Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1440 E. 2020/336 K. 14.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/1440 Esas
KARAR NO: 2020/336
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/11/2018
KARAR TARİHİ: 14/07/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: müvekkili ile davalı arasında ticari ilişkinin mevcut olduğunu ve bu ticari ilişkiden kaynaklı ve ödenmemiş olan icra takibine konu ———-cari hesap alacağının bulunduğunu, davalı borçlununda müvekkili ile aralarındaki ticari ilişkiyi reddetmemekle birlikte böyle bir borcu bulunmadığı iddiasıyla takibi durdurulduğunu, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla ——– İcra Müdürlüğü’nün ———–sayılı dosyasına vaki itirazın iptali ile takibin asıl alacağa işleyecek ticari reeskont avans faizi ile birlikte devamına ve davalının en az %20 icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA: müvekkili ile davacı arasında ticari ilişkinin bulunduğunu, taraflar arasında yapılan ticari ilişkinin gereği olarak bir hesap yaparak alacak verecek borç ilişkisi netleştirilmeden davacı tarafın kendi yaptığı hesap ile müvekkili aleyhine icra takibi başlattığını, müvekkilinin şahıs olduğunu bu anlamda da kabul anlamda da kabul anlamına gelmemekle birlikte faiz talep edilecekse yasal faizin talep edilmesi gerektiğini, belli ve likit olan bir alacağın bulunmadığını, usul ve yasaya uygun olmayan haksız davanın reddine, davacının %20’den az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava, hukuki niteliği itibari ile cari hesap alacağından kaynaklanan icra takibine yapılan itirazın iptali davasına ilişkindir.
——– İcra Müdürlüğü’nün ———Esas sayılı dosyası getirtilerek dosyamız içine konmuştur. İcra takibi incelendiğinde, ödeme emrinin ——- tarihinde borçlu/davalıya tebliğ edildiği, borçlunun ———- tarihinde borca ve faize itiraz ettiği ettiği, icra takibine itirazın süresinde olduğu, itirazın borca, faize kısaca esasa ilişkin olduğu, icra müdürlüğünün yetkisine bir itirazın olmadığı anlaşılmıştır.
Davanın İ.İ.K. 67/1 maddesindeki 1 yıllık yasal süre içinde açıldığı anlaşılmıştır.
Davacı, davalı ile aralarında ticari ilişki bulunduğunu, oluşan cari hesap alacağının tahsili için icra takibi başlattıklarını iddia etmiş; davalı ise aradaki ticari ilişkiyi kabul etmekle birlikte hesabın netleştirilmeden takip başlatıldığını bu nedenle davayı kabul etmediklerini savunmuştur
Davalının verdiği bu cevaptan sonra, davalının “İşin gereği gibi yapılmadığı” yönündeki beyanları savunmanın genişletilmesi yasağı kapsamında olması ve davacının açık muvafakatının bulunmaması nedeniyle bu yöndeki savunma dikkate alınmamış ve bu kapsamda araştırma yapılmamıştır.
Tarafların tacir olması nedeniyle defterler üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verildiği ve her iki tarafın defterleri üzerinde mali müşavir bilirkişi aracılığıyla inceleme yapıldığı görülmüştür. İncelenen her iki taraf defterinin usulüne uygun oldukları, taraflar arasındaki ticari ilişkiye konu tüm faturaların her iki taraf defterlerinde kayıtlı olduğu, davalının faturalara itirazının bulunmadığı, işin yapılmadığı veya malın teslim edilmediği yönünde geçerli bir savunmanın bulunmadığı, tarafların defterleri arasındaki tek farkın ——–Şubesi’ne ait — çek numaralı —– tutarlı çekin karşılıksız çıkmasından kaynaklandığı, bu çekin karşılıksız çıkması üzerine çek bedeli olan ———– davacı tarafından davalıya borç olarak eklendiğini, davalı kayıtlarında böyle bir borcun görünmediği anlaşılmıştır.
Taraf kayıtları arasındaki uyuşmazlığın belirtilen ve davalı tarafından davacıya ödeme aracı olarak verilen ———- tutarlı müşteri çekinden kaynaklandığı, davalının bu çeki daha sonra davacıya ödeyerek çek aslını davacıdan iade aldığını beyan ettiği ve çek aslını dosyaya sunduğu çekin incelenerek mahkememiz kasasına alındığı, ticari teamüller ve hayatın olağan akışı gereği çekin ödenmeden aslının alınamayacağı kabul edilerek, davalının belirtilen çekin bedelini davacıya ödemiş olduğunun kabulü ile davacının bakiye alacağının kalmadığı tespiti ile davanın reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın reddine,
2-Şartlar oluşmadığından kötü niyet tazminatı hükmedilmesine yer olmadığına,
3-Alınması gereken 54,40-TL harcın, davacı tarafından peşin yatırılan 227,86-TL harçtan mahsubu ile bakiye 173,46-TL’nin davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT göre takdir olunan 3.400,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
7-Taraflarca yatırılan ancak sarf olunmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.14/07/2020