Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/462 E. 2021/380 K. 28.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/462 Esas
KARAR NO : 2021/380
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Vekâlet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/04/2018
KARAR TARİHİ : 28/04/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Vekâlet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile dava dışı ——– —– müvekkili şirkete motorlu taşıt hasarları için yapacağı ödemelere dair,—- belirlenen oran ve miktarlarda yeniden sigorta ettiğini, müvekkili şirketin —– tarihli yetkilendirme yazısı —- görevlendirildiğini, bu kapsamda davalının —— dahil,———-, müvekkili şirket adına hasar talebi ————— tarihinde davalı hesabına ödendiğini, ancak davalının, —– yapılan ödemeyi zimmetine girmiş olmasına rağmen emanet hükmünde olan bu tutarı haksız ve kötü niyetli bir şekilde müvekkili şirkete iletmediğini, —– arasında ——- kaynaklanan bir ihtilaf bulunmadığını, —- müvekkili şirkete olan borcunu davalıya ödediğini, ancak davalının —– müvekkili şirket arasında bulunan sözleşmeye istinaden kendisine iletilen ve emanet hükmünde müvekkili şirket adına yedinde tuttuğu parayı haklı bir sebebi olmaksızın ısrarla ödemediğini, e-mail yazışmalarında davalının müvekkili şirkete ödenmek üzere gönderilen bu parayı haksız olarak uhdesinde tuttuğunu kabul ettiğini, müvekkili şirketin davalı tarafından yapılan kesintileri kabul etmemesinin ve hesaplamalar arasında fark olmasının sebebinin, —- tarafından müvekkili şirkete iletilmek üzere gönderilen —-yalnızca ——–bakiyesi olduğunu, müvekkili şirketin ise ——– tutarındaki —- davalının hak iddia etmesinin kabul edilmediğini, kalan tutarın ——sonrasında devredilen işlerle ilgili olarak davalının brokerlik komisyonunu tahsil ettiği döneme ait olduğunu, dolayısıyla davalının bu dönem için zaten —- aldığından, tekrar komisyon almasının söz konusu olamayacağını, —–bakiyesinin hesaba katılmasının doğru olmadığını, ayrıca – döneminde prim devri yapılmadığını bilakis prim iptali yapıldığı için ——– ait komisyon ücretlerinin de müvekkili şirkete iade edilmesinin gerektiğini, davalının haksız şekilde müvekkili şirkete ait parayı yedinde tutmasıyla ilgili — tarihinde ihtarname gönderildiğini, ——- bulunulduğunu, Hazine Müsteşarlığı’nın ise bu başvuruya istinaden davalının borcunu ivedilikle ödemesi konusunda uyardığını, bunlara rağmen ödeme yapmaması nedeniyle,——-üzerinden, —— tarihinde davalı aleyhine ilamsız icra takibi başlatıldığını, ancak davalının — tarihli dilekçesiyle borca, faize ve ödeme emrine haksız şekilde itiraz ettiğini, davalının, müvekkili şirkete borçlu olduğunu ve icra takibine kötü niyetle itiraz ettiğini ikrar edecek şekilde —- tutarında ödeme yaptığını, ancak bakiye kalan borcunu ödemediğini, bu nedenle ——– davalıya ihtarname gönderilerek, ödenen tutarın —— çerçevesinde öncelikle faiz ve masraflara mahsup edileceği, bakiye kalan borç ödenmediği takdirde borcun sübut etmeyeceği ve hukuki ve cezai süreçlere devam edileceğinin bildirildiğini, bunun üzerine davalının —-tarihli ihtarnameyle, müvekkili şirkete ödediği tutarın icra takibine konu borçla ilgisinin olmadığını bildirdiğini———– tarihli cevabı ihtarnamede ise icra takibine konu alacağa oldukça yakın olan —— tutarındaki yüksek bir meblağın sebepsiz yere ödendiğinin kabulünün ticari hayata ve hayatın olağan akışına aykırı olduğunun bildirildiğini, davalının tüm bu ihtarname ve başvurulara rağmen bakiye borcunu ödemediği için işbu itirazın iptali davasını açma zorunluluğu doğduğunu, davalının müvekkili şirkete ödeme yapması gereken tarihten tam —- hakkında başlattıkları hukuki ve cezai süreçler nedeniyle bir kısmını ödediğini, bakiye kalan borcunu ise aradan ——- rağmen halen ödemediğinin sabit olduğunu belirterek, davalının haksız ve kötü niyetli şekilde yaptığı itirazın iptaline ve icra takibinin kaldığı yerden devamına, icra takibine konu asıl alacağın en az %20’si üzerinden icra inkar tazminatı ve vekalet ücretine hükmedilmesine, davalı tarafından kısmen ödeme yapılan kısmın —- çerçevesinde öncelikle faiz ve masraflara mahsup edilmesine ve —– isleyecek faizi ile birlikte bakiye kalan borç için ödeme tarihine kadar alacağa işleyecek ——— para birimine uygulanan en yüksek mevduat faizi ile birlikte takibin kaldığı yerden devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili —– tarihinde sunulan, aynı tarihli cevap dilekçesinde özetle; davacı yanca ileri sürülen iddialara dayanak gösterilen——yolunun kararlaştırıldığını, görev konusun kamu düzenine ilişkin olup resen nazara alınması gerektiğini, dava konusu alacak iddiasının———dayandırılğından ve ilgili sözleşmenin açık hükmü gereği uyuşmazlıkların çözümünde tahkim yolu öngörüldüğünden davanın usulden reddini talep ettiklerini, davanın dayanağını teşkil eden ödeme emrinin yasal unsurları ihtiva etmemesi sebebi ile iptali hususunda dava açıldığını,——– kararı ile açılan davanın reddine karar verildiğini, karara yönelik yapmış oldukları istinaf başvurusu sunucunda kısmen düzeltilerek ——– sayılı kararı ile reddedildiğini ———- yoluna başvurulduğunu, dosyanın ——– incelemesinde olduğunu, bekletici mesele yapılması gerektiğini,—— neticesinde ödeme emrinin iptaline karar verilmesi durumunda, dava tarihinde geçerli bir ödeme emri bulunmadığından, itirazın iptali davasının görülebirlik koşulunun da bulunmadığının ortaya çıkacağını, harca esas değer ile takip dosyası örtüşmediğinden talep sonucunun açıklattırılmasını ve belirlenecek noksan harcın ikmal ettirilmesini talep ettiklerini, takip dayanağı olarak müvekkilinin tarafı olmadığı bir sözleşme gösterilerek, ödeme emrinde dayanak belgeler eklenmeksizin başlatılan takibe itiraz edildiğini, karşı yanın muaccel bir alacağının bulunmadığını, müvekkilinin, sigorta ve reasürans alanında faaliyet gösteren bir sigorta şirketi olduğunu, motorlu taşıt hasarlarına ilişkin — tahsilatları için plasman reasürörlerinden biri olan——– tahsilat yapmak üzere yetkili olduğunu, davacı şirket ile müvekkili arasında bu kapsamda çalışma söz konusu olduğunu, buna göre —— ilettiği hasar tahsilat talepleri üzerine ——— yapılan onay ve hesaplama sonrası söz konusu tahsilatların müvekkile gönderileceği ve taraflarca mutabakat yapıldıktan sonra kararlaştırılan periyotlarda ödemelerin yapılacağının kararlaştırıldığını, karşı yan ile ilgili periyot dönemlerine ilişkin mutabakat sağlanamadığını, bu nedenle davacı yanın müvekkili nezdinde muaccel bir alacağının da olmadığını, taraflar arasında geçmişe dönük mutabakat sorunu olduğunun ortaya çıktığını, dava konusu alacak iddiasının da karşı yanın tek taraflı hesabına dayandığını, bu nedenle mutabakat sağlanmadan ödeme yapılması anlaşma gereği de mümkün görünmediğinden ve ödeme periyodları buna göre belirlendiğinden takip tarihi itibarıyla karşı yanın muaccel bir alacağının bulunmadığını, davacı ——— bulunan sözleşme gibi başkaca sigorta şirketlerinin de benzer çalışmaları kapsamında müvekkilinın yetkilendirildiği tahsilatları söz konusu olup, bu nedenle farklı şirketlerin de alacakları bulunduğundan mutabakat yapılmadan ödeme yapılmasının mümkün olmadığını, karşı yanın, mutabakat sağlanmış kesin bir alacak varmış gibi feveranlarla ileri sürülen alacak iddiasının gerçek dışı ve sebepsiz zenginleşmeye yönelik olduğunu, hiçbir surette kabul manasına gelmemek üzere, karşı yanca dahi alacak iddiası ve miktarının kat’i delillerle ispat olunamadığı ve mutabakatsızlığın kabul edildiği nazara alındığında likit olmadığı ortada olan yargılamaya muhtaç alacak iddiasına yönelik inkar tazminatı talebinin yasal koşullarının oluşmadığını, temerrüt söz konusu olmadığından işlemiş faiz talebinin hukuka aykırı olduğunu, fiilen uygulanan oranları aşan takip talebi ile talep olunan faiz oranın fahiş olduğunu, takip kötüniyetli olduğundan kötüniyet tazminatı taleplerinin olduğunu belirterek, öncelikle tahkim şartı öngörüldüğünden görev yönünden davanın reddini, soyut ve kat’i delillerle ispat olunamayan, mutabakat sağlanmadığı kabul edildiği halde muaccel olmayan kendi içerisinde çelişkili mesnetsiz alacak iddiasına dayalı davanın reddini, karşı yan takibinde kötüniyetli olduğundan %20’den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili —- tarihinde sunulan, ———- dilekçesinde özetle; davacının, dava dilekçesinde ileri sürdüğü hususlara itiraz ettiklerini, müvekkili şirketin davalı şirket tarafından verilen yetkiye istinaden gerekli işlemleri yerine getirdiğini, müvekkili şirketin ——— uyarınca; alım satım işlerinde kişi veya kuruluşların temsilcisi olarak aracılık yaparak ancak bu aracılık işlemini temsilcisi olduğu kuruluş için ve fakat kendi namına yürüttüğünü,———–imzalandığını ve imzalanan bu sözleşme uyarınca da müvekkili şirketin, taraflar arasındaki tüm işlemlerin iletileceği ve haberleşmenin yapılacağı aracı olarak tasdiklendiğini, ——- bizim adımıza prim ödemesi veya iade primleri almaya ve şirketimizin hak ve çıkarlarını korumak için gerekli eylemleri yürütmeye” dair ———– davacı şirket adına aracılık işlemlerini yürüten müvekkili şirketin hesabına ancak davacı şirketin namına ait olmamak kaydı ile ———– yatırıldiğini ve bunun üzerine müvekkili şirketin sözleşmeden kaynaklı kesintileri yaparak davacı hesabına———- yapmak üzere gerekli işlemleri başlattığını, bu sürecin akabinde gerek davacı şirket ile arasında üç aylık cari hesap mutabakatının bulunmaması gerekse de diğer sözleşmesel kesintilerin neler olduğunun ve müvekkilinin hesabına gelen paranın hangi kalemlerden oluştuğunun tespitinin yapılamaması sebebi ile müvekkili şirket tarafından talep tarihinde davacı şirkete ödeme yapılamadığını, kaldı ki davacı şirket de aynı belirsizlikler nedeni ile hesaplarına yatacak miktara ilişkin müvekkili şirkete onay veremediğini, zira müvekkili şirketin ——-olması nedeni ile birden fazla sigorta şirketi ile çalışmasının işin doğası gereği olduğunu, hesabına kendi adına gelen paranın —— yaptığı hangi sigorta şirketine ve hangi miktarda ait olduğunu tespit etmesinin de zaman aldığını, davacı şirket tarafından müvekkili şirket hesabında ve yine müvekkili şirket adına bulunan paranın talep edilmesinin ve takip başlatılmasının hukuka aykırı olduğunu, —— müvekkili şirket hesabına yatan meblağ üzerinde ihtilaf bulunduğunu, birçok sigorta şirketinin aracı kurumu rolünü üstlenen müvekkili şirketin, kendi hesabına yatan ve üzerinde ihtilaf bulunan ———- araştırma yapmadan ve paranın kimin adına yatırılmak üzere müvekkili şirket hesabına yatırıldığını netleştirmeden davacı şirket adına ödeme yapmasının mümkün olmadığını, müvekkili şirketin dava konusu olaya ilişkin borcunun bulunmaması nedeni ile davacı şirket tarafından başlatılan takip haksız olmakla birlikte müvekkili şirket tarafından davacı şirket hesabına baskı altında ödeme yapıldığını, davacı şirket tarafından müvekkili şirket yetkilileri hakkında güveni kötüye kullanma suçundan———– numarası ile suç duyurusunda bulunulduğunun belirtildiğini ancak ilgili soruşturmada savcılık tarafından kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin karar verildiği bilgisine dava dilekçesinde yer verilmediğini, müvekkili şirket aleyhine müeccel, soyut ve hukuka aykırı faiz oranları ile fahiş taleplere yönelik başlatılan icra takibine, borcu bulunmaması nedeni ile itiraz eden müvekkili şirket aleyhine açılan davanın haksız olduğunu, müvekkili şirketin davacı şirkete hiçbir borcu bulunmaması nedeni ile açılan davanın reddine, davacı şirketin %20’den aşağı olmamak kaydı ile kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dosyamızda mevcut dava konusu—– bir örneği incelendiğinde; Davacı/alacaklı tarafından, davalı/borçlu aleyhine,——– alacak için başlatılan takip olduğu, davalı/borçlunun itirazı üzerine takibin durduğu, ödeme emrinin iptali için ——– dosyası ile —-tarihinde açılan davanın, Mahkemenin——- sayılı kararı ile reddine karar verildiği görülmüştür.
Mahkememizce—— tarihli 3.celsede; ” Tahkim ilk itirazı süre uzatım süresi içinde verilmiş olmakla birlikte incelenen sözleşme çevirisine göre davalının sözleşmenin tarafı olmadığı anlaşılmakla, tahkim ilk itirazının esas hükümle birlikte yasa yolu açık olmak üzere reddine ” karar verilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Davalı vekilinin ——– tarihinde bilirkişi raporuna itirazlarını sunduğu dilekçesi ile; bilirkişi heyetinin tarafsızlığını kaybettiğini ve bu sebepten bilirkişi heyetinin düzenlediği raporun kabulü mümkün olmadığından farklı bir bilirkişi heyeti oluşturularak yeniden rapor alınmasını talep etmiş olup, Mahkememizin ——— tarihli ara kararı ile ” Bilirkişinin reddi sebepleri HMK’nun 272/1 maddesi göndermesiyle 36.maddesinde düzenlenmiş olup, bu madde kapsamında davalının bilirkişiyi red gerekçesi yerinde görülmediği gibi red talebi de süresinde olmadığından, davalının bilirkişiyi red talebinin, esas hükümle birlikte İstinaf yolu açık olmak üzere reddine, ” karar verilmiştir.
Dava konusu takipte ödeme emrinin iptali talebiyle —-açılan davada verilen red kararının,——tarihli kararı ile kaldırılarak, yeniden hüküm kurulduğu ve davanın —- verildiği, bu kararın Yargıtay incelemesinden geçerek — tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
İcra takibinde itirazın süresinde olduğu, itirazın iptali davasının da yasal sürede açıldığı anlaşılmıştır.
Bu davada, davacı borçlunun ——–ödediğini beyan ederek öncelikle icra faiz ve masraflarından düşülmek suretiyle kalan bakiye üzerinden taklibin devamını istemektedir.
Dava tarihi —— belirlenmiştir. Borçlunun kısmı ödemesi takipten sonra ancak davadan önce olmuştur.
Taraflar arasındaki sözleşme, mail yazışmaları, ihtarlar,——– soruşturma dosyası,——– mahkemesinin davalı tarafından icra takibine karşı açılan şikayetin reddine ilişkin karar ve kesinleşme şerhi celp ve ibraz edilmiş, tarafların delilleri ve ticari kayıtları üzerinde dosyayla birlikte bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Bilirkişi incelenmesinde, davacının ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun tutulduğu, sahibi lehine delil niteliği taşıdığı anlaşılmıştır.
Davacı ile dava dışı —— arasında reasürans ilişkisi bulunduğu, bu ilişkide davalı —— işletme arasındaki tüm işlem ve iletişimlerde aracılık hizmeti vereceği ve —–sözleşmenin tarafları, davacı ile dava dışı —- kararlaştırıldığı anlaşılmaktadır.
Davacının ——– danışman olarak görevlendirdiği, aradaki uyuşmazlığın davalı broker tarafından davacı adına yatan paradan yaptığı kesintilerde haklı olup olmadığı hususundan kaynaklandığı anlaşılmaktadır.
Davacı tarafından dosyaya sunulan dekonta göre, dava dışı ——-gönderildiği anlaşılmaktadır. Yine davacı tarafından dosyaya sunuşan havale belgesine göre, davalı tarafından davacıya —— tutarlı havale işlemi yapıldığı anlaşılmaktadır. Dava dışı ——— tarihinde yapılan ödemeden bir takım kesintilerin davalı tarafından yapılması suretiyle takip tarihinden sonra davacı şirkete yukarıda belirtilen ödemeyi yaptığı anlaşılmaktadır. Davalının yapmış olduğu kesintilerin sözleşmeye ve yasaya uygun olup olmadığı belirlendikten sonra bakiye davacı alacağı olup olmadığı anlaşılacaktır.
Davalı şirket tarafından davacı şirkete yapılan ödeme sırasında uygulanan kesintilere ilişkin açıklamalar bilirkişi raporunda tablo halinde sunulmuştur. Bu tabloya göre davalı şirket tarafından — olarak kendisine —- gönderilen tutardan;—– raporunda belirtilen mutabakatsız———- ödenecek prim tutarı başlıklarıyla kesintiler yaptığı anlaşılmaktadır. Dosyada sunulan deliller ve belgeler incelendiğinde taraflar arasında broker tescil belgesi dışında, taraflar arasındaki —— ilişkisinden kaynaklanan hak ve borçları gösteren herhangi bir yazılı belge bulunmadığı anlaşılmaktadır. Ayrıca davalı tarafından yapılan kesintilerin ve tutarların haklı olduğunu gösteren bir bilgi ve belge de sunulmamıştır.
Bilirkişi tarafından yapılan tespitlere göre; davalının —–dönemlerine ait, iptal edilen poliçe primleri sebebiyle prim iadelerine ilişkin olarak, daha önce dava dışı—- gereği devrine aracılık ettiği prim üzerinden——- oranında almış olduğu —-ücretinden iptal edilen prim tutarı üzerinden hesap edilen — davacı firmaya ödenmek üzere , dava dışı —- iade etmesi gerektiği, ancak dava dışı— nezdindeki hesap bakiyesini, davacı şirkete ödemiş olması sebebiyle, davalı şirketin — kendisine ödenen—-ekleyerek davacıya göndermesi gerektiği, bu durumda davacının takip tarihi itibariyle davalıdan — alacağının bulunduğu anlaşılmıştır. Bilirkişi tarafından davacı şirket adına, davalı şirkete gönderilen — tutarın gönderildiği —tarihinde, davacının aslında — alacağını göndermesi gerektiğinden, alacağın —- tarihinde muaccel hale geldiğinden yola çıkılarak 3095 sayılı yasanın 4/a maddesine göre takip tarihine kadar yapılan işlemiş faiz hesabına göre davacının —— işlemiş faiz talep edebileceği, ancak takip talebinde davacının —– işlemiş faiz talep ettiğinden taleple bağlı kalınması gerektiği ve davacının takip ve davada haklı olduğu kanaatine varılarak davanın kabulüne, ödeme tarihi itibariyle o tarihe kadar işlemiş faiz ve masraflar ödenen tutardan düşülmüş olduğundan takipteki asıl alacağa ödeme tarihinden itibaren faiz işletilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kabulü ile davalı borçlunun —-dosyasında takibe itirazının iptali ile takibin —- alacak üzerinden devamına,
2-Bu tutara ödeme tarihi olan—— tarihinden itibaren 3095 sayılı Yasanın 4/a maddesine göre faiz yürütülmesine,
3-Kabul edilen tutar üzerinden hesaplanacak %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Alınması gereken 220.986,28 TL karar harcına karşılık dava açılırken alınan 35,90 TL peşin harç ve icra dosyasında alınan 60.287,98 TL harcın mahsubu ile bakiye 160.662,40 TL harcın davalıdan tahsiliyle hazineye irad kaydına,
5-Davacı tarafından bu davada yapılan; 5.000,00 TL bilirkişi gideri, 244,70 TL posta gideri ve 77,00 TL harç gideri olmak üzere toplam 5.321,70 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı lehine AAÜT uyarınca taktir edilen 120.975,50 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 28/04/2021