılan kullanılmayan bakiye kısmının karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı