Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/359 E. 2019/773 K. 02.07.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2018/359 Esas
KARAR NO : 2019/773 Karar

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/03/2018
KARAR TARİHİ : 02/07/2019

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketini davalı şirkete 20/02/2011 tarihinden başlayarak toplamda 10 kere talep doğrultusunda saç kesim ve bükme işlemleri yapılarak her işlem bazında fatura ve sevk irsaliyeleri karşılığında teslim edildiğini, faturaların karşılığı müvekkili şirketin davalı şirkete toplamda 61.361,67 TL tutarında işlem yaptığını, davalı şirketin sadece 38.550,00 TL tutarında ödeme yaptığını, bakiye 22.811,67 TL alacağın ödenmediğini, gerek davacı gerekse davalı şirketin faturaları defterlerine işlediğini ve ilgili vergi dairelerine BS/BA formları düzenleyerek verdiğini ileri sürerek davalı şirket tarafından ödenmeyen 22.811,67 TL’nın ticari faizi birlikte davalıdan tahsil edilerek müvekkiline ödenmesini talep etmiştir.
CEVAP :Davalıya usulüne uygun dava dilekçesinin tebliğine rağmen dosyaya herhangi bir cevap dilekçesi sunulmamıştır. HMK’nun 128. Maddesi uyarınca; Süresi içinde cevap dilekçesi vermemiş olan davalı, davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaların tamamını inkâr etmiş sayılır.
İNCELEME VE GEREKÇE: Taraflar arasındaki davaya konu uyuşmazlık; Davacı tarafça fatura alacağından kaynaklı alacak davasından ibaret olduğu görüldü.
Tarafların BA-BS formlarının celbi amacıyla ilgili Vergi Dairesine yazılan müzekkereye ikmalen cevap verilmiştir.
Dosyamız Mali Müşavir bilirkişiye tevdii edilmiş olup, bilirkişi mahkememize hitaben sunmuş olduğu raporunda özetle: Davalı vekili dava dilekçesinde, faturaların karşılığı müvekkili şirketin davalı şirketten toplamda 61.361,67 TL tutarında işlem yaptığım, davalı şirketin sadece 38.550,00 TL tutarında ödeme yaptığını, bakiye 22.811,67 TL alacağın ödenmediğini ileri sürerek davalı şirket tarafından ödenmeyen 22.811,67 TL’nın ticari faizi birlikte davalıdan tahsil edilerek müvekkiline ödenmesini talep ettiği, davacı tarafından dosyaya sunulan, davalı adına düzenlenmiş fatura ve sevk irsaliyelerinin toplam tutarının 64.960,46 TL (KDV hariç 55.060,00 TL) olduğu, vergi dairelerinden gelen BA – BS formları incelendiğinde, tarafların vergi dairelerine 12 adet belge ile KDV hariç 55.060,00 TL mal ve hizmet satışı ve alışı gerçekleştirilmiş olduğunun bildirildiği, bu durumda fatura içeriği mal ve hizmetlerin davacı tarafından davalıya teslim edilmiş olduğunun anlaşıldığı, davacı şirket ticari defterlerinde yapılan açıklamalara göre, davacının ticari defterleri üzerinde inceleme yapılmasının mümkün olmadığı, bu nedenle davacının dava tarihi itibariyle davalıdan 22.811,67 TL alacaklı olup olmadığı, alacak miktarının belirlenmesinin mümkün olmadığı, davalı şirketin inceleme gün ve saatinde mahkeme kaleminde hazır bulunmadığı, ticari defterlerini ve dayanağı belgeleri ibraz etmediği, Sayın mahkeme tarafından davalı şirkete duruşma günü 28/03/2019 tarihinde olduğunu ve inceleme gün ve saatinin belirlendiği 29/11/2018 tarihli duruşma zaptını tebliğe gönderildiği, davalı şirket çalışanına 12/12/2018 tarihinde tebliğ edildiği, yapılan açıklamalar neticesinde, davacı şirket tarafından ticari defterleri ibraz edilmediğinden bu aşamada alacaklı olduğunun ispatlanamadığı kanaatine varılmış olup nihai kararın Sayın Mahkemenin takdirinde olacağı yönünde mütalaa etmiştir.
Davacı vekilinin beyan ve itirazları doğrultusunda dosya ek rapor hazırlanmak üzere bilirkişiye tevdii edilmiş olup, bilirkişi ek raporunda özetle: Mahkemenin verdiği ek görev doğrultusunda, davacı şirket ticari defterleri üzerinde yapılan incelemeler neticesinde, davacı vekili dava dilekçesinde, faturaların karşılığı müvekkili şirketin davalı şirketten toplamda 61.361,67 TL tutarında işlem yaptığım, davalı şirketin sadece 38.550,00 TL tutarında ödeme yaptığını, bakiye 22.811,67 TL alacağın ödenmediğini ileri sürerek davalı şirket tarafından ödenmeyen 22.811,67 TL’nın ticari faizi birlikte davalıdan tahsil edilerek müvekkiline ödenmesini talep ettiği, davacı tarafından dosyaya sunulan, davalı adına düzenlenmiş fatura ve sevk irsaliyelerinin toplam tutarının 64.960,46 TL (KDV hariç 55.060,00 TL) olduğu, tarafların vergi dairelerinden gelen BA – BS formları incelendiğinde, tarafların vergi dairelerine 12 adet belge ile KDV hariç 55.060,00 TL mal ve hizmet satışı ve alışı gerçekleştirilmiş olduğunun bildirildiği, bu durumda fatura içeriği mal ve hizmetlerin davacı tarafından davalıya teslim edilmiş olduğunun anlaşıldığı, davacı şirket ticari defter kayıtlarına göre, davacı şirketin 31/12/2014 tarihi ve dava tarihi olan 26/03/2018 tarihi itibariyle davalı şirketten herhangi bir alacağı bulunduğunun ispatlanamadığı yönünde mütalaa etmiştir.
Bilirkişi raporlarının HMK 280. Maddesi uyarınca taraflara tebliğ edilmiştir.
Toplanan deliller, dava dilekçesi, bilirkişi raporu bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davacı taraf dava dilekçesi ile 10 adet 2011 yılında farklı tarihlerde düzenlenmiş fatura alacağına dayanarak alacak davası açmış olup; davacının defterleri incelendiğinde 2011 -2012-2013-2014 yıllarına ait açılış tasdiklerinin TTK hükümlerine göre yaptırılmış olmasına rağmen; 2012 yılı hariç kapanış tasdiklerinin yaptırılmamış olduğu; davacı şirket yönünden defterlerin birbirini teyit etmediği yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde anlaşılmıştır. HMK 222/4 maddesi uyarınca kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar biribiri doğrulamayan ticari defter kayıtlarının sahibi aleyhine delil olacağı düzenlenmiş olup, davacının ticari defterlerinin incelenmesinde 2012 yılında davacı tarafça davalıdan farklı tarihlerde üç adet nakit tahsilatı yapılmak suretiyle, davacı şirketin davalı şirketten alacağı kalmadığı ve borç alacak ilişkisinin davacının ticari defterlerine göre sıfırlandığı tespit edilmiştir. Her iki tarafın ——- bildirimlerinin tespiti amacıyla yazılan müzekkere cevapları incelendiğinde; faturaların davacı ve davalı tarafça bildirimlerinin yapıldığı tespit edilmiş ise de ——formları teslime ilişkin olup; davacı dava dilekçesinde faturaya konu mal bedellerinin ödenmediğini iddia etmekte ve kendi defterleri bu hususu doğrulamamaktadır. Davacının ticari defterlerine göre faturaya konu borcun davalıdan 20.03.2012, 30.03.2012 ve 10.04.2012 tarihlerinde davalı tarafça yapılan nakit tahsilat üzerine kapatıldığı sabit olduğundan; davacının ispat edemediği davasının reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
Davacının davasının REDDİNE,
1-Alınması gerekli 44,40 TL harcın davacı tarafça yatırılan 389,57 TL peşin harçtan mahsubu ile 345,17 TL’nin bakiye harcın davacıya iadesine,
2-Davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
3-Davalı kendisini vekille temsil ettirmediğinden vekalet ücreti verilmesine yer olmadığına,
4-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı