Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/443 E. 2021/132 K. 11.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/443 Esas
KARAR NO: 2021/132
DAVA: İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/04/2018
KARAR TARİHİ: 11/02/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı bankanın dava dışı —–kullandırdığı krediden davalının müteselsil kefil safatıyla sorumlu olduğunu, davalıya —– hesap kat ihtarnamesiyle ihtar edildiysede ihtarın sonuçsuz kaldığını, borcun ödenmemesi üzerine ——–dosyası ile başlatılan takibe davalı tarafından itiraz edildiğini, itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin davacının kredi borçlusu ——— yevmiye nolu —- sözleşmesi ile ayrıldığını, şirket borçları ve kredi sözleşmeleri için yeni bir kefil bulunması gerektiğinin davacıya —- tarihinde bildirildiğini, buna rağmen borçlandırma işlemlerine devam eden bankanın kusurunun bulunduğunu, müvekkilinin —- imzaladığını, sözleşme limitinin —-tarihinde —– arttırmakla beraber, deliller ibraz edilmediğinden imza ve yazılara karşı itiraz etme hakkını saklı tuttuklarını, daha sonra davacı banka tarafından müvekkili ve diğer ortaklara —- tarihli—– imzalatıldığını, banka tarafından dava dışı asıl borçlu —- müvekkiline gönderilen—- yevmiye numaralı ihtarname ile —– talep edildiğini, müvekkilinin hesap kat ihtarnamesinde yazılı olmayan borçtan, sonradan ortaya çıkan teminat mektubu borcundan veya diğer borçlardan sorumlu olmasının beklenemeyeceğini, paraya çevrilmeyen —— teminat mektubunun hesap kat ihtarnamesi ile borçlulardan talep edildiğini, muaccel olmayan bir borcun hesap kat ihtarnamesine yazılması ve kredi borçlularından talep edilmesinin mümkün olmadığını, davalı bankaya ortaklıktan ayrıldığı tarih itibariyle kefaletten doğan borcun bulunup bulunmadığının sorulduğunu, davalı banka —— istinaden borç bulunmadığını bildirdiğini, sonrasında kullanılan çek kredisinde gecikmenin olması ve keşide edilen çeklere ilişkin bankaya borçlu olması, ortaklıktan ayrıldığı tarihten sonra söz konusu kredi sözleşmesi nedeni ile borcun çıkarılması, kullanılan krediler nedeni ile sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, müvekkilinin tacir olmadığından kredi sözleşmesinin tamamından sorumlu tutulamayacağını, şirket ortaklığından ayrıldıktan sonraki işlemlerden sorumlu tutulamayacağını ancak ortaklık payı ölçüsünde ve ayrılma tarihindeki borç miktarına göre sorumlu tutulabileceğini, —- muvafakati alınmadığını, sözleşme kurulduktan sonradan alınan ve müvekkilinin eşi eli ürünü olmayan tarihi kabul etmediklerini, tüm borçlu eşlerinin imzaladığı muvafakat aynı el ürünü —– tarihi yazıldığını, eş muvafakatinin usulsüz ve sonradan imzalatılması sebebiyle kefalet sözleşmesinin geçerli olmadığını, müvekkilinin tacir olmadığından bankanın belirlediği şekilde temerrüt faizi işletilmesinin mümkün olmadığını, icra inkar tazminat talebinin haksız olduğunu, beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE;
Dava, hukuki niteliği itibari ile ticari kredi kullanımına dayalı alacaktan kaynaklanan icra takibine yapılan itirazın iptali davasına ilişkindir.
——– getirtilerek dosyamız içine konmuştur. İcra takibi incelendiğinde, ödeme emrinin borçluya — tebliğ edildiği, borçlunun borca ve ferilerine —-tarihinde itiraz ettiği, hem icra takibine itirazın hem de iş bu itirazın iptali davasının süresinde açıldığı anlaşılmıştır.
Davacı banka, dava dışı borçlu —- kapsamında kredi kullandırıldığını, davalının ise kredinin müteselsil kefili durumunda olduğunu, kredi geri ödemesinin yapılmaması nedeniyle borçlulara noter aracılığıyla hesap kat ihtarnamesi gönderildiğini ve ardından icra takibi başlattıklarını iddia etmiştir.
Davalı ise, şirket hisselerinin devredildiğini ve devir olgusunun bankaya bildirildiğini, tarafların son olarak —-tarihinde —- imzaladıklarını, sorumluluğun buna göre olması gerektiğini, hesap kat ihtarnamesinde yer almayan sonradan muaccel hale gelen borçtan sorumlu olmadığını, kefalet sözleşmesinin geçerli olmadığını, sözleşmede eş muvafakatinin alınmadığını, eş rızasının sonradan alındığını, tarihin geriye yönelik olarak yazıldığını, ayrıca işletilen faiz oranının yüksek olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Tarafların bildirmiş olduğu kayıt ve belgeler toplandıktan sonra bankacı bilirkişi ile ticari nitelikli hesaplamalar uzmanı bilirkişilerden oluşan bilirkişi heyetinden rapor aldırılmıştır. Dosyaya sunulan — tarihli bilirkişi heyeti raporu uyarınca; davacı banka ile dava dışı borçlu —-Arasında—-tarihlerinde imzalanan —- bulunduğu, davalının da bu sözleşmelerin müteselsil kefili durumunda olduğu, davalının eşi ——- tarafından — tarihli sözleşmeye verilmiş eş muvafakatının bulunduğu, kredi geri ödemesinde sorun yaşanması nedeniyle davacı banka tarafından dava dışı asıl borçlu ve kefillerle birlikte davalıya ——- yevmiye numarası ile hesap kat ihtarnamesi gönderildiği, ihtarnamenin davalıya tebliğ edildiği, borcun ödenmemesi üzerine davacı banka tarafından hesabın kat edilerek davalı ve diğer borçlular aleyhine icra takibi başlatıldığı, takip tarihi itibariyle davacı bankanın —– asıl alacak, — temerrüt faizi, — gider vergisi, —ihtiyati haciz vekalet ücreti, — gayrinakit depo bedeli olmak üzere toplam —- alacaklı olduğu anlaşıldığından bu tespitler ışığında davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Davalı her ne kadar —- nedeniyle kefaletinin geçersiz olduğunu savunmuş ise de; davalı anlatımları ile davaya dayanak olan —- davacının eşi —-muvafakatının bulunduğu sabittir. Davalı, bu rızanın sözleşme tarihinde değil, daha sonraki bir tarihte alındığını ancak tarihin sözleşme tarihi olarak sonradan doldurulduğunu iddia etmektedir. İmzanın davalının eşine ait olduğu kabul edildiğine göre, sözleşmedeki eş rızası tarihinin sonradan doldurulduğunun yazılı delillerle ispatı gerekir. Davalının bu durumu ispat edebilecek yazılı bir delil sunmadığı görülmekle —– eş rızasının usulüne uygun olarak alınmış olduğu görülerek aksi yöndeki itirazlar kabul edilmemiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kısmen kabulü ile; davalının icra dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptaline, takibin — asıl alacak, — temerrüt faiz — gider vergisi,–ihtiyati haciz vekalet ücreti, —-toplam — üzerinden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
Alacağa takip tarihinden itibaren gayrinakit depo bedelinin henüz ödenmediği görülmekle ödeme yapılırsa ödendiği tarihten itibaren —– oranında faiz ve — tutarındaki tazmin bedeli ile — alacak bölümü için yıllık – oranında faiz; — tutarındaki alacak bölümü için yıllık —– oranında gider vergisi uygulanmasına,
2-Alacak likit ve itiraz haksız olduğundan alacağın %20 ‘si oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacı tarafa verilmesine,
3-Alınması gereken 32.771,89-TL karar harcının, davacı tarafından peşin yatırılan 5.981,66-TL harçtan mahsubu ile bakiye 26.790,23-TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından bilirkişi ve tebligat ücreti olarak yapılan 3.195,00-TL yargılama giderinin davanın ret ve kabul oranı dikkate alındığında bakiye 3.135,54-TL’si ile 5.981,66-TL peşin harç, 35,90-TL başvuru harcı toplamı 9.153,10-TL’nin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, arta kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan 51,05-TL yargılama giderinin davanın ret ve kabul oranı dikkate alındığında bakiye 0,95-TL’nin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine, arta kalan kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
6-Davanın kabul oranı dikkate alındığında davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT göre takdir olunan 41.037,62-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
7-Davanın ret oranı dikkate alındığında davalı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AÜÜT göre takdir olunan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
8-Taraflarca yatırılan ancak sarf olunmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere tarafların yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.11/02/2021