Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/307 E. 2021/223 K. 09.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/307 Esas
KARAR NO: 2021/223
DAVA: Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/03/2018
KARAR TARİHİ: 09/03/2021
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin, kardeşi ——- davalı bankadan —- kullanmış olduğu ———— tarih ve —- ettirdiğini, BK 584. Maddesine göre en geç sözleşme anında alınması gereken muvafakatin, ipotek tesis edildikten sonra alındığım, kredi borçlusu ————- yılında vefat ettiği, müteveffanın kredi borçlarının ipoteğin paraya çevrilme tehdidi altmda müvekkili tarafından ödenip, ipoteğin kaldırıldığım, krediler ödenirken müvekkilinin yasal olarak yapılması gereken erken ödeme indirimlerinden yararlandırılmadığını, bankanın kredi borçlarının kaldırılması için gereken miktar ile ilgili bilgileri vermediğini, çekilen ihtarnameye binaen sadece ——— fotokopisinin gönderildiğini, oysa müteveffanın böyle bir kredi çekmediğini, kullanmış olduğu kredi miktarının —— olduğunu. müvekkilinin sadece ——— teminat olması amacıyla ipotek borcu altına girdiğini, kardeşinin ölmesi sebebiyle kredi bedelinden çok yüksek tutarlarda bankaya ödeme yapmak zorunda bırakıldığını belirterek, ipotek senedi ve sene sonucu müvekkilinden tahsil edilen tutarların hukuka uygun olup olmadığının tespitini. ipotek senedinin hukuka aykırı olması durumunda senedin geçmişe dönük olarak iptalini, müvekkiline ödettirilen tutarın ödeme tarihinden itibaren avans faizi ile müvekkiline iadesini, ipotek senedinin hukuka uygun olması halinde, senet hükümlerine aykırı olarak müvekkilinden fazla tahsil edilen tutarların ödeme tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte iadesine karar verilmesini, talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; —- tarih ve ———– numaralı————- çok kredi kullandığım, bu kredilerden ——– kredinin dava konusu edildiğini. dava konusu ipoteğin davacı tarafından tapu memuru önünde imzalandığım, anılan belgenin hukuka aykırı olması durumunda, husumetin ———– yöneltilmesi gerektiğini, davanın husumet yönünden reddi gerektiğini. davacının eşi ile ikamet ettiği adresin farklı olması sebebiyle, ipoteğin tesis edildiği gayrimenkulün aile konutu olmadığım, bankanın buna rağmen davacının eşinden muvafakatname aldığım, aile konutu ile ilgili bir meselede dava açma yetkisinin davacının eşinde olması sebebiyle davacının aktif husumet ehliyetinin bulunmadığını. muris———– vefatından soma, mirasçıları tarafından düzenli ödeme yapılmaması sebebiyle, kullanmış olduğu kredilerin kanuni takibe alınıp muaccel hale geldiğini, muaccel hale gelen kredilere temerrüt faizi uygulandığını, kanuni takibe aktarılan krediler için erken ödeme indirimi talep edilemeyeceğini, kaldı ki murisin kullandığı kredilerin ticari kredi olup erken ödemenin belirli koşullarda yapıldığını, davacının talepleri içerisinde indirimin mevcut olmadığını, muris hakkında başlayan icra takibine konu borcun tahsili sağlandığı için fazla ödeme ve faiz taleplerinin hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, ancak kabul etmemek şartıyla faize hükmedilebilecek olsa bile dava tarihinden itibaren davacının yasal mirasçı olması sebebiyle ancak yasal faiz talep edilebileceğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE
Taraflar arasında uyuşmazlık noktaları dava konusu ipoteğin geçersiz olup olmadığı, geçersizse buna göre davacının talep edebileceği alacak miktarı, ipotek senedinin geçerli olması halinde ise davacının fazla ödeme yapıp yapmadığı, fazla ödeme varsa miktarının tespiti noktasında toplanmaktadır.
Dava konusu olayda, 3. Kişi lehine tesis edilmiş bir üst sınır ipoteği bulunmakta olup, sözleşme içerisinde ayrıca davacı malikin asıl borçluya kefaletinin alınması için düzenlenmiş özel hükümler de bulunmamaktadır.
İpotek sözleşmesinin şekil şartlarının yerine gelmesi için fiil ehliyetine sahip olan tarafların, resmi makam önünde yazılı sözleşmeye, iradelerini yansıtmaları yeterli olmakla birlikte muvafakat ile ilgili olarak ——— fıkrasıyla ile evli olan ipotek verenin tasarruf ehliyeti bakımından tahdit konulmuştur.
Bu maddeye göre, eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz. Eşin açık rızasına dayanmayan hukuki işlemler geçersiz olup, söz konusu geçersizlik türü ise kesin hükümsüzlüktür.
Mevzuatımız ipotek sözleşmesiyle kefalet akdinin kurulmasına izin vermekte olup bu durumda kefaletin geçerli olabilmesi için eş rızası aranmaktadır. Fakat eş rızası yok ise bu durum kefalet akdini geçersiz hale getirse dahi ipotek akdinin geçerliliğini etkilememektedir.
İpotek sözleşmesinde belirlilik ilkesi teminatın vasıfları açısından esastır. Belirlilik ilkesi alacak için de esaslı bir unsursa da, ———– alacağın doğmuş veya muhtemel bir alacak için ipotek tesis edilmesi imkânı verilerek belirlilik ilkesi alacak için gevşetilmiştir.
Bu tür ipotekler üst sınır ipotekleri olup; alacak miktarının kesin belirleme söz konusu değildir. Taraflar, alacak miktarının belirli olmadığı durumda belirlilik ilkesi gereğince tüm ihtiyaçlarını karşılayacak azamî güvence bedelini tapu sicilinde göstermeleri yeterli olur.
Bu bakımdan dava konusu olayda asıl alacak miktarının sınırının çizildiği belirtilen ———limitlerin, ipotek tutarından düşük olması ipotek sözleşmesinin geçerliliğine tesir etmeyecek, sadece alacaklıya ipotek limiti üzerinden değil de alacak miktarı üzerinden tahsilât imkânı vereceği, netice olarak dava konusu olayda, eş muvafakati ve limitler açısından, ipotek sözleşmesinin geçerli olduğunun kabulü gerekmektedir.
Davalı banka teminat dahilinde, ticari kredi, kredili mevduat hesabı, kredi kartı ve tahsis edilen çek karnesi kapsamında bankaca yaprak sorumluluk bedellerinin ödenmesinden kaynaklı kredilerden oluşan riskler için —— sorumluluk bedelleri ödenmemiş olan çek yapraklarından kaynaklı riskler için de ——– olduğu bildirilmiştir.Banka hesap hareketlerinde —– tarihi itibarıyla bu riskler için girilen tutarlar da aynı miktarları teyit etmektedir.
Dava konusu ipotek sözleşmesinin ———— asaleten ve kefaleten doğmuş doğacak tüm kredi borçları, bunların faiz, komisyon, ücret, vergi, resim, harç, fon ve bunlara terettüp eden her türlü ceza ve gecikme cezalarını kapsadığı görülmektedir. Bu bakımdan dava dışı——–davalı bankadan kullanmış olduğu ———- numaralı —– ipotek ile teminat altına alınmış olduğu görülmektedir.
Davalı banka tarafından ticari kredi olarak, — tarihinde dava dışı —- kullandırılmıştır.——-
Davacı delili olan dekontlardan—- bu kredi için yapıldığını, taksit gecikmelerinin de alındığını göstermektedir. Borçlar Kanunumuzun 104. maddesinin 1. fıkrasına göre dönemsel edimlerden biri için, alacaklı tarafından çekince belirtilmeksizin makbuz verilmişse, önceki dönemlere ait edimler de ifa edilmiş sayılır.
Dava konusu olayda ticari kredinin bu— dekonttan en sonuncusu olan —Numaralı ticari kredinin —- tarihine kadar olan —- taksidinin sorunsuz ödendiği anlaşılmıştır.
Kredi geri ödeme planına göre bu tarihten itibaren—- bulunmaktadır ve kullandırılan kredinin anapara bakiyesi —–
——— adlı rapor ekinde yer alan —- Bankanın müşterinin vefat tarihi olan ——– tarihini takip eden—– tarihinde hesabı kat ettiği görülmektedir.
Hesap kat’ından sonra aynı dosya içerisinde açıklama kısmı bu kredi ile ilgili olarak tanımlanmamış ——- tarihli her biri———- ödeme daha bulunmaktadır. Bu ödemeler davacını delil olarak sunduğu aynı tarihli iki dekontta da görülmekle birlikte açıklama kısmında bu ödemelerin, ———— numaralı kredi ile ilgili olduğu belirtilmiştir. Bu sebeple bu iki ödemenin de bu numaralı—– mahsubu gerekmektedir.
Ticari kredi ile ilgi olarak borcun tasfiye tarihi olan ——-tarihine kadar başka bir taksit olmaması sebebiyle, bankanın ticari krediden tahsil edebileceği ve ipotekli gayrimenkul malikinden bu kredi için talep edebileceği tutarın anaparasının ———- olduğu görülmektedir.
Tarafların delil olarak sundukları iki ayrı —– sözleşmesinde de erken ödeme indirimi veya cezası ile ilgili özel bir hüküm bulunmamaktadır. Sözleşmelerin temerrüt halini düzenleyen 7. maddelerinde ölüm halinin borcu muaccel kılacağı ile ilgili özel bir hüküm bulunmamakla beraber, cari hesapların kesilmesini düzenleyen 51. maddelerinde sebebe bağlı olmaksızın bankanın keşide edeceği ihtarname ile hesabın kat edilebileceği kararlaştırılmıştır.
Ticari kredinin kat edildiği —– tarihinde muaccel olduğu kabul edilmekle beraber, hesabı kat eden ihtarname borçluya tebliğ edilememiştir.
Mevcut durumda kredinin tasfiye tarihi itibarıyla bankanın ticari krediden dolayı, ipotekli ——–tahsil etmesi gerekirken, —- tahsil ettiği, bu kredi için davacıdan —— fazla tahsil edildiği anlaşılmıştır.
Dava konusu ipotek sözleşmesinin 1. maddesine göre, —— —- borçları içinde, tüketici kredileri de sayılmıştır. Madde metninden bireysel kredilerin —- terettüp eden her türlü ceza ve gecikme cezalarını kapsadığı anlaşılmaktadır. Bu bakımdan dava dışı—- davalı bankadan kullanmış olduğu —— numaralı kredili mevduat hesabından kullandığı bireysel kredilerin de ipotek ile teminat altına alınmış olduğu anlaşılmıştır.
Dava dışı — vefat edene kadar —-kredili mevduat hesap limitinin tamamını, —- tarihine kadar kullandığı, bu tarihten sonra alınan hesap özeti ücretleri ile birlikte asıl alacağın —–geldiği görülmektedir.
——-adlı rapor ekinde yer alan — dosyasında Bankanın müşterinin vefat tarihi olan—- tarihinden sonra —- tarihinde hesabı kat ettiği görülmektedir. Kat edilen tarih itibarıyla, borçlunun toplam ———– borcu bulunmaktadır.
Bu tarihten sonra banka hesaplarında ve davacı delillerinde bir ödemeye rastlanılmamıştır.
—– hesabından kullandırılan kredi ile ilgi olarak borcun tasfiye tarihi olan —— tarihine kadar başka bir tahsilât olmaması sebebiyle, bankanın bu krediden tahsil edebileceği ve —– bu kredi için talep edebileceği tutarın anaparasının ——– olduğu görülmektedir.
Bu kredi ile ilgili aylara yayılmış bir vade olmadığından, erken ödeme indirimi veya cezası ile ilgili bir hükmün tatbikine imkân bulunmamaktadır.
Banka kayıtlarında hesabın ——– tarihi itibarıyla kat edildiği ve ——- tarihinde borçlulara ihtarname çekildiği görülmüşse de ihtarname tebliğ edilememiştir.
Mevcut durumda kredinin tasfiye tarihi itibarıyla bankanın kredili mevduat hesabından dolayı, ipotekli gayrimenkul malikinden — tahsil etmesi gerekirken, — tahsil ettiği, bu kredi için davacıdan —- tahsil edildiği anlaşılmıştır.
Dava konusu ipotek sözleşmesinin ——– doğmuş doğacak tüm kredi borçları içinde, tüketici kredileri de sayılmıştır.——- kapsadığı anlaşılmaktadır. Bu bakımdan dava dışı —- bankadan kullanmış olduğu ——— —- kredi kartının da ipotek ile teminat altına alınmış olduğu anlaşılmaktadır.
Dava dışı — vefat tarihi olan —- tarihinden önce gönderilen —hesap kesim tarihli hesap özetine göre dönem borcu, — asgari ödeme tutarı da —– tarihten sonra gönderilen hesap özetlerinde de bir harcama ya da ödemeye rastlanılmamıştır.
—— adlı rapor ekinde yer alan —- Bankanın müşterinin vefat tarihi olan — tarihinden sonra — tarihinde hesabı kat ettiği görülmektedir. Kat edilen tarih itibarıyla, borçlunun toplam —– bulunmaktadır.
Bu tarihten sonra banka hesaplarında ve davacı delillerinde bir ödemeye rastlanılmamıştır. Kredi kartıyla ilgi olarak borcun tasfiye tarihi olan —— tarihine kadar başka bir harcama olmaması sebebiyle, bankanın bu krediden tahsil edebileceği ve ipotekli gayrimenkul malikinden bu kredi için talep edebileceği tutarın anaparasının ——– olduğu görülmektedir.
Kredi kartıyla ilgili aylara yayılmış bir vade olmadığından, erken ödeme indirimi veya cezası ile ilgili bir hükmün tatbikine imkân bulunmamaktadır. Banka kayıtlarında hesabın —-tarihi itibarıyla kat edildiği ve ———- tarihinde ihtarname çekilmişse de borçlulara tebligat yapılamamıştır.
Mevcut durumda kredinin tasfiye tarihi itibarıyla bankanın kredi kartından dolayı, ipotekli gayrimenkul malikinden —- tahsil etmesi gerekirken, —- tahsil ettiği, bu kredi için davacıdan ——– fazla tahsil edildiği anlaşılmıştır.
Dava konusu ipotek sözleşmesinde bankadan kullandırılan çeklerden dolayı bankanın sorumluluğuna gidilmesi halinde ipotek malikinin bundan sorumlu olacağına dair bir hüküm bulunmamaktadır.
Bununla beraber tazmin olan çeklerle ilgili banka dava dışı ——- dayanarak kredi kullandırmış, ipotek malikinin sorumluluğunu da bu ipoteğin kullandırılan kredilerin teminatı olduğuna dayanarak, kredilerin bedellerini istemiştir.
Fakat tazmin olan çekler de, kullandırılan kredilerde dava dışı ——- tarihinden sonradır.
Bir kişinin vefat etmesinden sonra kendisi ile bir kredi sözleşmesi yapılması, kendisine kredi açılması imkânı yoktur. İpotek akitleri de asıl alacağa sıkı sıkıya bağlı ayni haklardır. Asıl alacağın kurulamadığı, geçersiz olduğu bir yerde bu alacak ile ilgili ipotek teminatına gitme imkanı yoktur.
Banka kayıtlarında bankanın sorumluluğuna gidilen çek tazminlerine binaen açılan krediler için tasfiye tarihi olan—- tarihi itibarıyla ipotekli gayrimenkul malikinden —— tahsil edildiği görülmektedir.
Hem ipotek senedinin çek taahhütlerini kapsamaması, hem de söz konusu kredilerin dava dışı asıl borçlunun vefatından açılması sebebiyle tahsil edilen bu tutarın ipotek malikinden talep edilemeyeceği kanaati oluşmuştur.
Bankanın tazmin olmamış iki adet çek yaprağından kaynaklandığı anlaşılan —– için her ne kadar, davacı delili olan borç bildirim yazısında ipotek malikinin sorumluluğu dolayısıyla bu tutarın ödenmesini talep etmişse de, yine davacı delili olan —– tarihli dekontta bedelin vadesiz hesaba yatırıldığı görülmektedir.
Ayrıca bu bedel için davalıdan rehin blokaj talimatı da alındığı anlaşılmaktadır. Bu durumda ilgili tutarın davacı tarafından ipotekli gayrimenkul maliki olmak sıfatından dolayı değil ilgili tutar için gayri nakdi risklere nakdi teminat vermek için yatırıldığı anlaşılmaktadır.
Netice olarak, ipotek sözleşmesinin geçerli bir sözleşme olduğu, davalı bankanın, davacıdan, ipotek maliki sıfatıyla— tahsil etmesi gerekirken,—— fazla tahsilât sağladığı, görüldüğünden davanın kabulün fazala yapılan ödemeye ödeme tarihi olan —- tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kabulü ile;—– alacağın davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
2-Alacağa ——- tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına
3-Alınması gereken 701,94-TL harçtan dava açılırken alınan 35,90-TL peşin harç, 166,94-TL ıslah harcı toplamı 202,84-TL harçtan mahsubu ile bakiye 499,10-TL. harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan; 1.247,35-TL yargılama gideri 35,90-TL peşin harç, 166,94-TL ıslah harcı toplamı 202,84-TL toplamı 1.450,19-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı lehine AAÜT uyarınca taktir edilen 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Bakiye gider avanslarının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 09/03/2021