Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/277 E. 2021/50 K. 20.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/277 Esas
KARAR NO: 2021/50
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 07/05/2010
KARAR TARİHİ : 20/01/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında —- tarihinde ——-yapıldığını, sözleşmenin———- satın aldığı ve karşılığında borçlandığı her ürün bedelini, satın aldığı tarihten itibaren,—- ödemesi için —- vade tanır. Üye satın aldığı her ürünün bedelini aylık vadede,—- ortak pazarına satarak ödeyemez ise, herhangi bir ihtara gerek olmadan borcunu onikinci ayın sonunda 10 gün içinde defaten nakit olarak ——- birlikte öder. ” Şeklinde hüküm konulduğunu, —- tarihinde tarafların bir araya gelerek yaptıkları işlemler sebebi ile mutabakata vardıklarını,—- tarihli mutabakat metnini karşılıklı imzaladıklarını, bu mutabakatta davalının ——- borcu olduğunun belirlendiğini, mutabakat tarihinden —- geçmesine rağmen davalının — sistem içerisinde mal ve hizmet satarak borcu ödemediğini, —– sözleşmesinde ——– ödenmemesi halinde, — alacağının nakte dönüşeceğine ilişkin bir ihtar keyfiyeti aranmamakla beraber, davalıya —— yevmiye numaralı ihtarnamesi keşide edilerek—- borcunun — üyelik bedeli borcunun ihtarnamenin düzenlendiği tarih olan —–tarihi itibariyle—- olduğunu, taraflar arasındaki protokol gereği davalının müvekkilinden —- alacağı olduğundan bu alacak miktarının davalının borcundan indirilerek —– ödenmesinin talep edildiğini, davalının ——— yevmiye numaralı cevabi ihtarnamesinde borcu olmadığını beyan ettiğini, bunun üzerine ——– dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, davalının icra takibine itiraz ettiğini, taraflar arasındaki sözleşmenin tartışmasız olduğunu, sözleşme gereği müvekkilin her türlü belge ve kayıtlarının münhasıran geçerli delil teşkil edeceğinin davalı tarafından kabul edildiğini ileri sürerek ——— dosyasına yapılan itirazın iptaline, ihtarnamenin tebliğinden itibaren yıllık %19’dan az olmamak üzere faizi ile birlikte takibin devamına, %40 oranında icra inkar tazminatına ve yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının sözleşme gereğince —–ortak havuzuna mal arz eden ve mal almayı talep eden şirketleri belli komisyon karşılığı bir araya getirmeyi görev edinen şirket olduğunu, davacının sadece komisyon alacağı yönünden müvekkilinden talepte bulunabileceğini, dava konusu alacağın ise komisyon alacağından kaynaklanmadığını, davacının aktif husumet ehliyeti olmadığını, —-tarihli mutabakat protokolünde müvekkilin ——-olduğunun yazılmadığını, aksine protokol gereğince müvekkilinin alacaklı olduğunu, ———-yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davacının alacak talebinin haksız olduğu beyan edilerek talebe itiraz edildiğini, müvekkilinin —-ortak pazarından bir alış veriş yapmadığını, satın alma yolu ile borçlanmadığını, —- yılından beri devam eden —– miktarda ——alacağı oluştuğunu, bu alacakların müvekkiline ödenmediğini, sözkonusu alacakların müvekkiline ait devremülk ve başkaca malları satmasından kaynaklandığını, mutabakat protokolünde belirtilen alacak ve borçlar müvekkilinin ise müvekkilinin —- olan alacağı ve borcu olduğunu, her iki tarafa borç yükleyen sözleşmelerde bir tarafın üzerine düşen yükümlülüğü yerine getirmediği 6762 sayılı TTK’nun 2. Maddesindeki atıf gereğince 818 sayılı BK’nun 81. Maddesi uyarınca müddetçe karşı taraftan alacak talebinde bulunmasının mümkün olmadığını, davacının haksız işlemleri nedeniyle müvekkilin mağdur olduğunu beyan ederek ödemezlik def’i ve husumet itirazı gereğince davanın reddine, haksız ve kötü niyetli açılan davanın reddine, davacının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizden verilen ——– ile;
” Davanın Kabulü ile davalının —-dosyasında takibe itirazının iptali ile takibin —- alacak üzerinden devamına, takipten itibaren asıl alacağa yıllık %19’u geçmemek üzere değişen oranlarda avans faizi yürütülmesine, Takip ve dava tarihinden sonra —- tarihinde yapılan ———tarihinde yapılan —— ödemelerin icra müdürlüğü kapak hesabında dikkate alınmasına, Alacak likit olduğundan, alacağın % 40’ı oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine ” karar verildiği, bu kararın davalı vekilince temyiz edildiği, ———- ilamıyla;
” Dava, —— kaynaklanan alacağın tahsilini amaçlayan bir itirazın iptali davasıdır. Bilirkişi raporu —- denetimine elverişli değildir. Bilirkişi kanaatini belirtmiş ancak bu kanaate ne şekilde ulaştığını raporun içeriğinde hesaben ve gerekçeli olarak göstermemiştir. Davalının itirazı üzerine ek rapor alınmış ise de ek rapor da yeterli değildir. Öte yandan davalı tarafından savunmada açıkça yer almayan hususları da kapsayacak şekilde hazırlanan yemin metnine bağlı yemin icra ettirilmesi de yerinde değildir. Mahkemece yapılacak iş, konusunda uzman kişilerden oluşacak yeni bir bilirkişi kurulu atayarak taraflar arasındaki—— içeriği, tarafların ticari kayıtları ve özellikle davalı tarafından imzasına itiraz edilmeyen ——- tarihli mutabakat protokolü incelettirilerek, takip tarihi itibariyle davacının davalıdan herhangi bir alacağı olup olmadığı ve varsa miktarını saptattırmak, davalının sadece savunmasında geçen vakıaları ispat etmek amacıyla yemin deliline başvurulabileceği, bu vakıaya uygun yemin metninin de mahkemece hazırlanması gerektiği üzerinde durulup sonucuna göre bir karar vermekten ibarettir. Bu nedenle yerel mahkeme kararı bozulmalıdır. Öte yandan dava konusu takip —-için yapılmış ise de itirazın iptali davası —- için açılmış olmasına rağmen mahkemece davacı talebi aşılarak ——— üzerinden kabul edilmesi de usul ve yasaya aykırı ” şeklindeki gerekçesi ile bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce bozma ilamına uyulmasına karar verilerek yeniden bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Üyeler —- üyelik sözleşmesi ile dâhil olduktan sonra ——havuzuna diğer üyeler tarafından arz edilmiş mal veya hizmetlere yönelik taleplerini organizasyon firmasına iletecek ve bu talebin onaylanması halinde trampa benzeri sözleşmeler yapılacaktır4. Bir üye ——havuzuna kattığı mal karşılığında ——havuzundan da eşdeğerde bir mal veya hizmet alma hakkına —– kavuşmaktadır. Dolayısıyla üyelik sonrasında işleyiş taraflar arasındaki trampa benzeri sözleşmelerle gerçekleşecektir.
Üyeler arasındaki bu sözleşmeler her iki tarafa borç yükleyen sözleşmeler gibi görünse de tam anlamıyla iki tarafa borç yükleyen sözleşme niteliğini taşımamaktadır. Zira taraflardan biri borçlanarak edimini ifa etmekte ancak sözleşmenin diğer tarafına yöneltebileceği bir karşı edim alacağı bulunmamaktadır. Üyelerden birinin diğerinin talebini karşılaması halinde kural olarak karşı taraftan gerçek bîr edîm elde etmeyip karşı edime İlişkin genel, soyut hir hak kazanmaktadır vc bu hak, edimin sunulduğu tarafa karşı elde edilen hak olmayıp somut sözleşmenin tarafı olmayan başka bir üyeye karşı kazanılan bir haktır. Somut edime kavuşan taraf ise bir anlamda sisteme genellikle —–birimiyle ifade edilen borç altına girmektedir. Havuzdan mal veya hizmet tedarik eden kişi bu borcunu havuza gelirmiş olduğu edimi talep eden başka bir üyeye sunarak yerine getirecektir. Dolayısıyla üyeler arasındaki sözleşmelerde simetrik bir talep ilişkisi bulunmamaktadır. İşte bu çok taraflı sistemin merkezinde —–firması bulunmaktadır. Bu firma hem trampa işlerini koordine edecek hem de tarafların mal veya hizmet değiş tokuş taleplerini —–birimini de göz önünde bulundurarak yaşama geçirecektir.
—- sisteminde genel olarak para dışarıda bırakılsa da paranın sistem içerisinde bağımsız rolü de bulunmaktadır. —– sunulan mal veya hizmetlerin değerleri birim ölçütü olarak para ile ifade edilmektedir. Üyelerin havuza getirdikleri mal veya hizmetlerin değeri —–şirketi nezdinde tutulan hesaba kaydedilmektedir. Eğer ——- mal veya hizmet alan üye borcunu havuza kendi sunmuş olduğu mal veya hizmetle ifa edemezse, somut işlemde elde ettiği edimin değeri kadar parayı organizasyon şirketin« ödemekle yükümlüdür. Uygulamada ——sistemine üyelik 12 aylık yapılmakta olup üye mal veya hizmeti aldıktan sonra üyelik süresi bitene kadar elde etmiş olduğu edimin karşılığını ödemekle yükümlüdür.
—— esasları ——firması ile üye arasında akdedilen üyelik sözleşmesi kapsammda belirlenmekledir. Çerçeve sözleşme niteliğinde üyelik sözleşmesinde genellikle tellallık, vakalet ve cari hesap sözleşmelerinin umudan bulunmaktadır. —– tutulan cari hesap kayıtlan ise ——sistemi içerisinde geçerlidir.—- organizasyon firması tarafından tutulan cari hesapta tüm üyelere ilişkin kayıtların tutulması sebebiyle TTK’daki tanımdan farklılık arz etmektedir. Organizasyon şirketinin tuttuğu cari hesap kayıtlan sadece üyeler bakımından hüküm ve sonuçlarını doğurmaktadır. —- hesapta kaydı tutulacak alacak ve borçlar, üyeler arasındaki gerçekleşen trampa benzeri sözleşmelerden ve üyelik sözleşmesinden doğmaktadır.
Her ne kadar davalı —- mal arz etme yükümlülüğünün sona erdiğini iddia etmiş ise de; Davalının bu şekilde —–havuzuna mal sunması diğer üyeler bakımından sadece icap niteliğindedir. —- mal veya hizmet alan üye soyut borcunu —–işlemiyle ifa edemezse bu takdirde borcunun konusu para borcuna dönüşmektedir. Bu bakımdan davalının yükümlülüğünün sadece —–havuzuna mal arz etmekle gerçekleştirdiği iddiasının —–sözleşmesi uyarınca kabul edilemeyeceği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Yine davalı sunduğu malların satış yükümlülüğünün davacıda olduğunu ileri sürmüş ise de; —- — sistemini oluşturmakla ve çalıştırmakla yükümlüdür. Tarafların hak ve yükümlülükleri ile ilgili —–sisteminin çalışma esasları çerçeve sözleşme niteliğinde üyelik sözleşmesinde düzenlenmektedir. Uygulamada genellikle —-şirketinin yükümlülükleri ——sistemini kurma ve koordinasyonu sağlama, üyeler arasındaki somut sözleşmeler sonucunda durumu cari hesaba işleyecek, bir yıl içinde somut sözleşmeyle borcunu ifa etmeyen üyeden para borcunun ifasını talep edecek ve tahsil edecektir.—- yapısı ve detayları ise üyelik sözleşmesinde düzenlenmektedir. Her ne kadar kural olarak —–şirketinin böyle bir yükümlülüğü bulunmasa da sözleşme serbestisi ilkesi uyarınca üyelik sözleşmesinde aksinin kararlaştırılması mümkün olabilecektir. Ancak uyuşmazlık konusu —- tarihli—- Sözleşmesinde davacının ——havuzundaki mal veya hizmetlerin satılmasını sağlama yönünde bir yükümlülüğü tespit edilememiştir.
Her ne kadar davalı dava konusu alacak miktarının dava dışı —– olan alacak olduğunu, bu nedenle davacının bu alacağı talep etme hakkının bulunmadığını ileri sürmüş ise de; —– ortak havuza sunulan mal veya hizmet kayıtlan ile üyeler arasında gerçekleşen mal veya hizmet ticareti —- tarafından tutulan cari hesap kayıtlarında alacak ve borç kayıtları olarak yer almaktadır. Bu kayıtlar bir anlamda edim sunan üyenin hakkı ve edim elde eden üyenin yüklendiği borcu ifade etmektedir. —– edim elde eden üye kural olarak —–sistemi İle ödemekle yükümlüdür. Dolayısıyla borçlu üye, bu borcunu havuza sunduğu mal veya hizmetin başka bir üye tarafından talep edilmesi halinde borcunu ifa etmiş sayılacaktır. Bu bakımdan borçlu üyenin asli edim borcu, mal veya hizmet ile ifa etmektir. Ancak borçlu üye ——sistemi olarak ödeyemezse bu borcunu nakit olarak organizasyon şirketine ödemekle yükümlüdür. Zira borçlu üye aslında sisteme borçlanmaktadır. Borçlu üyenin elde ettiği edimi sunan üye de sistemden alacaklı konumuna gelmektedir. Her ne kadar ——-şirketi, üyeler arasındaki borçlandırıcı işlemlerin dışında kalsa da çerçeve sözleşmede —-firmasına borcu tahsil etme konusunda yetki verilmektedir. Dava konusu sözleşmenin —- 1. bendinde davalı ——- elde ettiği edimleri —–sistemiyle ödemediği takdirde nakit olarak ödeyeceğini kabul etmiştir. Bu nedenle davacı —- borcunu —–sistemiyle ödemeyen davalı üyeden, üyenin temin ettiği edimin değeri tutarında para alacağı olarak talep edebilecektir.
Dosyaya taraflarca akdedilen —– mutabakat protokolü sunulmuştur. Bu protokolde; “taraflar —- tarihinde —— nakit hesapları konusunda mutabakata varmışlardır”. Aynca I.maddenin başlığı da ——hesabıdır. Davacı ve davalının kullandığı bu ifadeler ve ——sisteminin özellikleri nazara alındığında taraflar arasında bir ——ve nakit hesap kaydının bulunduğu anlaşılmaktadır. Taraflar bu mutabakat protokolü ile aralarındaki alacak/borç durumunu tespit etmişlerdir.
Davalının bizzat dosyaya ibraz ettiği sözleşmeler ve protokoller incelendiğinde, davalının——yılından—– içerisinde ticari faaliyet gösterdiği, dava dışı —– şirketi ile yine —–sistemi içerisinde ticari ilişkide bulunduğu anlaşılmaktadır. Davalı ve dava dışı firma arasında karşılıklı olarak devre mülk alım ve satımlarının ve daha sonra iadelerinin yapıldığı da tespit edilmiştir.
Davalının barter sistemi içerisinde gerçekleştirdiği işlemlere İlişkin olarak en son —- tarihinde (dava konusu) mutabakat protokolünün düzenlendiği tespit edilmiştir. Bu protokolde davalının davacı nezdinde —–sistemine ilişkin güncel borç ve alacak kaydının —- tarihli protokolde kayıt altına alındığı ve borç bakiyesinin ——düzenlenmiştir. Söz konusu protokolün davalının dava dışı —–gerçekleştirdiği devre mülk alım ve satımlarıyla sınırlı olmadığı ihtimal dahilindedir. Zira söz konusu mutabakat metninde tarafların borcun konusu olarak —– atıfta bulunmuşlardır.
Davalının —- tarihli hesap mutabakatının geçersizliğine yönelik bir itirazı olmamıştır. Aynca —- hesap mutabakatı kayıtsız şartsız borç ikrarı içermektedir, Bu nedenle ———- tarihli hesap mutabakatının davacı bakımından da bağlayıcı olduğu sonucuna varılmıştır.
Davalı davacının kendisine ait malları listeye almadığı ve diğer üyeleri kendisine ait mallan almaması yönünde telkinde bulunduğu gerekçesiyle ödemezlik def’isinde de bulunmuştur. Ancak dosya kapsamında davalının iddialannı ispatlayacak somut bir delil sunmadığı anlaşılmaktadır.
Sonuç olarak, davacı firmasının sözleşmenin —– uyarına cari hesap açmaya yetkili olmasından, davalının sunduğu sözleşme ve protokollerden davalının ——sisteminde uzun bir süredir alım ve satım faaliyetini yürütmesinden, dosya kapsamında en güncel hesap mutabakatının dava konusu —— tarihli hesap mutabakatı olmasından, davalının söz konusu hesap mutabakatının geçersizliğine yönelik bir itirazda bulunmamasından, söz konusu mutabakat metninin kayıtsız ve şartsız borç ikrarını içermesinden, —- tarihinden sonra gerçekleşen ödemeye ilişkin bir belgenin sunulmamasından dolayı davalının ——sistemini işleten davacıya ———-borcunun — olduğunun kabul edilebileceği, buna göre — karşılığı —-borcun bulunduğu kanaatine varılmakla, davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-Davanın kabulü ile davalının — dosyasında takibe itirazının kısmen iptali ile talep gibi takibin —— asıl alacak üzerinden devamına, takipten itibaren asıl alacağa yıllık %19’u geçmemek üzere değişen oranlarda avans faizi yürütülmesine,
2-Alacak likit olduğundan asıl alacağın %40’ı oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gereken 77.509,58 TL harçtan peşin olarak yatırılan 11.149,45 TL ile icra dosyasına yatırılan 5.700,50 TL toplamı 16.849,95 TL’nin mahsubu ile bakiye 60.659,63 TL’nin davalıdan alınıp hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafından sarf olunan 17,15 TL başvurma harcı, 11.149,45 TL peşin harç, 208,00 TL tebligat, 3.000,00 TL bilirkişi ücreti toplamı 14.374,60 TL’nin davalıdan alınıp, davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı lehine hükmolunan 72.513,59 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp, davacıya verilmesine,
7- Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.20/01/2021