Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/14 E. 2018/712 K. 03.07.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/868 Esas
KARAR NO : 2018/735
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/08/2017
KARAR TARİHİ : 05/07/2018
Mahkememizde görülen davanın yapılan incelemesi sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: taraflar arasındaki ticari iş gereği davalı tarafa yapılan işe ilişkin 09.06.2017 tarihli 5.310,00 TL ve 21.06.2017 tarihli 9.263,00 TL bedelli faturalar kesildiğini, yapılan görüşmelere rağmen davalının borcunu ödememesi üzerine davalı aleyhine takibe geçildiğini, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, davalının itirazının haksız ve kötü niyetli olduğunu, davalının itirazında faturalar içeriği kalıpların ayıplı olduğunun belirtildiğini, takibe konu 09.06.2017 ve 21.06.2017 tarihli faturaların davalı şirket yetkilisine ıslak imza ile elden teslim edildiğini, davalı tarafın faturayı aldıktan sonra faturaya itiraz etmemesinin takibe itirazın kötü niyetle yapıldığını gösterdiğini, TTK md 21/2 gereğince süresinde yapılmış bir itiraz bulunmadığını, davalının ihtar yapılmadan takibe başlanması sebebi ile muaccel bir alacağın mevcut olmadığını beyan ederek faiz oranına ve temerrüt faizine itiraz ettiğini, bu itirazın yersiz olduğunu, zira takibe dayanak faturaların ödenmemesi neticesinde TTK md 1530/4 uyarınca borçlunun ihtara gerek kalmaksızın temerrüde düştüğünü, Açıklanan nedenlerle vaki itirazın iptali ile takibin devamına ve davalının %20 icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA :Davalı vekili savunmasında özetle: Davacı tarafın icra takibinde ….. no.lu faturasına karşılık 5.310,00 TL ve …. no.lu faturasına karşılık 9.236,00 TL tutarında ilamsız takip başlattığını, fakat cari hesap ekstresi incelendiğinde, …. no.lu faturaya istinaden müvekkilinin davacıya 46.610,00 TL borçlandığını, 15.05.2017 tarihinde çekle 21.950,00 TL ödeme yapıldığını, akabinde davacıdan 631,30 TL hizmet faturası alındığını ve bakiyenin 630,52 TL olduğunu, 26.05.2017 tarihinde davacıya 5.000,00 TL tutarında çek verildiğini, bakiyenin 4.369,48 TL olduğunu, bundan sonra davacıdan takip konusu 2 fatura aldığını ve bakiyenin 10.203,52 TL olduğunu, 12.05.2017 tarihli 008852 no.lu faturada geçen 17.000,00 TL + 3.000,00 KDV tutarlı …..ı ile üretilen numunelerin İran da bulunan müşteriden ayıplı ve hatalı olduğu gerekçesi ile iade edilmesi sonrası durumun şifahen davacıya bildirildiğini, ardından noter ihtarı ile ayıp ihbarı yapıldığını ve davacının ….. no.lu faturasına karşılık 20.060,00 TL tutarlı iade faturası kesilerek davacıya gönderildiğini ve 9.856,48 TL bakiyeyi ödemesinin ihtar edildiğini, cari hesap özetinde görüleceği üzere müvekkilinin 9.856,46 TL alacaklı olduğunu, dava konusu satın alman kalıp ve numunelerin teknik resimlere uygun olup olmadığı teknik bir iş olduğundan ayıbın gözle görülebilecek yani hemen anlaşılabilecek nitelikte olmadığını, konusunda uzman bilirkişilerin kalıpların ve bu kalıplarla üretilen numunelerin incelemeleri halinde haklı olduklarının ortaya çıkacağını, ayıbın gizli olmasından dolayı davacı şirketin TTK 21/2 maddesine dayanarak yaptığı yorumun Yargıtay içtihatlarına da uymadığını, Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarında ayıp ihbarının yazılı ve sözlü yapılabileceği gibi her türlü kanıtla kanıtlanabilir dendiğini, açıklanan nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE : Dava, hukuki niteliği itibari ile cari hesap alacağından kaynaklanan icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır.
İstanbul Anadolu 23.İcra Müdürlüğü’nün …..2 Esas sayılı dosyası getirtilerek dosyamız içine konmuştur. İcra takibi incelendiğinde, ödeme emrinin 19/07/2017 tarihinde borçlu/davalıya tebliğ edildiği, borçlunun 19/07/2017 tarihinde borca ve ferilerine itiraz ettiği, icra takibine itirazın süresinde olduğu anlaşılmıştır.
Davanın İ.İ.K. 67/1 maddesindeki 1 yıllık yasal süre içinde açıldığı anlaşılmıştır.
Davacı, davalı ile aralarındaki ticari ilişki kapsamında ürün satışından dolayı fatura kesildiği ancak bedelin ödenmediği ve bu nedenle icra takibi başlatıldığını iddia etmiş; davalı ise aradaki ticari ilişki ile faturaları kabul etmekle birlikte davacıdan satın aldıkları ürünlerin ayıplı olmaları nedeniyle iade faturası kestiklerini, daha önce yapmış oldukları ödemeler dikkate alındığında bakiye borçlarının bulunmadığını savunmuştur.
Taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayandıklarından; tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş ve her iki tarafın sundukları defterler incelenmiştir. İncelenen taraf defter ve belgelerinin usul ve yasaya uygun olduğu ve sahipleri lehine delil niteliği taşıdıkları anlaşılmıştır.
Gerek tarafların defter ve belgeleri gerekse de dosyaya sunulan deliller ışığında, davalının ayıp iddiasının davacı tarafın takip ve dava konusu yaptığı faturalara ilişkin olmayıp, davacının (dava dışı olan) 12/05/2017 tarihli 8852 nolu 46.610,00 TL bedelli olarak düzenlediği faturanın 20.060,00 TL’lik kısmına yönelik olduğu, kaldı ki davalının tebliğ aldığı davacı faturasına karşı T.T.K. 23/1 düzenlemesine uygun süresi içinde olarak ayıp ihbarında bulunmadığı, davalının 22/06/2017 tarihinde düzenlediği 20.060,00 TL tutarlı iade faturasının davacıya gönderildiği ancak tebliğ edilememiş olması karşısında;
Davalının usulüne uygun olarak ileri sürmediği ve takip ve davaya konu faturaları da kapsamayan ayıp ihbarına itibar edilmeyerek ticari defter ve kayıtlar uyarınca belirlenen 10.203,52 TL alacak tespiti uyarınca davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın kısmen kabulü ile; davalının icra dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptaline, takibin 10.203,52 TL üzerinden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
Alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına,
2-Alacak hesabı yargılamayı gerektirdiğinde davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına,
3-Alınması gerekli 697,00 TL harçtan peşin alınan 250,91 TL harcın mahsubu ile bakiye 446,10 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından bilirkişi ve tebligat ücreti olarak yapılan 743,50 TL yargılama giderinin ret ve kabul oranı dikkate alındığında bakiye 516,35 TL’sinin ve 31,40 TL başvurma harcı ile 250,91 TL peşin harç olmak üzere toplam 798,65 TL masrafın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, arta kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı taraf gider yapmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Taraflarca yatırılan ancak sarf olunmayan gider avansı olması halinde karar kesinleştiğinde talep halinde taraflara iadesine,
7-Hüküm altına alınan miktar üzerindenn AAÜT hükümlerine göre davacı lehine 2.180,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Reddedilen kısım yönünden davalı lehine 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 05/07/2018