Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/529 E. 2021/62 K. 21.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/529 Esas
KARAR NO : 2021/62
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/04/2018
KARAR TARİHİ : 21/01/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle:davacı ile davalı şirket arasında ticari ilişki mevcut olduğu, davacı şirketin davalı taraftan ——— alacağı bulunduğu, davacı şirket tarafından ihracat edilmek üzere davalı tarafa konserve ürünleri satıldığı, davalı borcuna karşılık çek keşide ettiği ancak çek vade tarihinde karşılığı bulunmadığından davalı tarafın ısrarları nedeni ile karşılıksız kaşesi vurulmadığı, davalı tarafa borcu ödemesi için süre verildiği, davalı tarafın borcunu ödemediği,, davalının dava konusu ———— dosyasında ilamsız takip yapıldığı, ödeme emri gönderildiği ancak davalı borçlu haksız ve mesnetsizce takibe, ödeme emrine, borcun tamamına ve ferilerine itiraz edilmesi üzerine takibin durduğunu davalının yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle ; davalı şirket ile davacı şirket arasında takip konusu borcu doğuracak nitelikte ticari ilişkisi olmadığını, davacı ile davalı arasında akdi ve cari hesap bakımından bir ilişki bulunmadığını, davalı şirkete herhangi bir fatura tebliği yapılmadığını davacı taraf ile bir taşıma sözleşmesi ve protokolü imza edilmemiş olup dayanak olarak gösterilen sözleşme üzerindeki imza davalı şirket temsilcilerine ait olmadığını, iş bu nedenle dayanak sözleşme üzerindeki imzalara itiraz ettiklerini, davalı ile davacı arasında hukuki bir ilişki mevcut olmadığını, davacı taraf ticari ilişkiye dair belgelerini dosyaya ibraz edemediğini, bu sebepler iddiasını ispatlayamadığını, dava konusu borç davalı tarafından ödenmiş ve davacı taraf ticari ilişkisi bitirildiği, davacının cari hesap içerisinde takip konusu gösterdiği faturalann davalı şirkete tebliğ edilmediği, ticari defterlerinde yer almadığı, davalı şirket ile davacı firma arasında bu faturalara dayalı herhangi bir ticari ilişki mevcut olmadığını bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE : Dava, hukuki niteliği itibari ile itirazın iptali davasına ilişkindir.
—— yazılarak davalı şirket adına işlem gören —– tarihli gümrük çıkış beyannamesi ve ekleri dosyamız arasına alınmıştır.
—- müzekkere yazılarak davalı şirketin —– yıllarına ait BA-BS formları dosyamız arasına alınmıştır.
—- müzekkere yazılarak davacı şirketin —– yıllarına ait BA-BS formları dosyamız arasına alınmıştır.
Dosyamız arasına—üzerinden celp edilen —- sayılı icra dosyasının yapılan incelemesinde takibin —- faiz olmak üzere toplam —-tarihinde takip başlatıldığı davalının süresinde —- tarihinde takibe itiraz ettiği ve takibin durduğu anlaşılmıştır.
Davacının; borçlu tarafından yapılan ———- tarihli itirazın davacı-alacaklıya tebliğinden itibaren İİK.nun 67.maddesinde belirtilen bir yıllık süre içerisinde mahkememize davayı açtığı anlaşıldığından, açılan davanın süresinde olduğu görülmüştür.
Davada aktif ve pasif taraf husumetinin sağlandığı anlaşılmış olup taraflar arasında bu hususta çekişme yoktur.
Taraflar tacir olup, delil olarak ticari defterlere dayandıklarından; davacı tarafın ticari defterlerinin incelenmesi amacıyla ———— yazılmış olup davacı tarafa talimat mahkemesince inceleme gün ve saatinde belirtilen yıllara ilişkin ticari defter ve kayıtlarını hazır etmeleri aksi halde HMK 220 ve devamı maddeleri gereğince defterlerini sunmayan tarafın ticari defterlerine lehine delil olarak dayanamayacağının ve tekrar sunamayacakları usulüne uygun biçimde ihtar edilmiş; defter inceleme neticesinde dosya bilirkişiye tevdii edilmiş olup , bilirkişi talimat mahkemesine hitaben sunmuş olduğu raporunda özetle: davalı ——— dönemine ait BA Formunun incelenmesinde; davalı şirketin davacı şirketten satın almış olduğu mallar için davacı şirket tarafındandüzenlenmiş olan —– tutarındaki faturanın davalı tarafından bağlı bulunduğu vergi dairesine beyan edilmiş olduğunun görüldüğü, bu nedenle de —-tutarındaki faturanın davalı tarafından—– beyan edilmiş olması nedeniyle bilgisi dahilinde ve kabulünde olduğunun anlaşıldığı, davacı ———- dönemine ait BS Formunun incelenmesinde; davacı şirketin davalı şirkete satmış olduğu mallar için tanzim etmiş olduğu —- tutarındaki faturanın davacı tarafından bağlı bulunduğu —- beyan edilmiş olduğunun görüldüğü, davacı tarafın— yıllarına ait ticari defterlerinin sahibi lehine delil niteliğinde olduğunu davacı tarafın — yıllarına ait yevmiye defterinde icra takip tarihi olan — tarihi itibariyle davacı tarafın davalı taraftan: —- yıl sonu itibariyle yapılmış olan değerlendirme sonucunda oluşan —-tutarındaki kur farkının düşülmesiyle —– tutarında alacaklı olduğu seklinde kayıt bulunduğu hususları tespit edilmiş olduğunu mütalaa etmiştir.
Talimat mahkemesinden bilirkişi raporu geldikten sonra mahkememizce davalı tarafın defterleri üzerinde inceleme yapmak üzere inceleme günü tayin edilmişse de belirlenen inceleme gününde davalı tarafın ticari defter ve kayıtlarını ibraz etmediği anlaşılmakla inceleme yapılamadığına dair tutanak tutulduğu görüldü.
Bilirkişi raporu HMK 280. Maddesi uyarınca taraflara tebliğ edilmiştir. Bilirkişi raporu yeterli, denetlenebilir ve hüküm kurmaya elverişli olduğundan itibar edilerek hükme esas alınmıştır.
Toplanan deliller, icra takip dosyası, dava dilekçesi, cevap dilekçesi, ticari defterler, bilirkişi incelemesi bir bütün olarak değerlendirildiğinde;Toplanan deliller, icra takip dosyası, dava dilekçesi, cevap dilekçesi, ticari defterler, bilirkişi incelemesi bir bütün olarak değerlendirildiğinde;davacının, davalıya satmış olduğu mallar için fatura alacağından kaynaklı olarak davalı aleyhine icra takibi yaptığı,davalının itirazı üzerine mahkememizde itirazın iptali davası açıldığı,davacının defterleri ve tarafların BA/BS formları üzerinde yapılan incelemede, davalı şirketin, davacı şirketten satın almış olduğu mallar için davacı şirket tarafından düzenlenmiş olan 1 adet —— tutarındaki faturanın davalı tarafından bağlı bulunduğu vergi dairesine beyan edilmiş olduğunun görüldüğü, bu nedenle de Yargıtay uygulamalarında da benimsendiği üzere fatura konusu malların davalıya teslim hususunun bu şekilde kabulünün gerektiği,yani —- tutarındaki faturanın davalı tarafından —- beyan edilmiş olması nedeniyle bilgisi dahilinde ve kabulünde olduğunun anlaşıldığı davacı———– dönemine ait BS Formunun incelenmesinde; davacı şirketin davalı şirkete satmış olduğu mallar için tanzim etmiş olduğu —- tutarındaki faturanın davacı tarafından bağlı bulunduğu —- beyan edilmiş olduğunun görüldüğü, davacı tarafın —- yıllarına ait ticari defterlerinin sahibi lehine delil niteliğinde olduğu, davacı tarafın —- yıllarına ait yevmiye defterinde icra takip tarihi olan— tarihi itibariyle davacı tarafın davalı taraftan: ———– alacaklı olduğunun anlaşıldığı,her ne kadar bilirkişi raporunda kur farkının asıl alacaktan düşüldüğü görülse de, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu yabancı para alacaklarında alacaklıya alacağını vade ya da fiili ödeme günündeki rayiç bedel üzerinden ülke parası ile ödenmesini talep hakkı verdiği anlaşıldığından bu hususuna riayet edilmeyerek davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davacının DAVASININ KABULÜ ile Davalı borçlunun —– dosyasına yaptığı İTİRAZIN İPTALİNE ,takibin —– alacak üzerinden devamına , takip tarihinden itibaren bu bedele 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi gereğince faiz uygulanmasına,
Alacak likit olduğundan hüküm altına alınan —– alacağın takip tarihindeki -TL karşılığı üzerinden hesaplanacak şartlara göre %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine ,
2-Alınması gerekli 14.190,34 TL harcın davacı tarafça yatırılan 3.547,59 TL peşin harçtan mahsubu ile 10.642,75 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca hesaplanan 22.991,42 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesin,e
4-Davacı tarafça yapılan 3.547,59 TL harç gideri, 223,25 TL posta-tebligat gideri, 814,00 TL talimat masrafı olmak üzere toplam 4.584,84 TL ‘nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta içinde —- Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/01/2021