Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/493 E. 2020/273 K. 30.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2018/493 Esas
KARAR NO : 2020/273

DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/04/2018
KARAR TARİHİ : 30/06/2020

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: davacı tarafından senet ihbarnamesi gönderilerek—– bedelli iki adet senedin alacaklı —– ödenmesi yönünde senet ihbarnamesi gönderildiğini, ihbarnamede ayrıca senetlerin vadesinde ödenmemesi halinde protesto edileceği bildirildiğini ancak ihbarnamede bildirilen senetlerle davacının hiçbir ilgisi bulunmadığını, davacının herhangi bir borcu bulunmadığını senetteki imzaların davacıya ait olmadığını, imza itirazlarında bulunduklarını, bu nedenlerle dava konusu senet nedeniyle borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davaya konu senet incelendiğinde davacı ile beraber aynı soyadı taşıyan borçlu olarak ———– edildiği bu cirodan sonra bu şirket tarafındanda 16.04.208 tarihli senet alım bordrosu ile davalı şirkete teslim edildiği ekteki belgeler ile sabit olduğunu, dolayısı ile davacı iş ve işlem birliği içinde buunması muhtemel olan bu kişilerin tamamının davada taraf olması zorunlu olduğunu, davalının iyi niyetli 4.kişi olduğunu, dava konusu senetler —-davalıdan alınan mallara karşılık verilen bir kısım kıymetli evraktan sadece iki tanesi olduğunu, davalı şirket 4. Kişi olması nedeni ile bonoları tanzim eden kişilerin imzaları konusunda bilgi sahibi olmadığını, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE : Dava, hukuki niteliği itibari ile kambiyo senedinden kaynaklı menfi tespit davasına ilişkindir.
Mahkememiz yargılama aşamasında davaya konu senet üzerindeki imzanın davacıya ait olup olmadığı hususunda imza incelemesi yapılmak üzere davacıya ait emsal imza asıllarının bulunduğu yerlere müzekkere yazılarak imza örnekleri dosyaya celp edilmiş sonrasında dosya grafoloji konusunda uzman bilirkişiye tevdi edilmiş olup, bilirkişi raporunda özetle, davacıya ait dosya içerisinde mevcut – kısmen ——– içermekle birlikte kendi aralarında irtibatlandırılabilen- mukayese imzaları , belge ve dökümanların grafolojik incelemelerinde laboratuvarlarda kullanılan cihazlar ve aletlerden istifade edilerek ve grafometrik analizleri de yapılmak suretiyle , bahse konu senet asıllarının kefil hanelerinde “—-” adına atılı bulunan kefil imzaları ile— şahsın dosya içerisindeki mukayese imzaları arasında farklılıkların bulunduğunu,davaya konu senedin üzerindeki imzanın davacının eli mahsulü olmadığını mütalaa etmiştir.
Bilirkişi raporu HMK 280. Maddesi uyarınca taraflara tebliğ edilmiştir. Celbedilen emsal imzalar senedin düzenleniş tarihi öncesi ve sonrasına ait olup; bilirkişi raporu yeterli, denetlenebilir ve hüküm kurmaya elverişli olduğundan itibar edilerek hükme esas alınmıştır.
Toplanan deliller, dava dilekçesi, cevap dilekçesi, senet metni ve bilirkişi raporu bir bütün olarak değerlendirildiğinde, — meblağlı bonolar üzerinde yer alan imzaların davacıya ait olmadığı, celbedilen emsal imzalar neticesinde yaptırılan bilirkişi incelemesi ile anlaşılmış olmakla; davacının davalı alacaklıya— meblağlı bonolar nedeniyle borçlu olmadığının tespitine, davalının kötü niyetli olduğu ıspat edilemediğinden ve senet takibe konu edilmediğinden davacının İİK’nun 72.maddesi uyarınca tazminat isteminin şartları oluşmadığından reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Davalı yan aleyhine vekalet ücretine hükmedilmemesi yönündeki talebi açısından; benzer bir uyuşmazlıkta yerel mahkemece ”menfi tespit davasının kabulüne, davalının davanın açılmasına sebebiyet vermediği, davalının yetkili hamil olarak çekin arkasındaki—— cirodaki imzanın şirket yetkilisi tarafından atıldığını bilebilecek durumda olmadığı gerekçesiyle yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına ve davacı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına karar verilmiş”, hüküm davacı ve davalı vekilleri tarafından temyiz edilmiş olup; bu hususta Yargıtay —-. Sayılı ilamında; ”Davacı vekilinin temyiz itirazlarına gelince davalı cevap süresi içinde davayı kabul etmediğinden yargılama sonucunda davanın kabul edilmesi nedeniyle davada davalı haksız çıkmış bulunduğundan davalı aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretinin takdir edilmesi gerekirken yanılgılı gerekçeyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.”’—- emsal içtihat doğrultusunda işbu davada davalı cevap süresi içerisinde davayı kabul etmediğinden davada haksız çıkması nedeniyle aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
DAVANIN KABULÜ İLE,
1-Davacının davalı alacaklıya —— meblağlı bonolar nedeniyle borçlu olmadığının tespitine,
2- Davalının kötü niyetli olduğu ıspat edilemediğinden ve senet takibe konu edilmediğinden davacının İİK’nun 72.maddesi uyarınca tazminat isteminin şartları oluşmadığından reddine,
3-İhtiyati tedbirin karar kesinleşene kadar devamına, karar kesinleştiğinde tedbir için alınan teminatın davacı tarafa iadesine,
4-Alınması gerekli 1.707,75 TL harcın davacı tarafça yatırılan 853,88 TL peşin harçtan mahsubu ile 853,87 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
5-Davacı tarafça yapılan 853,88 TL harç gideri, 219,35 TL posta-tebligat masrafı, 700 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.773,23 TL giderin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan —uyarınca hesaplanan 7.300,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.