Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/286 E. 2018/1259 K. 04.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/639 Esas
KARAR NO : 2018/1339
DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 06/06/2017
KARAR TARİHİ : 19/12/2018
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müviekkili şirketin ortakları olan —-ile —arasında İstanbul Anadolu 6.Asliye Ticaret mahkemesinin —–sayılı dosyası ile açılan davada ortakların şirketi kötü idare etmeleri sebebi ile şirkete yönetim kayyumu atandıklarını, bu atamadan sonra şirket adına işlemler yapmak durumunda olan kayyumlar tarafından, davalı’nın ———- adresinde mevcut inşaata yapılan sıva ve şap işlerinin piyasada rayiç bedellerinin çok üzerinde fiyatlandırıldığından İstanbul Anadolu 20.Sulh hukuk mahkemesinde ——– D.İş sayılı dosyası ile tespit yaptırdıklarını, müvekkili şirket ortağı ——-tarafından 183.950,00 TL. şirket çeki ve 600.000 TL. Banka havalesi ile toplam 783.950,00 TL. Öd eme yapıldığını, şirket çeklerinden—— Bankası —— şubesine ait —–ve —– vadeli çeklerin ödenmediğini, kayyum tarafından şirketin ticari defterlerinin incelenmesinde davalı tarafından müvekkili şirkete herhangi bir fatura tanzim ve tebliğ edilmediğinin tespit edildiğinden bahisle, davalıya 5.000 TL. borçlu olmadıklarının tespitine, yapılan iş bedelinin üzerinde davalıya yapılan 5.000 TL. Fazla ödemenin istirdat davası sonucu ticari kredilere ödenen en yüksek faiz oranında kendilerine iadesine, davalı elinde bulunan çeklerin kendilerine iadesine ve icra takibine konu edilmemesi için tedbir kararı verilmesine, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin karşı tarafa yüklenilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 18/07/2017 tarihli dilekçe ile; tensip zaptının 11 nolu ara kararına göre talep sonucunu ve dava değerini açıklayarak gerekli harcı yatırdığı, taleplerini ödenmeyen çek bedeli olan 100.000,00 TL. lik alacak yönünden borçlu olmadıklarının tespiti ayrıca 487.548,00 TL. İstirdat talebi olduğu şeklinde açıklamıştır.Bunun üzerine dosyanın dava değerine göre heyete tevdi edildiği anlaşılmıştır.
Her ne kadar davacı şirketin ihyası için şirket adına dava açan kayyuma yetki verilmek suretiyle ihya davasının sonucu beklenerek bu davaya devam edilebileceği düşünülmüş ise de; davayı açan kayyumun da yetkisinin sona ermiş olduğu ve vekaletnamenin de usulsüz olduğu anlaşıldığından bu şekilde işlem yapılmamıştır.
Bu davayı davacı şirket adına açan kayyum Semra Durul’un İstanbul Anadolu 6.ATM’nin ——- Esas sayılı dosyasında ——tarihli kararla yönetim kayyumu olarak atandığı, ancak şirket hakkında 15/11/2017 tarihinde aynı dosyada fesih ve tasfiye kararı verildiği, yönetim kayyumunun bu görevinin sona erdiği, her ne kadar tasfiye memuru olarak aynı kişi atanmış ise de, şirketin fesih ve tasfiyesine karar verilip sicilde ilan edilmiş olması sebebiyle tüzel kişiliğinin bu dava açılmadan önce sona ermiş olduğu, davada taraf ehliyetinin kalmadığı gibi bu şirket adına yönetici kayyumu olarak davacı vekiline vekalet veren kayyumun da görevinin sona ermiş olduğu anlaşılmıştır.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin şirket ortağı —— ile—– tarihinde,—- tarihinde, —– tarihinde, —— tarihlerinde sözleşme imzaladıklarını ve bu sözleşmeler çerçevesinde de işlerini yapmaya devam ettiklerini, müvekkili ile davacı şirket ortağının arasındaki sözleşme çerçevesinde işlerin henüz tamamlanmadığından ve iş bitimi fatura tanzim edileceğinden davacı tarafın asılsız iddialarını kabul etmediklerini beyan ederek davacı tarafın haksız ve hukuki mesnetten uzak gerçekleri yansıtmayan davasının reddine, yargılama giderleri ile birlikte ücreti vekaletin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Celse arasında Feri müdahil … vekili dilekçe sunarak, müvekkilinin davacı şirkette %50 ortağı olması nedeni ile bu davanın müvekkilinin haklarını da etkileyeceğini, bu nedenle bu davada katılan davacı olarak yer almak istediklerini beyan etmiş, 20/09/2018 tarihli celse de talep kabul edilerek müdahale talep eden …’ın davacı şirket yanında feri müdahil olarak kabulüne karar verilmiştir.
Dosya kapsamına göre; fesih ve tasfiye kararı verilen şirket adına yetkisi kaldırılmış kayyum tarafından verilen vekaletname ile açılan bu davada; davacı şirketin tüzel kişiliği bitmiş olduğundan davada taraf ehliyeti olmadığı gibi şirket adına dava açan vekilin vekaletnamesinin de yetkisi kalkmış kayyum tarafından verildiği, bu nedenle her iki dava şartının da oluşmadığı anlaşılmakla, davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın HMK’nun 114/1-d,f ve 115/2.maddeleri uyarınca USULDEN REDDİNE,
2-Alınması gereken 35,90-TL karar harcının peşin alınan 170,78 TL harç ve 9.864,00 TL. Tamamlama harcı toplamı 10.034,78 TL.nin mahsubu ile bakiye 9.998,88-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından sarf olunan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yargılama gideri sarf olunmadığından bu konuda karar vermeye yer olmadığına,
5-Davalı lehine AAÜT uyarınca taktir olunan 2.180,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde bakiye gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 19/12/2018