Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/556 E. 2020/502 K. 14.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/556 Esas
KARAR NO : 2020/502
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 10/05/2018
KARAR TARİHİ : 14/10/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının, müvekkili şirketin eski hissedarı ve ———— olduğunu, ———– tarihli protokol ile hisselerini diğer hissedarlara devrettiğini, bu protokolde hisselerinin satışı ve davalının müvekkili şirkete olan borçları tek tek belirtilerek tasfiyesinin düzenlendiğini, davalının bu protokolün ilgili maddesi uyarınca ———–ödemeyi kabul ve taahhüt etmesine rağmen ödemeyi yapmaması üzerine noter kanalıyla ihtarnameler keşide edildiğini, alacağın tahkim yargılamasına konu olduğunu ve yapılan tahkim yargılamasında; davalının anılan protokolün 6.maddesinin C bendi uyarınca —————- ödemeyi taahhüt etmesine rağmen —–ödemede bulunduğu —- bakiye borcunun olduğu ve ———-tarihinde —- üzerinden temerrüde düştüğünün tespitinin karar altına alındığını, davalının tahkim kararının iptali için ———– sayılı —— davası açtığını, davanın reddedilerek —– onandığını, ———-İcra Müdürlüğü’nün —— sayılı dosyasıyla ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı/borçlunun itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek itirazın iptali ile takibin devamına, davalının %20’den aşağı olmamak üzere inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu tahkim kararını veren hakem heyetinin reddine yönelik olarak açılan davanın derdest olduğunu, ayrıca hakem kurulu kararının iptaline yönelik olarak yargılamanın iadesinin talep edildiğini, bu davaların bekletici mesele yapılması gerektiğini, davacının dayanak yaptığı tahkim kararının tarafının davacı olmadığını, şirket yetkilisi gerçek kişiler olduğunu, dolayısıyla davacı lehine kesin hüküm oluşturmasının mümkün olmadığını, müvekkilinin icra takibine konu iddia edildiği şekli ile davacıya borcu bulunmadığını, söz konusu protokol maddesindeki koşulun gerçekleşmediğini beyanla, davanı reddi ile inkar tazminatı taleplerinin reddine ve davacı tarafın %20 kötüniyet tazminatı ile sorumlu tutulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
———-İcra Müdürlüğü’nün ——- sayılı takip dosyası celp edilerek incelendiğinde; davacı/alacaklı tarafından, davalı/borçlu aleyhine, ——-tarihli kararı dayanak gösterilerek, — asıl alacak ve —– işlemi faiz alacağının tahsili için ——— tarihinde başlatılan ilamsız takip olduğu, davalı/borçlunun itirazı üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır.
Davacı vekili ——— tarihli dilekçesi ile; tarafların sulh olduğunu, yapılan anlaşma uyarınca tarafların birbirinden vekalet ücreti ve yargılama gideri talebinin bulunmadığını, bu beyan doğrultusunda işlem yapılarak davanın sulh nedeniyle konusuz kaldığına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili ———- tarihli dilekçesi ile; karşı taraf ile yapılan müzakereler sonucu anlaşmaya varıldığını, yapılan anlaşma uyarınca tarafların birbirinden vekalet ücreti talebinin olmayacağını, bu nedenle taraflar lehine herhangi bir vekalet ücretine ve yargılama giderine hükmedilmeksizin işlem yapılmasını talep etmiştir.
Taraf vekilleri, hazır oldukları ——— tarihli son celsedeki beyanları ile yukarıda belirtilen dilekçelerindeki beyan ve taleplerini yinelemişlerdir.
HMK’nun 315/1 maddesindeki ” Sulh, ilgili bulunduğu davayı sona erdirir ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. Mahkeme, taraflar sulhe göre karar verilmesini isterlerse, sulh sözleşmesine göre; sulhe göre karar verilmesini istemezlerse, karar verilmesine yer olmadığına karar verir. ” şeklindeki düzenleme uyarınca taraflarca sulhe göre karar verilmesi talep edilmediğinden ve davacı tarafça karar verilmesine yer olmadığı kararı verilmesi talep edildiğinden, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-HMK’nun 315.maddesi uyarınca sulh nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına,
2-Alınması gereken 54,40 TL karar harcının peşin alınan 29.186,24 TL harçtan mahsubu ile bakiye 29.131,84 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Karşılıklı olarak talep edilmediğinden, taraflar yararına vekalet ücreti ve yargılama gideri taktirine yer olmadığına, yapmış oldukları yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
4-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair,davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.14/10/2020