Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/461 E. 2019/760 K. 27.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2018/461 Esas
KARAR NO : 2019/760

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/09/2017
KARAR TARİHİ : 27/06/2019

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili 29/09/2017 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkil şirketin faaliyet alanı içerisinde toplu yapılara ve özellikle bu doğrultuda sitelere danışmanlık hizmeti verdiğini,diğer müvekkil … ise şirketin sahibi ve yetkilisi olduğunu, müvekkil şirket ile davalı ….——-yönetimini yürütmekte olan diğer davalı …— Arasında 10.11.2014 tarihli, bina tesis yönetimi hizmeti alımlarına ait tip sözleşme akdedildiğini, 24.02.2016 tarihinde fesih edildiğini, bu tarihe kadar devam ettiğini, sözleşme süresince müvekkil şirket tarafından davalı site yönetimine muhasebe, temizlik, bahçe ve havuz bakımı ile peyzaj hizmetleri ve benzeri işlemler sağlandığını, sözleşmenin devam ettiği dönemde dava dışı —————–. site elektriğinin kendileri tarafından tedarik edilebileceği yönünde site yönetimine teklif sunduğunu, site yönetiminin teklifi uygun bulduğunu, müvekkil şirket ile dava dışı——————-. arasında “alçak gerilim elektrik enerjisi satışına ilişkin perakende satış sözleşmesi” akdedildiğini, bu sözleşme müvekkil şirket tarafından sehven imzalandığını, davalıların kendilerinin kullandığı elektriğe ilişkin fatura bedellerinin birkısmı ödenmemiş ve müvekkil aleyhinde haksız, hukuka aykırı bir biçimde icra takibine başlandığını, müvekkilin kendine ait olmayan borç dolayısıyla menkul vegayrimenkul malları haczedildiğini, bunun üzerine dava dışı —————— ile 17.04.2017 tarihinde sulh sözleşme akdedildiğini, bu sözleşme uyarınca icra dosyasına ilişkin borç bedeli olan 8.020,00-TL ödeme haricen yapıldığını,müvekkilin davalılar adına tedarik sözleşmesi imzalama yetkisi bulunmayıp sözleşmeye dayalı herhangi bir elektrik kullanımı da söz konusu olmadığını,bu sebeple müvekkillerin elektrik borcu hususunda herhangi bir sorumluluğu da bulunmadığını, yukarıda arz ve izah edildiği üzere haksız ve hukuka aykırı bir biçimde ödenmek zorunda kalınan 8.020,00-TL bedelin davalılarca müvekkillerine ödenmesine, avukatlık ücreti ve yargılama giderlerinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı …————–vekili cevap dilekçesinde özetle; dava, davacılarla imzalanan elektrik sözleşmesi kapsamında davacılarca ödenen bir bedelin müvekkilden rücusuna ilişkin olup, müvekkil davacılar tarafından ödendiği iddia edilen elektrik sözleşmesinin tarafı olmadığı gibi müvekkilin davacılara böyle bir borcu bulunmadığını,davacı …’nun iş bu davayı açmaya hakkı bulunmadığından davacının taraf sıfatına itiraz ettiklerini, dava dilekçesi HMK 119/1-d-e-f maddelerine uygun hazırlanmadığından reddini talep ettiklerini, davacının davası ve talebi zamanaşımına uğradığını, reddini talep ettiklerini, davacı şirketin sözleşme imzalarken sözleşme içeriğini incelememesi ve sehven şirket nam ve hesabına imza ve kaşe atması hayatın olağan akışına aykırı olduğunu,davacının sehven kendisi sanarak bir sözleşmeyi imzaladığı iddiası hukuki dayanaktan yoksun gibi asılsız olduğunu, davacı şirket müvekkil şirkete hiçbir bildirimde bulunmadığını, davacılara herhangi bir borcu bulunmadığını, yukarıda arz ve izah edildiği üzere davanın reddine, alacağın %20 den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, dava masrafları ile ücreti vekaletin davacıya yükletilmesine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı taraf, diğer davalı ….———— Arasında —- tarihli, bina tesis yönetimi hizmeti alımlarına ait tip sözleşme akedildiğini, 24.02.2016 tarihinde fesih edildiğini, bu tarihe kadar devam ettiğini iddia ettiğini, sözleşme fesih edildikten sonra site yönetimini devralan müvekkil—- Yöneticiliği’ne davacı tarafından siteye ait elektrik kullanımına ilişkin bir fatura ibraz edilmemiş ve herhangi bir bildirim yapılmadığını, müvekkil site yönetimi siteye gelen tüm faturaları zamanında ödediğini, bu süreçte ödenmediğini iddia ettiği elektrik borcundan dolayı da herhangi bir elektrik kesintisi de yaşanmadığından, müvekkilin böyle bir durumdan şifahen haberinin olması da mümkün olmadığını, davacının sözleşme içeriğini dahi okumadan sehven sözleşme imzalayan şirket yetkililerinin basiretli iş adamı gibi davranmadığının açık olduğunu, sözleşmenin 24.02.2016 tarihinde karşılıklı olarak feshinden sonra davacı şirket elektrik tedarik hizmetini sağlayan elektrik firmasına durum ile ilgili hiçbir bildirimde bulunmadığını, davacı şirket, dava dışı elektrik şirketi tarafından kendisi adına tahakkuk ettirilen faturalara neden itiraz etmediğini, müvekkile yapılan bir ihtar ve bildirimde sözkonusu olmadığını, davanın pasif husumet yokluğu nedeni ile reddine karar verilmesine, —————- davanın ihbar edilmesine, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine, dava masrafları ile ücreti vekaletin davacıya yükletilmesine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
İNCELEME VEGEREKÇE
Taraflar arasındaki davaya konu uyuşmazlık davacıların haksız yere ödemiş olduklarını idda ettikleri bedelin sebepsiz zenginleşme hükümleri çerçevesinde iadesine ilişkin alacak davasıdır.
İstanbul Anadolu ——-.İcra Müdürlüğünün 2017/3899 E sayılı dosyası dosyamız içine alınmış ve yapılan incelemede Dosya alacaklısının——olduğu dosya borçlusunun ———————-ve … olduğu takip çıkışının miktarının 6.592,03 TL olduğu takip dayanağı elektrik faturalarında abone olarak ——.Ltd.Şti olduğu, dosyada mübrez 17.04.2017 yürürlük tarihli Sulh sözleşmesinde ———— ile dava dışı —– arasında sulh sözleşmesi yapıldığı aynı tarihli makbuz düzenlendiği, 17.04.2017 tarihli taleple alacaklı vekilinin dosyayı haricen tahsil ettiği beyanında bulunduğu anlaşılmıştır. İcra dosyasının borçluları mahkememiz dosyasının davacılarıdır. Davacılar davalıların kullanmış olduğu elektrik bedelinin ( elektrik abonelik sözleşmesinin sehven davacı ————tarafından imzalanması sebebiyle ) kendileri tarafından ödendiğini, kullanımın kendi taraflarından yapılmadığını bu sebeple ödedikleri bedeli istedikleri anlaşılmıştır.
Dosyamız içine Alınan————— dönemi ————- ait tip sözleşme , Fesih protokolü , —- satışına ilişkin Parekende satış sözleşmesi , faturalar, incelenmiş tarafların ticari defterleri üzerinde mali müşavir bilirkişi aracılığı ile inceleme yaptırılmıştır.
Delillerin değerlendirilmesi sonucunda davacı adına elektrik faturaları düzenlendiği, ödenmemesi üzerine icra takibi başlatıldığı, sulh olunarak haricen ödendiği, davalılardan Pusula ———— ile imzalanan 10.11.2014 tarihli sözleşmenin içeriğinin muhasebe, danışma, temizlik, bahçe, havuz hizmeti ve —– ilişkin tüm site maliklerinin faydasına gerekli tüm işlemlerin davacı şirket tarafından yapılması olduğu site yönetimi yada sitede kullanılacak elektrik enerjisi aboneliği hakkında bir hüküm içermediği, davalı … ——————– nin böyle bir talebinin olmadığı nazara alındığında bu davalıya husumet yöneltilemeyeceğinden bu davalı yönünden davanın husumet yokluğundan reddine karar vermek gerekmiştir.
Diğer davalı …’nin davada taraf olabilme durumu incelendiğinde T.c Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Esas: ———— Karar Tarihi: 13.12.2017 kararında ‘…634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu’nun “Genel kurul” başlıklı 27’nci maddesinde, “Anagayrimenkul, kat malikleri kurulunca yönetilir ve yönetim tarzı, kanunların emredici hükümleri saklı kalmak şartıyla, bu kurul tarafından kararlaştırılır.” düzenlemesi yer almaktadır. Kanunun 69’uncu maddesine göre toplu yapı kapsamında bulunan parsel ve parsellerdeki birden çok bağımsız bölümü kapsayan ana yapıda ortak yerleri bulunan blok yapıların her biri, kendi sorunlarına ve yalnız o bloğa ait ortak yerlere ilişkin olarak, o blokta bulunan bağımsız bölüm maliklerinden oluşan blok kat malikleri kurulunca yönetilir. Yine aynı Kanunun 34’üncü maddesinin birinci fıkrası, “Kat malikleri, ana gayrimenkulün yönetimini kendi aralarından veya dışarıdan seçecekleri bir kimseye veya üç kişilik bir kurula verebilirler; bu kimseye (Yönetici), Kurula da (Yönetim Kurulu) denir.” şeklinde düzenleme içermekte, aynı Kanunun “Genel yönetim işlerinin görülmesi” başlıklı 35’inci maddesinde de yönetici veya yönetim kurulunun görevleri sayılmış olup, (i) bendinde “Kat mülkiyetine ilişkin borç ve yükümlerini yerine getirmeyen kat maliklerine karşı dava ve icra takibi yapılması ve kanuni ipotek hakkının kat mülkiyeti kütüğüne tescil ettirilmesi” şeklindeki ifadesi ile dava açma hakkı düzenlenmiştir. 38’inci maddenin ikinci fıkrasında 14.11.2007 tarihinde yürürlüğe giren 5711 sayılı Kanununun 19’uncu maddesi ile yapılan değişiklik ile “Kat malikleri kurulu, ada temsilciler kurulu veya toplu yapı temsilciler kurulu kararlarının iptaline ilişkin davalar, kat maliklerini temsilen yöneticiye, toplu yapılarda ise ada temsilciler kurulu veya toplu yapı temsilciler kurulunca seçilen yöneticiye husumet yöneltilmesi suretiyle açılabilir.” şeklindeki düzenleme getirilmiştir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 28.06.2006 gün, 2006/18-483 E., 2006/473 K. sayılı kararında da belirtildiği üzere kat malikleri kurulunun tüzel kişiliğinin bulunmadığı tartışmasızdır. Ancak kanun koyucu tüzel kişiliği bulunmayan bu kurula 634 sayılı Kanun’un 35’inci maddesi ile; bu kanundan doğan yetki ve görevleri kapsamındaki bazı iş ve işlemlerde kat maliklerini temsilen hukuki ilişki kurma ve dava takip yetkisi vermiştir. Ne var ki ana taşınmazın genel yönetimi dışında kalan işler için yöneticinin dava takip yetkisi bulunmadığının kabulü gerekir (——————-).” şeklindedir. Yargıtayın bu kararı değerlendirildiğinde siteyi oluşturan bağımsız bölümlerin kullandığı iddia edilen elettirik enerji bedelinin ödenmesi suretiyle tüzel kişiliği olmayan ve bu kapsamda taraf ve dava ehliyeti bulunmayan site yönetiminin taraf gösterilmesi mümkün olmadığından bu davalı hakkında açılan dava taraf ve dava ehliyeti yokluğundan red edilmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-Pusula ——————-. Hakkında açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine,
2-Pusula ——hakkında açılan davanın HMK 114/b gereğince taraf dava ehliyetine sahip olmadığından reddine,
3-Alınması gereken 44,40-TL karar harcına karşılık peşin alınan 136,97-TL harçtan alınarak ile bakiye 92,57-TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Bakiye gider avansının talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı