Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/608 E. 2019/771 K. 27.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2018/608 Esas
KARAR NO : 2019/771

DAVA : Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/05/2018
KARAR TARİHİ : 27/06/2019

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkilinin davalı ile ticari ilişki içinde olduğunu, ——- tarihi itibariyle davalı şirketin müvekkil şirketten 169.573,08 TL cari hesap alacağının olduğunu, davalı şirket tarafından müvekkil şirket nezdindeki alacaklarınıntemlik edilmek istendiğinin bildirildiğini, alacağın 169.232,45 TL’lik kısmının 33 farklı kişiye değişen tutarlarda temlik edildiğinin beyan edildiğini ve ödemenin bu kişilere yapılmasını talep edildiği bir yazı bırakıldığını, aynı tarihlerde müvekkil şirkete İstanbul Anadolu ——.İcra Dairesinin 2018/10693 esas sayılı dosyasından 1.haciz ihbarnamesi gönderildiğini, dosya borçlusu ——— müvekkil şirket nezdindeki tüm hak ve alacaklarına haciz konulduğu bildirildiğini, borçlunun müvekkil şirket nezdindeki alacaklarını haciz ihbarnamesinin tebliğinden önce temlik ettiğini ve bakiye 340,63 TL tutarındaki alacağı üzerinde haciz tatbik edildiği yönünde cevap verildiğini, daha sonra davalı tarafından gönderilen temliknamenin muvazaalı olup olmadığı, ödemenin kime yapılacağı hususunda tereddütlerin meydana geldiğini, değerlendirme yapılırken müvekkil şirketin finans departmanı tarafından sehven davalının banka hesabına ödeme yapıldığını, davalı hakkında çok sayıda icra takibi yapıldığını, paranın gönderildiği hesabın bloke edilmiş olmasından dolayı sehven gönderilen paranın geri alınamadığını, müvekkil şirket tarafından hukuken geçersiz şekilde sehven davalının banka hesabına gönderilmiş olan 169.573,05 tL alacağın mevcut olduğunu iddia ederek; sehven davalı şirketin banka hesabına gönderilmiş olan 169.573,05 TL’nin müvekkile iadesini, davalıya ait banka hesabına bloke konulmasını, paranın icra dairesine gönderilmesi halinde alacaklısına bu tutarın ödenmemesi hususunda tedbir kararı verilmesini, davanın kabulü ile hesaptaki paranın müvekkile iadesine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraftan tahsilini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :Davalı vekilinin cevap dilekçesinde, özetle, davacının kime ödeme yapacağının belirsiz olduğu yönündeki iddialarının haksız ve hukuka aykırı olduğunu, davacının basiretli bir tacir gibi davranmadığını, İstanbul Anadolu ————-.Sulh hukuk mahkemesinin ——— sayılı dosyası üzerinden talepte bulunduğunu, mahkemenin borcu ————-Şubesi nezdinde açılacak bir hesaba tevdi edilmesine ve bu durumdan alacaklının haberdar edilmesine hükmettiğini, davacının parayı ——müvekkil şirket hesabına 11/05/2018 tarihinde yatırdığını, iş bu davanın 22/05/2018 de açıldığını, söz konusu tevdi mahalli tayini için açtığı dava ise 31/05/2018 tarihinde yaptığını, tarihler incelendiğinde davacının ilk yapması gereken işi en son yaptığını, müvekkilinin tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini, davacının temlik işleminden haberdar edildiğini, kime ödeme yapacağının kendisine bildirildiğini, paranın gönderildiği hesap üzerinde tasarruf yetkisinin bulunmadığını savunarak; davanın reddini, davacının kendi kusurundan kaynaklı olarak yargılamaya sebebiyet vermesi nedeniyle yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep ve beyan etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE :
Dava, niteliği itibariyle davalıya sehven ödenen paranın iadesi istemine ilişkindir.
Davacı, davalı ile aralarında ticari ilişki bulunduğu, bu kapsamda davalının kendilerinden 169.573,08 TL cari hesap alacağının oluştuğunu, davalının bu alacağını 3.şahıslara temlik edildiği konusunda yazı gönderdiğini, akabinde İstanbul Anadolu———-.İcra Dairesinin 2018/10693 esas sayılı dosyası üzerinden birinci haciz ihbarnamesi gönderilerek davalının müvekkil şirket nezdindeki tüm hak ve alacaklarına haciz konulduğunun bildirildiği, icra dosyasına “haciz ihbarnamesinin tebliğinden önce alacağın borçlu davalı tarafından 3.şahıslara temlik edildiği ve temlik edilmeyen 340,63 TL tutarındaki alacak üzerinde haciz tatbik edildiği” yönünde cevap verildiğini, akabinde temliknamenin muvazalı olup olmadığı ve ödemenin temliknamede gösterilen kişilere mi yoksa icra dairesine mi yapılacağı konusunda tereddüt meydana geldiğini, bu aşamada değerlendirme yapılırken şirketin finans departmanı tarafından sehven davalının banka hesabına ödemenin gerçekleştirildiğini, hesaptaki bloke nedeniyle ödemenin geriye alınamadığını ve sehven gönderilen bedelin iadesini talep etmektedir.
Davalı ise, davacı anlatımlarını doğrulayarak, davacıdan olan alacağın 1/04/2018 tarihinde temlik edildiğini, temlik sözleşmesinin haciz ihbarnamesinden önce davacıya bildirildiğini, buna rağmen davacının sehven banka hesabına ödeme yaptığını, davacının kendi kusurundan yararlanamayacağını, bu nedenle davanın reddi gerektiğini savunmaktadır.
——————- 30/05/2018 tarihli yazı cevabı ile, davacı tarafından davalı hesabına 11/05/2018 tarihinde 169.573,05 TL havale gönderildiği ve bu bedel üzerine tedbir şerhi gereğince bloke konulduğu anlaşılmıştır.
Yukarıda açıklanan taraf anlatımları ve toplanan tüm deliller uyarınca; davacı ile davalı arasında ticari ilişki bulunduğu, 11/04/2018 tarihi itibariyle davalının davacıdan 169.573,05 TL cari hesap alacağının oluştuğu, davalının davacıdan olan bu alacağını 3.kişilere aynı tarihte temlik ettiği ve davacıya bu durumu bildirdiği, ardından davalı aleyhine başlatılmış olan İstanbul Anadolu——İcra Dairesinin 2018/10693 esas sayılı dosyası üzerinden davacıya birinci haciz ihbarnamesi gönderilerek “davalıya olan borcunun icra dosyasına ödenmesi”nin talep edildiği, davacının icra dosyasına “haciz ihbarnamesinin tebliğinden önce alacağın borçlu davalı tarafından 3.şahıslara temlik edildiği ve temlik edilmeyen 340,63 TL tutarındaki alacak üzerinde haciz tatbik edildiği” yönünde cevap verildiği, ancak davacıda ödemenin icra dairesine mi yoksa davalının bildirmiş olduğu temlik alanlara mı ödeme yapılacağı konusunda tereddüt oluştuğu, bu konuda değerlendirme yapıldığı sırada davacı şirketin finans departmanı tarafından paranın davalının banka hesabına gönderildiği, davacı tarafından yapılan bu ödeme ile davacının borcundan kurtulmuş olmadığı, bu nedenle davacının yapmış olduğu bu ödemeyi sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre davalıdan talep etme hakkının bulunduğu anlaşıldığından, davanın kabulüne karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın kabulü ile, 169.573,05-TL’nin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
2-Alınması gereken 11.583,54-TL karar harcına karşılık peşin alınan 2.895,89-TL harcın mahsubu ile bakiye 8.687,65-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 113,00-TL yargılama gideri ile 35,90-TL başvurma harcı, 2.895,89-TL peşin harç olmak üzere toplam 3.044,79-TL masrafın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı lehine—————-uyarınca takdir edilen 16.124,38-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde kullanılmayan gider avansı ve teminat olduğu takdirde yatıran tarafa iadesine,
Gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.