Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1557 E. 2019/591 K. 27.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/1557 Esas
KARAR NO : 2019/591
DAVALI : HASIMSIZ
DAVA : Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h))
DAVA TARİHİ: 21/12/2018
KARAR TARİHİ: 27/05/2019
Mahkememizde görülmekte olan Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinden ————– otomotiv sektörü ile ilgili her türlü mekanik, elektrikli, elektronik motor ve bütünleyici aksamını ve diğer tüm işlevli aksesuarlarını her türlü yedek parçaları almak, satmak, ithalat ve ihracatını yapmak amacı ile ——— yılında,——–memurluğu’nun ———– sicil numarası ile kurulduğunu ve halen daha faaliyetine devam ettiğini, müvekkili şirketin otomotiv sektöründe özellikle de yedek parça alanındaki başarılı çalışmalarıyla sürekli büyüyen, güçlü ve saygın bir şirket olarak faaliyetlerini sürdürdüğünü,müvekkili şirketin 2017 yılında satış (net) rakamını ———–TL.olarak gerçekleştirerek otomotiv/yedek parça sektöründeki küçük işletme diye tabir edilecek sınıfta söz konusu satış rakamlarını yakalayarak yerini aldığını, diğer müvekkili —————- adında bir otelin işletmeciliğini yaptığıını ve ————neredeyse tüm kredi borçlarına müteselsil kefil olması ve şirketin ekonomik darboğazdan geçmesi, borçlarını vadesinde ödeyeme tehlikesi altında bulunması sebepleri ile mahkemece şirket adına verilecek olası bir geçici mühlet kararından ve getirdiği koruma tedbirlerinden yararlanamayacağı göz önüne alındığında, müvekkilinin de mali durum itibari ile söz konusu borçlarını karşılamaya yeter olmadığı dikkate alındığında, konkordatonun tam bir anlaşma sağlama amacına uygun olarak müvekkili ———– adına da konkordato talebinde başvurulma zorunluluğunun hasıl olduğuunu, son yıllarda yaşanan ve dünyayı saran siyasal/sosyal çalkantılar ve ekonomik global belirsizlikler, ülkelerin büyüme hızlarını düşürmesinin ve kredi piyasalarını daraltmasının, ———– ekonomisine de ciddi zararı olduğunu, reel sektör açısından zor bir döneme girildiğini, müvekkili şirketinde bu dönem skıntılarından kendilerine düşen payı aldığıını, yaşanan ekonomik kriz ve sıkıntılart sebebiyle otomotiv yedek parça sektöründeki maliyet artışlarının kompanse edilemediğini fiyat farkı taleplerinin kabul edilmediğini ve ayrıca alacak ve borç vadeleri arasındaki uyumsuzluğunda nakit akışını olumsuz yönde etkilediğini, yine bünyesinde oldukça fazla stok bulunduran müvekkili şirketin söz konusu yedek parça ve aksamların muhafazası için bir önceki işyerinin yetersiz kalması sebebi ile hali hazırdaki işyerine geçerek yenilemeye gittiklerini, yenilemenin finansmanı için ise kredi kullanmak zorunda kaldıklarını, müvekkili şirket ile daha önce nakit çalışan müşterilerinin çek ile ödemeye döndüklerini ve bu sebeple de nakit akışında eskiden olmayan sıkıntıların oluştuğunu ve müvekkili şirketin nakit dengesinin bozulduğunu, müvekkili şirketin konkordato başvuru anına kadar gecikmiş bir kredisi veya ödenmemiş bir kıymetli evrağı bulunmadığını ayrıca bankalarda yeterli teminatı olmasına rağmen kredi alamamasının getirdiği nakit sıkıntısı sebebi ile ödemelerinin olumsuz yönde etkileneceği reailetesi gereğince bu başvuruda bulunmak zorunda kaldıklarını, bahse konu sıkıntılar sebebiyle, 6183 sayılı amme alacaklarının tahsili usulü hakkında kanuna göre yapılan takiplerde dahil olmak üzere müvekkili şirket aleyhine hiçbir takip yapılmamasına,e-haciz,muhafaza satış, tedbir,protesto,takas,mahsup, hapis,temlik ve haciz ihbarnamelerinin uygulanmamasına, müvekkili şirket aleyhien rehnin paraya çevrilmesi yoluyla yapılmış ve yapılacak tüm icra takiplerinde rehinli menkullerin muhafazasının ve satışlarının durdurulmasına,müvkekili şirketin 3.kişiler nezdindeki alacaklarının haciz, muhafaza ve tahsil edilmesinin önlenmesine,müvekkili şirkete ait olup muhafaza altına alınmış veya alınacak olan emtia, taşıt,makine,teçhizat ile leasing kapsamında tüm makine,cihaz,taşıt vs. değerlerin şirket yetkililerine yediemin sıfatı ile iadesine, müvekkili şirkete ait teminatların/banka teminat mektuplarının nakde çevrilmesinin tedbiren durdurulmasına, müvekkili şirkete ait banka hesapları üzerine bloke ve hapis hakkı uygulanmasının önlenmesine, müvekkili şirket hakkında İİK 287.maddesi gereğince öncelikle 3 aylık geçici mühlet kararı verilmesini ve komsier görevlendirilmesini, gerekli görüldüğünde İİK 284/4 maddesi gereğince bu sürenin 2 ay daha uzatılmasına karar verilmesini, akabinde İİK 289 maddesi gereğince 1 yıllık kesin mühlet kararı verilmesine ve yine gerekli görüldüğünde İİK 289/5 maddesi gereğince bu sürenin 6 ay daha uzatılmasına karar verilmesini, İİK 305 maddede belirtilen şartları taşıyan Konkordatonun tasdikine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkememizce ———– tarihli tensip zaptı ile davacı şirkete iflas avansı ve konkordato gider avansını tamamlamak üzere süre verilmiş, verilen süre içerisinde tamamlandığı anlaşılarak mahkememizin ——– tarihli kararı ile davacılara geçici mühlet kararı verilmek suretiyle konkordato tedbirleri konulmuştur.
Konkordato komiserleri——–tarihli ön raporunu sunmuştur.
Komiser heyeti 3 aylık geçici mühletin sonunda; borçlu şirketin rehin alacaklılar hariç konkordatoya tabi yaklaşık——-TL. borcu olduğunu, şirketin ticari alacakları itibariyle ———- TL. kaynağı olduğunu, borçlu ———- adına tescilli iki taşınmazın rayiç değerleri üzerinden satılması ile ve ipotekli alacağın mahsubu neticesinde—–TL. Civarında gelir sağlanması ve ayrıca ilerideki iki yılda ———— TL. net kar elde edilmesi ile kaynak yaratılabileceği , konkordatonun başarıya ulaşma ihtimalinin bulunduğu, ancak başarı ihtimalinin tam değerlendirilebilmesi bakımından mali verilerin izlenmeye devam edilmesi gerektiği, borçlu ———- şirketin borçlarına hem kefaleti olduğunu hem de rehin veren üçüncü kişi durumunda bulunduğunu, başarıya ulaşmak için her iki borçlunun birlikte hareket etmesi gerektiğini ve gerçek kişi ———– mali durumunun da izlenmeye devam edilmesi gerektiği ve geçici mühletin 2 ay süre ile uzatılmasının uygun olacağı yönünde görüş bildirdiği anlaşılmıştır.
Mahkememizin 27/03/2019 tarihli duruşmasında, geçici mühletin 2 ay süre ile uzatılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Geçici mühletin sonunda komiser heyeti tarafından yeniden tüm mali veriler nazara alınarak rapor düzenlenmiştir.
Komiser heyeti raporuna göre; 2018 yılı sonu itibariyle şirketin ——- TL.lik zararın bilançoya işlendiği, şirketin ——- döneminde net satışlarının ——–TL. olduğu, ilk dört aylık dönemde şirketin ——— TL. net kar elde ettiği, ancak bu kar oranının devam etmesinin zor göründüğü, zira aynı dönemde şirket stoklarının ——— TL. den ——- TL. ye düştüğü, yani stokların %30 oranında eridiği, dört aylık dönemdeki karlılığın en büyük sebebinin hali hazır stokların satışına odaklanmış olmasından kaynaklandığı, bu karlılığın sürdürülebilir olduğunu kabul edilmesi halinde dahi aylık ortalama karın———– TL.——– TL. civarında olabileceği, bu kar tutarının ise ancak konkordato masrafını karşılayabileceği, bu haliyle şirketin uzun süre devam etmesinin mali açıdan makul olmadığı, 2019 yılında net satışlarda önemli bir gerileme olduğu, stoklarda önemli bir azalma olduğu, bu çerçevede hali hazırda gelir tablosuna yansıyan karlılığın sürdürülmesi ihtimalinin düşük olduğu anlaşılmaktadır. Şirketin öz sermayesinin konkordato projesine başlarken (+) 1.264.303,42 TL. iken rapor tarihi itibariyle (+) ——– TL. ye gerilediği, hali hazırda öz kaynaklarında azalma olduğu, öz kaynağın pozitif çıkmasındaki en büyük etkenin şirketin ——– olan ve “diğer çeşitli alacaklar” hesabı içerisinde takip edilen ——– TL. tutarındaki alacağın aktif kıymetler içerisinde takip ediliyor olmasından kaynaklandığı, yani bu meblağın ortaklardan olan alacak niteliği taşıdığı, hali hazırda konkordatoya tabi borcun 4.500.000,00 TL. civarında olduğu anlaşılmıştır. Şirketin konkordato kaynağı olarak sermaye artışını ve diğer davacı——– adına kayıtlı otel vasfındaki taşınmazın satışını göstermiş olduğu anlaşılmaktadır. Ancak şirketin konkordato sürecine girdiği dönemden rapor tarihine kadar sabit kıymet olan otelin satışa konu edilmesine rağmen satışının yapılamadığı ve bu taşınmaz üzerinde banka ipoteği bulunduğu anlaşılmıştır. Gayrimenkul piyasasındaki durgunluğun bu gayrimenkulün satış sürecini ve değerini belirsiz kıldığı, mevcut gelişmeler çerçevesinde bu taşınmazın belirtilen değere satılmasının pek mümkün görülmediği, satışının sağlanması halinde yaratabilecek konkordato kaynağının en fazla ——— TL. civarında olacağı, oysa şirketin ihtiyaç duyduğu konkordato kaynağının ——— TL. civarında olduğu, bu haliyle konkordato süreci için gösterilen kaynakların yetersiz olduğu anlaşılmıştır.
Şirketin ön projesinde belirtilen kar hedefleri incelendiğinde 2018 yılının Aralık ayı için 59.293,00 TL. zarar hedeflediği halde 2018 yılı Aralık ayında bu tutarın çok üzerinde 427.362,22 TL. zarar ettiği ve bu haliyle projedeki 2018 yılı hedeflerinin çok uzağında olduğu anlaşılmıştır.
Tespit edilen mali veriler ışığında, davacıların konkordato için gereken kaynağı iki yıl içerisinde elde etmelerinin mümkün olmadığı, şirketin mali yapısının konkordato süreciyle uyumlu olmadığı bu nedenle kesin mühlet şartlarını taşımadığı kanaatine varılarak davanın her iki davacı yönünden reddine, ——–tacir olarak kayıtlı bulunan davacı şirket yönünden borca batıklık durumu olmadığı için iflas kararı verilmesine yer olmadığına dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacıların Kesin mühlet taleplerinin Reddine, geçici mühletin kaldırılmasına, davacılardan ————–borca batık olmadığı anlaşıldığından iflas kararı verilmesine yer olmadığına,
2-Tüm tedbirlerin kaldırılmasına, komiser heyetinin görevine son verilmesine,
3-İİK. nun 288/3 maddesi uyarınca bu kararın —————– gazetesinde ilanına,
4-Bu kararın İİK.nun 288.maddenin 2.maddesi gereğince ilgili kurumlara bildirilmesine,
5-Alınması gereken 44,40 TL karar harcına karşılık peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 8,50 TL harcın davacılardan alınarak hazineye irad kaydına,
6-Davacı tarafından yapılan tüm yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
7-Bakiye gider avanslarının ve iflas avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, davacılar vekili ile bir kısım alacaklılar vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde İstinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.27/05/2019