Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/673 E. 2022/128 K. 22.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/673 Esas
KARAR NO: 2022/128 Karar
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 05/06/2018
KARAR TARİHİ: 22/02/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili tarafından davalı borçlu aleyhine —– sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, ilgili dosyadan davalıya ödeme emri tebliğ edilmiş olduğunu, davalı tarafın tebliğ almış olduğu işbu ödeme emrine —- tarihinde haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiğini ve icra takibinin davalı tarafın itirazı ile durduğunu, müvekkili şirketin—— başlatmış olduğu icra takibine devam edebilmesi amcıyla huzurdaki itirazın iptali davasının açılması zaruretinin hasıl olduğunu, davalı tarafça yapılmış olan itirazın haksız ve kötü niyetli olduğunu, müvekkili şirketin dağıtımını yaptığı ürünlerin davalı tarafından düzenli ve sürekli olarak satın alınması ve sözleşme süresince haksız bir nedenle şirkete iade edilmemesi koşulu ile toplam —- miktarda ürünün davalının halihazırda işletmiş olduğu satış noktasında müşterilerin şirket ürünlerine olan talebini karşılayacak şekilde etkin olarak bulundurulması ve müşterilere satılması maksadıyla davalı ile müvekkili şirket arasında —–akdedildiğini, taraflar arasında akdedilen sözleşme uyarınca davalının müvekkili şirketten satın alacağı müvekkili şirkete ait ürünlerin satışını—–satış noktasında gerçekleştireceğini, söz konusu—– gereğince müvekkili şirketin dağıtımını yaptığı ve ileride dağıtımını yapabileceği gazsız ürünler ve kullanım amaçları bakımından eş ürünleri müvekkili şirketten satın almak suretiyle müşterilerine yeniden satacağı ancak müvekkili şirket ürünleri ile rekabet halinde bulunan ürünleri satış noktasında veya haricinde üretemeyeceği, yeniden satış amacıyla tedarik etmeyeceği ve satmayacağı hususları ile gazlı ürünler bakımından müvekkili şirketten düzenli ve sürekli ürün satın alacağı, bu ürünleri işlettiği satış noktasında müşterinin şirket ürünlerine olan talebini karşılayacak şekilde etkin olarak bulunduracağı ve müşterilerine yeniden satacağı, bu ürünlerin tanıtımına ilişkin malzemeyi satış noktasında bulunduracağı ve bu ürünlerin tanıtımını yapacağı hususlarında taahhütte bulunduğunu, davalı işletmecinin sözleşme süresi boyunca anılan yükümlülüklerine uyacağı inancıyla ve sözleşmenin özel hükümler başlıklı bölümü gereğince, davalının müvekkili şirket ürünlerinin etkin bir şekilde satışını gerçekleştirebilmesi amacıyla yapacağı her türlü pazarlama faaliyetlerine katkıda bulunmak adına müvekkili şirket tarafından fatura mukabilinde davalıya ——-olarak ürün ve malzeme verildiğini, tüm bu hususların davalı/borçlu tarafından kesilen pazarlama faaliyetlerine katkı faturası ve müvekkili şirketin ödeme dekontu ile müvekkili şirket tarafından davalıya verilen iskontolu ürünleri gösterir faturalar ile de sabit olduğunu, davalının taraflar arasındaki sözleşmeye aykırı davranarak müvekkili şirkete bildirimde dahi bulunmaksızın faaliyetine son verdiğini, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin —– gereğince davalı borçlunun müvekkili şirketin yazılı onayını almadan sözleşme yahut ekleri sebebiyle doğan hiçbir hak ve yükümlülüğünü başkasına devretmeyeceği, temlik etmeyeceği, sözleşme süresi boyunca satış faaliyetini etkileyecek sonlandıracak şekilde satış noktasını kapatmak, devretmek, faaliyet türünü değiştirmek gibi faaliyetlerde bulunmayacağı hususu üzerinde taraflarca karşılıklı olarak mutabakata varıldığını, ancak davalı tarafın müvekkili şirket ile akdetmiş olduğu sözleşmeye aykırı davranarak satış noktasını müvekkili şirkete hiçbir ihtar yahut bildirimde dahi bulunmadan kapattığı hususunun müvekkili şirket tarafından haricen öğrenildiğini ve bu durumun mahkeme kanalı ile tespiti için —- delil tespiti talebinde bulunulduğunu, bahse konu delil tespiti dosyası dahilinde —– adresinde mahallinde gerçekleştirilen keşif icrası neticesinde tanzim olunan —— tarihli bilirkişi raporu ile muhatabın sözleşme ile belirtilen adresteki işyerinde herhangi bir ticari faaliyetinin bulunmadığı, muhatabın taşınmış olduğunu ve işletmenin farklı bir firma tarafından işletildiğinin tespit edilmiş olduğunu, muhatabın sözleşmeye aykırı olarak müvekkili şirkete hiçbir bildirimde bulunmaksızın ——faaliyetine son verdiğinin ve halihazırda bahse konu —- faaliyet göstermediğinin ve/veya başka birine devrettiğinin tespit edildiğini, davalının yükümlülüklerini ihlali sebebiyle müvekkili şirketin direkt satış noktası sözleşmesini feshetmiş olduğunu ve bu hususu davalıya ihtar ve ihbar ettiğini, sözleşmenin ——-gereğince davalının sözleşmede yer alan yükümlülüklerine uymaması halinde müvekkili şirketin sözleşmeyi tek yanlı fesih hakkı bulunduğunu, işbu maddeye dayanılarak ve yukarıda detaylıca izah olunduğu üzere davalının sözleşmenin süresinden önce sona ermesine sebep olacak şekilde satış noktasındaki faaliyetine son vermesi sebebiyle devamı imkansız hale gelen sözleşmenin müvekkili şirket tarafından —– ihtarnamesi ile tek yanlı feshedildiğini, müvekkili şirket tarafından keşide edilen ihtarname ile müvekkili şirketin sözleşmeyi derhal feshettiği hususuna ilaveten, davalının sözleşme hükümlerine süresi boyunca uyacağı inancıyla müvekkili şirketin— davalıya vermiş olduğu ürün ve malzemelerin, rayiç değeri—— usulü belirlenen — tutarındaki bedelsiz ürün alacağının ve —-bedelindeki—-alacağının kıstelyevm hesabı ile belirlenen bakiye —tutarındaki kısmının davalı tarafından ihtarnamenin tebliğinden itibaren—— içerisinde müvekkili şirkete ödenmesi gerektiği hususunun da ihbar ve ihtar edildiğini, ancak davalının bahse konu süre içerisinde müvekkili şirkete herhangi bir ödeme yapmadığı gibi icra takibine itiraz dilekçesi ile iddia olunan hususları içerir herhangi bir bildirimde de bulunmadığını, davalı borçlunun itiraz dilekçesinde müvekkili şitkete ödeme emrinde belirtilen şekilde bir borcu bulunmadığını iddia ettiğini, ancak bu alacağın taraflar arasında imzalanmış sözleşmenin gereği olarak müvekkili şirketin davalıya ödemiş olduğu ve yine sözleşme hükümlerine göre davalının sözleşmeye aykırı davranması nedeniyle müvekkili şirkete iade etmek zorunda olduğu ——usulü belirlenebilen likit bir alacak olduğunu, tarafların tacir oldukları hususu da göz önünde bulundurulduğunda ve yapılan işin davalının ve müvekkili şirketin ticari işletmesiyle ilgili bir iş olduğu hususunun tartışmasız açıkça ortada olduğundan davalının bu yönde yapmış olduğu itirazın tamamen haksız, mesnetsiz ve takibin devamına engel olunma kastıyla yapılmış kötü niyetli bir itiraz olduğunu, davalının işbu davanın açılmasına sebebiyet veren icra takibine havi itirazlarının sözleşmeye aykırılık teşkil ettiğini, davalı/borçlunun itiraz dilekçesinde hiçbir haklı gerekçe belirtmeksizin usul ve yasaya aykırı olarak müvekkili şirkete ödeme emrinde yazılı olan şekilde bir borcu bulunmadığını iddia etmişse de taraflar arasında akdedilen sözleşmenin —– düzenlenmiş yükümlülüklerini ihlal ettiğini, bu sebeple takibin devamına karar verilmesi gerektiğini, davalı tarafın itiraz dilekçesinde mesnetsiz iddialarda bulunduğu ve hiçbir haklı gerekçe gösterilmediği hususu ile de aşikar olduğu üzere davalının yalnızca müvekkili şirket alacağının sürüncemede kalmasını ve yargılamanın uzamasını amaçladığını ve tamamen kötü niyetli olarak icra takibine itiraz ettiğini, bu sebeple davalı aleyhine davada hükmolunacak meblağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ettiklerini belirterek, haklı davalarının kabulü ile davalı/borçlunun —— vakit itirazının iptali ile takibin devamına, davalı tarafça haksız ve kötü niyetle yapılmış olan itiraza karşılık davalı aleyhine hükmolunan meblağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP : Davalı taraf cevap dilekçesinde özetle; Dava dilekçesinde davacı ile müvekkili şirket arasında —- kaynaklı bir ticari ilişki olduğu, müvekkili şirketin ——- aykırı davranması nedeniyle davacının —– feshettiği, fesih nedeniyle doğmuş olan ——- cezai şartın ——— takibe konulduğu, müvekkili şirketin takibe itirazının haksız olduğu öne sürülerek itirazın iptali ve icra inkar tazminatı talep edildiği, arz edilecek nedenler ile dava dilekçesinde yer alan iddia ve taleplerin tamamının haksız ve hukuka aykırı olduğunu, müvekkili ———akdettiği zamanda ——— alan dükkânında sandviç ve benzeri yiyecekler ile alkolsüz içki ve çay, kahve benzeri sıcak içecek ürünleri ——— olduğunu, müvekkili şirketin, davacı ile sözleşmeyi ——– her hangi bir süre kısıtlaması olmaksızın/süresiz olarak imzaladığını, sözleşme incelendiği zaman sözleşmede tanımlı olan asli edimlerin; davacının müvekkili şirkete ürün tedarik etmesi, müvekkili şirketin ise söz konusu ürünler ile rekabet teşkil edecek başka hiçbir ürün satmayarak, bunları işyerinde bulundurmayarak davacıdan gazlı ve gazsız ürünler için toplamda ayrıntısı sözleşmenin özel hükümlerinde belirtilen ——– tedarik etmesi olduğunun görüleceğini, müvekkili şirketin yükümlülükleri açısından bahsi geçen ürünlerin adeti haricinde başkaca hiçbir kısıtlama bulunmadığını, ürünlerin belli bir sürede satılması ile ilgili olarak da yine davacının hiçbir menfaati ve iradesi bulunmadığını, bu nedenle sözleşmenin süresiz olarak akdedildiğini, hatta sözleşmenin ———Sözleşme her hangi bir süre sınırlaması olmaksızın işbu satış miktarının tamamlanması ile kendiliğinden sona erecektir.” hükmünün mevcut olduğunu, bu anlamda müvekkili şirketin ——– ayına kadar davacıdan satın alma faaliyetlerini gerçekleştirdiğini, borçlarını tam ve zamanında ifa ettiğini, müvekkili şirketin satın alma yükümlülüğünün yanı sıra sözleşmeye konu ürünlere rakip olan başka ürünleri satmayarak ve bunları işyerinde bulundurmayarak diğer rekabet etmeme yükümlülüğüne de istikrarlı bir şekilde riayet ettiğini, —— ise elde olmayan ve önceden öngörülemeyecek mücbir bir nedenle müvekkili şirketin ——- tahliye ettiğini, söz konusu plazanın hemen bitişiğinde yapılan büyük bir inşaatın temel kazıları ve iksa işlemleri esnasında ——–temelinin hasar gördüğü iddiasının gündeme geldiğini, bu nedenle müvekkili şirket ve beraberinde ——- dâhil birçok kiracının —– kaldığını, ——- bahsi geçen kazı çalışmalarının müvekkili şirketin işyerinde maldan da öte cana yönelik ciddi ve yakın bir tehlike içerdiğinden bu kararın zorunlu olarak ve hatta sadece müvekkili şirket tarafından değil, ——– faaliyet gösteren ve yukarıda isimleri belirtilen diğer firmalar tarafından da verilmek zorunda kalındığını, aşağıda arz edileceği üzere müvekkili şirketin adres değişikliği yapmasının davacıyı ilgilendiren bir yönü olmamakla birlikte, yine de bu adres değişikliğinin keyfi değil zaruri nedenlerle yapıldığını, cana ve mala yönelik yakın bir tehdidin mevcudiyetinde, diğer komşu işyerleri plazayı tahliye ederken, müvekkili şirketin boş bir plazada sırf davacıyı rahatsız etmemek için böylesi bir tehdite katlanmasının abesle iştigal edeceğinin şüphesizdir olduğunu, nitekim müvekkili şirketin, dükkânı tahliye edeceğini davacının o dönemki ilgili satış temsilcisine şifahen bildirmiş olduğunu, satış temsilcisinin de böyle bir tahliyenin her hangi bir sıkıntı yaratmayacağını bildirdiğini, bu vesile ile müvekkili şirkete teslim edilen dolapların davacı tarafından teslim alındığını, müvekkili şirketin ——- ederken hemen başka bir satış noktası/dükkân açmayacağının belli olduğunu, durumun davacı tarafından öğrenilmiş ve kabul edilmiş olduğunu, öte yandan hukuken faaliyeti devam eden müvekkili şirkete, yaklaşık üç yıl boyunca mal almamasına rağmen kimsenin dönüp bir şey sormamasının, üç yıl bekleyip herhangi bir şekilde ürün satın alınıp alınmayacağı hususu ile ilgili olarak iletişime geçilmemesinin ve ——– ansızın hukuki yollar ile tahsilata kalkılmasının davacının durumdan haberdar olduğunu kanıtlar nitelikte olduğunu, yukarıda belirtildiği üzere, sözleşmenin asli unsurlarının; ——– rakip ürünlerin satılmaması ——– müvekkili şirket tarafından satın alınarak tüketicilere pazarlamasının ve satışının yapılması olduğunun görüleceğini, davacının gerek icra takibinde gerek dava dilekçesinde söz konusu satın alma yükümlülüğüne ilişkin müvekkili şirketin bir temerrüt halinden bahsetmediğini, yalnızca mevcut satış noktasını kapatmasına dayanarak sözleşmeyi feshetme yolunu tercih ettiğini, feshe dayanak olarak gösterilen sözleşmenin ——– yazılı onayını almadan,——– oluşmuşsa eklerindeki hak ve/veya yükümlülüklerini başkasına devir ve temlik etmemeyi, işyerini ve işletmesini kısmen de olsa başkasına satmamayı, devir etmemeyi, kiraya vermemeyi, muvazaa oluşturacak şekilde ortak sayısını aritırmamayı, işyerindeki iştigal ve ticari faaliyet türünü değiştirmemeyi, ——- yazılı —– işletmeyi kısmen veya tamamen satın ya da devir alan yahut ona ortak veya kiracı olan kimselerin dahi bu sözleşme ve ekleri hükümleri ile bağlı ve ondan dolayı ——–karşı sorumlu olmalarını temin etmeyi ve ayrıca kendi sorumluluğunun da onlarla birlikte aynen devam edeceğini ve işyerini başka bir yere taşıması halinde dahi bu Sözleşme ve ekleri ile bağlı kalmayı kabul ve taahhüt eder.” şeklinde olduğunu, dava dilekçesinin ——-başlığında müvekkili şirket tarafından bu maddenin ihlal edildiğinden bahisle sözleşmenin feshedildiğinin öne sürüldüğünü, ne var ki müvekkili şirket tarafından bu maddenin hiçbir zaman ihlal edilmediğini, bu maddeye atıf yapılırken işyerinin kapatılmasının da sebepler arasında sayılmasının tamamen —- algısını yönlendirme amacıyla olduğunu, açıkça görüldüğü üzere yasaklanan davranışların satış, devir, kiraya verme gibi işlemler olduğunu, halbuki müvekkili şirketin işyerini satmadığını, kiraya vermediğini, herhangi bir kimseye devretmediğini vs. buna benzer bir işlem yapmadığını, müvekkili şirketin sadece zorunlu nedenlerle faaliyet gösterdiği dükkanı tahliye ettiğini, davacının ——- üzerinden yaptırdığı tespitin hukuki açıdan hiçbir kıymeti harbiyesinin bulunmadığını, dosyada tayin edilen bilirkişilerin——- gittiğini ve tespiti istenen işyerinde müvekkili şirket değil başka bir firmanın tabelasının asılı olduğunu tespit ettiklerini, hâlbuki davacının müvekkili şirketin o adreste bulunmadığını —— tarihinden beri bildiğini, ——- ise burayı müvekkili şirketten devraldığı, kiraladığı vs. gibi hiçbir tespit, bilgi, görgü, tanıklık bulunmadığını, dolayısıyla söz konusu tespit raporunun ——– dava dosyasında evrak kalabalığına sebebiyet vermek haricinde bir manası olmadığını, yukarıda açıklandığı üzere, sözleşmenin davacı tarafından hiçbir haklı ve gerçek neden olmaksızın keyfiyetten feshedildiğini, sözleşme kapsamındaki tüm yükümlülüklerini yerine getiren müvekkili şirketin sözleşmeyi ihlal ettiği yönündeki tüm iddiaların gerçek dışı olduğunu, müvekkili şirketin——- sonra hukuken aktif bir firma olarak tüzel kişiliğini korumuş olduğunu ancak hiçbir şekilde sözleşmeyi ihlal edecek işlem veya eylemde bulunmadığını, sözleşmede hiçbir şekilde müvekkili şirketin asgari veya azami sürelerle ürün alım yükümlülüğünün kararlaştırılmamış olduğunu ve tam da bu nedenle sözleşmenin süresiz imzalandığını, dolayısıyla müvekkili şirketin —— sonra davacıdan ürün tedarik etmemesi ——- halinin sözleşmeyi ihlal olarak değerlendirilemeyeceğini, öte yandan davacının dava dilekçesinde taleplerinin dayanağını açık ve anlaşılır bir şekilde belirtmediğini, belki de dayanağın karışık ve anlaşılmaz bir şekilde izahına çalışmanın davacının işine gelmekte olduğunu ancak bu karışıklığın usule aykırı olduğunun şüphesiz olduğunu, davacının söz konusu taleplerinin cezai şart mı yoksa yapılan ödemelere binaen iade talebi mi olduğu belli olmadığı gibi—— nasıl bir hesaplamaya dayandırarak talep ettiğini ne ihtarnamesinde ne icra takibinde ne de işbu davanın dava dilekçesinde açıkça belirtmediğini, bu nedenle öncelikle davacının müvekkili şirketten istediği tutarın cezai şart mı yoksa katılım bedeli iadesi mi olduğunu açıklamasının istenilmesini talep ettiklerini, davacının sektöründe hakim konumda bir firma olduğunu, müvekkili şirket gibi küçük ölçekli bir firmanın sözleşme görüşmeleri aşamasında davacı ile serbestçe pazarlık etmesinin ve davacı tarafından iletilen taslakta tadil yapılmasını sağlamasının ve dahi önermesinin bile mümkün olmadığını, bir içecek pazarlaması ve satışı için firmanın faaliyetlerini sonlandırmasını, ortaklık yapısını değiştirmesini, taşınmasını izne bağladığını, davacının karşı taraf lehine pek çok haksız şart barındıran tip sözleşmesini diğer tüm firmalara olduğu gibi müvekkili şirkete de dayattığını, bu nedenle şayet davacının talebi cezai şarta ilişkin ise, sözleşmedeki cezai şart hükmünü kabul etmediklerini, söz konusu talebin tamamına itiraz ettiklerini, zira genel işlem şartı niteliğindeki bir sözleşmede haksız olan hükümlerin yazılmamış sayılması gerektiğini, ——– sözleşmedeki cezai şart düzenlemelerini yok hükmünde kabul etmemesi halinde ise, en azından tenkis taleplerinin değerlendirmeye alınarak, söz konusu cezai şartın makul seviyeye çekilmesini talep ettiklerini, davacı şayet müvekkili şirkete vermiş olduğu tutarların iadesini istemekte ise, öncelikle müvekkili şirketin anlaşılan miktarda satış yapmadığını ispat etmesi gerektiğini, dava dilekçesinde kıstelyevm hesap yapılarak bir bedel talep edildiği, hesabın belli olduğu öne sürülmüş ve ek olarak da gösterilmişse de böyle bir hesaplama ve dilekçe ekinin taraflarına tebliğ edilmediğini, dolayısıyla sözde hesaba yönelik dayanak belge sunulmadığı gibi, yalnızca satış noktasının tahliye edilmiş olmasının, mücbir sebep hususu da dikkate alınması gerektiğinden, tek başına sözleşmenin feshi için yeterli olamdığını, dolayısı ile haksız bu fesih neticesinde, doğrudan kaynağı belli olmayan bu iddia konusu tutarın ödenmesinin müvekkili şirketten beklenmemesi gerektiğini, davacının icra inkar tazminatı taleplerine, alacağın nasıl bir hesaplamaya dayanılarak talep edildiği doğrudan belli olmadığından ve bu nedenle alacak likit bir alacak olmadığı için yukarıdaki açıklamaları doğrultusunda itiraz ettiklerini, ortada yargılamaya muhtaç ve kesinlikle likit olmayan bir durum söz konusu iken müvekkili şirketin icra inkar tazminatına mahkum edilmesinin mümkün olamayacağı gibi, faiz başlangıç tarihi ile ilgili olarak da aynı nedenle ———- dava tarihinin esas alınması gerektiğini, yukarıda arz edilen nedenler ile müvekkili şirketin hiçbir şekilde ihlal etmediği bir sözleşmenin davacı tarafından keyfiyeten feshedilmesi neticesinde yine davacı tarafından başlatılan haksız icra ve dava takip süreçlerine maruz kaldığını, müvekkili şirketin sözleşme imzalandığı sırada işlettiği——-tahliye etme nedeninin, tahliyenin davacının bilgisi dahilinde gerçekleşmesi ve tahliye tarihinden sonra aradan geçen uzun süre dikkate alınınca davacının kötü niyetinin ortada olduğu kanaatinde olduğunu, bu nedenle müvekkili şirket lehine takip konusu tutarın % 20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ettiklerini belirterek, yukarıda açıklanan nedenlerle, cevap, savunma, belge ve delil sunma hakları da dahil sair tüm yasal hakları saklı tutulmak kaydıyla; müvekkili şirket aleyhine ikame edilmiş maddi ve hukuki dayanaktan yoksun davanın tüm ferileri ile birlikte reddine, müvekkili şirket aleyhine haksız ve kötü niyetle icra takibi başlatan ve işbu davayı açan davacının asıl alacağın ”4 20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama harç, masraf ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE : Dava, hukuki niteliği itibari ile davacı tarafça alacaklı sıfatı ile bedelsiz ürün alacağı ve pazarlama faaliyetlerine katılım bedeli açıklamalı yapılan icra takibine davalı tarafça yapılan itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasından ibaret olduğu görüldü.
Dosyamız arasına alınan —– icra dosyasının yapılan incelemesinde —–tarihinde takip başlatıldığı ödeme emrinin davalı/borçluya — tarihinde tebliğ edildiği, davalının —- tarihinde süresinde takibe itiraz ettiği ve takibin durduğu anlaşılmıştır.
Davacının; borçlu tarafından yapılan —— tarihli itirazın davacı-alacaklıya tebliğinden itibaren İİK.nun 67.maddesinde belirtilen bir yıllık süre içerisinde mahkememize davayı açtığı anlaşıldığından, açılan davanın süresinde olduğu görülmüştür.
Davada aktif ve pasif taraf husumetinin sağlandığı anlaşılmış olup taraflar arasında bu hususta çekişme yoktur.
Taraflar tacir olup, delil olarak ticari defterlere dayandıklarından; taraflara inceleme gün ve saatinde belirtilen yıllara ilişkin ticari defter ve kayıtlarını hazır etmeleri aksi halde HMK 220 ve devamı maddeleri gereğince defterlerini sunmayan tarafın ticari defterlerine lehine delil olarak dayanamayacağının ve tekrar sunamayacakları usulüne uygun biçimde ihtar edilmiş; defter inceleme neticesinde dosyamız bilirkişiye tevdii edilmiş olup , bilirkişi mahkememize hitaben sunmuş olduğu —- tarihli raporunda özetle: Yukarıda yapılan inceleme, tespit ve değerlendirmeler neticesinde; Davalı —— adına —— adet faturanın düzenlenmiş olduğu, söz konusu faturanın ve bu fatura ile ilgili davacı tarafından davalı tarafa yapılan ödemenin, davacı ve davalı tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, Davacı —- davalı —— adına % 100 —-İlişkin tabloda bilgileri yer alan —-adet faturanın düzenlenmiş olduğu, Toplam —– konusu faturaların davacı ve davalı tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, Faturaların davalı defterlerinde kayıtlı olması faturalar içeriğindeki malın davalıya teslim edildiğine karine oluşturur.——-Bu konudaki hukuki değerlendirmenin Mahkemenizin takdirinde olduğu, Davalı tarafın sözleşmede anlaşılan miktarda satış yapmadığının davacı tarafından ispat edilmesi gerektiğini iddia etmiş olduğu, ancak sözleşmede anlaşılan miktarda satış yaptığını iddia etmemiş olduğu, davalının sözleşmede anlaşılan ——-ürünü alıp almadığı konusunda ispat yükünün hangi tarafta olduğu konusundaki hukuki değerlendirmenin mahkemenin takdirinde olduğu, Davalının davacıdan almış olduğu ürünlerin miktarının tespit edilebilmesi ve kıstelyevm usulü ile hesap yapılabilmesi için; ispat yükü üzerine düşen tarafın alınan/satılan ürünlere ait tüm faturaları dava dosyasına sunması, sözleşmenin eki olarak düzenlenen özel hükümlerde bulunn —- koli miktarlı olarak hazırlanmıştır. ——sözleşme miktarına dahil edilecektir.——— miktarına dahil edilmeyecektir.” şeklindeki madde de göz önünde bulundurularak faturalardaki tüm ürünlerin tek tek sözleşmenin ilgili hükümleri ile karşılaştırılarak tespit yapılmasının gerektiği, bu tespitin sözleşme konusu ürünleri tanıyan sektör uzmanı bilirkişi tarafından yapılması gerektiği, Davalının dava konusu sözleşme gereği ——- ürün almasının gerektiği ancak satın almadığının anlaşılmakta olduğu, davacının satın alınmayan kısma ilişkin davalıya ödemiş olduğu miktar ve iskontolu ürünlerin karşılığını talep ettiği, Davalının ticari işletmesini kapatarak ticari faaliyetine son vermiş olduğu, bu durumu davacı şirkete bildirdiğine dair bir bilgi belge dosya kapsamında bulunmadığı gibi tarafların bu hususta anlaşmış olduklarının da tespit edilemediği, davalı ticari faaliyetini devam ettirdiği yerden zorunlu olarak ayrılmış olduğunu ifade etmekteyse de bu husususun sözleşmeden doğan borcunu ifa edip etmemesi ile bir bağlantısının bulunmadığı, ticari faaliyetine devam edebileceği ve davacı şirkete yeni adres bildiriminde bulunmasının mümkün olduğu, dosya kapsamından davalının ticari faaliyetini sona erdirdirdiğinin anlaşılmakta olduğu, dolayısı ile davalının sözleşmeden doğan borcunu gereği gibi ifa etmediğinin söylenebileceği, bu hususta hukuki değerlendirme ve nihai takdirin mahkemede olduğu, mahkemece, iddia, savunma ve toplanan delillere göre, taraflarca sözleşme süresi olarak belirlenen —- tamamlanmadan davalının ticari işletmesini kapatara ticari faaliyetine son verdiğinin, davacının sözleşmeyi feshinde haklı olduğunun, sözleşme hükümlerine göre pazarlama faaliyetlerine katılım bedelinin davacı yana iadesi gerektiğinin, ayrıca sözleşmede belirtilen ve düzenlenen faturalar uyarınca davalı yana teslim edilen bedelsiz ürünlerin bedelini davacının isteyebileceğinin kabul edilmesi durumunda; davalı tarafın sözleşmeye göre —pazarlama faaliyetlerine katılım bedelinin tamamını davalıdan talep etme hakkı bulunmasına rağmen, — talep etmiş olduğu, ayrıca davalı tarafın sözleşmeye göre — bedelsiz ürün alacağının tamamını davalıdan talep etme hakkı bulunmasına rağmen, —talep etmiş olduğu, Taleple bağlılık ilkesinin göz önünde bulundurulmasının gerekeceği, davacının icra takibinde takip tutarına dahil ederek talep etmiş olduğu ihtarname masrafi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda “Geçici Hukuki Korumalar” arasında sayılan “Delil Tespiti” ne ilişkin giderlerden olan keşif harcı ve yolluk masrafiı konusunda hukuki değerlendirmenin mahkemenin takdirinde olduğu, Davacı tarafın — bedelsiz ürün alacağı ve pazarlama faaliyetlerine katılım bedeli, —- işlemiş faiz olmak üzere toplam —– takip tutarı üzerinden başlatmış olduğu icra takibine davalı tarafından itiraz edilmesi üzerine açmış olduğu itirazın iptali davasında davalının icra takibine yaptığı itirazın iptaline karar verilmesini istediği, harca esas dava değerini —olarak gösterdiği, mahkemece davacı tarafın davalı taraftan alacaklı olduğuna karar verilir ise; davacının — asıl alacağına, takip öncesi için talep edebileceği işlemiş faiz tutarının taleple bağlılık ilkesi gereğince—- olduğu, mahkemece davacı tarafın davalı taraftan alacaklı olduğuna karar verilir ise; davacının asıl alacağına takip tarihinden itibaren yıllık ——- kısa vadeli avanslar içir uyguladığı avans faiz oranına göre belirlenen, ticari işlerde istenebilecek değişen faiz oranlar üzerinden ticari temerrüt faizi uygulanabileceğini belirten raporunu mahkememize sunmuştur.
— mahkememize sunduğu — tarihli bilirkişi raporunda özetle ; Davalının davacıya yeni adres bildiriminde bulunarak sözleşmeyi sürdürebileceğini ve—— ulaşabileceğini, davalının sözleşmeden doğan borcunu gereği gibi ifa etmediğinin söylenebileceğini, bu hususta hukuki değerlendirme ve nihai takdirin mahkemede olduğunu, Davalının, davacıdan almış olduğu ürünlerin miktarının tespit edilebilmesi ve —– hesap yapılabilmesi için davalı tarafından alım yapılan ürünlere ait tüm faturaların dava dosyasına sunulması gerektiğini bildiren raporunu mahkememize sunmuştur.
Bilirkişiler — mahkememize sunduğu —-hazırlanan bilirkişi raporunda özetle ; Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, davalının davacıya yeni adres bildiriminde bulunarak sözleşmeden doğan ilişkiyi sürdürebileceği ve taahhüt etmiş alduğu —– adedine ulaşabileceği, Davalının davacıdan almış olduğu ürünlerin miklarının tespit edilebilmesi ve kistelyevm usülü ile hesap yapılabilmesi için davalı tarafından alım yapılan Ürünlere ait tüm faturaların dava dosyasına sunulması gerektiğini belirten bilirkişi raporunu mahkememize sunmuştur.
Bilirkişi raporları HMK 280. Maddesi uyarınca taraflara tebliğ edilmiştir.
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, ticari defterler, aşamalarda aldırılan bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı ile birlikte yapılan değerlendirmede; davacı ile davalı arasında —-tarihli —-sözleşmesi imzalandığı,—- satışının tamamlanması ile sözleşmenin sona ereceği sözleşme kapsamında davacı tarafça davalıya pazarlama faaliyetlerine katılım payı olarak— ödeme yapıldığı,sözleşme gereği davacı tarafça davalıya promosyon amacıyla ve fatura karşılığı olarak sözleşmede belirtilen ürün ve malzemelerin %100 iskontolu olarak verildiği,davalının sözleşmeyi süresinden önce sona ermesine sebebiyet vermesi halinde ürün ve malzemelerin rayiç değerleri ile —– birlikte davacıya ödeyeceğinin kararlaştırıldığı,davalının cevap dilekçesinde de ikrar ettiği üzere mevcut işyerindeki faaliyetini sonlandırdığı,davacının ise bu sebeple aralarındaki sözleşmeyi feshederek —– usulü belirlenen ürün bedeli ile pazarlama faaliyetlerine katılım bedelinin —— usulü belirlenen bakiye bedelini davalıdan talep ettiği,her ne kadar davalı tarafça taraflar arasında imzalanan sözleşmenin haksız şart içeren hükümlerini içerdiği iddiasında bulunulmuşsa da sözleşmenin uzun süre ifasından sonra bu itirazın ileri sürülmesinin ——aykırılık oluşturacağından davalının bu yöndeki savunmasına itibar edilmediği,davalının faaliyetlerine son verdiği hususunda taraflar arasında bir ihtilaf bulunmadığı,cevap dilekçesinde mevcut adresini tahliye ederken hemen başka bir satış noktası açma zorunluğu olmadığını belirten davalının adres değişikliğini ikrar ettiği,adres değişikliği sonrasında davacı taraftan ürün alımı yapmadığını kabul ettiği,davalının işbu adres değişikliğini davacı tarafa usulüne uygun bildirdiğine dair dosyaya herhangi bir ispat belgesi sunmadığı,dolayısıyla davalının sözleşmeden doğan borcunu gereği gibi ifa etmediği, davacı tarafın sözleşmenin feshinde haklı olduğu , davacı tarafından davalıya teslim edilen iskontolu ürünlerin faturalarının her iki tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olduğu,dolayısıyla bu ürünlerin davalıya teslim edildiğinin kabulünün gerektiği, davalının sözleşme kapsamında taahüt ettiği ürün satışının süreye bağlanmadığı savunmasında bulunmasına rağmen faaliyetine son verdiği tarihe kadarki süre bakımından ürün alım taahüdünü yerine getirdiğini de ispatlayamadığı,hakeza davalının faaliyetine son verip sözleşme kapsamında taahhüt ettiği —— ulaşamadığı,dolayısıyla davacının davacının pazar faaliyetlerine katılım bedeli ile sözleşmeye göre bedelsiz ürün alacağının tamamını davalıdan talep hakkının olduğu ancak taleple bağlı kalınarak davacının takip talebinde yer verdiği bedeller üzerinden davanın kabulüne ,alacak likit olduğundan asıl alacağın %20si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davacının DAVASININ KABULÜ İLE ile Davalı borçlunun —- dosyasına yaptığı İTİRAZIN İPTALİNE ,takibin ——üzerinden devamına takip tarihi itibariyle avans faiz işletilmesine ;
Asıl alacağın %20si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine
2-Harçlar kanunu gereğince dava değeri üzerinden alınması gereken toplam 973,08-TL harçtan daha önceden ödenen toplam 59,10-TL harç düşüldükten sonra eksik kalan 913,98-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T —— maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan; 35,90-TL Başvuru Harcı, 59,10-TL Peşin/nisbi Harcı, 2.450,00-TL Bilirkişi ücreti, 87,00-TL Tebligat, Posta ve diğer masraflar, olmak üzere toplam 2.632,00TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ,
5-Hüküm kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta içinde ——— Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 22/02/2022