Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/8 E. 2021/91 K. 02.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/314 Esas
KARAR NO : 2020/808
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/05/2019
KARAR TARİHİ: 17/12/2020
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkili şirket ile davalı şirket arasında akdedilen —–tarihleri arasındaki dönemi kapsayan —– Sözleşmesinin davalı şirket tarafından hiçbir gerekçe gösterilmeden ihlal edilmesi neticesinde müvekkili şirketin büyük zarar gördüğünü, hususun düzeltilmesi için müvekkilince —–tarihinde noter kanalıyla ihtarname gönderildiğini, davalı şirkete —- tarihinde tebliğ edildiğini, ihtarnamede talep edilen — tutar yönünden—- tarihi itibariyle davalı şirketin temerrüde düşürüldüğünü, müvekkilin uğradığı zararın tahsili için —- sayılı dosyası ile —- tarihinde davalı aleyhinde kısmi dava açıldığını, —- faaliyete başlaması ile —–sayısını aldığını, daha sonra dava dosyasının —– sayısını aldığını, yargılamanın bu dosya üzerinden yapılarak dosyanın karara bağlandığını, dosya hakkında karar verileceği düşünülerek fazlaya dair talep ve dava haklan saklı tutularak —- tarihinde talebin — olarak ıslah edildiğini, —- tarihinde yapılan duruşmada mahkemenin dosyaya sunulan bilirkişi raporunun denetime ve hüküm kurmaya yeterli ve elverişli olmadığı gerekçesiyle dosyanın yeniden bilirkişiye gönderilmesi yönünde ara karar tesis edildiğini, bilirkişi tarafından hazırlanan —– tarihli raporda müvekkili şirketin — aylık dönemde mahrum kaldığı net karın — olduğunun tespit edildiğini, mahkemenin bilirkişi raporunu hükme esas aldığını, ıslah dilekçesi dikkate alınarak—- davalı şirketten tahsili yönünden hüküm kurduğunu, —- Sayılı içtihadıyla hükmün onanmasına——–tarihinde karar verdiğini, —– Sayılı kararıyla davalı şirketin karar düzeltme talebinin reddedildiğini, Yargıtay’ın yerleşik içtihatları gereğince ıslah dilekçesinin erken verilmesi durumunda sonradan ortaya çıkan değişiklikler durumunda kısmi davada saklı tutulan alacak bölümü için ıslah talebinden sonra ayrı bir dava açılmasının mümkün bulunduğunu ileri sürerek kısmi davada/müvekkili şirketin 9 aylık dönemde net karı olarak tespit edilen —– kısmi davadaki talep olan ve mahkemece hükmedilen— mahsubuyla bakiye —— tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda avans faizi ile birlikte tazminine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle ; davacı şirket tarafından müvekkili şirket aleyhine —— sayılı dosyası ile dava açtığını, Mahkemece—– tarihinde davanın ıslah doğrultusunda kabulü ile davacının —- alacağının davalıdan tahsiline karar verildiğini, söz konusu kararın temyiz edilmesi üzerine —- sayılı kararı ile onanma karan verildiğini, karar düzeltme yoluna gidildiğini, aynı dairenin —— sayılı karannda düzeltme talebinin reddine karar verildiğini, söz konusu karann kesinleştiğini, taraflar arasında kesin hüküm bulunması nedeniyle davanın reddi gerekeceğini, davacının taleplerinin zaman aşımına uğradığını ileri sürerek haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE : Dava, hukuki niteliği itibari ile alacak davasına ilişkindir.
Mahkememizin—- sayılı dosyası dosyamız arasına alınmıştır.
Mahkememiz yargılama aşamasında mali müşavir ve sözleşme uzmanı bilirkişiden rapor aldırılmış olup bilirkişiler raporunda özetle ;——–Tarihli Kararı ile mahkemece, sözleşmenin tek satıcılık sözleşmesi olarak nitelendirilebileceği, davalının davacının sözleşme ile yetkili olduğu bölgede başka distribütörlere ürün sattığının fatura ve tanık anlatımları ile doğrulandığı alınan bilirkişi raporuna göre davacının 3 aylık dönemde 3 aylık net karının — 9 aylık net karının ise —- olabileceğinin belirtildiği gerekçesiyle davanın ıslah doğrultusunda kabulü ile davacının—- kısmına —- temerrüt tarihinden itibaren —- tarihinden itibaren yürütülecek yasal temerrüt faizine karar verilmiş hüküm davalı vekilince temyiz edildiğini,—– sayılı ilamı ile yerel mahkeme karan onanmış davalı vekilinin karar düzeltme talebi—— sayılı ilamı ile reddedildiğini, davacı vekili huzurda görülmekte olan davada, ıslah dilekçesinin erken verilmesi durumunda sonradan ortaya çıkan değişiklikler durumunda kısmi davada saklı kalan alacak bölümü için ıslah talebinden sonra diğer bir dava açılması mümkün bulunduğunu belirterek—– tarihleri arasında 9 aylık döneme ilişkin müspet zarannın 9 aylık dönem için net kar olarak tespit edilen —- kısmi davadaki talepleri olan ve mahkemece hükmedilen —- mahsubuyla kalan —-tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsilini talep ettiğini, dosyada mübrez belgelerden mahkemenin hükme esas aldığı bilirkişi raporunda davacının 9 aylık dönemde mahrum kaldığı net karın—– olduğunun tespit edildiği ancak davacı ıslah dilekçesinde talep ettiğinden taleple bağlılık ilkesi gereği —- hükmedildiğini, mahkemenin kararı Yargıtay tarafından onanmış ve davalının tashihi karar talebi de reddedilerek kesinleştiğini, bu halde, ıslah dilekçesinde haklarını saklı tutan davacının huzurda görülmekte olan davayı açmakta menfaati olduğu gibi işbu dava ile kalan alacağının davalıdan tahsilini talep etmesi mümkün görülmekte olup davacının talebinden mahkemenin hükmettiği —- tenzili icap ettiğini, davacının kısmi dava ile alacağımn kalan kısmını talep edebileceği, davacının talep edebileceği alacak tutarının hükme esas alınan bilirkişi raporunda tespit edildiği üzere 9 aylık dönem net karı— hükme esas teşkil eden —– olarak tespit edilebileceğini mütalaa etmiştir.
Davalı tarafın itirazları doğrultusunda bilirkişilerden ek rapor alınmış olup bilirkişiler ek raporunda özetle,—– esas sayılı kararı —- tarihinde kesinleşmiş ve bu davanın devamı niteliğinde—– tarihinde açıldığını, davanın süresinde açıldığını, kök raporda —— yılı defterleri incelenmiş davacı ticari defterlerinin kapanış tasdikinin yaptırılmamış olduğu tespit edildiği, davalı defterlerinin incelenmesinde davalı şirket ticari defterlerinin TTK hükümlerine uygun tutulmuş olduğu ve davalı ile davacı ticari defter kayıtlarında herhangi bir mutabakatsızlık olmadığının belirlendiğini, TBK m.147 vd. Hükümleri çerçevesinde davacı şirketin davalı şirketten olan alacağının zamanaşımına uğramadığı davacı alacağının —- tespit edilebileceğini mütalaa etmiştir.
Dava dilekçesi,aşamalarda aldırılan bilirkişi raporları, —– Sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı ile birlikte yapılan değerlendirmede,davacı şirket tarafından davalı aleyhine 1 yıl süreli distribütörlük sözleşmesinin haksız yere feshi sebebiyle mahrum kalının kar sebebiyle dava açıldığı,—-dosyasında — tarihli bilirkişi raporunda mahrum kalınan net karın —–olduğunun tespit edildiği,davacı tarafça — bedel üzerinden ıslah edildiği,mahkemece ıslah edilen miktar üzerinden hüküm kurulduğu—-sayılı ilamıyla karar düzeltme aşamasında reddedilen itirazlar sonucu —— Sayılı kararının kesinleştiği,davacının saklı tuttuğu alacak kalemi için mahkememizde dava açtığı ,davalının kalan alacak bakımından zamanaşımı defiinde bulunduğu,kanunda aksine bir hüküm bululmadıkça her alacağın 10 yılda zamanaşımına uğrayacağının bildirildiği,Türk Borçlar Kanununda zamanaşımını kesen sebeplerin sayıldığı,alacaklının alacağının dava yoluyla mahkemede ileri sürmesinin zamanaşımını keseceği,hakimin duruşmadaki her kararı ile zamanaşımın yeniden işlemeye başlayacağı,TBK 156/2ye göre alacağın bin mahkeme kararıyla sabit olması halinde hükümden itibaren işleyecek sürenin 10 yıl olduğunun düzenlendiği, —-. Sayılı kararına yönelik itirazların —- tarihinde karar düzeltme aşamasında reddedildiği,mahkememizde —- tarihinde davanın ikame edildiği,ilk davanın açıldığı —— tarihi arasında zamanaşımını kesen sebeplerin gerçekleştiği,dolayısıyla davacı talebinin zamanaşımına uğramadığı kanaatine varıldığından, davalının buna yönelik itirazları dikkate alınmayarak davacının, 9 aylık döneme ilişkin müspet zarannın 9 aylık dönem için net kar olarak tespit edilen —-kısmi davadaki talepleri olan ve mahkemece hükmedilen—- mahsubuyla kalan —- dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline yönelik aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davacının, davasının KABULÜ ile, 51.157,53 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gerekli 3.494,57 TL harcın davacı tarafça yatırılan 873,65 TL peşin harçtan mahsubu ile 2.620,92 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan 873,65 TL harç gideri, 102,20 TL posta-tebligat masrafı, 1.400 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.375,85 TL giderin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca hesaplanan 7.450,48 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta içinde ——- Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 17/12/2020