Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/257 E. 2019/1047 K. 17.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/257 Esas
KARAR NO: 2019/1047
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 01/03/2018
KARAR TARİHİ: 17/10/2019
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: davacı şirketin yurt içi ve yurt dışı taşımacılık alanlarında hizmet verdiğini, keza davalının da uluslararası taşımacılık, depolama, gümrükleme ve dış ticaret alanlarında faaliyette bulunduğunu, davalı tarafa taşıma hizmeti verildiğini, buna istinaden —— tarihli, —- nolu ve—- TL tutarlı, —–tarihli, —– nolu ve —- TL tutarlı,—–tarihli, —- nolu ve—- TL tutarlı, — tarihli,—- nolu ve — TL tutarlı, — tarihli, — nolu ve — TL tutarlı, — tarihli, ——-nolu ve —- TL tutarındaki fatular düzenlendiğini, davalı tarafından fatura bedellerinin ödeneceği beyan edilmesine rağmen yalnızca —-TL tutarında kısmi ödeme yapıldığını, —TL bakiye borca ilişkin ödeme yapılmadığını, davalının borcu ödememesi üzerine İstanbul Anadolu 22. İcra Müdürlüğü’nün ——esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını davalının takibe itiraz ettiğini davalının yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili dosyaya sunduğu cevap dilekçesinde özetle, davalı şirketin lojistik taşıma işleri için davacı ———firmasıyla bir taşımacılık sözleşmesinin olduğu, davacının “fatura bedellerine karşılık —ödeme aldığını, kalan bakiyenin —olduğunu” beyan ettiği, bu borç üzerinden davalı aleyhine icra takibi yaptığı, oysa davalının, —— tarihinde —TL ve —–TL, bu üç ödeme olarak bu iki şirkete toplam —–TL ödeme yapıldığı, davacı —— sözleşme tarafı olmamasına rağmen yapılan ———-yetkilisinin talebi üzerine davacıya yapıldığı, davacının —– TL’lik icra takibinin kötü niyetli olduğunu, çünkü toplamda —-TL ödeme yapıldığı, söz konusu takibin konu edilmesi gereken miktarının —— olması gerektiği, her ne kadar davacı firma ile davalı arasındaki taşıma sözleşmesi gereğince malların davalının müşterisine ait işyerine boşaltılacağı kararlaştırıra da, davacının sözleşmeye aykırı olarak mallar boşaltılmadan önce taşıma bedelinin ödenmesini talep ettiği, bu ödemenin sözleşme gereğince belirtilen tarihte yapılacağı bildirilmesine rağmen davacı firmanın malı gümrüğe boşalttığı, evrak asıllarını davalı şirkete teslim etmediği, yaşanan bu durum karşısında davacının davalıyı zor durumda bıraktığı, taşıma ilişkisinde tüm yükümlülükleri yerine getiren davalının, sözleşmeye aykırı davrananın da davacı olduğu, kaldı ki davacının taraf sıfatı bulunmadığından, sözleşmeden kaynaklanan dayanak faturalara ilişkin icra takibi yapma ve dava etme hakkının bulunmadığı, alacağın likit olmadığı, alacağın varlığının ve miktarının ancak yargılama sonucu anlaşılacağı, icra inkâr tazminatı talebinin haksız ve dayanaksız olduğunu davanın hem aktif husumet yönünden hem de esas yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE : Dava, hukuki niteliği itibari ile davacı tarafça alacaklı sıfatı ile cari hesap ilişkisinden kaynaklanan fatura alacağından kaynaklı icra takibine davalı tarafça yapılan itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasına ilişkindir.
Davada aktif ve pasif taraf husumetinin sağlandığı anlaşılmış olup taraflar arasında bu hususta çekişme yoktur.
Tarafların BA-BS formlarının celbi amacıyla ilgili vergi dairelerine müzekkere yazılmış olup BA-Bs formları celp edilerek dosyamız arasına alınmıştır.
Taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayandıklarından;, davacı ile davalı tarafın ve dava dışı———– defterleri üzerinde inceleme neticesinde dosyamız bilirkişiye tevdii edilmiş olup , bilirkişiler mahkememize hitaben sunmuş olduğu raporunda özetle: davacının dayandığı icra takibine konu ettiği alacağını takibe konu ettiği miktar üzerinden ——— TL olarak davalıdan talep edebileceğini, talebin haklılığına hükmedilmesi ve itirazın iptali istemi ile davanın kabulüne karar verilmesi halinde davacının bu alacağına miktarı infaz aşamasında belirlenmek üzere takip tarihinden itibaren her ne kadar CMR md.27’de hak sahibine ödenecek tazminat için yılda %5 üzerinden faiz öngörülmüş ise de derdest davada hak sahibine ödenecek hasar tazminatı değil navlun ücretinden kaynaklanan bakiye alacak tartışıldığından %5 oranında maktu faiz yerine talep parelelinde 3095 SK. Md. 2/2’ye göre avans faizi de yürütülebileceğini mütalaa etmiştir.
Bilirkişi raporu HMK 280. Maddesi uyarınca taraflara tebliğ edilmiştir. Bilirkişi raporu yeterli, denetlenebilir ve hüküm kurmaya elverişli olduğundan itibar edilerek hükme esas alınmıştır.
Davalı taraf cevap dilekçesinde yemin deliline dayanmış olup, ———– tarihli dilekçesi ile açıkça yemin deliline dayandığını belirtmesi ve yemin metni hazırlamak üzere 2 hafta süre talep etmesi üzerine; tarafa yemin metnini hazırlamak üzere süre verilmiş; buna istinaden davacı şirket yetkilisi yemine davet edilmiş olup, davacı şirket yetkilisi ——- tarihli celsede hazır olmuştur. Yemin metni şirket temsilcisine itiraz edilmiş ise de davacı vekiline tebliğ edilmemiş olup; davacı vekilinin —– tarihli yemin metnine itirazı süresinde kabul edilmiştir.
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi ———. Sayılı güncel içtihatta belirtildiği üzere; ” Yemin teklif eden taraf, karşı tarafa hangi vakıalar hakkında yemin önerdiğini mahkemeye bildirir, yemin sorusunu ve formülünü ise hakim hazırlar. Yemin sorusunun hazırlanmasında, hakim yemin teklif edenin belirttiği hususlardan yararlanır. Yemin sorusunun isabetli ve doğru hazırlanması gerekir. Hakim, yemin metnini hazırlarken, yemin metninin olaya uygun olmasına dikkat eder. Aksi takdirde hazırlanan yemin metnine göre yapılan yemin amacına ulaşmayabilir. Hakim yemin metnini hazırlarken, yemin teklif edenin iradesi çerçevesinde hareket etmeli; karşı taraf da yemini, kendisine teklif edilen yemin çerçevesinde eda etmelidir.” Bu doğrultuda ——— tarihli celsede mahkeme hakiminde itiraz üzerine olaya uygun mahiyette ve somut uyuşmazlıkla uygun mahiyette yemin metni hazırlanmış olup; hazır olan davacı Şirket Yetkilisi ; ‘Ben ——— yetkilisi olarak, Davalı——tarafından yapılan ödemelerin ——- adına bize yapılmadığına, davalı ———-alacaklı olduğumuza dair namusum, şerefim ve kutsal saydığım tüm değerler üzerine yemin ederim, yeminim de beyanımda ısrarla sebat gösteriyorum ” şeklinde yemin etmiştir.
Yargıtay — Hukuk Dairesi— E. —- K. Sayılı ilamında belirtildiği üzere; ” …Mahkemece taraflara ticari defterlerini sunmaları için süre verilmiş olup davacı defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucu alınan bilirkişi raporu ile talep edilen alacağın varlığı kanıtlanmıştır. Davalı defterlerini sunmayarak davacının ticari defter kayıtlarının HMK 222. maddeye göre lehine delil oluşturup oluşturmadığının tam olarak incelenebilmesine engel olduğundan sunulmayan ticari defterlerinde de davacının alacaklı olduğuna dair kayıtların mevcut olduğu halde sunulmadığının ve bunun sonucunda da davacı incelenen defter kayıtlarının davacı lehine delil oluşturduğunun kabulü gerekir. Bu durumda ticari defter kayıtları ile alacağın varlığı ispatlandığı halde davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. ” şeklindedir.
Toplanan deliller, icra takip dosyası, dava dilekçesi, cevap dilekçesi, BA-BS kayıtları, ticari defterler, davacı ve dava dışı Şirketin defterleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi, yemin bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davacı ile davalı arasında ticari ilişki olduğu tarafların incelenen defterleri ile sabittir. Ticari defterlerin ticari davalarda delil olarak kabul edilmesi için HMK’nun 222. Maddesi uyarınca kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması gerekmektedir. Bilirkişi raporunda davacı taraf defterlerinin HMK 222. Maddesinde belirtilen usulde olduğu tespit edilmiştir. Davalı tarafa ise defterlerinin ibrazı için ihtaratlı davetiye çıkarılmasına rağmen defterleri ibraz etmemiş olup; ibraz etmeyen tarafın defterlerini ibrazdan kaçınmış sayılacağı ve dosyadaki delillerin defterlerini ibraz eden tarafın kayıtlarının incelenmesi ile yetinileceği ihtar edilmiştir. Her ne kadar davalı taraf ——– yetkilisinin talebi üzerine ödemelerin davacıya yapıldığı hususunu iddia etmiş ise de; davacı ve dava dışı —-Defter incelemesi, davalının HMK 222. Maddede yazılan ihtarat tebliğ edilmesine rağmen defterlerini ibraz etmemesi ve davacı şirket yetkilisinin yemini karşısında bu husus ispat edilememiştir. Dava dışı —- ‘e davacı tarafça yapılan ——- ödemenin; yapılan bilirkişi incelemesi neticesinde ve her iki şirketin farklı tüzel kişiliği haiz olması karşısında; davamıza konu takipten mahsubu gerektiğinin davacı tarafça ispatlanamamış, ibraz edilen taşıma belgeleri incelendiğinde davacının üstlendiği taşımacılık işini geç veya zarara neden olduğu yönünde davacı tarafça ispatlanamaması karşısında; cari hesaba konu alacağın varlığı davacı tarafça ispatlanmış olup, davalı tarafça fatura konusu bedelin ödediği ispat edilemediğinden; davalının icra takip dosyasındaki itirazının hukuki dayanaktan yoksun olduğu anlaşıldığından; Açıklanan nedenlerle; İstanbul Anadolu 22. İcra müdürlüğünün —— esas sayılı dosyasındaki alacak miktarına ilişkin davalı borçlu tarafından yapılan itirazın—- TL’sinin İİK 67 maddesi gereğince iptaline, takibin takip tarihinden itibaren işleyecek avans faiz üzerinden devamına, cari hesaba konu alacak likit olmakla davacı lehine icra inkar tazminatına yer olmadığına karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
DAVANIN KABULÜ İLE;
1- İstanbul Anadolu 22. İcra müdürlüğünün —— esas sayılı dosyasındaki alacak miktarına ilişkin davalı borçlu tarafından yapılan itirazın —–TL’sinin İİK 67 maddesi gereğince İPTALİNE, takibin takip tarihinden itibaren işleyecek avans faiz üzerinden devamına,
2-Alacak likit olduğundan alacak miktarı 59.485,82 TL’nin %20’si icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli 4.063,47 TL harcın davacı tarafça yatırılan 718,04 TL peşin harçtan mahsubu ile 3.345,43 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca hesaplanan 6.893,44 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 718,04 TL peşin harç, 134,60 TL posta-tebligat masrafı, 1.600 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.452,64 TL giderin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne ve davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı. 17/10/2019