Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1416 E. 2020/249 K. 23.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2018/1416 Esas
KARAR NO : 2020/249

DAVA : Sigorta (Trafik Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 23/11/2018
KARAR TARİHİ : 23/06/2020

Mahkememizde görülmekte olan Sigorta (Trafik Sigortası Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: ——–tarihinde ——– plaka nolu araç sürücüsü ve maliki ———- kavşakta yaya konumunda olan müvekkiline çarparak yaralanmasına neden olduğunu, aza tespit tutanağı ve tanık beyanlarından anlaşılacağı üzere müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, müvekkilinin kaza sonrası ——————————- tedavi edildiğini, müvekkilinin kaza nedeniyle harcama yaptığını ve çalışmakta zorlandığını, kalıcı rahatsızlıklarının bulunma ihtimalinin olduğunu, kazaya neden olan ————- plaka nolu aracın davalı şirket tarafından ZMMS ile sigortalı olduğunu ve maddi zararlardan davalı şirketin sorumlu olduğunu, davalı şirkete yapılan başvuru ile ilgili bir yanıt alınamadığını iddia ederek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminatın kazanın meydana geldiği tarihten itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :Davalı vekilinin cevap dilekçesinde, özetle, davacının müvekkili şirkete başvuru yaptığını ancak istenilen evrakları temin etmediğini, bu nedenle dava şartını yerine getirmediğini, davanın usulden reddi gerektiğini, müvekkil şirketin sorumluluğunun poliçe limitleri dahilinde sigortalısının kusuru oranında sorumlu olduğunu, davacının uğradığı gerçek maddi zararın tespit edilmesi gerektiğini, kazaya ilişkin kusur oranlarının bilirkişi raporu ile tespit edilmesi hususunda ——— görevlendirildiğini, bu nedenle ——— bilirkişi incelemesi yapılması gerektiğini, davacının dava konusu kaza nedeniyle maluliyetinin bulunup bulunmadığı hususunda Adli Tıp Kurumu ———.İhtisas Kurulu tarafından rapor aldırılması gerektiğini, kusur ve maluliyet durumlarının tespitinden sonra aktüer tarafından rapor aldırılmasını, davacının kaza nedeniyle elde ettiği gelir ve tazminatların mahsubunun gerektiğini, kaza nedeniyle birden fazla kişinin zarar görmüş olması halinde teminatın paylaştırılması gerektiğini, dava konusu tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte talep edilebileceği gerektiğini savunarak; davanın usulden reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep ve beyan etmiştir.
Yargılama sürecinde davacı vekilinin ——– tarihli dilekçesinde taraflar arasındaki sulh nedeniyle davadan feragat ettiklerini feragat nedeniyle davanın reddine karar verilmesini talep ettiği görüldü.
Davacı vekilinin vekaletnamesinin denetlenmesinde feragat yetkisinin olduğu görülmüştür.
Davalı vekili —— tarihli dilekçesinde davacının feragatini kabul ettiklerini yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin olmadığını bu nedenle davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmesini talep etmiştir.
HMK 307 – 309 ve devamı maddeleri gereğince feragat davayı kesin hüküm gibi sonuçlandıran, karşı taraf ve mahkemenin muvafakatına bağlı olmayan taraf işlemi olmakla; usul ekonomisi gözetilip duruşma günü beklenmeksizin dosya ele alınıp davanın feragat nedeniyle reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Feragat nedeniyle davanın reddine,
2-Alınması gereken——-harcın davacı tarafça yatırılan —– harçtan mahsubu ile —– harcın davacıdan tahsiliyle hazineye irad kaydına,
3-Tarafların talebi olmadığından yargılama gideri ve vekalet konusunda karar verilmesine yer olmadığına,
4-Davacı tarafça yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı yanca yatırılan ancak sarf olunmayan gider avansı olduğu takdirde karar kesinleştiğinde kendisine iadesine,
Gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere tarafların yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.