Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/512 E. 2019/445 K. 16.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/512 Esas
KARAR NO : 2019/445
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 02/05/2018
KARAR TARİHİ: 16/04/2019
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı şirket arasında imalat ve fason üretim üzerine ticari ilişki kurulmuş olduğunu, müvekkili tarafından ürünlerin üretimi ve paketlenerek davalının göstermiş olduğu adreslere teslimi karşılığında ücret hususunda anlaşmış olduklarını, kurulan ilişki gereği müvekkilinin üretime geçerek üstlendiği edimleri eksiksiz olarak yerine getirmeye başladığını, üretilen ürünlerin miktarı, cinsi, modeli gibi özellikleri davalının istekleri doğrultusunda hazırlanarak belirlenen süre içerisinde davalı tarafa teslim edilmiş olduğunu, müvekkili şirketin teslim etmiş olduğu ürünlerin tamamını faturalandırarak davalı tarafa göndermiş olduğunu, davalı tarafın hiçbir fatura içeriğine itiraz etmemiş olduğunu, davalının itiraz sebeplerine bakıldığında haksız ve kötü niyetle hareket ettiği açık olup, bu sebeplerden hiçbirinin müvekkiline ihtar ya da diğer kanuni yöntemlerle bildirilmemiş olduğunu, itiraz sebepleri ile bağlı olan davalı tarafın müvekkilinin iyi niyetini suiistimal etmiş olduğunu, davalı tarafın aldığı hizmet ve ürünleri reddetmeyip bakiye üzerinde mutabakata varılmasına rağmen ödeme hususunda bir takım iddialar öne sürmekte olduğunu, ödeme yapmamak için çeşitli sebepler öne sürerek vakit kazanmaya çalışmakta olduğunu, icra takibine yapılan itirazın da bu husus kanıtlamakta olduğunu, ifade ederek, yukarıda arz ve izah edilen nedenlerle; davalı borçlu aleyhine başlatmış oldukları icra takibinin anapara ve faizlerine yönelik itirazın fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere iptaline, borçlu aleyhine alacağın % 20’sinden az olmamak kaydı ile icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı taraf cevap dilekçesinde özetle; Davacı taraf dava dilekçesinde her ne kadar üstlenilen edimin eksiksiz olarak yerine getirildiğini ve süresi içinde teslim edildiğini beyan etmiş ise de bu hususun kabulünün mümkün olmadığını, davacı tarafın üretmiş olduğu ürünlerin bir kısmının gizli ayıplı olduğunu, bir kısım ürünlerin teslim edilmesi gereken yerlere süresinde teslim edilmediği için geri çevrilmiş olduğunu, süresinde teslim edilmeyen ve ayıplı olarak üretilen ürünlerin telafisi için davacı tarafa bir şans daha verilmiş olmasına rağmen davacı tarafın yine ayıplı ürünler üreterek ve yine zamanında teslim edemediğini, bu ürünlerin de Alman müşteri firma tarafından kabul edilmemiş olduğunu, davacı tarafın kusurlu davranışları nedeniyle ——- müşteri firmanın ayıplı ürünleri kabul etmemiş ve ödemesini de yapmamış olduğunu, davacı tarafın iki kere ayıplı ürünler üretmesi ve bu ürünleri de geç teslim etmesi nedeniyle müvekkilinin ciddi anlamda zarara uğramış olduğunu, müvekkili ile davacı taraf arasındaki ilişki gereği, davalının üreteceği ürünlere karşılık 335.969,37-TL ödeme yapılmasına karar verilmiş olduğunu, müvekkilinin davalı tarafa 206.000,00-TL ödeme yaptığını ve 69.381,29-TL’lik iade faturası düzenlemiş olduğunu, müvekkilinin davacı tarafın kusurları nedeniyle 60.500,00-TL kalan bakiyenin ödemesini Alman müşteri firmadan alamadığı için ve davacı firmanın kusurlarından dolayı zarar ettiği için sorun çözülene kadar ertelediğini, ancak davacının sorunun çözülmesini engellemiş ve ayıplı ürünlerin iadesini almamak için adeta müvekkilini oyalamış olduğunu, dolayısıyla anlatılanlar doğrultusunda davacı tarafın müvekkilinden herhangi bir para alacağının olmadığını, alacak bakiyesi bulunmamakla birlikte sadece iadesini alması gereken ürünlerin olduğunu, ancak davacı tarafın ters tavırlar sergilemesi ve kargo ücretini ödemeye yanaşmaması gibi nedenlerle ürünlerin davacıya iade edilemediğini, sözleşme maddeleri gereğince de davacı tarafın müvekkilinden herhangi bir hak ve alacağının olmadığını, aksine müvekkilinin sözleşme gereği uğramış/uğrayacağı tüm zararlardan dolayı davacı taraftan alacağının olduğunu, sonuç olarak, davacı yanın tutumları yüzünden bir sonuca varılamamış olduğunu, dolayısıyla davacı tarafın müvekkili aleyhine başlatmış olduğu icra takibi ve bu davanın hukuka aykırı olduğunu, icra takibinin ve açılan davanın kötü niyetin göstergesi olduğunu, ifade ederek, davacının haksız ve mesnetsiz olarak açmış olduğu davanın reddine ve icra takibinin iptaline, kötü niyetli davacının % 20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatı ödemesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, karar verilmesini talep etmektedir.
İNCELEME VE GEREKÇE
Taraflar arasındaki davaya konu uyuşmazlık; tacirler arasında mal alım satımından kaynaklanan bakiye borç nedeniyle başlatılan icra takibine itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasıdır.
Dosyamız arasına alınan İstanbul Anadolu 7. İcra Müdürlüğü’nün ——– Esas sayılı icra dosyasının yapılan incelemesinde ödeme emrinin davalı/borçluya 10.04.2017 tarihinde tebliğ edildiği davalının süresinde 16/04/2017 tarihinde takibe itiraz ettiği ve takibin durduğu anlaşılmıştır.
Davacının; borçlu tarafından yapılan 16/04/2017 tarihli itiraz üzerine 02/05/2018 tarihinde İİK.nun 67.maddesinde belirtilen bir yıllık süre içerisinde mahkememize davayı açtığı anlaşıldığından, açılan davanın süresinde olduğu görülmüştür.
Davada aktif ve pasif taraf husumetinin sağlandığı anlaşılmış olup taraflar arasında bu hususta çekişme yoktur.
Taraflar tacir olup, delil olarak ticari defterlere dayandıklarından; davalı tarafa inceleme gün ve saatinde belirtilen yıllara ilişkin ticari defter ve kayıtlarını hazır etmesi aksi halde HMK 220 ve devamı maddeleri gereğince defterlerini sunmayan tarafın ticari defterlerine lehine delil olarak dayanamayacağını ve tekrar sunamayacağını usulüne uygun biçimde ihtar edilmiş; davacı tarafın defterleri ———– ilinde olduğundan davacı defterleri Konya 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin ——— Talimat dosyasından inceletilmiş ve rapor tanzim ettirilmişltir. Tarafların ticari defterlerinin incelenmesi neticesinde , bilirkişiler mahkememize hitaben sunmuş olduğu raporlarında özetle: Konya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi — Tal ; … Taraflar arasında ticari ilişki olduğu , taraflar arasındaki alışverişin açık cari hesap şeklinde izlendiği, ticari defter kayıtlarında göre davacının 60.588,38 TL alacaklı gözüktüğü, defterlerin tasdiklerinin süresinde olduğu ve geciken bir tasdikin olmadığı sonucuna vardığını ‘
‘ Mahkememiz kaleminde yapılan inceleme neticesinde düzenlenen bilirkişi raporunda özetle ‘
Davalının, dava dilekçesine sunduğu 05.07.2018 tarihti delil dilekçesi ekinde dava dosyasına tevdii edilen ———- olduğu, davalının karşı iddia ve taleplerini davacı ile imzalanan “İmalat Ve Fason İmalat Sözleşmesi” ne dayandırdığı. Davalının yasal defterlerine göre, davacının 320.01.099 nolu cari hesabının 60.587,78-TL alacak bakiyesi verdiği, Davalının, dosyaya sunduğu Tablo-7’de 1,2,3,4,5 sırada gösterilen maillerin içeriğinden, davacının, davalı adına tanzim ettiği ——- tarihli — nolu toplam ——–TL tutarındaki faturalar ile ilgili olduğu, davacının sözleşme kapsamında davalının adına İtalya’ya göndermiş olduğu malların bir kısmının alıcı tarafından reddedildiği, reddedilen malların geri getirilmesinin maliyetti olduğu ve mevzuata göre ithalat sayılacağından gümrükte sorun çıkacağından geri getirilemediği, Davalının, dosyaya sunduğu Tablo-7’de 10,11,12 sırada gösterilen maillerde ceketlerin hatalı üretilmesi nedeni ile davacıya oluşan zarar nedeni ile ödeme yapılamayacağının bildirildiği, davacının üretim ile ilgili tüm sorunların davaca ———– ait olduğunu, tüm ticari zararı karşılayacaklarını beyan ettiği, hesaplarda uyumsuzluk olduğu, toplantı yaparak hesabı ve programı nihayete erdirmeyi düşündüklerini, beş gün içinde ödeme yapılmasını istediği, Davalının dava dosyasına sunduğu maillerden, davacının ———–TL tutarındaki faturaları ile ilgili sevkiyatlarla, 16.06.2017 tarihli 51.733,08-TL tutarındaki faturası ile ilgili faturası ile ilghi sevkıyatta da sorunlar çıktığı, bazı ürünlerin kabul edilmediği, Davalının davacıya tanzim etmiş olduğu toplam 3.311,22-TL (KDV Dahil) faturaların İşi yapanın üreteceği mallarda kullanılacak şerit, etiket, bayrak vb. malzemeler olduğu iade faturası niteliği taşımadığı, Davalının, dava dosyasına sunduğu dilekçede davacıya iade faturaları kestiğini ifade ettiği, dava münderecatında bulunan faturaların tetkikinden, davalının, davacıya sözleşmenin 4.7 maddesine göre 04.12.2017 tarihinde 868909 nolu 16.949,15 TL + KDV toplam 20.000,00 TL tutarında “Reklamasyon ” açıklaması ile, 04.12.2017 tarihinde ———- nolu fatura ile 42.657,75 TL + KDV toplam 46.070,37-TL tutarında “Muhtelif Giyim” açıklaması ile 1.807 adet 23,6070-TL/adet birim fiyatı ile fatura tanzim ettiği, davalının, Sözleşmenin 4.7 maddesinde zikredilen iade ve reklamasyon faturalarına karşılık gelen davalıya tanzim ettiği faturaların toplamının 66.070,37-TL (KDV Dahil) olduğu, davalının davacıya tanzim ettiği 66.070,37-TL tutarındaki promosyon ve iade faturalarının davalının cari hesabından düşüldüğü ve davacının İtirazı olmadığı, davacının, sözleşme gereği davalıya tanzim ettiği faturaların hangi siparişler ile ilgili olduğu, hangi ülkelere gönderildiğinin belirtilmediği, davalının davacıya tanzim ettiği promosyon ve iade faturalarında hangi eksik ve iade edilen ürünler ile ödediği hangi tazminatlar ile ilgili olduğu belirtilmediği, davalının, davacıya sözleşmenin 4.7 maddesine göre tanzim etmesi gereken promosyon ve İade faturalarının her siparişinin adet ve tutar olarak bilinmesi, davalının siparişlerdeki hatalar yüzünden ödenen tazminatların detayının bilinmesi gerektiği, davalının, davacıya olan 60.587,78-TL tutarındaki cari hesap borcunu, sözleşmenin 4.15 maddesi gereği haklı nedenlerle kaçındığını iddia ettiği, dava münderecatında davalının davacıya tanzim ettiği promosyon ve iade faturalarından başka davalıya tanzim etmesi gereken promosyon ve iade faturasının olup olmadığının dosyada mevcut delillerle belirlenemeyeceği, dava dosyası münderecatına ve davalı yasal defterlerine göre, davalının, davacıya 60.587,78-TL borcu olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır.’ şeklinde mütalaa vermiştir. Her iki rapor birbirini teyit eder nitelikte olup bilimsel ve denetime elverişli olduklarından hükme esas alınmıştır.
Somut olayda taraflar sözleşmeyi inkar etmemiş, kabul etmişlerdir. Taraflar arasında sözleşme konusu malın teslimi noktasında da uyuşmazlık yoktur. Taraflar arasındaki uyuşmazlık mallarda ayıp iddiası ve süresinde teslim edilememesine ilişkindir. Davalı borçlu mallarda gizli ayıp olduğunu ileri sürmüş ise de malların ayıplı olduğunu gösterir ( mail yazışmaları haricinde ) bir delil gösterememiştir. Her ne kadar davacının 25.05.2017 tarihli mailinde tüm zararları kabul ediyorum demiş olsa da mail bütünlüğü içinde davacının ekonomik sıkıntı içinde olduğu ve ödeme alabilmek adına zararları kabul ediyorum dediği ‘ …Bu ticaretin şurası yanlış, burası yanlış, bu ürünler nasıl kabul edilmez , kontrol aslında şu şekilde olur gibi olayı çıkmaza götüren durumları söylemedentüm zararları kabul ediyorum …. Bu uyku kaçıran durumdan beni kurtarın 5 gün içinde ödeme gönderin ‘ anlaşılmaktadır. Yani davacı sözleşme konusu ürünlerdeki ayıp iddiasını kabul etmiş değildir. Sözleşmeye konu mallar yurt dışında olduğundan bu mallar üzerinde ayıp incelemesi yapılması mümkün olmamış, ayıp iddiasında bulunan davalı da örnek ürün sunmamıştır.
Raporlardan da görüleceği üzere davalı tarafından 04.12.2017 tarihinde 868909 nolu 16.949,15 TL + KDV toplam 20.000,00 TL tutarında “Reklamasyon ” açıklaması ile, 04.12.2017 tarihinde——– nolu fatura ile 42.657,75 TL + KDV toplam 46.070,37-TL tutarında “Muhtelif Giyim” açıklaması ile 1.807 adet 23,6070-TL/adet birim fiyatı ile fatura tanzim ettiği, toplam 66.070,37-TL (KDV Dahil) olduğu, davalının davacıya tanzim ettiği 66.070,37-TL tutarındaki promosyon ve iade faturalarının davalının cari hesabından düşüldüğü ve davacının İtirazı olmadığı, görülmekle davacının sözleşmeye aykırı bir davranışı olması halinde davalının bu durumu ‘ muhtelif giyim, reklamasyon ‘ adı altında davacı tarafa fatura ettiği görülmüştür. Yani takibe konu bedelin davalı tarafından davacı tarafa fatura edilmesine bir engel yoktur.Davalı taraf takibe konu bedel için bu yönde bir davranış sergilememiştir.
Bilindiği ve Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesinde düzenlendiği üzere “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olayların varlığını ispatla yükümlüdür.” Yine 6100 Sayılı HMK’nun 190/1.maddesi gereğince “ispat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Bu hükümler çerçevesinde gerek ayıplı mal iddiası gerekse gecikme sebebi ile uğranılan zararlar, sözleşmeye aykırılık nedeniyle davacının herhangi bir alacağının olmadığı savunmasında bulunan davalının defterlerinde davacıya borçlu olduğu tespit edildiğinden ayrıca savunmalarında dayandığı ayıplı mal olgusunu ispat edemediğinden ;bu hususlar ve dosya mündericatı birlikte değerlendirildiğinde davanın kabulüne karar verilmek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-Davanın kabulü ile davalının İstanbul Anadolu 7. İcra Müdürlüğünün ——– E. Sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin 60.500,00-TL asıl alacak ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte devamına,
2-Alacak likit olmadığından icra-inkar tazminatı talebinin reddine,
3-Alınması gereken 4.132,76-TL karar harcına karşılık peşin alınan 730,69- TL harcın mahsubu ile bakiye 3.402,07-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 1.628,00-TL yargılama gideri ile 35,90-TL başvurma harcı, 730,69-TL peşin harç olmak üzere toplam 2.394,59-TL masrafın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı lehine AAÜT uyarınca takdir edilen 7.005,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.16/04/2019