Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/372 E. 2019/114 K. 12.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2018/372 Esas
KARAR NO : 2019/114

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/03/2018
KARAR TARİHİ : 12/02/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; müvekkili şirketin —– ile ——— ————— arasındaki ticari münasebet gereği müvekkili şirketin borlu şirketin üstlendiği işe ilişkin olarak 30/12/2016 tarihli 35.000-TL bedelli çeki keşide ettiklerini, borçlunun yapması gereken işi ifa etmemesine rağmen adına keşide edilen çeki dava dışı ——– ciro edip teslim ettiğini, müvekkilinin kendisine taahhüt edilen işin yapılmamasından dolayı çekin ödeme günü gelince borçlu şirkete ödeme yapmadığını, borçlunun haksız ve kötü niyetli şekilde çeki 3. Kişilere ciro ettiğinden çekin hamili olan ————-.’nin müvekkili ve diğer cirantalar aleyhine İstanbul Anadolu ————İcra Müdürlüğünün 2017/1584 Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, devamla müvekkili şirketin Tokat———–. Asliye Hukuk Mahkemesinde ——– esas sayılı dosya ile menfi tespit açıldığını, yapılan incelemenin ardından Tokat ————. Asliye Hukuk Mahkemesince “davalının davayı kabul beyanı ile davacının 20/07/2016 tarihli iş sözleşmesinden dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitine” karar verildiğini, Alacaklı —— ile yapılan mutabakat nedeniyle dosya borcundan indirim yapılarak tahsil harcı dahil toplam 46.500-TL ödenmesi karşılığında borcun sona ereceğine dair anlaşmaya varıldığını, ödemeler düşültükten sonra kalan 36.500-TL’nin ödenmesi hususunda taraflar arasında protokol imzalandığını, kalan meblağın ise 3 adet senet karşılığında ödendiğini, yüklenici borcu yerine getirmemiş olan ve müvekkilinin keşide ettiği çeki 3. Kişilere cirolayarak müvekkilin mağdur eden ———- müvekkili şirketin ——– rücu hakkı doğduğunu,rücu edilmesi nedeniyle söz konusu borçlu aleyhine İstanbul Anadolu ——–. İcra Müdürlüğünün 2018/359 Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının takibe yetkiye, borca, takibe, faize ve ferilerine itiraz ettiği beyanı ile haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ederek takibin durmasına sebebiyet verdiğini, borçlunun yeti itirazında yetkili icra dairesinin hangisi olduğunu bildirmek zorunda olduğunu, aksi taktirde yetki itirazının geçersiz olduğunu belirtmekle yetinip yetkili icra dairesini göstermeden usulüne uygun olarak yapılmış bir yetki itirazından söz edilemeyeceğini, bu nedenlerle İstanbul ———-. İcra Müdürlüğünün 2018/359 Esas sayılı icra dosyasında bulunan itirazın iptaline ve takibin devamına, davalı aleyhine %20 oranından az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı tarafa usulüne uygun dava dilekçesi tebliği yapılmış olup, davaya cevap vermemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava niteliği itibari ile davacının haksız olarak ödediğini düşündüğü bedelin davalı tarafa rücu etmek için başlattığı itirazın iptali davasıdır.
İstanbul Anadolu ——–. İcra Müdürlüğünün 2018/359 E sayılı icra dosyası getirtilmiş dosyamız içine alınmıştır.
İcra dosyası incelendiğinde davalı borçluya ödeme emrinin 22.01.2018 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlunun ise 25.01.2018 tarihinde icra dairesinin yetkisine ,borca ve ferilerine Tokat İcra müdürlüğü kanalıyla muhabere yoluyla itiraz etmiştir. İtirazında mahkememizde itirazın iptali davasının da süresinde olduğu tespit edilmiştir.
Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi ———. Hukuk Dairesi ESAS NO: —– KARAR NO: —- nolu kararında ‘… Borçlunun yetki itirazı ile birlikte borca itiraz etmesi ve alacaklının da genel mahkemede itirazın iptali davası açması halinde, genel mahkeme icra dairesinin yetkisine karşı yapılan itirazı İcra Hukuk Mahkemesi yerine geçerek çözümlemelidir. Zira, genel mahkemenin de yetki itirazını incelemeye yetkili olduğunun kabulü gerekir. Esasen İcra Hukuk Mahkemesi’nden daha geniş yetkili olan genel mahkemenin yetki itirazını inceleyememesi için bir neden de bulunmamaktadır. Yargıtayın yerleşik uygulamasına göre, borçlunun icra dairesinin yetkisine ve borca itiraz etmesi halinde, itirazın iptali davasının dinlenebilmesi için, yetkili icra dairesinde mevcut bir takip bulunmalıdır. Dolayısıyla, mahkemenin önce icra dairesinin yetkili olup olmadığını incelemesi, icra dairesinin yetkili olmadığını tespit etmesi halinde, borcun esasına ilişkin itirazın incelemesine geçilmeksizin takibin yetkili icra dairesinde yapılmadığı ve geçerli bir icra takibi bulunmadığı gözetilerek itirazın iptali davasının da salt bu nedenle reddine karar vermesi gerekmektedir.’
İcra İflas Kanunu 50. Madde çerçevesinde yapılan inceleme neticesinde davalı borçlunun adresinin Tokat olduğu, görüldüğünden davalı borçlunun yetki itirazının kabulü gerekmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 06.10.2004 tarih ——sayılı Kararında belirtildiği üzere; itirazın iptali davasının görülebilmesi için, öncelikle ortada takip hukuku kuralları çerçevesinde yasaya ve yöntemine uygun şekilde yapılmış geçerli bir icra takibinin bulunması gerekmektedir. Bu itibarla takip hukuku kuralları çerçevesinde açılmış bir icra takibi olmadığından aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davalı tarafın İstanbul Anadolu İcra Dairelerinin yetkisine yönelik itirazının kabulüne, yetkisiz icra dairesinde başlatılan takip nedeniyle davanın dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine,
2-Alınması gereken 44,40-TL kararcının peşin alınan 547,84-TL karar harcından mahsubu ile bakiye 503,44-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirmediğinden vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
4-Davacı tarafından sarf olunan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
5-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
HMK 345. Maddesi hükmü uyarınca kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.