Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/392 E. 2018/719 K. 04.07.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/392 Esas
KARAR NO : 2018/719
DAVALI : HASIMSIZ –
DAVA : Konkordatonun Tasdiki
DAVA TARİHİ : 03/04/2018
KARAR TARİHİ : 04/07/2018
Mahkememizde görülmekte olan Konkordatonun Tasdiki davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili 03/04/2018 tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şirketin ……mah……Sokak….No….. adresinde,……..Ticaret Nosu ile İstanbul Ticaret Odası’na bağlı olarak faaliyet gösteren bir şirket olduğunu,….. Pazarlama Ve Ticaret A.Ş.; her türlü yabancı ve yerli menşeli alkol, alkollü ve alkolsüz içkiler, tütün ve tütün mamulleri alım ve satımını, transit ticaretini, ithalatını ve ihracatını ve ana sözleşmesinden yazılı olan diğer işleri yapmak amacıyla kurulmuş olduğunu, davacı şirketin kurulduğu 2002 yılından bu yana ticari hayatını basiretli bir tacir olarak yürüten ve borçlarını düzenli olarak ödeyen bir şirket olduğunu, şirketin ülkemizde çok sık uygulanan gümrük vergi zamlarının, 2015 yılı sonunda getirilen ve alkollü içecekleri de kapsayan antrepodan transit satış yasağının ve akabinde 2016 yılı başında alkollü içeceklere bandrol verilmesi hususunda TAPDK’nın prosedürünün, inceleme sürecini uzatmasının etkisiyle ve en önemlisi de mevcut piyasa koşulları ve bu piyasa koşullarının etkisiyle bankaların olumsuz tutumları ve edimleri neticesinde alacaklarını tahsil etmekte zorlanarak ciddi şüpheli alacak kalemlerinin oluşması neticesinde nakit döngüsünü yitirdiğini, antrepo rejimine konu edilmiş yani antrepoya alınmış alkollü içkilerin transit satışını yasaklaması birçok firma gibi ithal alkol ticareti yapan müvekkil şirketin giderlerinin ciddi oranda artmasına neden olduğunu, müvekkil şirketin sektöre özgü nedenlere rağmen bir şekilde nakit döngüsünü korumaya çalışırken ve ödemelerini düzenli olarak gerçekleştirirken, kredi borcunun olduğu bankaların tutumları ve talepleri şirketin bu sürece girmesinin en büyük nedeni olduğunu, kredibilitesi yüksek tüm firmalarca bilindiği üzere ülkemizde yaşanan ekonomik sıkıntılar, krizler nedeniyle bankalar kredi miktarları, kredi akışları yüksek olan firmaları kredi kapama hususunda zorlamaya başladıklarını ve kredi limitlerini kapattıklarını, müvekkil şirketin kredi borcunun olduğu bankalardan bir kısmının şirketin kredisini kapatmasını talep ettiğini ve kredi kullandırmak bir yana, kredi kapatma yoluna gittikleri ve nihayetinde kredi limitlerini kapatmaları şirketin nakit akışının bozulmasına neden olduğunu, izah olunan bu sebeplerle şirketin nakit döngüsünün bozulması konkordato şartlarının oluşmasına neden olmuş ve işbu konkordato ön projesinin alt yapısının zeminini oluşturan koşulların ortaya çıktığını, işbu proje çerçevesinde öngörülen kaynak – kullanım süreci çerçevesinde mevcut borçların tasfiyesini müteakip, ticari hayatın olağan akışı içinde doğal faaliyet sonuçlan olan ‘ticari borç’ devir hızı ile ortaya çıkacak makul özkaynak-yabancı kaynak yapısı ile yaşadığı bu darboğazdan kurtulmayı hedeflediğini, şirketin nakit problemlerinin girdiği olumsuz döngüden çıkması, şirket yönetimince gerçekleştirilebilir bir zemine oturtularak planlanmış, borçların belirtilen oran ve vadelerde alacaklılar arasında adil bir denge çerçevesinde tasfiyesinin sağlanması ve şirketin faaliyetlerine devamının mümkün hale gelmesi konusunda mutabakat sağlandığı, mevcut halde şirketin tasfiyesi halinde alacaklıların alacağına kavuşması mümkün değil iken, şirketin işbu konkordato projesi çerçevesinde faaliyetlerini sürdürmesi ve konkordato planını gerçekleştirmesi halinde, alacaklıların alacağına kavuşmasına ve alacaklıların menfaatlerine uygun ve olumlu katkı yapacak yapının ortaya çıkmasının somut olarak planlanmış halde olduğunu, öncelikle müvekkil şirketin faaliyetine devam edebilmesi ve malvarlığının korunabilmesi için İcra ve İflas Kanunu’nun 287,288., 294, ve 295. maddeleri gereğince; İİK.’nun 206/1 sırasındaki haklar hariç olmak üzere, 6183 sayılı Kanundan doğan vergi ve her türlü harç, ceza ile SGK alacakları (prim, idari para cezaları dahil) ile ilgili takipler dahil olmak üzere, hangi nedene dayanırsa dayansın müvekkil davacı şirket aleyhine takip yapılmaması, haciz, ihtiyati haciz, e-haciz, ihtiyati tedbir, satış, muhafaza işlemleri uygulanmaması, evvelce yapılmış olan tüm takiplerin durdurulması, davacı şirket hakkında rehnin paraya çevrilmesi yoluyla yapılmış ve yapılacak tüm icra takiplerinde satışlarının durdurulması, rehinli menkullerin muhafazasının durdurulması, davacı şirketin tüm kurumlar ve şirketler nezdindeki hak ve alacaklarının 3. kişilerce haciz, muhafaza ve tahsil edilmesinin önlenmesi ve evvelce yapılmış takiplerden üzerine haciz konulan hak ve alacaklar da dahil olmak üzere tüm hak ve alacaklarının davacı şirkete ödenmesi, davacı şirketin muhafaza altına alınmış ve alınacak emtia, taşıt, cihaz, leasing kapsamındaki makine ve diğer hak ve alacakların davacı şirkete iadesi, davacı şirketin takip borçlusu olduğu takiplerde kendisi aleyhine veya 3. Şahıs konumunda oldukları takiplerde kendisine yönelik 89/1 haciz ihbarnameleri gönderilmesinin tedbiren önlenmesi, davacının bankalar nezdindeki teminat mektuplarının nakde çevrilmesinin tedbiren durdurulması, yargılama neticesinde tedbiden ihtiyati tedbir kararı verilmesine ve şirkete komiser tayin edilmesine, İcra ve İflas Kanunu’nun 287. maddesi gereğince 3 aylık geçici mühlet kararı verilmesine ve gerekli görülmesi halinde işbu müddetin 2 ay daha uzatılmasına, geçici mühlet kararının İİK’nun 288. maddesi çerçevesinde ilanına, geçici mühlet neticesinde İİK’nun 289. maddesi gereğince 1 yıllık kesin mühlet kararı verilmesine ve gerekli görülmesi halinde bu mühlet kararinin 6 ay daha uzatılmasına, kesin mühlet kararinin ilanına, yargılama neticesinde İİK’nun 305. vd. maddeleri gereğince konkordatonun tasdikine, tasdik kararinin ilanına karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
Davacının dava dilekçesi ve ekleri incelenmiş, İİK’nun 7101 sayılı kanunla değişik 286.maddesine göre istenen belgelerin dava dilekçesi ekinde mevcut olduğu anlaşılmakla davacı şirket lehine 3 aylık geçici mühlet kararı verilmiş, geçici mühlet süresi içerisinde İİK 294-295-296 ve 297.maddelerinin uygulanmasına, şirket aleyhine ihtiyati haciz ve muhafaza işlemlerinin yapılmasının tedbir yoluyla durdurulmasına, şirkete konkordato komiserlerinin atanmasına, atanan komiserlere şirketin defterlerini tutarak projenin incelenmesi, şirketin faaliyetlerine nezaret etmeleri ve kanundan kaynaklanan diğer görevleri yapmak suretiyle rapor düzenlemeleri görevi verilmiştir.
Verilen geçici mühlet kararı, tedbirler ve atanan komiserler ile ilgili gerekli ilanlar yapılmış ve ilgili kurumlara gerekli bilgiler verilmiştir.
Davacı tarafından gerekli iflas avansı ve konkordato gider avansı verilen süre içerisinde dosyaya yatırılmıştır.
Davacı şirketten alacaklı olan ve müdahale talep eden şirket vekilinin dilekçe ile davacı şirketin daha önce İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesinde iflas erteleme davası açtığı, ilgili davanın esas numarasının ………Esas sayılı dava dosyası olduğu, ilgili dava dosyasında alınan bilirkişi raporlarında şirketin iflas erteleme şartlarını taşımadığı, borca batık olduğu ve iflası gerektiği yönünde raporlar düzenlendiğini bildirmiş olduğundan bu konuda bilgi almak üzere İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesine müzekkere yazılmıştır.
İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin …… Esas sayılı dosyasında davacı şirketin 05/05/2016 tarihinde iflas ertelemesi davası açtığı, 06/05/2016 tarihinde erteleme tedbirlerine hükmedildiği, kayyım atandığı, bilirkişi incelemesi yapıldığı, bilirkişi raporunda davacı şirketin dava tarihine göre borca batıklığının hızla arttığı hedeflenen net kar rakamlarının ve hedeflenen satış rakamlarının yakalanamadığı, iyileştirme projesinde öngörülen borç ödemelerinin yapılamayacağı, iyileştirme projesinin somut gerçekçi ve inandırıcı olmadığı, davacı işletmenin iyileşme ümidinin olmadığı yönünde rapor düzenlendiği, davanın halen derdest olduğu, iflas erteleme dosyasında müdahil GSD Bank vekili tarafından erteleme tedbirlerinin kaldırılmasının talep edildiği, mahkeme tarafından bu talebinin reddedilmesi üzerine İstinaf yoluna başvurduğu, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi tarafından müdahil vekilinin İstinaf taleplerinin kabul edildiği, davacı şirketin İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin ……. Esas sayılı dosyasında almış olduğu iflas erteleme tedbirlerinin kaldırılmasına karar verildiği, bu kararın kesin olduğu, kayyımların görevleri ile ilgili herhangi bir karar verilmediği anlaşılmış bir örneği dosyaya alınmıştır.
Mahkememizce atanan konkordato geçici komiser heyeti raporunda; şirketin ticari defter ve kayıtlarını incelemiş, projedeki nakit akım tablosu 28/02/2018 tarihli rayiç bedel bilançosu, bu bilançoda yer alan ticari mallar, arazi ve arsalar, taşıtlar, demirbaşlar, duran varlıklar yönünden inceleme yapılmış, gelecek aylara ait gider hesapları ayrıntılı bilanço aktif ve pasifler geçmiş dönem karları, geçmiş dönem zararları yönünden inceleme yapılmış, şirketin özvarlığının (-) 31.544.083,07 TL olduğu, bu miktarla şirketin borca batık olduğu rapor edilmiştir.
Şirketin 28/02/2018 dönemi ile 31/05/2018 dönemi karşılaştırmalı bilançoları incelendiğinde şirketin öz kaynaklarının (-) 14.115.691,80 TL olduğu ve rayiç değer bilançosuna göre aktif toplamı ile yabancı kaynaklar farkının (-) 26.169.021,04 TL olduğu ve şirketin borca batık olduğu rapor edilmiştir.
Şirketin iflas erteleme dosyasında tedbirler İstinaf mahkemesi tarafından kaldırılmış olmasına rağmen kayyımların görevi devam ettiğinden konkordato komiserlerinin şirket faaliyetlerine tam anlamıyla nezaret edemediklerini bildirdikleri görülmüştür.komiser heyeti borçlu şirketin konkordato projesinde borçlarının %31’ini ödemeyi teklif ettiğini ancak bu ödemelerin hangi tarihte gerçekleştirileceğine ilişkin bir açıklamaya yer vermediğini, şirketin 2016-2017 ve bilançosunun hazırlandığı 28/02/2018 tarihi ile 31/05/2018 tarihleri arasında sürekli olarak zarar ettiğini, hiç kar elde edemediğini, şirketin geçmiş yıllarda ve son dönemde gösterdiği bu durumun şirketin geleceğe yönelik gelir hedeflerinde tereddüte sebep olduğunu, şirketin geçici mühlet aldığı 3 aylık dönem içerisinde öz varlığının 790.483.69 TL küçüldüğünü, konkordato projesinde 2.600.000,00 TL sermaye ödemesi beyan edildiği halde bunun hangi tarihlerde yapılacağı ve nasıl finanse edileceği konusunda somutlaştırma yapılmadığını, şirket borçlarının 3 aylık geçici mühlet sürecinde 579.913,52 TL arttığını beyanla borçlu şirketin teklif ettiği konkordatonun başarıya ulaşma imkanı bulunmadığından geçici mühletin uzatılmasında herhangi bir fayda olmadığı yönünde görüş bildirmiştir.
İflasın ertelenmesi davası İİK’nun 179.maddesinde düzenlenmiş olup, borca batık bir sermaye şirketi ya da kooperatifin hakkında ticaret mahkemesince iflas kararı verilmeyerek önerilen iyileştirme projesi çerçevesinde borca batık durumundan kurtulmalarını sağlayan ve iflası önleyen bir kurumdur. Davacının borca batıklığı iflas erteleme davasında reel olarak değerlendirilip, mal varlığının rayiçleri, iyileştirme projesi kapsamında erteleme şartları incelenecektir. Oysa konkordato iflas ertelemenin bazı hükümlerini bünyesinde barındırmakla birlikte daha sıkı şartlarla daha kısa sürede davacının borçlarını alacaklılarla anlaşarak vadeye bağlaması ya da tenzilatlı olarak veya her iki imkandan yararlanarak ödeme vaadinde bulunmasıdır. Önemli olan konkordatonun iflastan daha avantajlı olacağının açıklığa kavuşturulmasıdır. Bu koşulun gerçekleşip gerçekleşmeyeceği ise sürecin başında borçlu tarafından ortaya konulan belgelerle ve konkordato komiserlerinin tespit ve raporları ile anlaşılabilecektir. Oysa davacı geçici mühlette yararlandığı tedbirlere rağmen ve daha öncesinde iflas erteleme tedbirlerinden yararlanmış olmasına rağmen en küçük bir iyileşme göstermediği gibi zararı hızla artmakta, borca batıklığı büyümekte, özvarlığı küçülmektedir. Davacı vekili rapora itirazında şirket ortaklarının şirket borçlarını hali hazırda nakit olarak ödemek istediklerini ifade etmektedir. Ancak ortakların şahsi taahhüdü değil şirketin mali yapısının yeterli olması bu süreç için zorunludur.
Konkordato isteyen bir Anonim Şirkettir. Bu şirket mali durumunu ıslah edeceğini bildirerek İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesinde iflasın ertelenmesini talep ettiğine göre; 7101 yasa ile değişen İİK’nun konkordatoya ilişkin aranan şartları taşımaması nedeniyle iflas kararı verilemeyeceği kanaatine varılmıştır. Zira davacı şirketin derdest iflas erteleme davasında alacaklıların katılımına bağlı olmaksızın kurtulma olanağı vardır. İflasın ertelenmesi davası son derece esnek olup, belli ölçüler ve bazı kayıtlar dahilinde her alacaklı için farklı çözüm üretilebilmesini mümkün kılar. Bu nedenle özellikle şirketin durumunu kendi imkanlarıyla ve sadece bazı alacakların çabasıyla düzeltebilmesinin mümkün olduğu hallerde şirketin iflastan kurtulması mümkün iken konkordato sürecinde özellikle büyük alacaklıların konkordatoyu kabul etmemesi durumunda iflas kararı verilmesi riski yüksektir. İflasın ertelenmesi, konkordato ile aynı işleve sahip değildir. Her ikisinin prosedürü farklı olup, farklı amaçlara hizmet eder. Bu nedenle her ne kadar şirket konkordato şartları taşımıyor ise de; şirket için daha geniş imkanlar sunan iflas erteleme dosyasında gerekli şartları taşıması halinde iflastan kurtulma imkanı vardır. Derdest bir iflas erteleme davası varken şirketin iflasına karar verilemeyeceği kanaatine varılmıştır. Bu nedenle mahkememizce geçici mühletin uzatılması veya kesin mühlet kararı verilmesi talebi reddedilmekle birlikte şirketin iflasına karar verilmeyerek bu hususun İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin ……. Esas sayılı derdest dosyasında değerlendirilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının geçici mühletin uzatılması veya kesin mühlet verilmesi talebinin REDDİNE,
2-Tüm konkordato tedbirlerinin kaldırılmasına, konkordato komiserlerinin görevlerine son verilmesine,
3-Şirketin İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin…. Esas sayılı iflas erteleme dosyası derdest olduğundan iflas şartlarının ilgili mahkemece değerlendirilmesine,
4-Tedbirlerin kaldırılmasına ilişkin kararın ticaret sicil gazetesinde ilanına, masrafın gider avansından karşılanmasına,
5-Alınması gerekli harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
6-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
7-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde bakiye gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili ile bir kısım dilekçe sunan ilgili vekillerinin yüzlerine karşı , kararın tebliğinden itibaren 10 gün içinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 04/07/2018