Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/29 E. 2023/136 K. 09.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/29 Esas
KARAR NO: 2023/136
DAVA: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 08/01/2018
KARAR TARİHİ: 09/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkilinin Müdürü bulunduğu ——— tarihinde saat 21:22 civarında hırsızlık olayı gerçekleştiği, bu hırsızlık olayına ilişkin olarak şirketin güvenlik kamera kayıtlarının dosyada mevcut olduğu ayrıca kamera kayıtlarından seçilen fotoğrafların da eklendiğini, müvekkilinin takibe konu olan çek ve çekin koçanı ve bazı bonoların işyerinde gerçekleşen soygun neticesinde rızası hilafına elinden çıktığını, Çekin bankadan tahsil edilmesini engellemek için ödeme yasağı konulmasını da içeren çekin iptali için ——- numaralaı dosyasından dava açıldığını çek ve bono vasfını taşıyan —– evrakları için ödeme yasağı kararı verildiğini, ancak İcra takibine konu olan çekin imzasız olarak çalınmış olması nedeni ile kambiyo vasfını taşımaması nedeni ile ödeme yasağı kararı verilmediğini, ancak ——soruşturma nolu dosyasından çalıntı olması nedeni ile görüldüğü yerde emniyete bildirilmesi için bankalara müzekkere yazıldığını, bu çerçevede ilgili bankalara durumun bildirildiği, esas sayısı ve İcra müdürlüğü bildirilen dosyadaki imza ve kaşenin müvekkili şirkete ait olmadığını, bu husustaki itirazlarını beş günlük yasal süresi içinde ——- sayılı dosyasından yapmalarına rağmen; dosya yoğunluğu nedeni ile henüz tedbir hususunda karar verilmediğini, bu süreç içinde takibin kesinleşmesi ve ödeme süresinin dolmuş olması nedeni ile iş bu davayı açmak zorunda kaldıklarını, bununla beraber —– da çalıntı çek, sahte imza ve sahte kaşe için — nolu dosya ile suç duyurusunda bulunulduğunu soruşturmanın devam ettiğini, takibe konu yapılan çekteki imza ve kaşenin müvekkili şirketin temsilcilerine ait olmadığını, şirketin yetkili temsilcilerinin daha önce atmış olduğu imzaların ve yine mahkeme huzurunda oturarak ve ayakta atacağı imzaların ve kaşenin bilirkişi marifetiyle tetkikinden de takip konusu yapılan çekteki imzanın müvekkiline ait olmadığının anlaşılacağını, müvekkili olan şirketin ve şirket yetkili temsilcileri olan kişilerin imza sirküleri incelendiğinde çıplak gözle imzalar arasındaki farklılıkların hemen dikkati çektiğini, çekte kullanılan şirket kaşesi için de aynı durumun geçerli olduğunu, bununla beraber müvekkili şirketin ve temsilcilerinin; çekte cirosu olan şirket, banka ve kişilerle hiç bir ticari ilişkisi olmadığını, bu kişi ve firmaları hiç tanımadığını, daha önce aynı şekilde müvekkil şirkete karşı yapılmış benzeri sahte evraklarla düzenlenmiş İcra takipleri ile ilgili olarak suç duyurusunda bulunulduğunu ve bu konuda soruşturmanın devam ettiğini, müvekkili olan şirket aleyhine bu kadar yüksek meblağlı bir icra takibine başlandığının müşteriler arasında duyulmasının büyük güvensizlik duygusuna sebep olacağını, bu tür kötü bir reklamın müvekkili şirketin ticari geleceğini olumsuz şekilde etkileyebileceğinden sonradan haklı çıkma ihtimali de göz önüne alınarak tedbiren icra takibinin ve işlem yapılmasını durdurulmasına karar verilmesini açıklanan ve re’sen gözetilen nedenlerle; borca, imzaya ve kaşeye olan itirazlarının dolayısı ile borca ve ferilerine itirazlarını belirttikleri davanın kabulü ile dava sonuna kadar takibin tedbiren durdurulmasına ve borçlu olmadıklarını tespitine haklı çıkmaları halinde haksız takip ve inkar tazminatına hükmedilmesine; ücreti vekalet dahil olmak üzere tüm yargılama giderlerinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP : Davalı —— cevap dilekçesinde özetle; Sundukları muavin defter dökümünde de görüleceği üzere müvekkil firma ile ticari iş yapmış olan cirantalardan biri olan üçüncü şahıs ——arasında mal alışverişi gerçekleştiği, iş nedeniyle —— ekte sunulan muavin dökümünde yer alan faturaların tanzim edildiğini, müvekkili firmanın, belirtilen cari hesap alacağına mahsuben üçüncü şahıs —– sıra numaralı tahsilat makbuzu ile, davaya konu —— keşide edilen —- bedelli çeki aldığını, çek ile ilgili alacağını tahsil edemeyen müvekkili tarafından, —— sayılı dosya numarası ile takibe başlandığını, müvekkilinin icra takibine konu senette son ciranta olduğu, yetkili ve iyi niyetli hamil durumunda oludğunu, dolayısı ile müvekkil firmanın, keşideci durumunda olan davacıya ait imzanın davacıya ait olup-olmadığını tetkik etme yükümlülüğü bulunmadığını, ticari yaşam içerisinde keşidecinin imzası dışında şirket çalışanlarının ya da yakın akrabalık bağı olan kişilerin temsilcinin bilgisi dahilinde çekte yer alan cirolardaki imzaları attıklarının bir gerçek olduğu, imzanın davacıya ait olmadığı durumlarda dahi çekten doğan sorumluluğun devam edeceğinin kabul edildiği, davacının müvekkile karşı ileri sürmüş olduğu kötüniyet ve diğer iddialarının reddine karar verilmesi gerektiği, davacı tarafın iş bu dava da iddia ettiği borçlu olmadığı iddiasını ispata mecbur olduğu, 4721 S. TMK m. 6.maddesi “bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf, o vaklayı ispat etmeye mecburdur.” hükmünü içerdiğini, İspat yüküne ilişkin bu genel kural menfi tespit davaları için de geçerli olduğunu, bu davalarda da bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran (iddia eden) taraf, o vakıayı ispat etmek zonundadır ve davacı HMK’nun 200.maddesinde düzenlenen “senede karşı senetle ispat kuralı” gereğince davacının iddiasını senetle ispat zorunluluğu bulunduğnu, HMK’nun 200.maddesinde bu hususun “Bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri ikibinbeşyüz Türk Lirasını geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerektiğini, bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri ödeme veya borçtan kurtarma gibi bir nedenle ikibinbeşyüz Türk Lirasından aşağı düşse bile senetsiz ispat olunamaz” şeklinde düzenlendiğini, bu nedenle davacının işbu davasındaki iddialarını yazılı belge ile ispat etmek zorunda olduğunu, icra takibine konu senedin nedeni ile müvekkil firmanın mağdur olduğunu, senetteki imzanın davacıya ait olmadığı durumlarda dahi senetten doğan sorumluluğun devam edeceğine yönelik —– ve dava konusu senedin hırsızlık olayı neticesinde elden çıktığına ilişkin kesinleşen mahkeme ilamı olmadığı dikkate alındığında davacının davasının reddine karar verilmesi gerektiği, Mahkemece imza incelemesi yoluna gidilecek ise davacının imza örneklerinin belirttiği yerler dışında da toplanmasına karar verilmesini talep ettiklerini, davacının hesabından keşide edilen ödenmiş çek asılları ve/veya örneklerinin, bağlı olduğu——yer alan davacı firma adına verilmiş beyanname ve imza örneklerinin de celbini talep ettiklerini, bu şekilde toplanacak imza örnekleri ile birlikte yapılacak imza incelemesi neticesinde davacı taraf davasında haksız ve kötüniyetli olduğunun anlaşılması üzerine davasının reddine karar verilmesini ve ayrıca davacının takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere icra- inkar tazminatına hükmedilmesine, karar verilmesini talep ettiklerini, aksi durumda ise müvekkilin son ciranta ve yetkili, iyiniyetli hamil olduğu ve davacı adına atılan imzayı tetkik etme imkan ve yükümlülüğü olmaması ve davanın açılmasına sebebiyet vermemesi nedeni ile yargılama giderleri, vekalet ücreti ve sair taleplerinin reddine karar verilmesini talep ettiklerini, izah edilen ve re’sen göz önüne alınacak nedenlerle öncelikle davacının haksız ve İKK.’nun 72/3 maddesi gereği yasal şartları oluşmayan takibin tedbiren durdurulması talebinin reddine, haksız ve yasal dayanaktan yoksun davanın reddi ile davacının takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına, karar verilmesini talep etmiştir.
Dava dilekçesi ve eklerinin usulüne uygun olarak davalılar—-tarafa tebliğ edilmiş olduğu, davalı tarafın herhangi bir cevap dilekçesi sunmamış olduğu görüldü.

İNCELEME ve GEREKÇE : Dava, hukuki niteliği itibari ile Davacının ——sayılı dosyası ile ilgili olarak borçlu olmadığının tespiti talebine yöneliktir.
———– yazılan müzekkerelere cevap verildiği, müzekkere yazı cevaplarının dosya arasına alındığı görüldü.
Davada aktif ve pasif taraf husumetinin sağlandığı anlaşılmış olup taraflar arasında bu hususta çekişme yoktur.
Dosya Grafoloji uzmanı bilirkişiye tevdi edilerek aldırılan bilirkişi raporunda özetle ; —–keşide yer ve tarihli, keşidecisi —– çek aslı, ön yüzündeki keşideci hanesinde yazılı —–matbu ibareleri üzerine yetkili adına atılı bulunan keşideci imzasının,—- isimli şahısların dosya içerisinde mevcut mukayeseye esas imzalarına kıyasla aralarında farklılıkların bulunduğunun tespit edilmiş olması sebebiyle ———-şahısların eli mahsulü olmadığı yönünde kanaat ve sonuca varıldığına ilişkin raporunu mahkememize sunmuştur.
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, —— tarihli bilirkişi raporu, dosyaya celp edilen belgeler ve tüm dosya kapsamıyla birlikte yapılan değerlendirmede, davacının davaya konu çekin çalıntı olması, imzanın ve kaşenin sahte olmasından bahisle davaya konu çek sebebiyle borçlu olmadığının tespiti amacıyla mahkememizde dava açtığı, davacı şirket temsilcilerinin imza örneklerinin alınarak davaya konu çek üzerinde grafolojik inceleme yaptırıldığı, —- tarihli bilirkişi raporuna göre, çek üzerindeki keşideci imzasının davacı şirket yetkilileri —— eli mahsulü olmadığı, dolayısıyla davacı yönünden yapılan incelemede, davacı şirketin dava konusu çekte keşideci konumunda olup çekteki keşideci imzasınınn cirosunun davacı şirket yetkilisine ait olmadığının bilirkişi raporu ile sabit olduğu, sahtecilik iddiasının herkese karşı ileri sürülebilen defilerden olduğu, çek hamillerinin iyiniyetli olup olmamalarının hukuki sonucu değiştirmeyeceğinden,davacının menfi tespit talebinin kabulüne dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.

H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davacının davasının KABULÜYLE;
— Şubesine ait,keşide yeri ——-olan,—- emrine yazılı,— bedelli —- numaralı çek ve çekin dayanak yapıldığı ——- Esas sayılı dosyasından davacının davalılara BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE ;
2-Davacının kötü niyet tazminatı talebinin şartlar oluşmadığından reddine,
3-Harçlar kanunu gereğince alınması gereken 179,90-TL harcın mahsubu ile fazladan alınan 137,49-TL’nin yatıran tarafa iadesine,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T (Madde-13 İkinci Kısım İkinci Bölüm) göre hesaplanan 9.200,00-TL maktu vekalet ücretinin davalılardan müştereken müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan (yatırılan harçtan iadesine karar verilen harç düşüldükten sonra kalan) ; 179,90 TL Harc ile 35,90-TL Başvuru Harcı, 1.000,00-TL Bilirkişi ücreti, 438,60-TL Tebligat, Posta ve diğer masraflar, olmak üzere toplam 1.654,40TL’nin davalılardan müştereken müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, ,
6-Fazla yatan gider avansı ile delil avansı var ise karar kesinleştikten sonra yatrınan taraflara iadesine,
Dair Davacı vekili ile Davalı —— vekilinin huzurunda ——- Adliye Mahkemeleri nezdinde 2 hafta istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 09/02/2023