Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/404 E. 2018/1341 K. 19.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/404 Esas
KARAR NO : 2018/1341
DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ : 06/08/2012
KARAR TARİHİ : 19/12/2018
Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; Toplantıya katılan davacıların davalı şirkette %23,32 pay sahibi olduklarını, davalı şirketin %70,82 büyük payın sahibi ve müdürü ———— ile aralarında aynı konuda daha önce açılmış çeşitli davalar bulunduğunu, yerel mahkemelerde aleyhe hüküm verilmesine rağmen davaların temyiz aşamasında bozulduğunu, şirket müdürünün gönderdiği ihtarnameye azınlık pay sahipleri olarak ————–. Noterliğinin————-yevmiye numaralı ihtarnamesi ile toplantı gündemine itiraz edildiğini, 87 sayılı ortaklar kurulu kararının 6762 ve 6102 TTK 536 – 620 – 622 ve 537 – 618 ve 619, 589 md ve 6103 sayılı yürürlük kanununun 2- 3 -7 -22 ve 26 maddelerine, ana sözleşmeye, afaki niyet kurallarına aykırı olduğundan geçersiz olduğunu, yok hükmünde olduğunu, somut olayda şirketi temsil eden sermayenin ————–TL olup itibari oy sayısının ——– adet olduğunu, 87 sayılı müdür seçimi ile ilgili karar nisabı ana sözleşmede sermayeyi temsil eden %60+1 in olumlu oy kullanmasına amir olduğunu, 16.000.000×50+1 = 8.000.001 oluklu oy olması gerektiğini, ———- olumlu oyunun 16.000.000/3=5.333.333 olduğunu, kararın alınması için 8.000.001 adet olumlu oya ihtiyaç olduğunu ileri sürerek, kararın şirket ana sözleşmesine ve TTK 620 v.s. hükümlerine, afaki iyi niyet kurallarına aykırı olduğunu, 09/08/2012 tarih ve 87 sayılı ortaklar kurulu kararının tescilinin tedbiren durdurulmasını, icrasının geri bırakılmasına, kararın geçersizliğinin tespitine ve iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile; davacının dilekçesinde belirtmiş olduğu hususların gerçeği yansıtmadığını, davada ortaklar kurulu kararının iptaline sebep olabilecek herhangi bir hukuki gerekçe, ana sözleşmeye aykırılık veya kötü niyetli bir olgu ortaya konulmadığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı şirketin sicil kayıtları celp edilmiş, ticari defterleri ve ortaklar kurulu karar defteri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılarak rapor alınmıştır.
Atanan bilirkişi heyetinin tespitlerine göre; Davalı şirket ticari defterlerinin açılış tasdiklerinin TTK hükümleri uyarınca süreleri içerisinde yaptırılmış olduğu, TTK hükümleri uyarınca yevmiye defterinin kapanış tasdikinin yaptırılmış olduğu tespit edilmiştir. Davalı tarafından ibraz edilmekle incelenen pay defterlerinde kök raporda belirtilen ortak paylarına uygun olduğu, karar defterinde ise 09/08/2012 tarih 87 nolu ortaklar kurulu kararının kayıtlı bulunduğu tespit edilmiştir.
Uyuşmazlık konusu olay davalı şirketin ———– tarihli ortaklar kurulu toplantısında şirkete müdür seçimine ilişkin kararın hukuka uygun olarak alınıp alınmadığı noktasında toplanmaktadır.
Gerçekten de davalı şirketin 09.08.2012 tarihinde yapılan 87 nolu ortaklar kurulunda şirkete müdür seçimine ilişkin karar alınmıştır. Davacılar muhalif kaldıkları bu kararın kanuna, ana sözleşmeye ve iyiniyet kurallarına aykırı olduğunu belirterek yokluğunun tespitini talep etmektedirler.
Ortaklar kurulu toplantısı 09.08.2012 tarihinde yapıldığı için, somut uyuşmazlığa hangi hükümlerin uygulanacağı öncelikle belirlenmelidir. Zira müdür seçimine ilişkin nisap 6762 sayılı TTK ile 1.07. 2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı TTK m. 620’de farklı şekilde düzenlenmiştir. Bu sebeple uyuşmazlığa uygulanacak kanun hükümleri ile şirket ana sözleşmesinin bu kanunun emredici hükümlerine aykırı olmayan hükümlerinin tespiti zorunludur.
Uyuşmazlığa hangi kanun hükümlerinin uygulanacağı 6103 sayılı Uygulama Kanununda açıkça gösterilmiştir.
Öte yandan şirket ana sözleşmesi incelendiğinde, sözleşmenin 15. maddesinde (değiştirilmeden önce) ortaklara tanınan oy hakkı konusunda bir sınırlandırma öngördüğü ve bir ortağın sahip olduğu oyun bütün ortakların sahip olduğu oy sayısının 1/3’den fazlasına sahip olmaz kuralı getirdiği, bunun dışında 17. maddesinde ise “bu ana sözleşmede bulunmayan hususlar hakkında Türk Ticaret Kanunu hükümleri uygulanır” kuralını koyduğu görülmektedir. Diğer bir ifade ile ana sözleşme ortaklar kurulunun toplantı ve karar yeter sayısını açıkça hüküm altına almamış, bu konuda TTK hükümlerine yollamada bulunmuştur.
6762 sayılı TTK m. 536/3, ortaklar kurulunda karar alınabilmesi için “ödenmiş sermayenin hiç olmazsa yarısından fazlasını temsil eden ortakların müzakere edilen husus lehine rey vermiş olması gerekir, aksi halde karar hükümsüzdür” hükmünü içermektedir.
Buna karşılık 6102 sayılı TTK m. 620, olağan karar alma kenar başlığı altında nisabı “Kanun veya şirket sözleşmesinde aksi öngörülmediği takdirde seçim kararları dahil tüm genel kurul kararları, toplantıda temsil edilen oyların salt çoğunlu ile alınır” şeklinde düzenlenmiştir.
6103 sayılı Uygulama Kanununun esas sözleşme değişikliklerinde toplantı ve karar nisabı başlıklı 26. maddesi ise, “Bir limited şirketin şirket sözleşmesinde genel kurulun toplantı ve karar nisaplarına, madde numarası belirtilerek veya belirtilmeksizin 6762 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanacağı öngörülmüşse, bu şirketler Türk Ticaret Kanunun yürürlüğe girmesinden itibaren altı ay içinde şirket sözleşmesini değiştirerek anılan Kanuna uygun düzenleme yaparlar. Aksi halde, bu sürenin geçmesiyle Türk Ticaret Kanununun genel kurulun toplantı ve karar nisaplarına ilişkin hükümleri uygulanır. Sadece bu altı ay içinde yapılan genel kurallarda 6762 sayılı Kanun genel kurulların toplantı ve karar nisapları hakkındaki hükümleri uygulanır” kuralını getirmiştir.
Yukarıda da belirtildiği gibi, davalı şirketin ana sözleşmesinde toplantı ve karar nisabına ilişkin açık bir düzenleme yer almamaktadır. Buna karşılık ana sözleşme değişikliğinde (5)13 maddeye madde numarası belirtilerek, olağan nisaplara ise (6762 sayılı) TTK’ya genel bir atıf yapıldığı görülmektedir.
Davalı şirket, nisaplar konusunda 6762 sayılı TTK’ya madde numarası belirterek (madde 16) ve genel atıf yaparak (madde 17) düzenlediği ana sözleşme hükümlerini, 6103 sayılı Uygulama Kanunun 26. maddesi hükümlerine uyarak değiştirmemiştir. Bu nedenle 6102 sayılı TTK’nın yürürlüğe girdiği 1 Temmuz 2012 tarihinden altı ay sonra müdür seçimine ilişkin nisaplar, 6102 sayılı TTK m. 620 hükmüne tabi olacak ve toplantıda temsil edilen oyların salt çoğunlu ile müdür seçimi gerçekleştirilebilecektir.
Ne var ki, davalı şirket müdür seçimine ilişkin toplantıyı 09.08.2012 tarihinde icra etmiştir. 6103 sayılı Uygulama Kanunun 26. maddesinin 1. fıkrası hükmü “Aksi halde, bu sürenin geçmesiyle Türk Ticaret Kanununun genel kurulun toplantı ve karar nisaplarına ilişkin hükümleri uygulanır. Sadece bu altı ay içinde yapılan genel kurallarda 6762 sayılı Kanun genel kurulların toplantı ve karar nisapları hakkındaki hükümleri uygulanır” Kuralını getirdiği için, davalı şirketin 1.07.2012- 31.12.2012 tarihleri arasındaki altı aylık süre içerisinde gerçekleştirdiği ortaklar kurulu toplantısında, nisaba ilişkin olmak üzere 6762 sayılı TTK m. 536 hükmü geçerli olacaktır.
Davalı şirketin 09.08.2012 tarihli ortaklar kurulu toplantısının 6762 sayılı TTK m. 536/3 uygun olup olmadığına bakılmalıdır. Şirketin 09.08.2012 tarihli ortaklar kurulu toplantısında, davacıların olumsuz oy miktarı 3.733.333 ve davalı şirket ortağı ve müdürünün ise olumlu oy miktarı 5.333.333 adettir. Bu toplantıda olumlu oy miktarı olumsuz oydan fazla olmakla birlikte şirket sözleşmesinin 15 ve TTK m 536/3 maddelerindeki düzenlemeye göre olumlu oyların en az 8.000.001 olması gerekmektedir. Bu durumda olumlu oylar fazla olmakla birlikte, bu olumlu oylar şirket sermayesinin yarıdan fazlası 8.000.001 oyu geçmemiş ve dolayısıyla yasanın öngördüğü karar yetersayı oluşmamıştır. Bu halde ortaklar kurulunca alınan kararın yok hükmünde olduğu anlaşılmakla davanın kabulüne dair mahkememizce verilen ——Esas, —— Karar sayılı karara karşı davalı tarafından temyiz yoluna gidilmiştir.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2015/6658 Esas, 2016/3178 Karar sayılı kararı ile; “Dava, ortaklar kurulunun yok hükmünde olduğunun tespiti istemine ilişkin olup, mahkemece şirket anasözleşmesinin 15. maddesindeki düzenleme uyarınca olumlu oyun 8.000.0001 olması gerektiği, 09.08.2012 tarihli ortaklar kurulunda olumlu oyun 5.333.333 adette kaldığı, ortaklar kurulunda karar yeter sayısına ulaşılamadığı gerekçesiyle, ortaklar kurulunun yok hükmünde olduğunun tespitine karar verilmiştir. Oysa, davalı şirketin anasözleşmesinin 15. maddesinde her ortağın oy hakkının sermayesine göre hesap edileceği, her 0,50 TL’nin bir oy hakkı verdiği, ancak bir ortağın bütün ortakların sahip olduğu oy sayısının 1/3’ünden fazlasına sahip olamayacağı düzenlemesi bulunduğu, söz konusu anasözleşme hükmünün 09.07.2012 tarihli ortaklar kurulu kararı ile her ortağın oy hakkı sermayesine göre hesap edilir, her 50 TL bir oy hakkı verir, oy hakkı 6102 sayılı TTK’nın 618 ve 619. maddeye göre belirlenir şeklinde değiştirildiği, İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin —— Esas sayılı dosyasında ——— tarihli ortaklar kurulu kararının yok hükmünde olduğuna ilişkin olarak dava açıldığı, davanın reddine (kabulüne karar verilmiş olup, sehven böyle yazıldığı düşünülmektedir) dair verilen kararın temyiz aşamasında olduğu anlaşılmıştır. Bu itibarla, İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ——– Esas sayılı davasının sonucu beklenmeden, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulmasına karar vermek gerekmiştir. ” gerekçesiyle bozularak gönderilmiş, ayrıca bu karara karşı davacılar vekili tarafından karar düzeltme yoluna gidildiği anlaşılmıştır.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2016/9395 Esas, 2018/1554 Karar sayılı ilamı ile karar düzeltme isteminin reddine karar verilmiş olmakla dosya mahkememiz esasına yeniden kaydedilmiştir.
Mahkememizin ———- Esas,——-Karar sayılı ” Davalı … —— Ürünleri Şirketi’nin 09/07/2012 gün ve 86 sayılı ortaklar kurulu kararının yok hükmünde olduğunun tespitine ” ilişkin kararın Yargıtay 11. Hukuk Dairesi tarafından onanarak ve karar düzeltme istemi reddedilerek 28/06/2018 tarihinde kesinleştiği anlaşılmakla kesinleşme şerhi ile karar örneği dosyaya alınmış ve bu inceleme ışığında davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile Davalı … —————- gün ve 87 sayılı ortaklar kurulu kararının YOK HÜKMÜNDE OLDUĞUNUN TESPİTİNE,
2- Alınması gereken 35,90 TL harçtan peşin olarak yatırılan 21,15 TL’nin mahsubu ile bakiye 14,75 TL’nin davalıdan alınıp hazineye irad kaydına,
3- Davacılar tarafından sarf olunan 21,15 TL peşin harç, 21,15 TL başvurma harcı, 125,00 TL tebligat, 1.600,00 TL bilirkişi ücreti toplamı 1.767,30-TL’nin davalıdan alınıp davacılara verilmesine,
4- Davalı tarafından yapılan masraf olmadığından bu konuda karar vermeye yer olmadığına,
5- Davacı lehine hükmolunan 2.180,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacılara verilmesine,
6- Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı ve diğer davacılar vekili —-..’nun yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
Her ne kadar hüküm fıkrasının son kısmında ” 2 hafta içerisinde İstinaf yolu açık olmak üzere” şeklinde yasa yolu belirtilmiş ise de; dosyanın daha önce Yargıtay incelemesinden geçtiği görülmekle ” 15 gün içerisinde Yargıtay yolu açık olmak üzere ” şeklinde düzeltilmesine karar verilmiştir. 19/12/2018