Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/47 Esas
KARAR NO : 2019/1340 Karar
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 11/01/2018
KARAR TARİHİ: 12/12/2019
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davalılara ait işyerinden takas sureti ile 16+1 kişilik—– araç ahra hususunda taraflar arasında sözlü anlaşma yapıldığını, Başlangıçta yapılan anlaşma gereği — model araç (16+ 1 kişilik —-) nun davalılar tarafından verileceğini, karşılık olarak ise davacı tarafından sahibi bulundı ığu —- prestij marka araç + 25.000,00 TL nakit para verileceğini, bu anlaşma gereği davacının üzerine düşen yükümlülüğü yerine getirdiğini, ancak, davalı tarafından belirtilen nitelikte —-Model aracın davacıya teslim edilemediğini ve aynı aracın — Modeli (16+ 1 kişilik ——-) Davacıya teklif edildiğini, 2017 Model farkı için ayrıca 5.100,00 TL üste verilmesi hususunda anlaşmaya varıldığını, bu son şekli ile davalı tarafa toplamda 30.100,00 TL nakit ödemede bulunulduğunu, ödeme şeklinin ise şu şekilde olduğunu, 24.600,00 TL 22.08.2017 Tarihli Kasa Tahsilat Makbuzu ile Davalı tarafça tahsil edildiğini, 5.500,00 TL de davalı şirketin İş bankası hesabına 17.08.2017 Tarihi itibarı ile yatırıldığını, Banka hesabında Şirketin isminin ——– olarak geçse de bunun sebebinin Şirket’in isim değiştirmesinden kaynaklandığını, bu aşamadan sonra takasta davalı tarafça alınacak olan davacıya ait — model ———Marka aracı davalı tarafından almaktan vazgeçilerek,alış verişi nakit para üzerinden gerçekleştirmeye çalışıldığını. devamında, davalının, davacıya satmayı vaat ettiği aracı —————-Tarihinde trafik sigorta poliçesi dahi düzenlettirildiğini, ancak aradan geçen zaman zarfında davalının taraf yükümlülüklerini yerine getirmediğini, kendilerine nakit olarak ödenen 30.100,OO.TL’yi de davacıya iade edilmediğini, davalıya yapılan 30.100,00 TL tutarındaki ödemenin geriye iade edilmesi hususunda ——— Noterliği’lin ——T. ve——- yevmiye numaralı ihtarnamesi ile ihtarda bulunulduğunu, pıra geriye iade edilmediği için Davalılar hakkında ———İcra Müdürlüğü’nün ———– esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi yapılarak paranın tahsilinin sağlanmaya çalışıldığını, davalı tarafından yapılan ilamsız takibe konu icra dosyasına itirazda bulunarak takibin durmasına sebebiyet verildiğini, izah edilen ve yargılama ile ortaya çıkacak durumlar da dikkate alınarak; davalıların ——–İcra Müdürlüğü’nün ———— esas sayılı dosyasına yapmış oldukları itirazın iptali ile %20 icra in car tazminatı ödemelerine, yargılama gideri ve Av. vekalet ücretlerinin davalılara yükletilmesine müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalıya usulüne uygun dava dilekçesinin tebliğine rağmen dosyaya herhangi bir cevap dilekçesi sunulmamıştır. HMK’nun 128. Maddesi uyarınca; Süresi içinde cevap dilekçesi vermemiş olan davalı, davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaların tamamını inkâr etmiş sayılır.
İNCELEME ve GEREKÇE : Dava, hukuki niteliği itibari ile sözlü araç satış sözleşmesinden kaynaklanan icra takibine itirazın iptali talebinden ibarettir.
Davacı ve davalı …’in tacir olup olmadığının tespiti amacıyla; ——,—–, ——- ve ——–Müdürlüğü’ne yazılan müzekkerelere ikmalen cevap verilmiştir. Davalı şirketin tasfiye halinde olduğu tespit edilmekle, tasfiye memuruna tebliğ yapılmak suretiyle taraf teşkili sağlanmıştır. Bilirkişice yapılan incelemede de davacı yanın 2. Sınıf tacir olduğu ve faaliyetlerinin esnaf faaliyeti sınırlarını aştığı tespit edilmiştir.
Davacı yanın ödemeye dair hesap hareketlerinin tespiti amacıyla ——-,’ne müzekkere yazılmış, hesap hareketleri celbedilmiştir.
Dosyamız arasına alınan ——-. İcra Müdürlüğü’nün —– Esas sayılı icra dosyasının yapılan incelemesinde takibin 02/11/2017 tarihinde takip başlatıldığı ödeme emrinin davalı borçlulara 07/11/2017 tarihinde tebliğ edildiği davalıların süresinde 13/11/2017 tarihinde takibe itiraz ettiği ve takibin durduğu anlaşılmıştır.
Davacının; borçlu tarafından yapılan 13/11/2017 tarihli itirazın davacı-alacaklıya tebliğinden itibaren İİK.nun 67.maddesinde belirtilen bir yıllık süre içerisinde mahkememize davayı açtığı anlaşıldığından, açılan davanın süresinde olduğu görülmüştür.
Davalı … yönünden dava şartları incelendiğinde; davacı tarafından icra takip dosyasında … borçlu olarak gösterilmiş ise de; icra takibinin dayanağı davacı ile davalı——— arasındaki sözlü araç satış sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Araç satış sözleşmesinin tarafı olmayan davalı … yönünden davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir.
Davacı ve davalı ——– yönünden davada aktif ve pasif taraf husumetinin sağlandığı anlaşılmış olup taraflar arasında bu hususta çekişme yoktur.
Taraflar tacir olup, delil olarak ticari defterlere dayandıklarından; taraflara inceleme gün ve saatinde belirtilen yıllara ilişkin ticari defter ve kayıtlarını hazır etmeleri aksi halde HMK 220 ve devamı maddeleri gereğince defterlerini sunmayan tarafın ticari defterlerine lehine delil olarak dayanamayacağının ve tekrar sunamayacakları usulüne uygun biçimde ihtar edilmiş; defter inceleme neticesinde dosyamız bilirkişiye tevdii edilmiş olup , bilirkişi mahkememize hitaben sunmuş olduğu raporunda özetle: Davacının 2. Sınıf tacir olduğu dava tarihinde işletme defteri esasına tabi olduğu, taraflar arasındaki uyuşmazlığın ticari ilişkiden kaynaklandığı, davalının dosyaya itiraz dilekçesi sunmadığı, icra dosyasına sunduğu itirazda davacının iddia ettiği ödemeleri inkar etmediği, aralarında sözleşme olduğunu davacının cezai şart ve kaparo ödemekle yükümlü olduğunu iddia ettiği ancak dosyaya sözleşme sunulmadığı, davacının cezai şart veya kaparo ödemekle yükümlü olduğunun ispatlanamadığı, davacının 30.092,00 TL ödeme yaptığına dair ödeme makbuzu ve banka dekontlarından tespit edildiği, bu miktarın davacı alacağı olarak kabul edilebileceği davalı …’in dava konusu alacaktan ayrıca sorumlu olduğuna dair delil olmadığı dava konusu borçtan davalı şirketin sorumlu olduğunun kabul edilebileceği, davacının talebi ve tarafların tacir olması gösterilerek dava tarihinden itibaren Reeskont Avans faizi talep edilebileceği yönünde mütalaa etmiştir.
Bilirkişi raporlarının HMK 280. Maddesi uyarınca taraflara tebliğ edilmiştir. Bilirkişi raporu yeterli, denetlenebilir ve hüküm kurmaya elverişli olduğundan itibar edilerek hükme esas alınmıştır.
Toplanan deliller, icra takip dosyası, dava dilekçesi, cevap dilekçesi, ticari defterler, bilirkişi incelemesi bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davacı ile davalı Şirket arasında sözlü araç alım-satım sözleşmesi imzalanmış, davacı yanın bankadan gelen yazı cevaplarına göre davalı Şirket hesabına 30.092,00 TL ödediği anlaşılmış olup, davalı yanca para hesabına geçmesine rağmen aracın davalı tarafa verilmediği, —- Noterliği’nin —–yevmiye numaralı ihtarnamesi ile de talep edildiği üzere davalı Şirket tarafından sebepsiz zenginleşilen tutarın davacı tarafa iade edilmediği ve davalı Şirket’in 30.092,00 TL tutarında sebepsiz zenginleştiğinin anlaşılmakla; davacının yaptığı icra takibinde davalı yana ödediği miktar tutarında haklı olduğu sabit olduğundan; davalı Şirket tarafından sebepsiz zenginleştiği bedelin davacıya iade edillemediğinden; davalı Şirketin icra takip dosyasındaki itirazının hukuki dayanaktan yoksun olduğu anlaşıldığından; bu bedel yönünden davanın kabulüne karar verilmiş; ———. İcra müdürlüğünün —-esas sayılı dosyasındaki alacak miktarına ilişkin davalı borçlu tarafından yapılan itirazın 30.092,00 TL tutarında iptaline, takibin devamına karar verilmiş;
İcra inkar tazminatı açısından; İcra ve İflas Kanunu’nun 67.maddesinin 2.fıkrası hükmünce, icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Borçlunun itirazının kötü niyetli olması ise yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatı, aleyhindeki icra takibine itiraz eden ve işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bunlardan başka, alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Açıklanan yasal kuralların ışığında takip konusu alacak değerlendirildiğinde, davacının ödediği bedel banka kayıtları ile sabit olup alacak likit kabul edilmekle; kabul edilen miktar üzerinden icra inkar tazminatına hükmedilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
A- Davacının davasının davalı … yönünden pasif husumet yokluğundan REDDİNE
B- Davacının davasının davalı——– KISMEN KABULÜ ile;
1——. İcra müdürlüğünün ——esas sayılı dosyasındaki alacak miktarına ilişkin davalı borçlu tarafından yapılan itirazın 30.092,00 TL için İİK 67 maddesi gereğince İPTALİNE, takibin devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2- Alacak likit olmakla İİK 67 maddesi uyarınca 30.092,00 TL alacağın %20’si icra inkar tazminatının davalı —————‘den alınarak davacı tarafa verilmesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi uyarınca alınması gerekli 2.055,58 TL nin davacı tarafından peşin yatırılan 363,54 TL den mahsubu ile 1.692,04 TL nin davalı————– alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 800,00 TL bilirkişi gideri, 253,80 TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 1.053,80 TL nin davanın kabul edilen kısmına isabet eden 1.053,51 TL si ile 404,64 TL harç gideri toplamı olan 1.458,15 TL yargılama giderinin davalı ————. ‘den alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Karar tarihinde yürürlükte A.A.Ü.T.uyarınca 3.611,04 TL vekalet ücretinin davalı ———– alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafça yatırılan kullanılmayan bakiye kısmının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin karşı, davalıların yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.
12/12/2019