Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/412 E. 2019/493 K. 02.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/412 Esas
KARAR NO : 2019/493
DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 06/04/2018
KARAR TARİHİ: 02/05/2019
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkiline ait olan ve davalı sigortacı tarafından kasko sigortası sağlanan ——- plakalı kapalı kasa kamyonetin ——- tarihinde çalındığını, durumun sigortaya ihbar edildiğini, aracın 2 gün sonra bulunduğunu, davalı sigortacının açtığı hasar dosyasından davacının bir kısım hasarının tazmin edildiğini ancak davalı sigortacının, kamyonetin kasası üzerinde oluşan hasar bedelini, kasa olmadan kamyonetin hiçbir fonksiyonunu yerine getiremeyeceğini göz ardı edip ödemediğini, oysa kapalı kasa kamyonetin kasası üzerinde oluşan ve/veya yokluğundan kaynaklanan zararın da davalı sigortacının düzenlediği poliçe teminatı kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini, aracın kasasının da sigorta kapsamında olduğunu ileri sürerek poliçe kapsamında 5.000,-TL. tutarında maddi tazminatın, davalının davacı karşısında temerrüde düştüğü 03.08.2012 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
SAVUNMA :Davalı vekilinin cevap dilekçesinde, özetle, Somut olay sonrası davalı sigortacının davacının uğradığı zararı yaptırdığı ekspertizle tespit ettirdiğini ve——– TL. olarak tazmin ettiğini, davacının derdest davaya konu ettiği araç kasasındaki zararın ise aracın kasasının poliçe kapsamında sigortalı sayılamayacağından yerinde olmadığını, aracın riziko anındaki kasalı fiyatının sigorta bedelinin üzerinde ve 22.000,00 TL’den başlamasının da bu durumu açıkça ortaya koyduğunu, bayiden sadece kupası alınıp üzerine sonradan isteğe göre açık ya da kapalı olarak monte edilen kasaların kasko poliçesi kapsamında değerlendirilemeyeceğini öne sürüp müvekkilinin tanzim ettiği poliçe kapsamında değerlendirilebilecek tüm hasarı somut olay için zaten tazmin ettiğinden, davacının derdest davaya konu ettiği ancak davalının düzenlediği poliçe kapsamına girmeyen tazminat isteminin reddine karar verilmesini talep ettikleri anlaşılmıştır.
İNCELEME ve GEREKÇE :
Dava, hukuki niteliği itibari ile kasko sigortası poliçesi kapsamında tazminat istemine ilişkindir. Yöntemine uygun duruşma açılmış taraf kanıtları toplanmıştır. Uyuşmazlık noktaları resen belirlenerek bilirkişi raporu alınıp sonuca gidilmiştir.
Tarafların iddia ve savunmaları kapsamında ileri sürdükleri deliller, kasko sigorta poliçesi genel ve özel şartları, denetlenmesi üzerine hükme esas almaya yeterli ve elverişli olduğu sonucuna ulaşılan 03/09/2014 tarihli bilirkişi rapor ve içeriği ile tüm deliller bütün olarak değerlendirildiğinde; Davalı sigortacının, “sigortalı” olarak davacı———göstermek suretiyle düzenlediği,——– vadeli, —-gün süreli ——— sayılı Kasko Sigortası Poliçesi kapsamında; davacıya ait ——- model ——– plakalı ———- tipi kamyoneti, kamyonetteki koltuk adedini – araç kasası tipini de “kapalı kasa” olarak göstermek suretiyle, —–tl. primle ve ——-,-tl. teminat bedeliyle yanma, çalınma, çarpma, çarpışmalarının tevlit edeceği hasar ve zararlara karşı sigorta korumasına aldığı taraflar arasında ihtilafsızdır. Ancak dava konusu hırsızlık hadisesi sonucunda kamyonetin kapalı kasası yüzünden davacının gördüğü zararın, “ekspertiz raporunda kasanın orijinal olmadığı gerekçe gösterilerek değerlendirmeye alınmadığı için” tazmin edilmediği, bu nedenle de davacının (davalının düzenlediği poliçede kasa tipini “kapalı kasa” olarak göstermek suretiyle sigorta güvencesi sağladığı) aracını, bulunduktan sonra amacına uygun olarak yani kapalı kasa kamyonet olarak kullanabilmek için sarf ettiği ————TL.’yİ davalıdan tahsil etmek İstediği ve ———- sayılı poliçeye dayanarak davalı sigortacı aleyhine Huzurda görülmekte olan tazminat davasını ikame ettiği anlaşılmaktadır.
Sigorta sözleşmelerinde kapsam dâhiline alınmış olan riskler haricinde, kapsam dışı bırakılmış riskler açıkça belirtilir. Belirtilmemiş olan riskler teminat kapsamında sayılır. 6102 Sayılı TTK’nun 1425. Maddesinde ———- bahsedildiği üzere genel şartların yanı sıra özel şartlarında akitler arasında hükümlerini doğurabilmesi için “poliçe metninde” yer alması gerekmektedir. Genel şartlar tasdike tabi olmasına rağmen Kanunun emredici düzenlemesine göre “Özel Şartlar” tarafların serbest iradesiyle kararlaştırıldığı için tasdike tabi değildir. Sigortacı tarafından tanzim olunan poliçeyle teminat kapsamı altına alınan rizikonun hakiki mahiyetinin bilinmesi ve sigortalıya sağlanan himayenin sınırlarının tanımlanması Genel Şartların yanı sıra Özel Şartların muhteviyatı uyarınca tespit olunur. Bu bağlamda Genel Şartlar her sigorta şirketi için aynı ve tek ise de, özel şartlar her sigorta şirketine ve sağlanan sigorta korumasının içeriğine göre değişiklikler gösterebilir. Hal böyle olmakla birlikte somut olayla ilgili sigorta sözleşmesinin özel şartlarında “kasko muhataralanna karşı 18.800,-TL. teminat limitiyle sigortalı olan kapalı kasa kamyonetin kasasının orijinal olmaması halinde üzerinde oluşabilecek hasarlann sigorta kapsamında değerlendirilmeyeceğine” dair bir düzenlemeye yer verilmemiş, bu konuda davacı sigortalı davalı sigortacı tarafından bilgilendirilmemiş; davacının talebini dayandırdığı poliçede kasa tipi “kapalı kasa” olarak gösterilen kamyonetin kasası ile ilgili kamyonetin poliçede belirtilen kapalı kasasının orijinal olmaması, değiştirilmesi halinde kapsam dışı kalacağı ya da riziko anında kamyonetin rayiç bedelinin sigorta bedelini aşması halinde kamyonet kasasının sigorta kapsamına girmeyeceği anlamına gelebilecek türde herhangi bir özel şart öngörülmediği anlaşılmaktadır. Somut olayda davacının çalınan ve sonradan bulunan ve de davalı sigortacı nezdinde kasko sigorta güvencesi altında olduğu anlaşılan kamyonetin kapalı kasasının; kasko poliçesi kapsamında ve sigorta koruması altında olduğunun kabulü ile kasa hasarından ötürü davacının poliçe kapsamında davalı sigortacıdan 5.000,00 TL tazminat talep edebileceği yasal sonucuna ulaşılarak mahkememizce davanın kısmen kabulüne dair verilen karar Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 05/12/2017 tarih ve 2015/8244 Esas 2017/11301 Karar sayılı ilamı ile bozulmuştur.
Yüksek mahkeme bozma ilamında “…gerçek zarar miktarının tespiti için uzman bilirkişi incelemesi yaptırılması gerekir. Somut olayda bilirkişi raporu, hasar yönünden uzman olmayan sigorta uzmanı bilirkişi tarafından hazırlanmış olup, mahkemece araç hasarı konusunda uzman makine mühendisi bilirkişi veya bilirkişi heyetinden denetime elverişli bir rapor alınması gerektiği.” gerekçesine yer verilmiştir.
Mahkememizce usul ve yasaya uygun olan Yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verilerek, hasar konusunda uzman makine mühendisi bilirkişiye dosya tevdi edilerek yeniden rapor aldırılmıştır. Dosyaya sunulan 24/09/2018 tarihli bilirkişi raporu uyarınca; ortaya çıkan hasarla ilgili tanzim edilen fatura ve kapalı kasa özellikleri birlikte değerlendirildiğinde kapalı kasa saç malzeme, boya, kaynak, işçilik, montaj dahil 5.000,00 TL +%18 KDV ilave edildiğinde hasar bedelinin toplam 5.900,00 TL tutarında olduğunun belirlendiği anlaşıldığından, mahkememizce belirlenen bu hasar bedeline itibar edilerek, davacının talebiyle bağlı kalınarak davanın kabulüne karar verilmiştir.
Her ne kadar bozmadan sonra yapılan yargılamada davalı … şirketinin “aracın kapalı kasa olduğunun poliçe üzerinde belirtilmesinin, kasanın da sigortalandığı anlamına gelmediği, somut olayda kasanın sigortalanmadığı ve bu nedenle hasarın teminat dışı olduğu” yönünde savunmada bulunduğu ve bu yönde araştırma yapılmasını istediği görülmüş ise de; davalının benzer savunmalarını davaya cevapları ve bozmadan önceki bilirkişi raporlarına karşı itirazları ile birlikte dosyaya sunduğu, ayrıca temyiz dilekçesinde de savunmasını tekrar ettiği ancak yukarıda açıklanan yargıtay bozma kararında bu savunmaya itibar edilmediği ve bozma gerekçesi yapılmadığı anlaşılmakla, mahkememizce bu savunmaya itibar edilmemiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın kabulü ile; 5.000,00-TL ‘nin 20/08/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
2-Alınması gereken 341,55 TL karar harcına karşılık peşin alınan 74,25- TL harcın mahsubu ile bakiye 267,30- TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 1.640,00-TL yargılama gideri ile 21,15 TL başvurma harcı, 74,25 TL peşin harç olmak üzere toplam 1.735,40-TL masrafın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı lehine AAÜT uyarınca takdir edilen 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde Yargıtay yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 02/05/2019