Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1420 E. 2021/211 K. 04.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/1420 Esas
KARAR NO : 2021/211
DAVA : Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin)
DAVA TARİHİ : 16/11/2018
KARAR TARİHİ: 04/03/2021
Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin —- sermayeye sahip——- yapan bir sermaye şirketi olduğunu, davacı müvekkilinin davalı şirketin tescil tarihi olan —- tarihinden bu yana —– tarihleri arasında da — olduğunu, müvekkilinin —- tarihinden bu yana —–olarak çalıştığını, bu konudaki tecrübe, deneyim ve müşteri portföyünü davalı şirket ile paylaştığını, ancak aynı özveriyi ortağı ——— görememiş olduğunu, bunun da zamanla ticari fikir ayrılıklarının doğmasına yol açtığını, bu nedenle aralarında zamanla ortaklığın sürdürülemez hale geldiğini, müvekkilinin bu süreçte ortaklığı sonlandırmak istediğini ancak ortağı ——– gerek psikolojik rahatsızlıklarının ve gerekse sürekli artan ve şirket yönetimine de yansıyan alkol bağımlılığının müvekkili için ortaklıktan çıkma zorunluluğunun doğmasına neden olduğunu, ortağının alkol bağımlılığı ve psikolojik rahatsızlıklarının tespiti açısından—- celbini talep ettiklerini, müvekkilinin ——- edilen ihtarname ile istifa beyanını davalı şirkete bildirdiğini, taraflar arasında ortaklığı sona erdirmeye yönelik müzakerelerin de sonuçsuz kaldığını, diğer ortağın ne müvekkiline hisse satmaya nede hisseleri almaya razı olmadığını, müvekkilinin 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 638.maddesinin 2. fıkrasında ki hükmü gereğince müvekkili şirketin belirtiği kişisel nedenlerle ortaklıktan haklı sebeple çıkma davası açma gereğinin hasıl olduğunu, bu doğrultuda Türk Ticaret Kanunu’nun 641.maddesi uyarınca ortakların kendi aralarında imzaladıkları ortaklık sözleşmesi ve ana sözleşme uyarınca müvekkilinin hisse değerinin tespiti ve ayrılma akçesinin davalı şirketten tahsilini talep ettiklerini belirterek, öncelikle Türk Ticaret Kanunu’nun 638.maddesi uyarınca müvekkilinin haklı sebeple ortaklıktan çıkmasına karar verilmesini, Türk Ticaret Kanunu’nun 641.maddesi uyarınca müvekkilinin hak ettiği sermaye payı ve hisse değeri için fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, şimdilik ——alacağın yasal faiziyle karşı yandan tahsiline, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı ile davalı arasında akdedilen —– tarihli Şirket Sözleşmesi’nin 8.6.maddesi gereğince yetkili mahkemelerin —– Mahkemeleri ve icra dairelerinin yetkili olduğunu, davanın öncelikle yetki yönünden reddinin gerektiğini, davacının iddialarının haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, huzurdaki davanın usule, kanuna ve şirket esas ve ortaklık sözleşmesine aykırı bir şekilde ikame edildiğini, davacı taraf ile davalı şirketin diğer ortağı olan —— arasında —- tarihli bir ortaklık sözleşmesinin akdedildiğini, anılan sözleşmenin 8.4.maddesi gereği “anlaşma halinde ortaklardan herbiri payını diğer ortağa devredebilir” hükmüne iyiniyetten yoksun bir şekilde davacı tarafça gerektiği gibi riayet edilmediğini, gerekli ciddi ve kabul edilebilir yazılı hiçbir anlaşmaya yönelik girişim yapılamadan huzurdaki davanın hukuka aykırı bir şekilde ikame edildiğini, davanın sadece işbu husus nazarı itibara alındığında dahi reddinin gerektiğni, davada Türk Ticaret Kanunu’nun 638/f.2’nin açılması için gerekli koşullar oluşmadığından işbu husus açısından dahi huzurdaki davanın reddinin gerektiğini, davacının müvekkili şirketin faaliyetlerini engelleme ve ticari itibarını zedelemeye yönelik fiil ve eylemlere yöneldiğini, davacının müvekkili şirketin birçok zarar ve ziyanına sebep olduğunu, davalı şirketin —- tarihli gelir gider tablosuna göre net zararının——– olduğnu, bunun müvekkili şirketin ticari defter ve kayıtları incelendiğinde anlaşılacağını, davacının hukuka aykırı olan ve müvekkili şirketin ticari faaliyetlerini engelleme kastı taşıyan ve bu açıdan aynı zamanda suç teşkil eden eylemleri sebebiyle ———– duyurusunda bulunulduğunu, davacının iddia ettiği gibi ———– alkol bağımlılığının ve psikolojik rahatsızlığının olmadığını, bunun ispatının mümkün olduğunu, anılan soruşturma dosyasının başlatılmasından sonra davacı tarafın huzurdaki davanın kötüniyetli bir şekilde ikame edildiğini, fazlaya ilişkin her türlü talep ve dava açma hakları saklı kalmak kaydıyla öncelikle davanın yetki yönünden reddine, haksız davanın ve davacının tüm taleplerinin usulden reddine, kabul edilmemesi halinde davanın ve davacının tüm taleplerinin esastan reddine, davacıya karşı ileride ortaklıktan çıkarma, maddi ve manevi tazminat talebi dahil ve fakat bununla sınırlı olmaksızın her türlü hakları saklı tuttuklarına, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE;
Dava şirket ortaklığından çıkma ve ayrılma akçesi istemine ilişkindir.
Davacı, davalı şirket ortaklığından haklı nedene dayalı olarak çıkmasına karar verilmesini ve ayrılma akçesi olarak fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla —– yasal faiziyle kendisine ödenmesini talep etmiştir. Dava dilekçesinde davacının davalı şirketin %50 ortağı olduğunu, belirtildiği ve şirketin diğer ortağı olan —— aralarında oluşan fikir ayrılıkları nedeniyle ortaklığın sürdürülemez ve çekilemez hale geldiğinin belirtildiği ve buna dayalı olarak ortaklıktan ayrılma talebinde bulunulduğu görülmüştür.
Davalı, şirket anasözleşmesinde uyuşmazlık olması halinde—— yetkili olduğunun kararlaştırıldığını, bu nedenle yetki itirazında bulunduklarını, davanın kanuna ve şirket esas sözleşmesine aykırı olarak açıldığını, davacının öncelikle payını diğer ortağı devretme girişimi yapmadan bu davayı açmasının iyiniyet kurallarına aykırı olduğunu, TTK 638.maddesinde belirtilen haklı sebeple çıkma koşullarının bu davada bulunmadığını, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Davalı ——- olması ve adres itibariyle mahkememizin yargı çevresinde bulunması nedeniyle davalının yetki itirazı kabul edilmemiştir.
Tarafların bildirmiş olduğu delil ve belgeler toplandıktan sonra mali müşavir bilirkişi ile şirketler uzmanı bilirkişiden oluşan heyetten rapor aldırılmıştır. Bilirkişiler ——tarafından dosyaya sunulan —- tarihli rapor ve tarafların itirazı üzerine aldırılan ek rapor uyarınca; dava konusu şirketin iki ortaktan oluştuğu, davacının şirket müdürlüğünden istifa etmesi, şirkete yeni müdür atanmaması, bu nedenle hali hazırda yönetim organının bulunmaması ve ayrıca davalının “Haksız rekabet hükümlerine aykırı davrandığı gerekçesiyle davacı hakkında suç duyurusunda bulunmasının” ortaklar arasında husumet olduğunu açıkça gösterdiği ve davacı açısından ortaklıktan çıkma şartlarının oluştuğu, şirketin incelenen defterleri uyarınca davalı şirketin öz kaynaklarının—– olduğu ve davalı şirketin öz kaynaklarının negatif olduğu anlaşılmıştır.
Tarafların itirazı üzerine dosya bu defa mali müşavir ——- verilerek yeniden rapor aldırılmıştır. Dosyaya sunulan —-tarihli rapor uyarınca; davalı şirketin ticari defterlerinin usulüne uygun olarak tutuldukları, davalı şirketin iki ortaklı olması, davacı ile diğer ortak arasındaki duygusal ilişkinin sona ermesi, bu ilişkinin sona ermesinin ortaklığın işleyişini etkileyebilecek nitelikte olması, ortaklar arasındaki iletişimin ciddi anlamda zarar görmüş olması, yine ortaklar arasında davacının şirketten çıkması için görüşmelerin yapılmış olması gibi hususlar birlikte değerlendirildiğinde davacı bakımından ortaklıktan çıkma şartlarının oluştuğu, şirket özsermayesinin negatif olması nedeniyle davacının ayrılma akçesinin belirlenemediği anlaşılmıştır.
Mahkememizce aldırılan ve yukarıda özetlenen her iki bilirkişi heyeti raporu ile, davacının davalı şirket ortaklığından haklı nedenle ayrılma talebinin yerinde olduğu, davalı şirketin özkaynaklarının negatif olması nedeniyle ayrılma akçesinin hesaplanamadığı anlaşılmıştır. Gerek davacının aşamalarda ileri sürdüğü iddialar, gerekse de davalı şirket vekilinin davacıya karşı ileri sürdüğü iddialar ile, iki ortaklı davalı şirkette ortaklar arasında başlayan ve devam eden huzursuzluğun sabit olduğu, ortakların birbirlerine olan güven duygusunu kaybetmiş olmaları halinde bir ortağın şirkette kalmaya zorlanamayacağı hususu gözönüne alındığında Türk Ticaret Kanunu’nun 638/2.maddesindeki “Her ortak, haklı sebeplerin varlığında şirketten çıkmasına karar verilmesi için dava açabilir.” hükmü gereğince davacının davalı şirket ortaklığından ayrılma talebi yerinde görülerek, davacının şirket ortaklığından çıkma talebi kabul edilmiştir.
Davacı ayrılma akçesi talebinde bulunmuş ise de; mahkememizce aldırılan bilirkişi raporları ile davalı şirketin özsermayesinin negatif olduğu açıkça anlaşıldığından davacı için ayrılma akçesi hesaplanamamıştır. Davacı, şirket hesaplarının usulüne uygun olarak tutulmadığı, diğer ortağın kendi hesabına para aktardığı gibi iddialarda bulunarak, bu hususlar yönünden yeniden araştırma yapılmasını istemiş ise de, diğer ortak hakkında açılmış şirket yöneticisinin sorumluluğu davası veya benzer bir dava bulunduğu mahkememize bildirilmediğinden, mahkememizce var olan ve geçerli kabul edilen ticari defter ve kayıtlara göre yapılan incelemeye itibar edilerek, istenen konularda yeniden araştırma yapılması düşünülmemiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davalı ——- haklı sebeple çıkma talebinin KABULÜNE,
2-Şirketin —- bulunmadığı anlaşıldığından davacının ayrılma ——- talebinin REDDİNE,
3-Kararın —— ilanına,
4-Alınması gereken 59,30-TL harcın, davacı tarafından peşin yatırılan 35,90-TL harçtan mahsubu ile bakiye 23,40-TL’nin terkin sınırı altında kaldığından alınmasına yer olmadığına,
5-Davacı tarafından bilirkişi ve tebligat ücreti olarak yapılan 5.218,00-TL yargılama gideri ile 35,90-TL peşin harç, 35,90-TL başvuru harcı toplamı 5.289,80-TL’nin davanın ret ve kabul oranı dikkate alındığında bakiye 2.644,90-TL’nin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, arta kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT göre takdir olunan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
8-Davanın ret olunan kısmı yönünden davalı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT göre takdir olunan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
9-Taraflarca yatırılan ancak sarf olunmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.04/03/2021