Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1399 E. 2018/1194 K. 21.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/1399 Esas
KARAR NO : 2018/1194
DAVA : Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h))
DAVA TARİHİ : 21/11/2018
KARAR TARİHİ : 21/11/2018
Mahkememizde görülmekte olan Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesi ile; müvekkili davacı asillerden …’un davacı şirketlerden …… kuruluştaki ortağı ve yönetim kurulu üyesi olan…..tüzel kişi temsilcisi ….. kurucu ve halihazırda ortağı ve müdürü olduğunu, diğer müvekkili …’ün hem … hem de ….. kurucu ortağı olduğunu, her iki davacı asilinde şirketin kuruluş ve devam eden süreçlerde her iki şirketin gerek taşıt alımlarında gerekse kredilerde….müşterek ve müteselsil borçlu ve kefil olduklarını, bundan kaynaklanan sebeplerle şahsi malvarlıkları ile de şirket borçlarının çok büyük kısmında sorumluluklarının bulunduğunu, müvekkili şirketlerin de grup şirketler olarak faaliyette bulunduklarını, şirketler arasında organik ve ticari bağ bulunduğunu, şirketlerin birbirlerinin borçlarına müşterek ve müteselsil borçlu ve kefil durumunda olduklarını, …. şirketinin mevcut piyasa koşullarından olumsuz etkilendiğini ve likitide sorunu yaşamaya başladığını, 2018 yılı başına göre yabancı paraların TL. Karşısında %70 oranında değer kazanması sonucunda…. Türk Lirası ile taşımacılık yaptığı için negatif nakit farkına maruz kaldığını, müvekkili şirketin taahhütlerine bağlılığına yönelik mevcut piyasa algısının olumsuz etkilenmeye başladığından hem temsil edilen marka zarar gördüğünü, hem de bu olumsuz algının neticesinde alacaklılarca cebri icra yoluna başvurularak müvekkili şirketin seferlerini durdurması ve iflasa sürüklemesi tehdidinin ortaya çıktığını, şirketin mevcutları ve varlıklarının cebri icra yolu veya iflas hali ile parça parça satışa konu olması halinde, alacaklıların olumsuz etkilenmesinin kaçınılmaz olduğunu,… iflasının piyasadaki “…. değerinin ortadan kalkmasına neden olacağını ve dolayısı ile alacaklıların haklarına halel getireceğini, şirketin makul bir geri ödemesiz sürecin sonucunda borçlarını ödeyecek mal varlığı ve müşteri potansiyeline sahip olduğunu, borçların projede yer alan vadelerde alacaklılar arasında adil bir denge çerçevesinde %100’ünün tasfiyesinin sağlanması ve şirketlerin faaliyetlerine devamlarının mümkün hale gelmesi konusunda yönetim kararı oluştuğunu, müvekkili …..’nin akaryakıt istasyonu işletmesi ve aynı zamanda otobüs işletmelerine ikram ürünleri tedariki ile temini konularında faaliyet gösteren bir şirket olduğunu,….’ödeme güçlüğüne girmesinin domino etkisi yaratarak .’ide etkilediğini, dolayısıyla taahhütlerine bağlılığına yönelik mevcut piyasa algısının olumsuz etkilenmeye başladığından ticari itibarının zarar gördüğünü ve olumsuz algı neticesinde ödemelerinde ve mal alışında sıkıntı yaşanmaya başladığını, davacı asillerin, davacı şirketler borçlarına müşterek ve müteselsil borç ve kefaletleri sebebiyle tüm malvarlıkları ile davacı şirketlerin borçlarından doğrudan sorumlu kişiler olduğunu, davacı şirketlerin izah olunan nedenlerden dolayı konkordato sürecine girmeleri ile birlikte davacı şirketlerin alacaklılarının kefaletleri nedeniyle müvekkili davacı asillere karşı takibe başlayacaklarının aşikar olduğunu, davacı asillerin farklı ticari faaliyetler içerisine girmeden davacı şirketlerden bağımsız olarak borçlarını vadesinde ödeme durumu olmadığını, ancak konkordato müessesinden faydalanmaları halinde farklı ticari faaliyetlerle ve kaynak bulmalarla ödeme güçlüğünü aşabileceklerini, aksi halde ticari hayatlarının sonlanmakta kalmayıp hayatlarını dahi idame ettirmeyecek iflas konumuna geleceklerini beyan ederek; öncelikle müvekkili şirketlerin faaliyetine devam edebilmesi ve malvarlığının korunabilmesi için İcra ve İflas kanunun 287,288,294 ve 295.maddeleri gereğince İİK’nun 206/1 sırasındaki haklar hariç olmak üzere tedbir tarihinden itibaren 6183 sayılı kanundan doğan vergi ve her türlü harç, ceza ile SGK alacakları ile ilgili takipler dahil olmak üzere, hangi nedene dayanırsa dayansın müvekkili davacılar aleyhine takip yapılmaması, haciz, ihtiyati haciz,e-haciz, ihtiyati tedbir, satış, muhafaza işlemleri uygulanmaması, evvelce yapılmış olan tüm takiplerin durdurulması, davacılar hakkında rehnin paraya çevrilmesi yoluyla yapılmış ve yapılacak tüm icra takiplerinde satışların durdurulması, rehinli menkullerin muhafazasının durdurulması, vesair işlemlerle müvekkili davacı şirketin konkordato talebinin kabulü ile öncelikle İİK’nun 287. Maddesi gereğince 3 aylık geçici mühlet kararı verilmesine ve gerekli görülmesi halinde iş bu mühletin 2 ay daha uzatılmasına, geçici mühlet kararının İİK’nın 288.maddesi çerçevesinde ilanına, geçici mühlet neticesinde İcra ve İflas kanunun 289.maddesi gereğince 1 yıllık kesin mühlert kararı verilmesine ve gerekli görülmesi halinde bu mühlet kararının 6 ay daha uzatılmasına kesin mühlet kararının ilanına, yargılama neticesinde İcra ve İflas kanunu’nun 305.vd. Maddeleri gereğince Konkordatonun Tasdikine ve Tasdik Kararının ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkememizin ….. Esas sayılı dosyasında … tarihli tefrik kararı ile davacı şahıslar … ve …. ile ilgili olarak tefrik kararı verilmiş ve … Esas numarasına kaydı yapılmıştır.
Dava açan şahıslar yönünden yapılan incelemede; davacı şahısların yönetim kurulu üyesi oldukları ve şirketin borçlarının müşterek ve müteselsil kefili olduklarının anlaşıldığını, konkordato talep etmelerine rağmen geçici konkordato projesi sunmadıklarını, taleplerini asıl borçlu olan şirketler hakkındaki talebin sonucuna bağladıklarını, İİK 286.maddesinde yazılı gerçek kişilerle ilgili belgeleri sunmaları ve bu kapsamda geçici konkordato projesi sunması, bunun başarısı ile ilgili gelir kaynaklarını delilleri ile birliket açıklaması gerektiğini,ancak geçici konkordato projesinin sunulmadığını, konkordatonun başarısı ile ilgili gelir kaynaklarını da sunmadıklarını, gerçek kişi davacıların kendileri ile ilgili talebin başarısını kefili oldukları diğer davacı şirketlerin konkordato taleplerinin kabulüne bağladıklarını, oysa bu davacılar hakkında talebin reddi ile gerçek kişi davacıların talebinin incelenmesini etkilemeyeceği yönünde görüş bildirildiği anlaşılmıştır.
Dosya kapsamına göre; konkordato talep eden gerçek kişilerin, borçlu şirketlerin kullandığı kredilere olan kefaletleri sebebiyle alacaklıların kendilerine yönelik cebri icra yöntemlerine başvurmamaları için konkordatoya başvurduklarını belirttikleri, gerçek kişilerin sadece icra takibinden korunmak amacıyla konkordato talep etmesinin, konkordatonun amacıyla bağdaşır nitelikte olmadığı, sırf aleyhine başlatılacak takiplere mani olmak amacıyla konkordato talep edilmesinin, TBK’nun kefalete ilişkin hükümlerine ve İİK.nun Menfi Tespit davası hakkındaki bölümlerini işlevsiz hale getireceği, kanun koyucunun gerçek kişiler bakımından konkordato müessesine başvuruyu kabul etmesindeki amacın bu olmadığı anlaşılmaktadır.Bu nedenle gerçek kişi borçlularca sunulan, kendine özgü hiçbir konkordato tedbiri veya hedefi içermeyen, tamamen borçlu şirketlerin konkordato ön projesi üzerine temellendirilmiş projelerin uygulanabilirliğinden söz edilemeyeceğinden ve davacı şahıslar yönünden sunulmuş herhangi bir proje ve belge bulunmadığından, davacı şahıslar yönünden mahkememizin ….. Esas sayılı dosyasından tefrik edilen ve mahkememizin …. esasına kaydedilen bu dosya yönünden davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacılar …. ve …. yönünden Konkordato istemlerinin USULDEN REDDİNE,
2-Alınması gerekli harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacıların bu şahıslar yönünden yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu, kararın tebliğinden itibaren 10 gün içinde İstinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.21/11/2018