Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/364 E. 2019/1335 K. 12.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/364 Esas
KARAR NO: 2019/1335
DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ: 27/03/2018
KARAR TARİHİ: 12/12/2019
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkil idarenin alt işvereni olan davalı —- çalışanı,— tarafından İstanbul-. İş Mahkemesinin — E. Sayılı dosyası ile alacak davası açıldığını, davanın Mahkemenin — karar sayılı kararı ile kısmen kabulü ile sonuçlandığını, İstanbul -. İcra Müdürlüğü — Esas sayılı dosyası ile müvekkili aleyhine başlatılan icra takibine müvekkil idare tarafından —–TL ödeme yapılmak zorunda kalındığını, iş davalarında davacı işçilerin bu davalarda davalı şirketlerin işçisi olduğundan asıl sorumluluğun davalı ile idare arasında düzenlenen sözleşme bükümleri uyarınca işçilerin özlük haklarından davalının sorumlu olduğunu, müvekkilinin sorumlu tutulmasının nedeninin İş Kanunun 2. maddesine göre, asıl işveren konumunda olması olduğunu, bu nedenle müvekkili idare tarafından yapılan ödemenin Borçlar Kanunu 167. ve 168.maddelerine göre alacaklının haklarına halefiyeti gereği rücuen tazmini ile ödenen miktarların cebri icra yolu ile tahsil tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte tahsilini talep etme zarureti hasıl olduğunu, müvekkil idare ile yüklenici davalı arasındaki sözleşme hükümlerine göre meydana gelebilecek hukuki ve cezai sorumluluğun yüklenici firmaya ait olduğunu beyanla, fazlaya dair haklan saklı kalmak kaydıyla idare tarafından icra dosyasına yatırılan —–TL’nin cebri icra yolu ile tahsil tarihlerinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, karar verilmesini, talep ve dava etmiştir.
Davalıya dava dilekçesinin usulüne uygun tebliğ edilmesine rağmen yasal sürede cevap dilekçesi vermediği anlaşılmakla HMK’nun 128.maddesi uyarınca davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaların tamamını inkar etmiş sayılmıştır.
Dava konusu uyuşmazlığa ilişkin olarak İstanbul Anadolu -. İş Mahkemesi – E sayılı dosyası ve bu dosyadan – tarihinde verilen ve — tarihinde – Karar sayılı kesinleşen karar ve bu kararın icra edildiği İstanbul Anadolu -. İcra Müdürlüğünün — E sayılı dosyası getirtilerek dosyamız içine alınmıştır. Ayrıca taraflar arasında imzalanan — tarihli Hizmet Alımları Tip Sözleşmesi Şartname tahkikat aşamasında incelenmiştir.
Davacı – tarafından – tarihinde icra dosyasına -TL ödendiği, geriye – TL borç kaldığı, İcra Dairesi tarafından – tarihli “Bakiye Borç Muhtırası” yazısı ile davacı —-TL bakiye borcun icra dairesi hesabına ödenmesi, aksi durumda cebri icra ile tahsiline edileceğinin ihtar edildiği, akabinde; İcra Dosyasındaki – tarihli – seri, – sıra no.lu reddiyat makbuzuna göre, icra dosyasına – tarihinde – TL daha davacı tarafından ödeme yapıldığı, dolayısıyla; Davacı —tarafından davalının çalışanı tarafından kazanılan İş Mahkemesi Davası ve İlamına dayanılarak açılan icra takibi nedeni ile, – tarihinde – TL ve – tarihinde -TL olmak üzere; Talebi gibi — TL ödendiği anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, işçiye ödenen bu tazminattan hangi tarafın veya tarafların ne oranda sorumlu olduklarına ilişkindir. Uyuşmazlığın çözümünde öncelikle taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine bakılmıştır. Davacı ile davalı arasında düzenlenen sözleşmenin 23.maddesinde; yüklenicinin çalıştıracağı personele ilişkin sorumluluklarının ilgili mevzuatın emredici hükümleri ile genel şartnamenin 6.bölümünde düzenlenmiş olduğu yüklenicinin bunlara aynen uymakla yükümlü olduğu belirtilmiş ise de, Genel Şartnamenin 6.bölümünde dava konusu ile ilgili bir hüküm bulunmadığı anlaşılmaktadır.
6098 Sayılı TBK 167 Maddesi ‘ Aksi kararlaştırılmadıkça veya borçlular arasındaki hukuki ilişkinin niteliğinden anlaşılmadıkça, borçlulardan her biri, alacaklıya yapılan ifadan, birbirlerine karşı eşit paylarla sorumludurlar.
Kendisine düşen paydan fazla ifada bulunan borçlunun, ödediği fazla miktarı diğer borçlulardan isteme hakkı vardır. Bu durumda borçlu, her bir borçluya ancak payı oranında rücu edebilir.
Borçlulardan birinden alınamayan miktarı, diğer borçlular eşit olarak üstlenmekle yükümlüdürler.’ şeklindedir.
4857 sayılı iş kanunu 2 maddesi ‘…Bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile iş aldığı işveren arasında kurulan ilişkiye asıl işveren-alt işveren ilişkisi denir. Bu ilişkide asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak bu Kanundan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden alt işveren ile birlikte sorumludur.’ şeklindedir.
Taraflar arasındaki sözleşmede işçilik alacaklarına ilişkin olarak hüküm bulunmaması nedeniyle 6098 sayılı TBK 167. Madde ve 4857 sayılı İş kanunu 2 madde beraberce değerlendirilmesi neticesinde tarafların %50 -%50 sorumlu oldukları kanaatine varıldığından aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın kısmen kabulü kısmen reddi ile —- TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine dair,
2-Alacak likit olmadığından icra inkar tazminatının reddine,
3-Alınması gereken 764,49-TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 834,00-TL yargılama giderinin davanın kabul-red oranına göre hesaplanan 417,00-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı lehine AAÜT uyarınca takdir edilen 2.725,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Talep halinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.12/12/2019