Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1555 E. 2019/355 K. 26.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2018/1555 Esas
KARAR NO : 2019/355

DAVA : Sigorta (Hayat Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 20/12/2018
KARAR TARİHİ : 26/03/2019

Mahkememizde görülmekte olan Sigorta (Hayat Sigortası Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Murisin vefatının ardından, mirasçıları tarafından davalı şirkete derhal başvuru yapılarak, söz konusu vefatın bildirildiğini ve poliçeye uygun olarak vefat tazminatı talebinde bulunulduğunu, davalı sigorta şirketinin haksız ve hukuka aykırı olarak tazminat talebini kabul etmediğini ve bu hususta bugüne dek müvekkillerine de herhangi bir ödeme yapmadığını, sigorta ettiren ———— 19/12/2013 tarihinde vefat ettiğini, muris ——— tarafından sağlığında bahsi geçen poliçeye ilişkin yükümlülüklerin eksiksiz olarak yerine getirilmiş olduğunu, tüm sigorta primlerinin zamanında ve eksiksiz olarak ödendiğini, müvekkillerinin mirasçısı bulunduğu muris————-ile davalı şirket arasında mevcut —- Kredi No’lu, —- poliçe nolu “———–” gereğince, vefat teminat bedeli olan 16.130,00 TL ile —– Kredi No’lu, ————- poliçe nolu ————” gereğince, vefat teminat bedeli olan 16.326,00 TL olmak üzere toplam 32.456,00 TL’nin hayat sigortası hükümleri gereği vefat tazminatı olarak, murisin ölüm tarihi itibariyle işlemiş ve işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, yargılama gideri ve ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın vefat tazminatı talebine dayanak teşkil etmekte olan ———–davacıların murisi müteveffa—- tarafından kullanılan tüketici kredisine ilişkin olarak düzenlendiği,————- taraf olan sigorta ettiren şirketten kredi kullanan müşterilenin sigorta süresinde yaşamını yitirmesi halinde yaşam kaybı teminatını sertifika üzerinde belirtilen rehin alacaklısına belli şartlar dahilinde ödediğini, bakiye tazminat tutarını sigortalının kanuni varislerine ödeyeceği hükümünün yer aldığını, ————- nolu ——— Katılım Sertifikası ile ——- nolu —— Katılım Sertifikası bilgilerinde de Dain-i Mürtehin olarak ———–. Olduğu, TTK’nun 1493/7.maddesi uyarınca sigortacının edimi istem ve tahsil yetkisi aksi kararlaştırılmadıkça lehtara aittir hükümünün yer aldığını, davacı sıfatı ile bu davanın açılabilmesi için Dain-i Mürtehin ve Lehtar konumunda olan bankadan muvaffakatname temin edilip edilmediğinin ispatlanması gerektiğini, aktif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesini, ayrıca davacıların murisinin ——- yılları arasında üç yılı aşkın süredir koroner arter hastalığı, hipertansiyon, hiperlipidemi, diabetes mellitus (şeker hastalığı) ve kalp yetmezliği tanıları ile takip ve tedavi altında olduğunun tespit edildiği, müteveffa sigortalının ölümüne neden olan rahatsızlığın poliçe tanzim tarihi öncesine dayanmakta olduğunun ve böylelikle vefat ile anılan rahatsızlıklar arasında illiyet bağının mevcut bulunduğunun tespiti halinde dava konusu istemler poliçe teminatı kapsamında kabul edilemeyeceğinden davanın esas yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizden verilen ilam Davalı Vekili tarafından İstinaf edilmekle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi————. Hukuk Dairesi’nin 2018/2676 Esas, 2018/2168 Karar sayılı, 13/12/2018 tarihli ilamı ile ” mahkemece görevli mahkemenin tüketici mahkemesi olduğu gerekçesiyle davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usülden reddine karar verilmesi gerekirken işin esası hakkında karar verilmiş olması yerinde görülmediğinden, esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne ve ilk derece mahkeme kararının kaldırılarak, mahkemenin görevli olması ile ilgili dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usülden reddine karar verilmesi” gerekçesi ile kaldırıldığı anlaşılmıştır.
İstinaf mahkemesi kararının HMK 353/1-a/3 gereği kesin olması hususu da gözetildiğinde aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-HMK 20 ve 114 ve 115 maddeleri gereğince MAHKEMEMİZİN GÖREVSİZLİĞİ NEDENİYLE AÇILAN DAVANIN REDDİNE,
2-Görevsizlik kararının kesinleşmesinden veya kanun yoluna başvurulmuş ise bu başvurunun reddi tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize başvurulduğu takdirde dosyanın görevli İSTANBUL ANADOLU ADLİYESİ NÖBETÇİ TÜKETİCİ MAHKEMESİNE HMK 20. maddesi gereğince GÖNDERİLMESİNE,
3-Kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmemesi halinde HMK 20 maddesi gereğince DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
4-Yargılama harç ve masraflarının gönderilen mahkemede dikkate alınmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, diğer davalıların yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.