Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/353 E. 2019/367 K. 27.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2018/313 Esas
KARAR NO : 2019/298

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 14/03/2018
KARAR TARİHİ : 19/03/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: davacı sigorta şirketi tarafından zorunlu mali mesuliyet (trafik) poliçesi ile sigorta edilen — Plakalı aracın 22/07/2017 tarihinde —- plakalı araçta %100 oranında kusurlu olarak maddi hasar meydana getirdiğini, mahallinde tutulan tutanağa göre – —– plakalı sigortalı olan aracın olayda %100 kusurlu olduğunu, kazaya karışın diğer aracın pert olduğunu, 16.000,00.TL hasar miktarının sigortalı davalının ağır kusur durumu ve teminatı dikkate alınarak karşı tarafa ödendiğini, davalıya ait aracın olayda %100 kusurlu olarak müvekkil şirketin büyük zararına sebep olduğunu, bu nedenle 16.000,00.TL tazminatın ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle , davacının iddialarının doğru olmadığını, davacı yanın davalı şirkete rücu hakkının bulunmadığını, kazanın meydana gelmesinde davalı şirkete ait aracın sürücüsünün asli ve tam kusurlu olup olmadığı hususunun araştırılması gerektiğini, davacının ileri sürdüğü zarar miktarına da itiraz ettiğini bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE : Dava, hukuki niteliği itibari ile davacı sigorta şirketi zorunlu mali musuliyet sigortalısının karıştığı kaza nedeni ile davacı tarafça dava dışı 3. kişiye yapılan ödemenin davalıdan tahsili amacı ile açtığı tazminat davasına ilişkindir.
Mahkememiz yargılama aşamasında sigorta uzmanı ve kusur bilirkişisinden rapor alınmış olup, bilirkişiler sunmuş oldukları raporda özetle ; davalı araç sürücüsünün kırmızı ışık ve sola dönüş kurallarını ihlal etmesi nedeniyle kazanın meydana gelmesinde %100 kusurlu olduğunu, dava konusu aracın hasarsız haldeki değerinin 22.000 TL olması bu rakamdan aracın onarılmadan mevcut haliyle teklif edilen 6000 TL satılmasıyla elde edilecek miktarın onarım bedelinden daha ekonomik olacağı kanaatine varılarak araçtaki gerçek hasar bedeli 16.000 TL olarak ugun bulunduğu,davacı sigorta şirketi tarafından dava dışı araç sahibine 16.000 TL maddi tazminat ödemesinin yapıldığını, davalı sürücünün yaşanan kazada tam kusurlu olması nedeniyle sigortacısının sigortalısından rücu etme hakkını doğurmadığını rücu için sigortalının kasti bir hareketi veya ağır kusurunun bulunması gerektiğini, davacının hasarın teminat dışında kaldığını somut delillerle ispat edemediğini bu nedenle dava dışı kişiye yapılan ömdemenin davalıdan talep edilemeyeceğini mütalaa etmişlerdir.
Bilirkişi raporlarının HMK 280. Maddesi uyarınca taraflara tebliğ edilmiştir.
HMK 282. Maddesi uyarınca hakim, bilirkişinin görüşünü diğer deliller ile birlikte serbestçe değerlendirir.
Yargıtay ———–. Hukuk Dairesi 2017/2411 E. 2018/74 K. Sayılı ilamı; ” Bu halde, ——- plakalı sürücünün kusurlu- alkollü olması ve firar etmesi nedeniyle rizikonun teminat dışında kaldığı iddia edildiği, salt olay yerinin terk edilmesi veya sürücünün olay yerinden firar etmesi rizikonun ve dolayısıyla hasarın teminat dışında kaldığının kabulü için yeterli olmadığı, yine birleşen davada kusur da dahil olmak üzere kanıtlanamayan bu hususların sigortalıya rücu sebebi de olmadığı, yine dosya kapsamı itibariyle ———–plakalı aracın sürücüsünün alkollü olduğu sabit olmadığı gibi kazanın münhasıran alkolün etkisi altında meydana geldiğine dair bir delil bulunmadığı…” şeklindedir.
Yargıtay ——– Hukuk Dairesi 2015/3746 E.2015/12005 K.Sayılı ilamı; ” olay yerinden firar ettiğine ve rizikoyla ilgili belge ve bilgileri vermediğine dayanarak sigortalı belediye hakkında bu davayı açmıştır… Sürücünün alkollü, ehliyetsiz olduğu da ileri sürülmemiştir. Bu durumda mahkemece rücu şartları bulunmadığından ve davacı tarafça somut delillerle ispatlanmadığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu gibi işin esasına girilerek hüküm kurulması doğru değildir.” şeklindedir.
Karayolları Trafik Sigorta Poliçesi Genel Şartlar’ın Zarar Görenlerin Haklarının Saklı Tutulması Ve Sigortacının Sigortalıya Rücu Hakkı başlıklı B4. Maddesinde ödemede bulunan sigortacı, sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre, tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda kazaya sebebiyet veren sigortalıya rücu edebilir” hükmünü düzenlemiş olup; Sigortalıya başlıca rücu nedenleri sayılmıştır. Davacı taraf dava dilekçesi ile ” Tazminatı gerektiren olay, sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kasti bir hareketi veya ağır kusuru sonucunda meydana gelmiş ise” hükmüne dayanmış ve ödediği hasar bedelinin rücuen tahsili istemi ile dava açmıştır.
Toplanan deliller bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davalı tarafa ait —— plaka sayılı araç sürücüsünün meydana gelen kazada; KTK 47/B,52/A,57/1, 53/B-1-2-4 maddelerini ihlal ederek tam kusurlu olduğunun düzenlendiği rapora mahkememizce itibar edilmiştir. Davacı dava dilekçesinde rücu nedeni olarak sürücünün ağır kusurunu gerekçe göstermiş; dava dışı üçüncü kişilere ödediği tazminattan—— plaka sayılı araç sürücüsünün sorumlu olduğunu belirtmiştir. Karayolları Trafik Sigorta Poliçesi Genel Şartlar’ın Zarar Görenlerin Haklarının Saklı Tutulması Ve Sigortacının Sigortalıya Rücu Hakkı başlıklı B4. Maddesinde gereğince sigorta şirketinin rücu hakkının doğması için ağır kusur veya kasti hareket sonucunda zararın meydana gelmesi gerekmekte olup somut olayda ağır kusur hali ve kasti hareket mevcut değildir. Hasar dosyası incelendiğinde olay yeri terk maddesine dayanılarak (Genel Şartlar B4) da rücu talebinde bulunulmuş olup Yukarıda değinilen Yargıtay içtihatları ışığında somut olay değerlendirildiğinde salt olay yerinin terk edilmesi veya sürücünün olay yerinden firar etmesi rizikonun ve dolayısıyla hasarın teminat dışında kaldığının kabulü için yeterli kabul edilmemiştir. Davacı dava dilekçesinde sürücünün alkollü olduğunu veya bu gibi ağır kusur hallerini de ileri sürmemiş olup, örneğin alkolllü olduğu ileri sürülse dahi Yerleşik Yargıtay içtihatları gereğince kazanın münhasıran alkolün etkisi altında meydana geldiği hususu da sigorta şirketi tarafından ispatlanmalıdır. Somut olayda davalının eylemi Karayolları Trafik Sigorta Poliçesi Genel Şartlar’ın Zarar Görenlerin Haklarının Saklı Tutulması Ve Sigortacının Sigortalıya Rücu Hakkı başlıklı B4. Maddesinde belirtilen eylemler kapsamında ağır kusur olarak kabul edilmediğinden ve ilgili maddede belirtilen haller somut olayda yer almadığından açılan davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
DAVANIN REDDİ İLE;
1-Alınması gerekli 44,40 TL harcın davacı tarafça yatırılan 273,24 TL harçtan mahsubu ile 228,84 TL nin davacıya iadesine,
2-Davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan ——– uyarınca 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere dosya üzerinden verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.