Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1333 E. 2019/1299 K. 05.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2018/1333 Esas
KARAR NO : 2019/1299

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/11/2018
KARAR TARİHİ : 05/12/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davacı şirketin reklamcılık sektöründe hizmet verdiğini, bu hizmet kapsamında reklam panoları, araç giydirme hizmetleri gibi marka tanıtıcı yöntemleri kullandığını, davacı şirket ile davalı şirket arasında süregelen bir ticari ilişki olduğunu,son olarak tarafların arasında yaptıkları giydirme işlerine karşılık olarak ————— bedelli, iş karşılığı faturalar düzenlendiğini, ve karşı tarafa gönderildiğini, faturalara dayalı yekûn alacağın —- tarihine kadar ödenmemesi üzerine davalı şirket aleyine İstanbul Anadolu—-. İcra Müdürlüğü —-.sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, ödeme emrini usulüne uygun olarak tebliğ alan davalının,—- tarihinden dosyaya kısmi bir ödeme yaptığını, ve geri kalan kısma ilişkin de kısmi itirazda bulunduğunu, davalının İstanbul Anadolu —-. İcra Müdürlüğü —Sayılı dosyasındaki itirazlarının bakiye alacak 16.807,44 TL’lik kısım yönünden iptali ile takibin bu miktar bakımından faizi ile devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, İstanbul Anadolu — İcra Müdürlüğü’nün —- Esas sayılı dosyasına kısmı itirazla birlikte kısmi ödeme yapıldığını, davacının, başlattığı, İstanbul Anadolu —. İcra Müdürlüğü’nün —-Esas sayılı dosyası kapsamında davalı şirket’in davacıya; ———— tutarlı fatura, —- tarihli —- no.lu— tutarlı faturalara ilişkin — TL tutarında kısmi ödeme yaptığını,——- tutarlı faturanın ise davalı şirketin resmi muhasebe kayıtlarında bulunmamakla birlikte davalı şirketin faturaya konu hizmeti almadığını, bu sebeple davalı şirketin ilgili icra dosyasına haklı olarak kısmi itirazda bulunduğunu, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE : Dava, hukuki niteliği itibari ile davacı tarafça alacaklı sıfatı ile bakiye alacak için yapılan icra takibine davalı tarafça yapılan itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasına ilişkindir.
Dosyamız arasına alınan İstanbul Anadolu —-. İcra Müdürlüğü’nün —- Esas sayılı icra dosyasının yapılan incelemesinde takibin 01/11/2017 tarihinde takip başlatıldığı ödeme emrinin davalı/borçluya 08/11/2017 tarihinde tebliğ edildiği davalının süresinde 10/11/2017 tarihinde takibe itiraz ettiği ve takibin durduğu anlaşılmıştır.
Davacının; borçlu tarafından yapılan —- tarihli itirazın davacı-alacaklıya tebliğinden itibaren İİK.nun 67.maddesinde belirtilen bir yıllık süre içerisinde mahkememize davayı açtığı anlaşıldığından, açılan davanın süresinde olduğu görülmüştür.
Davada aktif ve pasif taraf husumetinin sağlandığı anlaşılmış olup taraflar arasında bu hususta çekişme yoktur.
Taraflar tacir olup, delil olarak ticari defterlere dayandıklarından; taraflara inceleme gün ve saatinde belirtilen yıllara ilişkin ticari defter ve kayıtlarını hazır etmeleri aksi halde HMK 220 ve devamı maddeleri gereğince defterlerini sunmayan tarafın ticari defterlerine lehine delil olarak dayanamayacağının ve tekrar sunamayacakları usulüne uygun biçimde ihtar edilmiş; Davacı vekiline verilen kesin süre içerisinde bilirkişi incelemesi için masrafın yatırıldığı fakat defter inceleme gününün 08/05/2019 tarihi olduğu, davacı vekilinin hazır olduğu celsede ihtaratlı biçimde bildirilmesine rağmen defter inceleme gününde davacı yan defterlerinin ibraz edilmediği anlaşılmıştır. Davalı tarafça—- tarihinde yerinde inceleme talepli dilekçe ibraz edildiği tespit edilmiştir.—- tarihli duruşmada; davalı vekilince 04/05/2019 tarihinde yerinde inceleme talep edilmesine rağmen bilirkişinin yerinde inceleme yapmadığı anlaşılmakla, HMK 278/4 maddesi uyarınca davalı defterleri üzerinde bilirkişiye inceleme yetkisi verilerek ön inceleme duruşmasına belirtilen uyuşmazlık konuları hakkında mevcut deliller ve dosyada mevcut—-formları da dikkate alınarak—- günü saat —davalı şirket merkezinde defter incelemesi yapılmasına , bu amaçla duruşma zaptının davalı tarafa tebliğine karar verilmiş, Davacı vekilinin— tarihli yeniden inceleme yapılması talebinin —- tarihli celse 5,6 nolu ara kararlar uyarınca ihtaratlara rağmen defterlerini sunmadığı ve sunmadığına ilişkin duruşma gününe kadar yaklaşık 3 aylık süre zarfında yazılı beyan veya mazeret de ibraz etmediği gözetilerek reddine karar verilmiştir.
Dosyamız bilirkişiye tevdii edilmiş olup , bilirkişi mahkememize hitaben sunmuş olduğu raporunda özetle: davalının dava konusu alacağa dayanak istanbul Anadolu —- İcra Müdürlüğü’nün— sayılı dosyası ile yapılan takiple talep edilen ——bedelli fatura alacağı haricindeki alacakları ödediği ve bu faturaya itiraz ettiği davanın yapılan bu itirazın iptali davası olduğu davalının dava konusu döneme ait ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin yasal süresi içinde usulüne uygun şekilde yapılmış olduğu, faturalarla kayıtları uyumlu olan davalı ticari defterlerinin sahipleri lehine delil olma özelliğini haiz olduğu, davacı tarafından dosyaya sunulmuş dava konusu mal/hizmetin teslim edildiğine dair davalı tarafça kabul edilmiş veya davalı yetkilisi veya çalışanı tarafından imzalı sevk irsaliyesi veya eşdeğer belge sunulmadığı, davalının dava konusu faturayı teslim aldığına dair delil sunulmadığı, davalının takibe konu olan davacı alacağının ticari defterlerde kayıtlı olmadığı, Davalının dava konusu faturayı vergi dairesine yaptığı BA bildiriminde bildirmediği, Davalı ticari defterlerinde davacı adına açılmış muavin hesapta davacı kayıtlarının tutulduğu bu kayıtlara göre davacı hesabının kapalı olduğu, taraflar arasında borç alacak ilişkisinin kalmadığı, mevcut delil durumuna göre davacı alacağının ispatlanamadığının kabul edilebileceği, davacının —- tarihli celse ile yapılan ihtara rağmen defterlerini sunmadığından HMK 220. Maddeye göre davalı ticari defter ve kayıtlarının geçerli delil kabul edilmesinin takdirinin mahkemeye ait olduğunu, davacının dava konusu alacağa hak kazandığı kanaatinde olması halinde ise davacının takip tarihi itibari ile —- alacaklı olduğunun kabul edilebileceğini mütalaa etmiştir.
Bilirkişi raporu HMK 280. Maddesi uyarınca taraflara tebliğ edilmiştir. Davacı tarafın bilirkişi raporuna karşı yasal süresi geçtikten yaklaşık 3 ay sonra ileri sürdüğü beyan dilekçesi mahkemece değerlendirilmemiştir.
Mahkemece tarafların BA/BS kayıtları celbedilmiş olup; takibe dayanak faturalar incelendiğinde —- bedelli faturanın bildirim yükümlülüğü olduğu tespit edilmiş olup; davalı yanca bu faturaya dair Ba bildirimin yapılmadığı anlaşılmıştır.
Yargıtay —-. Hukuk Dairesi’nin —- Sayılı kararı ile ” Kabule göre davalı taraf faturaya konu alım satım ilişkisini kabul etmemektedir. Davacının fatura deliline dayanabilmesi için faturada yazılı malı davalıya teslim ettiğini; bu teslimin borç doğurucu sözleşmesel hukuki bir ilişki sonucu olduğunu, faturanın bu ilişki sonucu düzenlenmiş olduğunu genel ispat kurallarına göre yemin teklifi dahil kanıtlaması gerekir. Tebliğ edilen faturaya 8 gün içerisinde itiraz edilmemiş olması hali, faturada yazılı malın alıcıya teslim edildiğini göstermez, bu sadece malın fiyat ve adedi yönünden içeriğini kabul anlamına gelir. Bu husus gözetilmeden davanın kabulü doğru değildir. ” şeklindedir.
Yargıtay—-. Hukuk Dairesi’nin 2004/7832 E.- 2005/4738 K. Sayılı kararı ile ” Faturaya 8 gün içerisinde itiraz edilmemiş olması hali, faturada belirtilen verilerin doğru olduğu karinesi doğar, Bu durumdan faturanın verilmesine neden olan iş veya hizmetin de yapılmış olduğunun kabul edildiği anlaşılmaz.” şeklindedir.
Toplanan deliller, icra takip dosyası, dava dilekçesi, cevap dilekçesi, ticari defterler, bilirkişi incelemesi bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davacı tarafa HMK 220 ve devamı maddeleri gereğince defterlerini sunmayan tarafın ticari defterlerine lehine delil olarak dayanamayacağının ve tekrar sunamayacakları usulüne uygun biçimde ihtar edilmiş olmasına rağmen ticari defterlerini sunmamış olup; davalı yanın sunduğu defterler incelendiğinde davaya konu faturaların defterlerinde kayıtlı olmadığı ve vergi dairesine BA bildiriminin yapılmadığı anlaşılmış olup; defterlerini ibraz etmeyen davacının salt fatura düzenlemesi faturaya konu malın teslimini ispata yetmeyeceğinden; ispatlanamayan davanın reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Davalı taraf kötüniyet tazminatı talep etmiş ise de faturaya dayanarak yaptığı icra takibinde kötü niyetli olduğu hususu ispatlanamadığından davalı lehine kötüniyet tazminatına hükmedilmemiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
Davacının davasının REDDİ ile;
Davalı lehine kötüniyet tazminatı hükmedilmesine yer olmadığına,
1-Alınması gerekli —- harcın davacı tarafça yatırılan —peşin harçtan mahsubu ile — harcın davacıya iadesine,
2-Davacı tarafça yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan —uyarınca— vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davalı vekilinin yüzüne karşı, davacı tarafın yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.