Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/537 E. 2023/821 K. 19.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO 2018/537
KARAR NO : 2023/821

DAVA : Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/05/2018
KARAR TARİHİ : 1 9/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı karşı davalı vekili dava dilekçesinde özetle:
Yurtdışında mukim —-ünyaca ünlü aynı şirketler topluluğuna ait şirketler olduğunu—- marka Kremlerinin Türkiye’de dağıtımı için davalılardan —– ile 10.06.2002 tarihli gizlilik sözleşmesi ve 18.10.2002 tarihli distribütörlük sözleşmesi imzaladığını daha sonra —– marka kremin distribütörlüğü ve ruhsatının —– şirketinden aynı adreste mukim—– transfer edildiğini, —–marka kremin ruhsatının—–Noterinin 19.02.2009 tarih —– no’lu devir sözleşmesi ile —- şirketinden —– şirketine devredildiğini —– adına Sağlık Bakanlığı tarafından 31.03.2009 tarihli ruhsat düzenlendiğini, —– marka kremin distribütörlüğünün de—–firmasının ilgili makama yazdığı 06.03.2009 tarihli yanında da belirtildiği üzere —– devredildiğini, —–işbu sözleşmelerde adı geçen —- ile aynı şirket olduğunu, distribütörlük ve gizlilik sözleşmelerine konu olan ürünlerden—– markalı ürünlerin bir başka ismi olduğunu bazı ülkelerde anılan isimlerle Türkiye’de olduğu gibi —–adı altında piyasaya sürüldüğünü, 26.09.2012 tarihinde—-. arasında kısmi faaliyet devri sözleşmesi imzalanmış tüm uluslararası faaliyetlerin —- devralındığını, gizlilik sözleşmesinin imzalamasını takiben —– markalı ürünlerin tüm tıbbi ve klinik bilgilerinin —– tarafından—–gönderildiğini Sağlık Bakanlığının Ruhsatlandırma Yönetmeliği ilgili maddeleri uyarınca bu bilgi paylaşımının yapıldığını, —–sahibi olduğu —– markalı kremlerin distribütörlüğünün davalı şirketlerce Türkiye, —– yapıldığını—- daha sonra —– kurduğunu, ruhsatnamelerin sahibi —– bu ruhsatnameleri —- Noterinin 15.02.2013 tarih —-no’lu devir sözleşmesi ile —–devrettiğini, halen —- 40,5 krem ürününün 21.05.2014 tarih —— sayılı ruhsatına sahip olduğunu 31.08.2009 tarihli ruhsatın devrinden sonra davalıların —-markalı ürünün tüm içeriğini bilgilerini haiz olmalarını kötü niyetle kullanarak —–adlı ve —– marka kremle içeriği neredeyse aynı olan, aynı amaçla kullanılan ürünlerin üretim ve denetimini yaptığını —– markalı ürünlerin etken maddesi—– olup—– markalı üründe yalnızca bir maddenin farklı olduğunu, işbu ürünün üretim ve satımının da kanunlara aykırı olduğunu,—-arasında yapılan 10.06.2002 tarihli Gizlilik Sözleşmesi ve sonra —–transfer edilen 18.10.2002 tarihli Distribütörlük Sözleşmesinin haksız rekabet ve gizliliğe ilişkin hükümlerinin davalılarca ihlal edildiğini, sözleşmenin son bulma veya feshinden sonra 5 yıl yürürlükte kalacağını, davalıların sözleşmelerdeki gizlilik ve rekabet yasağına aykırı davrandıklarını, —- markasının —–tarafından hukuka aykırı şekilde tescil edildiğini ve davalının kurucusu ve yetkilisi olduğu davalı —— şirketi adına ilgili kurumdan ruhsat alındığını davalılarca davacı şirketler ile haksız rekabete girişildiğini, —–ruhsat sahibi olduğu —– markası ile karıştırılabilecek içerikte ve isimde —– markasını piyasaya sürerek haksız kazanç elde ettiğini, davacıların maddi kazanç kaybı yanında ticari itibarının da azalmasına yol açtıklarını belirterek ihtiyati tedbir talebi ile birlikte haksız rekabetin tespitini Men’ini fazlaya ilişkin hakları saklı kalarak her bir davalı için ayrı ayrı 1.000′ er lira maddi tazminat ayrı ayrı 100.000’er lira olmak üzere toplamda 2.000 TL maddi 200.000 TL manevi tazminatın davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.

CEVAP : Davalı karşı davacı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle
Davalı —– ile davacılardan —– arasında—–ürünlerinin dağıtım ve pazarlanması 10.06.2002 tarihinde Gizlilik Sözleşmesi, 18.10.2002 – tarihinde Distribütörlük Sözleşmeleri imzalandığını, ancak bu sözleşmelerin hiçbir zaman yürürlüğe girmediği gibi adı geçen ürünlerin hiçbir zaman Türkiye’de pazarlanmadığını, satılmadığını, —-ile davacılar arasında, yazılı bir Distribütörlük Sözleşmesi olmasa da —– 2005 yılında aldığı ruhsat ile 2006 yılı Ocak ayından itibaren —–11.04.2007 yılında aldığı ruhsa ile 2009 Haziran ayından itibaren—–pazarlamaya başladığını, 2009 yılından itibaren de ruhsatlandırıp satış ve pazarlamasını gerçekleştirdiğini davacılar ile—- arasındaki ticari yetkinin—–ruhsatlarının 19.02.2009 tarihinde —–devri ile son bulduğunu davacılar ile —-arasındaki ticari ilişkinin ise 15.02.2013 tarihinde —– ile —-arasında yapılan Transfer Anlaşması ile sonlandığını, kötü niyetli olarak davacılar tarafından dosyaya sunulmadığını, 15.02.2013 tarihli Transfer Anlaşması m.15’de —-şirketleri ile bağlantılı şirketlerinin 30.06.2015 tarihine kadar tek başına veya başka bir kişi adına Türkiye, —– bölgelerinde —–ürünleri veya aktif maddelerle formüle edilmiş ürünler ile rekabet edemez şeklinde olduğunu, —– şirketlerinin 30.06.2015’ten sonra davacılara karşı yükümlülükleri kalmadığını, —– isimli ürünün jenerik bir ürün olması yasal olmadığı anlamına gelmeyeceğini, yasalara aykırı bir durum söz konusu olmadığını, davalının ——markasının 01.12.2017 yılında piyasaya çıktığını, —–ile aynı aktif maddeyi içermesi yasalara aykırı olmadığı gibi, üretim ve satışında yasalarla getirilmiş bir sınırlama olmadığını, —–Sağlık Bakanlığı tarafından ruhsatlandırılmış ve ilaç olarak reçete ile satılan jenerik (eşdeğer) ürün olduğunu, davacılar ile —–arasında yapılan 10.06.2002 tarihli Gizlilik Sözleşmesi ve 18.02.2002 tarihli Distribütörlük Sözleşmesinin —-markalarına ait olduğunu, bu sözleşmelerin hiçbir zaman yürürlüğe konulmadığını —–Noterinin 19.02.2009 tarihli —– sayılı ruhsat devir sözleşmesinin ruhsat devrine ilişkin standart bir sözleşme olduğunu, taraflar arasındaki ticari ilişkinin 15.02.2013 tarihli transfer anlaşması ile tamamen sonlandığını, taraflar arasında bağlayıcı bir sözleşme olmadığını, davalıların davacıların distribütörü olmadığını —– henüz piyasaya verilmediğinden satışta olmayan ürün nedeniyle davacıların itibarlarının zedelenmesinin mümkün olmadığını; Karşı Davada —- ve—–karşı davalılar tarafından üretilen karşı davacılar tarafından ithal edilip pazarlamasının yapıldığını —- kreminin gümrük incelemesinde —- miktarının formülüne göre —– oranında fazla bulunduğundan numunenin uygun olmadığına karar verildiğini —– bu nedenle 18.337,75 TL ceza ödemek zorunda kaldığını, karşı davalıların bu ödemeyi yapmadıklarını karşı dava ile haksız ödenen 18.337,75 TL’nin ödeme tarihinden itibaren hesaplanacak—– kısa vadeli avanslar için uygulanan faizi ile birlikte tahsilini talep etmiş, sonuç olarak açılan davanın reddini, karşı davanın kabulünü talep ve dava etmiştir.
Davacı Karşı Davalı vekili Karşı davaya cevap dilekçesinde özetle ; Karşı dava açılabilmesi için, karşı davada ileri sürülecek olan talep ile asıl davada ileri sürülen talep arasında takas veya mahsup ilişkisinin bulunması yahut bu davalar arasında bağlantının mevcut olması şartı arandığını, Davalı/karşı davacıların, herhangi bir takas veya mahsup talebinin bulunmadığını, davalı/karşı davacıların böyle bir taleplerinin olması, davacı/karşı davalı müvekkillerin kendilerinden hukuki anlamda alacaklı olduklarını kabul ettikleri ve buna karşılık kendilerinin de alacağı olduğu iddialarının olduğunu ortaya koyacağını, davalı/karşı davacıların cevap dilekçelerinde ileri sürdükleri karşı davaları ile davacı/karşı davalı müvekkiller tarafından açılan esas davanın, birbirinden tamamen farklı olduğunu, açılan davanın, haksız rekabete dayalı tazminat davası iken; davalı/karşı davacılar tarafından alacak davası niteliğinde bir karşı dava açıldığını, bu sebeple, davalıların karşı davasının reddedilmesini talep ettiklerini, yersiz açılan karşı davada her iki davalı karşı davacı olarak belirtildiğini, Davalı / karşı davacıların dosyaya sunmuş oldukları —-Kurumunun kesmiş olduğu faturada ve ödeme makbuzunda borçlu —-, aynı şekilde —–Kaymakamlığı İlçe Sağlık Müdürlüğü’nün idari para cezasına ait yazısından muhatap —– ve ilgili idari para cezasını ödeme makbuzunda borçlu —– gözüktüğünü, dolayısıyla açılan karşı davada—–şirketinin neden davacı sıfatına haiz olduğunun anlaşılamadığını,—– şirketinin iş bu davada herhangi bir yararının bulunmadığını, karşı davada davacı müvekkilerin tamamı karşı davalı olarak belirtildiğini, Oysa, davacı/karşı davalılardan —— İlaç’ın 2016 yılında davalı/karşı davacılar ile herhangi bir ticari ilişkisi olmadığını, —–İlaç iş bu karşı davada taraf olamayacağını, Davalı/ karşı davacıların, —–Kurumu tarafından yapılan analizlerde numunenin uygun olmadığına karar verilmesine yönelik davacı/karşı davalı müvekkillerin kusuru kaynaklı ödediklerini iddia ettikleri husus, davalı/karşı davacılar tarafından ithal edilen ürünlerin üretiminden kaynaklı bir sorun olmadığını, aksine, kendi kusurları kaynaklı bir ceza ödemesi olduğundan ötürü, müvekkillerinin herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını, Davalı/karşı davacılardan—— kendi hatası ile ürün formülasyon kısımlarında 2001 yılında yapılmış olan bu düzenlemeyi dikkate alarak paraben miktarlarını doğru olarak başvurmasına rağmen Bitmiş Ürün Spesifikasyonları kısmında yanlışlıkla bu değişikliği atladığını ve 1991 yılında ilk geliştirilen formuldeki —- miktarlarını spesifikasyon olarak bildirdiğini, söz konusu hatanın —–markalı ürünün ruhsat devrinin davacı/karşı davalı müvekkilleri tarafından geri alınana kadar devam ettiğini, davalılardan —–, Bakanlık yazılarında “Spesifikasyon” ile ilgili bilgileri hatalı; “Formülasyon” ve “Üretim” ile biglileri doğru olarak iletmiştir. Gerek satış izni numuneleri gerek davalılardan —– döneminde yapılan “Raf Ömrü Yükseltme” başvurusu için verilen stabilite raporlarında; davacı müvekkillerden—– tarafından sunulan analiz sertifika ve stabilite raporlarınının tamamında —- miktarları; —-olarak sunulduğunu,—– markalı ürünün, Türkiye’ye bu formülasyon ve spesifikasyonlarda ithal edildiğini, davalılardan —– yanlış başvurusu ile formülasyon bilgilerinin doğru ancak spesifikasyonları ise Sağlık Bakanlığı’na yanlış şekilde bildirildiğini, ilgili belgelerin sunulduğunu, —-spesifikasyonlarının hatalı başvurulması ile asıl mağdur olan taraf davacı/karşı davalı müvekkil —- olduğunu 2016 yılında Sağlık Bakanlığı tarafından yapılan kontrollerde, —–miktarları spesifikasyonlara göre yüksek bulunduğunu, müvekkilinin bu hatanın düzeltilmesi için Sağlık Bakanlığı’na açıklama yaptığını ve başvurunun, Sağlık Bakanlığı tarafından onaylandığını, söz konusu bilgilerin, davalı/karşı davacılara doğru iletildiğini ancak, kendi hataları ile spesifikasyonların yanlış bildirildiğini, her stabilite ve ithalat döneminde başvurdukları ürünlerin analiz raporlarında —– miktarlarının kendi sundukları spesifikasyonlar ile uyumsuz olduğunu, davalılar tarafından, hatalı, özensiz ve dikkatsiz yapılan bu başvurular sebebiyle 2016 yılından bu yana davacı/karşı davalı müvekkiller tarafından, bu dönemde yapılan hataların düzeltilmesine çalışıldığını, davalı/karşı davacılar kendi kusurları veya kasıtları kaynaklı olarak yukarıda belirttikleri ürün bilgilerini yanlış ilettikleri söz konusu cezayı ödemek zorunda kaldıklarını, davacı/karşı davalı müvekkillerin iş bu olayla ilgili herhangi bir kusuru veya üründen kaynaklı bir üretim hatası bulunmadığını, karşı davanın reddedilmesini talep ettiklerini, bu sebeplerle fazlaya ilişkin her türlü talep ve dava hakkımız saklı kalmak kaydıyla esas davanın kabulü ile esas dava yönünden; haksız rekabetin devamını önlemek üzere gerekli tüm tedbirlerin alınması ve bu hususlarda dava sonuçlanıncaya kadar ihtiyati tedbir kararı verilmesi, haksız rekabetin tespiti ve men’ine, haksız rekabetin devamının önlenmesi açısından haksız rekabet sonucu oluşan maddi durumun ortadan kaldırılması, haksız rekabetin işlenmesinde etkili olan araçların ve malların el konularak imhası, haksız rekabetin devamını önlemek üzere gerekli tüm tedbirlerin alınmasına, davalıların haksız rekabeti, gizlilik yükümlülüğü ve sözleşmeye aykırı davranışlarından ötürü müvekkil şirketler nezdinde oluşan maddi kayıplar dikkate alınarak; yapılacak inceleme neticesinde ileride arttırılmak üzere, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, her davalı için ayrı ayrı, şimdilik 1.000’er tl, toplamda 2.000 tl maddi tazminatın, haksız eylemin gerçekleşmeye başladığı tarihten itibaren yasal faizi ile davalılardan tahsiline, müvekkili şirketlerin itibarlarının zedelenmesi gibi hususlar dikkate alınarak her bir davalıdan ayrı ayrı 80.000’er tl olmak üzere, toplamda 160.000 tl manevi tazminatın, haksız eylemin gerçekleşmeye başladığı tarihten itibaren yasal faizi ile davalılardan tahsiline, vekalet ücretinin ve yargılama giderlerinin davalılara yükletilmesine, karşı dava yönünden, belirtilen sebeplerden ötürü, fazlaya ilişkin her türlü talep ve dava hakkımız saklı kalmak kaydıyla: davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı/karşı davacılara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

İNCELEME ve GEREKÇE :
Dava, hukuki niteliği itibari ile Davacılardan—-ile davalı —–arasındaki 10/06/2002 tarihli gizlilik sözleşmesi ve 18/10/2002 tarihli distribütörlük sözleşmesinin haksız rekabet ve gizlilik yükümlülüğünün davalılarca ihlal edildiği iddiası ile haksız rekabetin tespiti, men’i, haksız rekabet sonucu maddi durumun ortadan kaldırılması ile haksız rekabetin gizlilik yükümlülüğü ve sözleşmeye aykırı davranışlardan ötürü her bir davalı için ayrı ayrı 1.000,00 ‘er TL maddi tazminat ile 100.000,00 ‘er TL manevi tazminatın davalılardan tahsili amacıyla açılan tazminat davası ile —– Kurumu tarafından —-gümrük inceleme analizlerinde numunenin uygun olmaması nedeniyle davalı —– aleyhine tahakkuk ettirilen idari para cezası ile analiz ücretinin davalı —– ödediği 17/05/2016 tarihinde 11.625,49 TL, 11/02/2016 tarihinde 6.712,76 TL bedellerin davacılardan tahsili amacıyla açılan karşı dava olduğu görüldü.Türk Patent ve Marka Kurumuna yazılan müzekkerelere cevap verildiği, müzekkere yazı cevaplarının dosya arasına alındığı görüldü.
Dosya Haksız Rekabet Uzmanı ve Kimya Mühendisine tevdi edilerek aldırılan 24/12/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle ; Davalılarının fiillerinin haksız rekabete teşkil etmediği —- Krem’in gümrük inceleme analizinde numunenin uygun olmaması nedeniyle davalı —– aleyhine tahakkuk ettirilen idari para cezası ile analiz ücretinin davalı ——ödediği 17/05/2016 tarihinde 11.625,49 TL, 11/02/2016 tarihinde 6.712,76 TL bedellerin davacılardan tahsili amacıyla açılan karşı dava ile ilgili olarak idari para cezasının ödenmesinden sorumlu olmadıklarını belirten raporlarını mahkememize sunmuştur.Dosya Haksız Rekabet Uzmanı ve Kimya Mühendisine tevdi edilerek aldırılan 05/03/2021 tarihli ek bilirkişi raporunda özetle ; Açıklanan nedenlerle Sağlık Bakanlığı’nda Yapılacak Piyasa Gözetimi ve Denetiminin Usul ve Esasları Hakkında Yönelmelik m.7 çerçevesinde mezkur idari para cezası ve analiz ücretinin üretici —–tahsili gerektiği kabulünün mahkeme’nin takdirinde bulunduğu kanaatine varıldığına ilişkin ek raporlarını mahkememize sunmuşlardır.
Dosya Haksız Rekabet Uzmanı ve Kimya Mühendisine tevdi edilerek aldırılan 19/11/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle ; a) Asıl dava açısından ürünlerin içerik benzerliği nedeniyle haksız rekabetin oluştuğu maddi tazminat dayanakları açıklanmadığından takdirin mahkemenin olduğu Manevi tazminat talebinin takdirinin yasa gereği mahkemenin olduğu,
b) Karşı dava açısından Davacı —– firması, 15.2.2013 tarihinde—– Noterliği’nin —- sayılı sözleşmesi ile —- Krem üzerindeki haklarını—– devretmiş olduğundan ve ruhsat anılan firma üzerine olduğundan, davacının 28.4.2016 tarihli idari para cezası ile ilgisi saptanamamış olduğunu belirten raporunu mahkememize sunmuşlardır.
Dosya Haksız Rekabet Uzmanı, Mali Müşavir,—— Uzmanı, Nitelikli Hesaplamalar Uzmanı ve Kimya Mühendisine tevdi edilerek aldırılan 07/09/2023 tarihli bilirkişi raporunda özetle ; Davalılarının fiillerinin anlatılan nedenlerle haksız rekabet teşkil etmediği, ancak talep doğrultusunda, ürün satışından elde edilen faaliyet kârının hesaplandığı, —- Kurumu tarafından —- Krem’in gümrük inceleme analizinde numunenin uygun olmaması nedeniyle davalı —– aleyhine tahakkuk ettirilen idari para cezası ile analiz ücretinin, 2013 yılında yapılan Transfer Sözleşmesi ve 2014 yılından itibaren ruhsatının —– firmasına ait olması, —–firmasının ise ürünün üreticisi konumunda olmaması sebepleri ile sorumlu tutulamayacağını belirten raporlarını mahkememize sunmuşlardır.Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, dosyaya ceybedilen belgeler ve tüm dosya kapsamıyla birlikte yapılan değerlendirmede; Davacı şirketlerin üretimini gerçekleştirdiği ‘—-‘ marka kremlerinin Türkiyedeki dağıtımı için davalılardan —–. İle 10.06.2002 tarihli gizlilik sözleşmesi imzaladığı ve 18.10.2022 tarihli distribütörlük sözleşmesi imzaladığı,daha sonra ürünlerin distribütörlüğünün devir sözleşmesiyle diğer davalı —– transfer edildiği, ürünlerin diğer adının ‘—–‘ olduğu, ürünlerin tüm içeriğinin davacı şirket —- tarafından davalı —- gönderildiği, daha sonra davacı —- Türkiyede diğer davacı şirket olan—–kurduğu ve ürünlerin dağıtımını bu şirkete yaptırma kararı aldığı bunun üzerine davalı —- ilaçlara ilişkin devraldığı ruhsatnameleri —- devrettiği, davacı şirketin “—– % 0,5” krem ürününün ruhsatına sahip olduğu, 31/08/2009 tarihli ruhsatın devrinden sonra davalıların—-markalı ürünün içeriğine sahip olmalarını kötü niyetli bir biçimde kullanarak, davacı ——adına Türkiye’de tescil edip —– markasına çok benzer bir isim olan ve çağrışım uyandıran—-markası adı altında —– krem ile içeriği aynı olan bir ürünün üretimini ve dağıtımını yaptığı, gizlilik ve distribütörlük sözleşmelerine aykırı davranarak haksız rekabet teşkil edecek davranışlarda bulunduğundan bahisle davalılar aleyhine maddi ve manevi tazminat talep ettiği, ayrıca haksız rekabetin tespiti ve menine karar verilmesini istediği, davalıların ise karşı dava dilekçesinde; —- kreminin gümrük incelemesinde, —- miktarının formülüne göre—-oranında fazla bulunduğundan numunenin uygun olmadığına karar verildiğini—– bu nedenle 18.337,75 TL ceza ödemek zorunda kaldığını,davacı- karşı davalıların bu ödemeyi yapmadıklarını belirterek karşı dava ile haksız ödenen 18.337,75 TL’nin tahsilini talep ettikleri, mahkememizce dosyanın haksız rekabet ve kimya uzmanına tevdi edildiği ancak raporun denetime elverişli olmadığı görülmekle mahkememizce dosyanın Haksız Rekabet Uzmanı, Mali Müşavir, —-Uzmanı, Nitelikli Hesaplamalar Uzmanı ve Kimya Mühendisinden oluşan yeni bir bilirkişi heyetine tevdi edildiği, denetime elverişli olduğundan hükme esas alınan 07/09/2023 tarihli bilirkişi raporuna göre “—–” isimli ürünün jenerik bir ürün olduğu, ürününün ruhsat sahibinin davalı—– olduğu, 06/04/2017 tarihinde ruhsat alındığı, taraflar arasında evveliyatında imzalanan 15/02/2013 transef sözleşmesinin 4. Maddesinde transfer işlemi tamamlandığında resmi ve gayri resmi tüm anlaşmaların sona ermiş olacağının kabul edildiği, ürünlerin devredildiği, transfer sürecinin tamamlandığı, ayrıca sözleşmenin 15. Maddesinde —- şirketleri ile bağlantılı şirketlerin 30/06/2015 tarihine kadar —— jenerik ürünleri veya aynı aktif maddelerle formüle edilmiş ürünler ile rekabet edemeyeceği hususunun belirlendiği, dolayısıyla rekabete ilişkin süre sınırı konulduğu, bu tarihten sonrası için haksız rekabetten söz edilemeyeceği, davalı—–firmasının “—–” ürünü için 06/04/2017 tarihinde ruhsat aldığı düşünüldüğünde haksız rekabetten söz edilemeyeceğ anlaşıldığından asıl dava bakımından davacının davasının reddine karar vermek gerekmiştir,Karşı Dava Bakımından yapılan değerlendirmede; Davalı karşı davacının karşı davasında ithal edilen kreme ilişkin numunenin uygun olmadığına karar verildiğini, bu nedenle 2016 yılı içinde idari para cezası ve analiz ücreti ödemek zorunda kaldıklarını, beyan ederek iş bu bedeli talep ettikleri ancak dava konusu kremin ruhsatının davalı tarafından 2013 yılında davacıya devredildiği, dolayısıyla bu ilaç nedeniyle davacı tarafından ödenmiş idari para cezası ve masrafın ruhsat sahibi olan davalı—– tarafından karşılanması gerektiği, anlaşıldığından karşı davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-ASIL DAVANIN REDDİNE,
a-Harçlar kanunu gereğince alınması gereken 269,85-TL harcın mahsubu ile fazladan alınan 3.179,81-TL’nin yatıran tarafa iadesine,
b-Davalılar kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden manevi tazminat bakımından A.A.Ü.T göre hesaplanan 17.900,00-TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
c-Davalılar kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden maddi tazminat bakımından A.A.Ü.T göre hesaplanan 2.000,00-TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
d-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
e- Fazla yatan gider avansı ile delil avansı var ise karar kesinleştikten sonra istek halinde yatıran taraflara iadesine,
2-KARŞI DAVANIN REDDİNE,
a-Harçlar kanunu gereğince alınması gereken 269,85-TL eksik harcın davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
b-Davalılar kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T göre hesaplanan 17.900,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
c-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
d- Fazla yatan gider avansı ile delil avansı var ise karar kesinleştikten sonra istek halinde yatıran taraflara iadesine, Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta içinde—–Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı.