Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/644 E. 2019/92 K. 31.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİKARAR
ESAS NO : 2014/439 Esas
KARAR NO : 2019/53

DAVA : Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı)
DAVA TARİHİ : 16/09/2014
KARAR TARİHİ : 24/01/2019

Mahkememizde görülen davanın yapılan incelemesi sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: 1 nolu davalının müvekkil bankaya borçlu olduğunu, müvekkil bankanın tasarrufun iptali davası açma hakkına sahip olduğunu, 1 nolu davalının Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edilen ticaret merkezine haciz işlemleri için gidildiğinde borçlunun alacaklılarından mal kaçırma çabasında olduğunun anlaşıldığını, yapılan araştırma neticesinde borçluya ait 4 adet taşınmaz ve 15 adet aracın çeşitli şahıslara aynı gün içinde devredildiğinin öğrenildiğini, taşınmazlar için Kadıköy ———–. Ticaret Mahkemesinin 2008/985 esas sayılı tasarrufun iptali davası ikame edildiğini ve dosyadan ihtiyati tedbir kararı verildiğini, ayrıca 15 adet araç için de Kadıköy ———. Asliye Ticaret Mahkemesinin —– esas sayılı tasarrufun iptali davası ikame edildiğini ve araçlar hakkında 01/12/2008 tarihinde ihtiyati tedbir kararı verildiğini, davaların ikamesinden sonra Trafik Tescil Müdürlüğünden —— plakalı aracın …’e, ———– plakalı aracın …’e,—– sayılı aracın …’e, —– plakalı aracın …’a ve————– plakalı aracın——– muvazaalı şekilde devredildiğini, kasko değerlerine göre araçların toplam değerinin 197.400,00 TL olduğunu, davalılar arasında mecburi dava arkadaşlığı olduğunu ileri sürerek ———— plakalı araçlara ÎÎK.m. 281/2 gereğince ihtiyaten haczine, ihtiyati haczin teminatsız verilmesine, BK.m. 18 ve ÎÎK.m. 277 vd. gereğince yapılan tasarrufların iptaline, araçların kaydında tashihe mahal olmadan ÎÎK.m. 283/1 gereğince müvekkil bankaya tasarruf konusu taşınmazlar üzerine cebri icra yapabilme, sattırarak bedelinden alacağın tahsil etme hak ve yetkisinin verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA :Davaya cevap : 1 Nolu davalı vekili davaya cevap dilekçesinde, müvekkilin davalı olarak gösterilen iki farkı kişi ve şirkete farklı araçlar satmış olduğu için davalılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmadığını, müvekkilin îstanbul ——. îcra Müdürlüğünün —- esas sayılı icra dosyasının dayanağı olan bonodan dolaydı borcu bulunmadığını, takip konusu bononun teminat amaçlı verildiğini, açılmış olan menfi tespit davasının bekletici mesele yapılmasının talep edildiğini, araçların noter sözleşmesi ile satıldığını, bedellerinin bankaya yapılan ödemeler ile tahsil edildiğini, satışların ticari defter kayıtlarına işlendiğini, doğan vergilerinin ödendiğini, araçların yeni maliklerine teslim edildiğini, araçların ikinci el piyasa fiyatlarına göre oldukça iyi denilecek bedellerle satıldığını, araçların piyasaya olan borçların ödenmesi için satıldığını, satış sözleşmelerinin iptali istenen araçların satıldığı tarihte bankalara ve piyasaya günü gelmiş ve gecikmiş hiçbir borcu bulunmadığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili davaya cevap dilekçesinde, taraflar arasında mecburi dava arkadaşlığı bulunmadığını, müvekkili için davanın konusu kalmadığından davanın reddinin talep edildiğini, dava konusu araçların noter sözleşmesi ile satın alındığını ve satış bedellerinin satan şirketin banka hesaplarına ödendiğini, araçların işlem tarihi itibariyle piyasa değerlerinden satın alındığını, müvekkilin satış sözleşmesinde iyi niyetli üçüncü şahıs olduğunu, araçların trafik kaydına konulan tedbir kararının kaldırılmasının talep edildiğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar …, … ve … vekili davaya cevap dilekçesinde, … ve … için davanın konusu kalmadığından davanın reddinin talep edildiğini, … için davanın mahkemenin ——-sayılı dosyası ile birleştirilmesinin talep edildiğini, araçların kaydına tedbir konulduğundan tasarrufta bulunulamadığını, davacının dava dilekçesinde yazdığı değerlerin %20 altında bir değerle araçları satmaya hazır olduklarını, müvekkillerin ekonomik ve sosyal durumlarının dava konusu araçları almaya yeterli olduğunu, müvekkillerin iyi niyetli olduğunu ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE :
Dava, İcra Ve İflas Kanunu’nun 277 ve devamı maddeleri kapsamında açılan tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
Davacı; 1 nolu davalının kendilerine borçlu olduğunu, borçlunun ticaret merkezine haciz işlemleri için gidildiğinde borçlunun alacaklılarından mal kaçırma çabasında olduğunun anlaşıldığını, yapılan araştırma neticesinde borçluya ait 4 adet taşınmaz ve 15 adet aracın çeşitli şahıslara aynı gün içinde devredildiğinin öğrenildiğini, taşınmazlar ve bir kısım araçlar yönünden ayrı mahkemelerde dava açtıklarını, bu dava ile de ——————- plakalı araçlar yönünden BK.m. 18 ve ÎÎK.m. 277 vd. gereğince yapılan tasarrufların iptaline karar verilmesini talep etmektedir.
Tasarrufun iptali davaları İİK’nun 277 ve devamı hükümlerine tabi olup, bu davalarda amaç; borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı bazı tasarrufların geçersiz ya da iyiniyet kurallarına aykırılık nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalması ve dolayısıyla o mal üzerinde cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır. Bu niteliği itibariyle İcra İflas Kanunu hükümlerine tabi olup ticari dava sayılamaz.
TTK’nın 4.maddesinde yazılı davalar mutlak ticari davalardır. Bu yasa maddesi dışında kalan davalar ise normal hukuk davalarıdır. Bu davaların ticari dava sayılabilmesi için TTK’nın 4/1.maddesi uyarınca her iki tarafında tacir ve davanın ticari işletmesi ile ilgili olması gerekir.
Tasarrufun iptali davaları icra iflas hükümlerine göre genel mahkemelerde görülür. Ayrıca somut olayda davalıların yapmış olduğu araç satışlarının muvazaalı olduğunun davacı tarafından iddia edilmesi; TBK 19. ve İİK 283. maddelerinin kıyasen uygulanması yönündeki davacı talebinin ”taraflar arasındaki alım satım işleminin ticari olmasına karşın” davalı borçlu ile diğer davalılar arasındaki işlemin muvazaalı olduğuna ilişkin olması yönüyle davanın esası ticari olmayıp genel hükümler çerçevesinde konunun değerlendirilmesi gerekmektedir.
Görev dava şartı olup, yargılamanın her aşamasında resen gözetilmesi zorunlu olduğundan, davanın görev yönünden HMK.nun 114,115 maddeleri uyarınca reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-TTK 5/3. ve HMK.114/c maddeleri uyarınca mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-HMK.’nun 20.maddesi uyarınca, iş bu kararın kesinleştiği tarihten itibaren iki haftalık süre içinde başvuru halinde, dava dosyasının görevli İstanbul Anadolu Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3-HMK.’nun 331/2 maddesi uyarınca yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere, HMK.nun 115/1.maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda bir kısım davalılar vekilinin yüzüne karşı karar verildi.